devam

Significados de "devam" en diccionario inglés turco : 30 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	devam	continuation n.
It should be dynamic, and it should be a continuation of the liberalisation begun at the Berlin Summit in 1999. Dinamik olmalı ve 1999 Berlin Zirvesi'nde başlatılan liberalleşmenin devamı niteliğinde olmalıdır. More Sentences
2	Common Usage	devam	attendance n.
I had perfect attendance this year. Bu yıl derslere mükemmel devam ettim. More Sentences
General
3	General	devam	sequel n.
Every day has a sequel. Her günün bir devamı vardır. More Sentences
4	General	devam	attendance n.
I had perfect attendance this year. Bu yıl derslere mükemmel devam ettim. More Sentences
5	General	devam	continuation n.
It should be dynamic, and it should be a continuation of the liberalisation begun at the Berlin Summit in 1999. Dinamik olmalı ve 1999 Berlin Zirvesi'nde başlatılan liberalleşmenin devamı niteliğinde olmalıdır. More Sentences
Trade/Economic
6	Trade/Economic	devam	continuation n.
It should be dynamic, and it should be a continuation of the liberalisation begun at the Berlin Summit in 1999. Dinamik olmalı ve 1999 Berlin Zirvesi'nde başlatılan liberalleşmenin devamı niteliğinde olmalıdır. More Sentences
Computer
7	Computer	devam	continuation n.
It should be dynamic, and it should be a continuation of the liberalisation begun at the Berlin Summit in 1999. Dinamik olmalı ve 1999 Berlin Zirvesi'nde başlatılan liberalleşmenin devamı niteliğinde olmalıdır. More Sentences
8	Computer	devam	more expr.
Indonesia is a product of more than three centuries of Dutch colonialism. Endonezya, üç yüzyılı aşkın bir süre devam eden Hollanda sömürgeciliğinin bir ürünüdür. More Sentences
Math
9	Math	devam	continuation n.
It should be dynamic, and it should be a continuation of the liberalisation begun at the Berlin Summit in 1999. Dinamik olmalı ve 1999 Berlin Zirvesi'nde başlatılan liberalleşmenin devamı niteliğinde olmalıdır. More Sentences
General
10	General	devam	durability n.
11	General	devam	endurance n.
12	General	devam	dom n.
13	General	devam	pursuance n.
14	General	devam	perpetuation n.
15	General	devam	perpetuity n.
16	General	devam	steadiness n.
17	General	devam	permanency n.
18	General	devam	prosecution n.
19	General	devam	progression n.
20	General	devam	continuance n.
21	General	devam	duration n.
22	General	devam	permanence n.
23	General	devam	maintenance n.
24	General	devam	follow-through n.
25	General	devam	standing n.
26	General	devam	attendancy n.
27	General	devam	suite n.
28	General	devam	assiduous adj.
Computer
29	Computer	devam	resume expr.
30	Computer	devam	continue expr.

Significados de "devam" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	devam etmek	hold v.
I wonder if the weather will hold. Acaba hava böyle devam edecek mi? More Sentences
2	Common Usage	devam ettirmek	continue v.
Nevertheless, we need to continue this process of rapprochement across the Mediterranean. Bununla birlikte Akdeniz genelinde bu yakınlaşma sürecini devam ettirmemiz gerekiyor. More Sentences
3	Common Usage	devam ettirmek	maintain v.
No, so if the Cohesion Fund were to be maintained, it would have to apply to all the acceding countries. Hayır, bu nedenle Uyum Fonu devam ettirilecekse tüm katılan ülkeler için geçerli olmalıdır. More Sentences
4	Common Usage	devam etmek	go on v.
My group does not believe that this can go on, that the silence and the half-hearted measures can continue. Benim grubum bunun devam edebileceğine inanmayıp, sessizliğin ve gönülsüzce alınmış önlemlerin süregeleceğini düşünüyor. More Sentences
5	Common Usage	devam etmek	proceed v.
After the recess the teacher proceeded the lesson. Teneffüsten sonra öğretmen derse devam etti. More Sentences
General
6	General	devam etme	attending n.
Poverty prevented him from attending school. Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi. More Sentences
7	General	devam etme	continuation n.
So we do not need the continuation of monopolies and quasi-monopolies. Dolayısıyla tekellerin ve yarı tekellerin devam etmesine ihtiyacımız yok. More Sentences
8	General	devam eden değerlendirme	ongoing assessment n.
Yet never once did anyone challenge our ongoing assessment. Ancak hiç kimse devam eden değerlendirmemize itiraz etmedi. More Sentences
