English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | exist v. | var olmak | ||
My little son asked me if Santa Claus really exists. Küçük oğlum bana Noel Baba'nın gerçekten var olup olmadığını sordu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | exist v. | geçinmek | ||
He exists on 3,000 yen a day. Günde 3,000 yen ile geçiniyor. More Sentences |
||||
General | exist v. | bulunmak | ||
These ancient trees still exist in parts of Africa. Bu eski ağaçlar Afrika'nın bazı bölgelerinde hâlâ bulunmaktadır. More Sentences |
||||
General | exist v. | mevcut olmak | ||
Such information exists for many traditional herbal medicines. Bu tür bilgiler birçok geleneksel bitkisel ilaç için mevcuttur. More Sentences |
||||
General | exist v. | yaşamak | ||
There are also Member States affected by salmonella panic of the kind that exists in my own country. Benim ülkemde yaşanan türden salmonella paniğinden etkilenen Üye Devletler de var. More Sentences |
||||
General | exist v. | kalmak | ||
The Union's foreign and defence policy exists more in speeches than in actions, and I regret this. Birliğin dış ve savunma politikası eylemlerden ziyade söylemlerde kalmaktadır ve bundan üzüntü duyuyorum. More Sentences |
||||
General | exist v. | olmak | ||
A gap clearly exists, however, in occupational and geographical mobility in the Union. Bununla birlikte, Birlik içinde mesleki ve coğrafi hareketlilik konusunda bir boşluk olduğu açıktır. More Sentences |
||||
General | exist v. | var olmak | ||
For the individual taxpayer, it exists solely on paper and is a mere mirage, devoid of substance. Bireysel vergi mükellefi için bu sadece kağıt üzerinde var olan ve özden yoksun bir seraptır. More Sentences |
||||
General | exist v. | hayatta kalmak | ||
Survivors from the plane accident existed on fish and herbs. Uçak kazasından kurtulanlar balık ve otlar yardımıyla hayatta kaldılar. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | exist v. | var olmak | ||
Very often that occurs because of the federal structure that exists in a number of our Member States. Bu durum çoğu zaman bazı Üye Devletlerimizde var olan federal yapı nedeniyle ortaya çıkmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | exist v. | meri olmak | ||
General | exist v. | hayatta olmak | ||
General | exist v. | yürürlükte olmak | ||
General | exist v. | kaim olmak |