var olmak - Turco Inglés Diccionario

var olmak

Significados de "var olmak" en diccionario inglés turco : 21 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
var olmak exist v.
My little son asked me if Santa Claus really exists.
Küçük oğlum bana Noel Baba'nın gerçekten var olup olmadığını sordu.

More Sentences
General
var olmak exist v.
For the individual taxpayer, it exists solely on paper and is a mere mirage, devoid of substance.
Bireysel vergi mükellefi için bu sadece kağıt üzerinde var olan ve özden yoksun bir seraptır.

More Sentences
var olmak appear v.
Firstly, we should recognise that Europol did not appear out of thin air.
İlk olarak, Europol'ün yoktan var olmadığını kabul etmeliyiz.

More Sentences
var olmak come into existence v.
The earth came into existence about five thousand million years ago.
Dünya yaklaşık beş bin milyon yıl önce var olmuştur.

More Sentences
Technical
var olmak exist v.
Very often that occurs because of the federal structure that exists in a number of our Member States.
Bu durum çoğu zaman bazı Üye Devletlerimizde var olan federal yapı nedeniyle ortaya çıkmaktadır.

More Sentences
General
var olmak be v.
var olmak come into being v.
var olmak consist v.
var olmak subsist v.
var olmak be there v.
var olmak obtain v.
var olmak endure v.
var olmak be in existence v.
var olmak live v.
var olmak move v.
var olmak occur v.
var olmak germinate v.
var olmak dwell v.
var olmak come v.
Idioms
var olmak be in existence v.
Philosophy
var olmak presence v.

Significados de "var olmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 61 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir şeyin aslında var olmak be inherent in something v.
bir arada var olmak coexist v.
önceden var olmak preexist v.
daha önce var olmak pre-exist v.
aynı anda var olmak coexist v.
daha önce var olmak preexist v.
önceden var olmak pre-exist v.
yoktan var olmak come out of nothing v.
belirli bir durumda var olmak rule v.
içinde var olmak inexist v.
beraber var olmak consubsist v.
ölümden sonra var olmak postexist v.
birlikte var olmak coinhere v.
yazılı olarak var olmak stand v.
somut halde var olmak stand v.
teorik olarak var olmak subsist v.
Phrasals
-den beri var olmak go back to v.
(bir şeyin) içinde var olmak/yaşamak repose on (something) v.
(bir şeyin) içinde var olmak/yaşamak repose upon (something) v.
kendinde var olmak reside in v.
zihninde tam oluşmamış şekilde var olmak jostle around v.
zihninde düzensiz bir şekilde var olmak jostle around v.
üzerine bahse var olmak bet on v.
(bir şey) için var olmak live to v.
(bir şey) boyunca çizgi halinde var olmak run through (something) v.
Proverb
gösterişli/asil olmakla komik olmak arasında çok ince bir çizgi var from the sublime to the ridiculous is only a step
Colloquial
(bir şeyi) yeterince var olmak be off for (something) v.
bir plana, etkinliğe var olmak be on v.
bahse var olmak bet on it v.
başarılı olmak da var başarısız olmak da (you) win a few, (you) lose a few expr.
Idioms
bire on bahse var olmak/bahse girmek/iddiaya girmek bet (someone) a pound to a penny v.
bire bin bahse var olmak bet someone dollars to doughnuts v.
kendi tarafını tutan birisi var olmak have someone in one's corner v.
yanında olan birisi var olmak have someone in one's corner v.
sıfıra sıfır elde var sıfır olmak come up dry v.
bugün var yarın yok olmak exist on borrowed time v.
bire on bahse var olmak lay (someone) a pound to a penny v.
yoktan var olmak appear out of thin air v.
bugün var yarın yok olmak write on water v.
her şeyiyle bir işte var olmak be all in v.
sonuna kadar bir şeyde var olmak be in something for the long haul v.
yoktan var olmak appear out of thin air v.
hala var olmak be alive and well v.
kafasının içinde var olmak be all in the mind v.
kafasının içinde var olmak be all in one's the mind v.
kafasının içinde var olmak be all in somebody's mind v.
kafasının içinde var olmak be all in the mind v.
(bir şeye) var olmak be game v.
bugün var yarın yok olmak be living on borrowed time v.
bugün var yarın yok olmak be living on borrowed time v.
bugün var yarın yok olmak be on borrowed time v.
olduğuna bahse var olmak bet (one's) boots v.
kendi tarafını tutan birisi var olmak have in corner v.
yanında olan birisi var olmak have in corner v.
amaçsızca ilerlemek/var olmak run adrift v.
başarılı olmak da var başarısız olmak da win a few, lose a few expr.
Politics
bir arada var olmak co-exist v.
Religious
(isa'nın bedeni ve kanı ile komünyondaki ekmek ve şarabın özü) aynı anda var olmak consubstantiate v.
Philosophy
(maddi dünyanın) ötesinde var olmak transcend v.
(perdurantizmde) farklı zamansal parçalara sahip olacak şekilde var olmak perdure v.
hep var olmak subsist v.