9	General	devam etmek	go along v.
It is obvious that we cannot go along with this! Bu şekilde devam edemeyeceğimiz çok açık! More Sentences
10	General	devam ettirmek	keep up v.
So, keep up the good work, President-in-Office of the Council. Bu yüzden Konsey Dönem Başkanı olarak iyi çalışmaya devam edin. More Sentences
11	General	devam etmek	keep at v.
He kept at the job all day. Bütün gün işine devam etti. More Sentences
12	General	devam etmek	attend v.
Many children still cannot attend school because they are working, whether voluntarily or against their will. Halen pek çok çocuk, kendi istekleri dışında ya da gönüllü olarak çalıştıkları için okula devam edememektedir. More Sentences
13	General	devam ettirmek	perpetuate v.
That is perpetuating a second-class citizen status. Bu, ikinci sınıf vatandaş statüsünü devam ettirmektir. More Sentences
14	General	devam etmemek	stop v.
The fact is that there is no stopping either time or the applications already in the pipeline. Gerçek şu ki ne zamanı ne de halihazırda devam etmekte olan başvuruları durdurmak mümkün değildir. More Sentences
15	General	devam etmek	keep going v.
That is, products are included according to whether there are economic activities that have to be kept going. Yani ürünler, devam ettirilmesi gereken ekonomik faaliyetlerin olup olmamasına göre dahil edilir. More Sentences
16	General	davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde)	go on v.
I can't go on pretending like nothing happened. Ben hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam edemem. More Sentences
17	General	devam ettirmek	carry on v.
We still have the rest of the week to carry on working. Haftanın geri kalanında da çalışmaya devam etmeliyiz. More Sentences
18	General	devam etmek	run on v.
We ran on as far as the station. İstasyona kadar devam ettik. More Sentences
19	General	devam etmek	carry on with v.
This also means that we must carry on with the Structural Fund policy. Bu aynı zamanda Yapısal Fon politikasına devam etmemiz gerektiği anlamına da gelmektedir. More Sentences
20	General	devam etmek	get on with v.
Let us give him those resources, then he can get on with his job and we all stand to gain. Ona bu kaynakları verelim, o zaman işine devam edebilir ve hepimiz kazançlı çıkarız. More Sentences
21	General	devam etmek	hold out v.
Stay here for as long as the food supply holds out. Yiyecek tedariki devam ettiği sürece burada kalın. More Sentences
22	General	devam etmek	keep on v.
We cannot afford to keep on being weighed down by this ideological ballast. Bu ideolojik yükün altında ezilmeye devam etmeyi göze alamayız. More Sentences
23	General	devam ettirmek	keep v.
The number of deaths keeps increasing and so, less importantly, does the record in physical and economic damage. Ölü sayısı artmaya devam ediyor ve daha da önemlisi, fiziksel ve ekonomik hasardaki rekor da artıyor. More Sentences
24	General	devam etmek	endure v.
Strict application of the N+2 rule is necessary, otherwise the reservoir of commitments will endure artificially. N+2 kuralının katı bir şekilde uygulanması gereklidir aksi takdirde taahhüt rezervi yapay olarak devam edecektir. More Sentences
25	General	devam etmek	keep it up v.
I want Tom to keep it up. Tom'un böyle devam etmesini istiyorum. More Sentences
26	General	devam etmek	progress v.
Despite the lack of progress, the efforts have continued. İlerleme kaydedilmemesine rağmen çabalar devam etmiştir. More Sentences
27	General	devam etmek	get along v.
Even in music, minor and major don't get along without one another. Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez. More Sentences
28	General	konuşmaya devam etmek	go on v.
She went on talking to her friend even after the class began. Ders başladıktan sonra bile arkadaşıyla konuşmaya devam etti. More Sentences
29	General	devam etmek	go ahead v.
It is obviously a positive matter that enlargement can now go ahead. Genişlemenin artık devam edebilecek olması elbette olumlu bir husustur. More Sentences
30	General	devam etmek	push v.
Do not give in to bullying and push ahead in your work. Zorbalığa teslim olmayın ve işinizde ilerlemeye devam edin. More Sentences
31	General	devam etmek	carry on v.
So there is no point in carrying on as if every ship were going to disappear. Yani her gemi yok olacakmış gibi devam etmenin bir anlamı yok. More Sentences
32	General	devam etmek	follow on v.
To follow on from what you just said, a very good morning. Söylediklerinizden devam edecek olursak, çok iyi bir sabah. More Sentences
