exist

Significados de "exist" en diccionario turco inglés : 14 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	exist v.	var olmak
My little son asked me if Santa Claus really exists. Küçük oğlum bana Noel Baba'nın gerçekten var olup olmadığını sordu. More Sentences
General
2	General	exist v.	geçinmek
He exists on 3,000 yen a day. Günde 3,000 yen ile geçiniyor. More Sentences
3	General	exist v.	bulunmak
These ancient trees still exist in parts of Africa. Bu eski ağaçlar Afrika'nın bazı bölgelerinde hâlâ bulunmaktadır. More Sentences
4	General	exist v.	mevcut olmak
Such information exists for many traditional herbal medicines. Bu tür bilgiler birçok geleneksel bitkisel ilaç için mevcuttur. More Sentences
5	General	exist v.	yaşamak
There are also Member States affected by salmonella panic of the kind that exists in my own country. Benim ülkemde yaşanan türden salmonella paniğinden etkilenen Üye Devletler de var. More Sentences
6	General	exist v.	kalmak
The Union's foreign and defence policy exists more in speeches than in actions, and I regret this. Birliğin dış ve savunma politikası eylemlerden ziyade söylemlerde kalmaktadır ve bundan üzüntü duyuyorum. More Sentences
7	General	exist v.	olmak
A gap clearly exists, however, in occupational and geographical mobility in the Union. Bununla birlikte, Birlik içinde mesleki ve coğrafi hareketlilik konusunda bir boşluk olduğu açıktır. More Sentences
8	General	exist v.	var olmak
For the individual taxpayer, it exists solely on paper and is a mere mirage, devoid of substance. Bireysel vergi mükellefi için bu sadece kağıt üzerinde var olan ve özden yoksun bir seraptır. More Sentences
9	General	exist v.	hayatta kalmak
Survivors from the plane accident existed on fish and herbs. Uçak kazasından kurtulanlar balık ve otlar yardımıyla hayatta kaldılar. More Sentences
Technical
10	Technical	exist v.	var olmak
Very often that occurs because of the federal structure that exists in a number of our Member States. Bu durum çoğu zaman bazı Üye Devletlerimizde var olan federal yapı nedeniyle ortaya çıkmaktadır. More Sentences
General
11	General	exist v.	meri olmak
12	General	exist v.	hayatta olmak
13	General	exist v.	yürürlükte olmak
14	General	exist v.	kaim olmak

Significados de "exist" con otros términos en diccionario inglés turco: 42 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	right to exist n.	var olma hakkı
Israel has no right to exist. İsrail'in var olma hakkı yok. More Sentences
2	General	cease to exist v.	varlığı sona ermek
I think that if core labour standards are not given a name, we will forget them, and they will cease to exist. Temel çalışma standartlarına bir isim verilmezse, onları unutacağımızı ve varlıklarının sona ereceğini düşünüyorum. More Sentences
Computer
3	Computer	it doesn't exist expr.	yok
It doesn't exist. Öyle bir şey yok. More Sentences
4	Computer	does not exist expr.	yok
Opposition parties do not exist in these two countries. Bu iki ülkede muhalefet partileri yok. More Sentences
General
5	General	exist or stand in the same place v.	aynı yerde bulunmak
6	General	pre-exist v.	daha önce var olmak
7	General	exist together v.	bir arada bulunmak
8	General	cease to exist v.	varlığına son vermek
9	General	co-exist v.	aynı anda bulunmak
10	General	be/exist within the structure of v.	bünyesinde yer almak
11	General	pre-exist v.	önceden var olmak
12	General	come to exist v.	ortaya çıkmak
13	General	cease to exist v.	nesli tükenmek
14	General	pre-exist v.	eski halinde olmak
15	General	pre-exist v.	önceki durumda olmak
Proverb
16	Proverb	if god did not exist it would be necessary to invent him	tanrı olmasaydı bile onu icat etmek gerekirdi
Idioms
17	Idioms	exist on borrowed time v.	sayılı günü kalmak
18	Idioms	exist on borrowed time v.	az zamanı kalmak
19	Idioms	exist on borrowed time v.	ipin ucunda olmak
20	Idioms	exist on borrowed time v.	-nın eşiğinde olmak
21	Idioms	exist on borrowed time v.	pamuk ipliğine bağlı yaşamak
22	Idioms	exist on borrowed time v.	ne zaman ne olacağı belli olmamak
23	Idioms	exist on borrowed time v.	bugün var yarın yok olmak
24	Idioms	exist on borrowed time v.	gelip geçici olmak
25	Idioms	exist/live from hand to mouth v.	zor geçinmek
26	Idioms	exist/live from hand to mouth v.	ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
27	Idioms	exist/live from hand to mouth v.	ekonomik darboğazda olmak
28	Idioms	exist (from) hand to mouth v.	kıt kanaat geçinmek
29	Idioms	exist (from) hand to mouth v.	kıtı kıtına geçinmek
30	Idioms	exist (from) hand to mouth v.	zor geçinmek
31	Idioms	exist (from) hand to mouth v.	ekonomik darboğazda olmak
32	Idioms	exist (from) hand to mouth v.	ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
Speaking
33	Speaking	either exist as you are or be as you look expr.	ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol
34	Speaking	live your life like tomorrow doesn't exist expr.	yarının yokmuş gibi yaşa
35	Speaking	she doesn't even know i exist expr.	varlığımdan haberi bile yok
Law
36	Law	cease to exist v.	son vermek
Politics
37	Politics	co-exist v.	birlikte yaşamak
38	Politics	co-exist v.	bir arada var olmak
Computer
39	Computer	no fonts exist expr.	hiçbir yazıtipi yok
40	Computer	no fonts exist expr.	hiçbir yazı tipi yok
41	Computer	it doesn't exist expr.	mevcut değil
42	Computer	do not exist expr.	yok