33	General	devam etmek	hold on v.
I hope I can hold on to my job. Umarım işime devam edebilirim. More Sentences
34	General	denemeye devam etmek	keep trying v.
We have to keep trying. Denemeye devam etmeliyiz. More Sentences
35	General	devam etmek	press on v.
The Commission has for some time been pressing on with this sort of internal reform process. Komisyon bir süredir bu tür bir iç reform sürecine devam etmektedir. More Sentences
36	General	devam etmek	go on v.
My group does not believe that this can go on, that the silence and the half-hearted measures can continue. Benim grubum bunun devam edebileceğine inanmayıp, sessizliğin ve gönülsüzce alınmış önlemlerin süregeleceğini düşünüyor. More Sentences
37	General	devam etmek	pursue v.
Will they pursue battles with other rogue states? Diğer haydut devletlerle de savaşmaya devam edecekler mi? More Sentences
38	General	devam etmek	be in progress v.
A police investigation is in progress. Bir polis soruşturması devam ediyor. More Sentences
39	General	devam ettirmek	maintain v.
No, so if the Cohesion Fund were to be maintained, it would have to apply to all the acceding countries. Hayır, bu nedenle Uyum Fonu devam ettirilecekse tüm katılan ülkeler için geçerli olmalıdır. More Sentences
40	General	yükselmeye devam etmek (fiyatlar vb)	continue to rise v.
Prices continued to rise. Fiyatlar yükselmeye devam etti. More Sentences
41	General	artmaya devam etmek (fiyatlar vb)	continue to rise v.
Whilst research budgets in the US continue to rise, those in Europe remain stagnant. ABD'deki araştırma bütçeleri artmaya devam ederken Avrupa'dakiler durgun kalmaktadır. More Sentences
42	General	devam etmek	last v.
The events of 11 September last year are still clearly dominating world politics. Geçen yıl 11 Eylül'de meydana gelen olaylar hala dünya siyasetine hakim olmaya devam ediyor. More Sentences
43	General	devam etmek	go v.
I mean, want to do the honorable thing, go straight. Yani onurlu bir şey mi yapmak istiyorsunuz o zaman dümdüz devam edin. More Sentences
44	General	şiddetle devam etmek	rage v.
The storm raged for three days. Fırtına üç gün şiddetle devam etti. More Sentences
45	General	devam etmek	keep v.
I can't let you keep doing that. Bunu yapmaya devam etmene izin veremem. More Sentences
46	General	devam etmek	proceed v.
After the recess the teacher proceeded the lesson. Teneffüsten sonra öğretmen derse devam etti. More Sentences
47	General	kalmaya devam etmek	stay on v.
I wish I had the will power to stay on a diet. Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa. More Sentences
48	General	yapmaya devam etmek	keep on doing v.
We have made a considerable contribution to restoring normality to Macedonia and will keep on doing that. Makedonya'nın normale dönmesine önemli bir katkıda bulunduk ve bunu yapmaya devam edeceğiz. More Sentences
49	General	yola devam etmek	move on v.
Nevertheless, we recognise that sections of Iranian society are trying to move on. Bununla birlikte, İran toplumunun bazı kesimlerinin yollarına devam etmeye çalıştıklarının farkındayız. More Sentences
50	General	yola devam etmek	keep going v.
Keep going. Yola devam edin. More Sentences
51	General	yürümeye devam etmek	keep on walking v.
Tom kept on walking even though he was in pain. Tom acı çekmesine rağmen yürümeye devam etti. More Sentences
52	General	devam edememek	can't go on v.
I can't go on without Tom. Tom'suz devam edemem. More Sentences
53	General	yürümeye devam etmek	continue walking v.
He continued walking for some time. O, bir süre yürümeye devam etti. More Sentences
54	General	yürümeye devam etmek	keep on walking v.
Tom kept on walking even though he was in pain. Tom acı çekmesine rağmen yürümeye devam etti. More Sentences
55	General	devam etmek	remain v.
Continuity and employment remain of major importance during takeovers. Devir sırasında süreklilik ve istihdam büyük önem taşımaya devam ediyor. More Sentences
56	General	çalışmaya devam etmek	keep working v.
And this is if we don't give in to them and keep working. Ve bu da onlara teslim olmayıp ve çalışmaya devam edersek olur. More Sentences
57	General	oturmaya devam etmek	remain seated v.
Tom remained seated. Tom oturmaya devam etti. More Sentences
58	General	bakmaya devam etmek	keep looking v.
And the whole time, it kept looking at me. Ve tüm bu süre boyunca bana bakmaya devam etti. More Sentences
59	General	istemeye devam etmek	keep asking v.
Tom keeps asking me for money. Tom benden para istemeye devam ediyor. More Sentences
60	General	yaşamaya devam etmek	continue to live v.
I share the grief of the silent black majority in Zimbabwe, who continue to live in poverty. Zimbabve'de yoksulluk içinde yaşamaya devam eden sessiz siyah çoğunluğun acısını paylaşıyorum. More Sentences
61	General	devam ettirmek	uphold v.
The actual upholding of civil and political rights enshrined in the Turkish constitution and law remains problematic. Türk anayasası ve kanunlarında yer alan medeni ve siyasi hakların fiilen korunması sorunlu olmaya devam etmektedir. More Sentences
62	General	devam etmek	endure v.
Strict application of the N+2 rule is necessary, otherwise the reservoir of commitments will endure artificially. N+2 kuralının katı bir şekilde uygulanması gereklidir aksi takdirde taahhüt rezervi yapay olarak devam edecektir. More Sentences
63	General	devam etmek	run v.
My phone contract only has a couple of months to run. Telefon sözleşmem yalnızca birkaç ay daha devam edecek. More Sentences
64	General	devam etmek	run v.
My phone contract only has a couple of months to run. Telefon sözleşmem yalnızca birkaç ay daha devam edecek. More Sentences
65	General	kıran kırana devam etmek	rage v.
A battle has been raging in the area for days. Bölgede günlerdir kıran kırana devam eden bir çatışma mevcut. More Sentences
66	General	devam etmek	run v.
My phone contract only has a couple of months to run. Telefon sözleşmem yalnızca birkaç ay daha devam edecek. More Sentences
67	General	-e basmaya devam etmek	hold v.
Tenuto is a direction for the musician to hold a note for its full length. Tenuto, müzisyenin notaya tam uzunluğu boyunca basmasını gerektiren bir komuttur. More Sentences
68	General	devam eden	continued adj.
Human rights issues must be highlighted in our continued contacts with Tunisia. Tunus ile devam eden temaslarımızda insan hakları konularının altı çizilmelidir. More Sentences
69	General	devam eden	on-going adj.
I hope the Commission will be able to work with Parliament and the Council in order to ensure an on-going process. Komisyon'un devam eden bir süreci temin etmek üzere Parlamento ve Konsey ile birlikte çalışabilmesini ümit ediyorum. More Sentences
70	General	devam eden (işler)	work in progress adj.
This is a work in progress. Bu devam eden bir iş. More Sentences
71	General	devam et	go ahead interj.
Go ahead, Mary. Devam et, Mary. More Sentences
Phrasals
72	Phrasals	koşmaya devam etmek	run on v.
He run on for half an hour. Yarım saat koşmaya devam etti. More Sentences
73	Phrasals	devam etmek	run on v.
We ran on as far as the station. İstasyona kadar devam ettik. More Sentences
74	Phrasals	devam etmek	get along v.
Even in music, minor and major don't get along without one another. Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez. More Sentences
75	Phrasals	ilerlemeye devam etmek	keep on v.
Let's a keep on moving forward. İlerlemeye devam edelim. More Sentences
76	Phrasals	(başka bir şeyi yaparak) devam etmek	continue by (doing something) v.
We could continue by saying that the Israelis certainly have not done what was necessary. İsraillilerin kesinlikle gerekeni yapmadığını söyleyerek devam edebiliriz. More Sentences
77	Phrasals	devam etmek	go ahead v.
It is obviously a positive matter that enlargement can now go ahead. Genişlemenin artık devam edebilecek olması elbette olumlu bir husustur. More Sentences
78	Phrasals	hayatına devam etmek	move on v.
Don't you want to move on? Hayatına devam etmek istemiyor musun? More Sentences
79	Phrasals	konuşmaya devam etmek	talk on v.
Some of us talk on, whilst others call for tolerance. Bazılarımız konuşmaya devam ederken, diğerlerimiz hoşgörü çağrısında bulunuyor. More Sentences
80	Phrasals	koşmaya devam etmek	run on v.
He run on for half an hour. Yarım saat koşmaya devam etti. More Sentences
81	Phrasals	yürümeye devam etmek	walk on v.
The elephant walks on as the dogs bark. Köpekler havlarken fil yürümeye devam eder. More Sentences
Common Usage
82	Common Usage	devam süresi	duration n.
83	Common Usage	devam etmek	continue v.
84	Common Usage	devam etmemek	discontinue v.
85	Common Usage	devam ettirmek	sustain v.
General
86	General	devam etme	persistence n.
87	General	devam ederlik	ongoingness n.
88	General	kaldığı yerden devam etme	resumption n.
89	General	devam (bir okula vb)	attendance n.
90	General	papazın verdiği ilmihal derslerine devam etme ve kiliseye üye olarak kabul edilme	confirmation n.
91	General	devam etme	continuance n.
92	General	devam ettirme	maintenance n.
93	General	devam etme	progress n.
94	General	devam mecburiyeti	compulsory attendance n.
95	General	devam süresi	run n.
96	General	devam ettirme	prolongation n.
97	General	devam kampanyası	following on advertisement n.
98	General	devam etmeyiş	impermanence n.
99	General	devam etme	persisting n.
100	General	hayatta kalma ve faaliyete devam etme kabiliyeti	ability to survive and operate n.
101	General	devam kontrolü	attendance check n.
102	General	birşeyin kaldığı yerden devam etmesi	resumption of n.
103	General	devam etmeyiş	impermanency n.
104	General	devam mamaları	follow on formulae n.
105	General	devam etmeme	noncontinuation n.
106	General	vahşi hayvanların doğal hayatlarını devam ettirdikleri geniş alan	game park n.
107	General	vahşi hayvanların doğal hayatlarını devam ettirdikleri geniş alan	game reserve n.
108	General	mesleğini devam ettirme	pursuing a career n.
109	General	devam etmeme	discontinuance n.
110	General	devam eden aktiviteler	ongoing activities n.
111	General	devam etme	frequenting n.
112	General	belirsiz bir süre için devam etme özelliğine sahip	self-perpetuating n.
113	General	devam ettirme	furthering n.
114	General	devam eden çalışmalar	ongoing research n.
115	General	devam eden/süregelen kişisel anlaşmazlık/çekişme	ongoing personal dispute n.
116	General	hayatı devam ettirme işini iş haline getiren	survivalist n.
117	General	(bir önceki sorunun mealinde onu takip eden) devam/takip sorusu	follow-up question n.
118	General	emekli olduktan sonra çalışmaya devam eden kişi	nevertiree n.
119	General	emeklilik yaşı gelmesine rağmen çalışmaya devam eden kişi	nevertiree n.
120	General	kiliseye devam eden kimse	churchman n.
121	General	park et devam et otoparkı	park-and-ride n.
122	General	sürecin devam etmesi	continuation of the process n.
123	General	geçmişte devam eden zaman	past continuous tense n.
124	General	yapılmaması gerektiğine inandığın ancak yapmaya devam edip içten içe pişmanlık duyduğun zevkler	guilty pleasure n.
125	General	bir dersin sonunda öğrendiğin ve seninle birlikte bu ders devam etmese bile gelecek şeyler	take-home lessons n.
126	General	bir süre devam etme durumu	semipermanence n.
127	General	baldırdaki kalınlığın bileğe doğru devam etmesi	cankle n.
128	General	ispanya'da sokaktan ringe kadar devam eden boğa koşusu	encierro n.
129	General	varlığını devam ettirme	endurance n.
130	General	altındayken ekonomik bir faaliyetin devam edemediği sınır	margin n.
131	General	ekonomik bir süreci ortadan kaldıran veya devam etmesini engelleyen özel bir durum	margin n.
132	General	görev süresi bittikten sonra makamında kalmaya devam eden görevli	hangover n.
133	General	devam eden işler	work in progress n.
134	General	görev süresi sona erdikten sonra görevine devam eden memur	holdover n.
135	General	tartışmalı bir konu hakkında bir internet forumunda devam eden bir diyalog	holy war n.
136	General	başlamış eylemi devam ettiren kimse	mover n.
137	General	başlamış eylemi devam ettiren şey	mover n.
138	General	devam etme izni	go n.
139	General	devam etme izni	go-ahead n.
140	General	devam etme	ongoing n.
141	General	devam eden şey	run n.
142	General	devam eden mücadele	ongoing struggle n.
143	General	devam eden şey	continuation n.
144	General	devam eden kimse	continuer n.
145	General	devam eden şey	continuer n.
146	General	(saat hareketliliğinin devam edebileceği) dikey yönlü ayarlama	position n.
147	General	devam etmeyen kimse	discontinuer n.
148	General	devam niteliğindeki gazete yazısı	follow n.
149	General	park et devam et otoparkı	park and ride n.
150	General	üst üste devam eden rüya	serial dream n.
151	General	neslini devam ettiren hayvan	survivor n.
152	General	üniversiteye devam etmek	go to school v.
153	General	kaldığı yerden devam etmek	resume v.
154	General	devam ettirmek	sustain v.
155	General	çalmaya devam etmek	play on v.
156	General	olmaya devam etmek	rest v.
157	General	devam etmemek	cease v.
158	General	devam etmemek	cut v.
159	General	okula devam etmemek	drop out v.
160	General	devam etmek	draw v.
161	General	bizi izlemeye devam edin	stay tuned v.
162	General	devam etmemek	discontinue v.
163	General	artarak devam etmek	increasingly continue v.
164	General	devam etmek	persevere v.
165	General	devam etmek	go ahead with something v.
166	General	devam etmek	carry over v.
167	General	devam ettirmek	keep something going v.
168	General	çalışmaya devam etmek (bir yerde/bir işte)	stay in v.
169	General	devam etmek	abide v.
170	General	yılmadan devam etmek	sit tight v.
171	General	devam etmek	hang over v.
172	General	dışa vurulmadan devam etmek (kavga/kızgınlık vb)	smolder v.
173	General	devam etmesine yol açmak	cause to continue v.
174	General	olmadan devam etmek	go without v.
175	General	yoluna devam etmek	proceed on one's way v.
176	General	devam etmek	carry forward v.
177	General	asıl faaliyetine devam ederken yeni bir faaliyete girmek	branch out into v.
178	General	devam etmek	attend regularly v.
179	General	uçmaya devam etmek	continue flying v.
180	General	metanetle devam etmek	soldieron v.
181	General	devam ettirmek	keep the ball rolling v.
182	General	devam etmek	keep up v.
183	General	boyunca devam etmek (belirli bir süre)	stretch v.
184	General	devam etmek	prosecute v.
185	General	devam ettirmek	keep going v.
186	General	devam ettirmek	prolong v.
187	General	devam ettirmek	extend v.
188	General	soyunu devam ettirmek	continue one's bloodline v.
189	General	bir iş üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek	stick at v.
190	General	devam ettirmek	wage v.
191	General	devam etmek	stand v.
192	General	devam etmek	pass on v.
193	General	devam ettirmek	retain v.
194	General	okula devam etmek	go to school v.
195	General	devam etmek	soldier on v.
196	General	üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek (bir iş)	stick with v.
197	General	artarak devam etmek	increasingly go on v.
198	General	devam etmek	take up v.
199	General	devam etmemek (salgın)	take off v.
200	General	yanmaya devam etmek	keep in v.
201	General	bir şeyi kullanmaya devam etmek	keep something on v.
202	General	yola devam etmek	continue down the road v.
203	General	yola devam etmek	carry on the path of v.
204	General	yola devam etmek	get back on the road v.
205	General	destek vermeye devam etmek	continue to give support v.
206	General	olmaya devam etmek	continue to happen v.
207	General	yükselmeye devam etmek	continue to rise v.
208	General	ikna olmaya devam etmek	remain convinced v.
209	General	şansı devam etmek	(one's luck) to hold v.
210	General	varlığını devam ettirmek	continue one's existence v.
211	General	devam ettirmek	maintain the standard v.
212	General	yoluna devam etmek	stand on v.
213	General	çalıştırmaya devam etmek	keep on v.
214	General	-e devam etmek	go on with v.
215	General	-e devam etmek	go ahead with v.
216	General	-e devam etmek	proceed with v.
217	General	-e devam etmek	prosecute v.
218	General	devam etmek	go off v.
219	General	devam etmek	continue v.
220	General	yapmaya devam etmek	keep at v.
221	General	azimle devam etmek	persevere v.
222	General	devam etmek kalmak	persist v.
223	General	bir işe devam etmek	keep at a job v.
224	General	bıraktığı yerden devam etmek	resume v.
225	General	kaldığı yerden devam etmek	resume on v.
226	General	(ile) ilerlemeye devam etmek	push ahead with v.
227	General	okula devam etmek	attend the school v.
228	General	düz devam etmek	go straight ahead v.
229	General	kariyerine devam etmek	continue one's career v.
230	General	kariyerine bıraktığı yerden devam etmek	resume her/his career v.
231	General	kariyerine devam etmek	continue his/her career v.
232	General	kanamaya devam etmek	keep bleeding v.
233	General	yükselmeye devam etmek	keep on rising v.
234	General	öğrenimini devam ettirmek	continue one's education v.
235	General	eğitimine devam etmek	continue one's education v.
236	General	iletişimi devam ettirmek	continue the communication v.
237	General	eğitimine devam etmek	further one's education v.
238	General	eğitimini devam ettirmek	further one's education v.
239	General	artmaya devam etmek	continue to rise v.
240	General	devam ettirilmek	be continued v.
241	General	hakimiyetini devam ettirmek	continue one's dominance v.
242	General	hakimiyetini devam ettirmek	continue to dominate v.
243	General	(sevgili vb) görüşmeye devam etmek	keep on dating v.
244	General	görüşmeye devam etmek	keep on talking with someone v.
245	General	görüşmeye devam etmek	keep on seeing someone v.
246	General	yalan söylemeye devam etmek	continue to lie v.
247	General	bir şeye devam etmek	go forward with something v.
248	General	ile devam etmek	go forward with something v.
249	General	soyunu devam ettirmek	keep the family name alive v.
250	General	hayatını devam ettirmek	continue one's life v.
251	General	eğitimine devam etmek	continue one’s education v.
252	General	birisiyle görüşmeye devam etmek	keep/continue dating v.
253	General	soyunu devam ettirmek	continue one's lineage v.
254	General	devam edememek	not able to go on v.
255	General	gazete haberciliğinde kariyerine (mesleğine) devam etmek	pursue a career in newspaper journalism v.
256	General	çalışmaya devam etmek	keep studying v.
257	General	araştırılması devam etmek	remain under investigation v.
258	General	çalışmaya devam etmek	overlearn v.
259	General	kötü şartlar altında mücadeleye devam etmek	struggle along under these poor conditions v.
260	General	dışa vurulmadan devam etmek (kavga/kızgınlık vb)	smoulder v.
261	General	devam etmek	went on (go on) v.
262	General	sorumluluğu/yükümlülüğü sürdürmek/devam etmek	remain liable v.
263	General	yakın olmaya devam etmek	remain close v.
264	General	faydalanmayı/ yaralanmayı/ istifade etmeyi/ kullanmayı bırakmak/ kesmek/ devam etmemek	discontinue to utilize v.
265	General	kürek çekmeye devam etmek	keep rowing v.
266	General	işe devam etmek	stay in business v.
267	General	birinin sözünü kesmeye devam etmek	keep interrupting someone v.
268	General	tazmin etmeye devam etmek	keep indemnified v.
269	General	kaybetmeye devam etmek	keep losing v.
270	General	hızlı bir şekilde devam etmek	continue apace v.
271	General	bir sorun olmaya devam etmek	remain a challenge v.
272	General	azalarak da olsa devam etmek/sürmek	continue albeit at a diminishing pace v.
273	General	(bir sözleşmeye) devam etmede başarısız olmak (abd)	ankle v.
274	General	devam ettirmek	observe v.
275	General	devam ettirmek	aby [obsolete] v.
276	General	devam ettirmek	abye [obsolete] v.
277	General	devam etmemek	cease v.
278	General	devam ettirmek	cherish v.
279	General	seyahatlerine kaldığı yerden devam etmek	resume one’s travels v.
280	General	sözüne devam etmek	continue one's speech v.
281	General	altında devam etmek	underrun v.
282	General	devam etmemek	unfrequent v.
283	General	varlığını devam ettirmek	endure v.
284	General	emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmek	unretire v.
285	General	devam ettirmek	escot v.
286	General	tutarsız bir şeklide konuşmaya devam etmek	jog v.
287	General	amaçsızca yazmaya devam etmek	jog v.
288	General	devam edemeyecek kadar bitap düşmek	knock up [dated] v.
289	General	devam etmek	wear [scotland] v.
290	General	devam ettirmek	hang v.
291	General	devam etmek	have v.
292	General	bir yazıyı başlangıç sayfasından hemen sonra gelmeyen bir sayfada devam ettirmek	break v.
293	General	bir satırdaki yazıyı bir sonraki satırda devam etmek üzere kesmek	break v.
294	General	aynı şekilde devam etmek	hold v.
295	General	devam etmek (iyi hava)	hold v.
296	General	kesintisiz devam etmek	ride v.
297	General	aynen devam etmek	ride v.
298	General	(belirli durumda) olmaya devam etmek	go v.
299	General	devam etmek	heighten v.
300	General	inatla devam ettirmek	opiniate v.
301	General	konvertöre katışkılar giderildikten sonra da hava vermeye devam etmek	overblow v.
302	General	uzun süre devam etmek	overrun v.
303	General	zar zor devam etmek	rub v.
304	General	uygulamaya devam etmek	run v.
305	General	özelliğini devam ettirmek	run v.
306	General	devam ettirmek	dispute [obsolete] v.
307	General	(bir şeyi) devam ettirmek	drill [dialect] [uk] v.
308	General	(zaman) devam etmek	roll on v.
309	General	devam (filmi, kitabı) çıkarmak	sequelize v.
310	General	devam (filmi, kitabı) çıkarmak	sequelise v.
311	General	devam etmek	shut v.
312	General	kiracılığa devam etmek	sit [obsolete] v.
313	General	göreve veya işe devam etmek	sit v.
314	General	mesleğine devam etmek	sit v.
315	General	oturmaya devam etmek	sit v.
316	General	çalıştırma mekanizmasından çıktıktan sonra dönmeye devam etmek	freewheel v.
317	General	azimle devam etmek	soldier v.
318	General	devam etmek	strike v.
319	General	devam etmek	subsist v.
320	General	devam ettirmek	subsist v.
321	General	devam ettirmek	sue [obsolete] v.
322	General	devam etmemek	supersede v.
323	General	(söz, ifade) … diye devam etmek	supply v.
324	General	çalmaya devam etmek	hold v.
325	General	yeniden devam etmek	revive v.
326	General	düzgün olarak devam eden	firm adj.
327	General	devam etmiş	endured adj.
328	General	devam etmeyen	impermanent adj.
329	General	çoktandır devam eden	longstanding adj.
330	General	devam eden	continuing adj.
331	General	yıl boyunca devam eden	yearlong adj.
332	General	daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı)	naturalized adj.
333	General	sadece bir an devam eden	momentary adj.
334	General	çoktandır devam eden	long standing adj.
335	General	devam ettiren	continuing adj.
336	General	devam etmekte olan	on adj.
337	General	durmadan devam eden	unremitting adj.
338	General	görevine devam etmeyen	absentee adj.
339	General	devam eden	ongoing adj.
340	General	devam ettirilebilir	resumable adj.
341	General	kaldığı yerden devam edebilir	resumable adj.
342	General	epeydir devam eden	long-standing adj.
343	General	çoktandır devam eden	long-standing adj.
344	General	bir süreliğine devam eden hastalık	self-limited adj.
345	General	kendi kendine devam eden	self-sustaining adj.
346	General	bütün yıl devam eden	year-round adj.
347	General	tüm şiddetiyle devam eden (rüzgar vb)	unabated adj.
348	General	devam eden	progressing adj.
349	General	halen devam eden	still-continuing adj.
350	General	devamlı aynı şekilde devam eden (müzik)	monotonous adj.
351	General	ömür boyu devam eden	self-perpetuating adj.
352	General	daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı)	naturalised adj.
353	General	uzun süredir devam eden	long-standing adj.
354	General	aralıksız devam eden	around-the-clock adj.
355	General	şiddetle devam eden ( yangın, fırtına vb.)	raging adj.
356	General	tüm şiddetiyle devam eden	unabating adj.
357	General	kendi kendine devam eden	self-sustaining adj.
358	General	devam ettirilmemiş	unsustained adj.
359	General	devam ettirmeyen	unsustaining adj.
360	General	bittiği ya da sona erdiği açıklandığı halde aktif olmaya devam eden	zombie adj.
361	General	kan bağının anne tarafından devam etmesi ile ilişkili	matrilineally adj.
362	General	kan bağının anne tarafından devam etmesine dayalı	matrilineally adj.
363	General	kan bağı anne tarafından devam eden	matrilineally adj.
364	General	hala devam eden	yet adj.
365	General	devam etme kararına ait	go/no-go adj.
366	General	devam etme kararıyla ilgili	go/no-go adj.
367	General	süresiz olarak devam ettirilen	going adj.
368	General	devam eden	ident [dialect] adj.
369	General	8'e kadar devam eden	octonary adj.
370	General	uzun süredir devam eden	old adj.
371	General	düzensiz aralıklarla kesilip devam eden	on-again, off-again [us] adj.
372	General	devam eden	running adj.
373	General	kesintisiz devam	run-on adj.
374	General	tamam mı devam mı dedirten	go-no-go adj.
375	General	tamam mı devam mı kararının alınmasını gerektiren	go-no-go adj.
376	General	devam etme eğiliminde	continuative adj.
377	General	devam ettirilebilir	continuable adj.
378	General	devam ettiren	continuant adj.
379	General	devam eden	continuant adj.
380	General	devam eden	in-service adj.
381	General	geçici olarak devam eden	finite adj.
382	General	(savaş, yarış) şiddetle devam eden	flagrant [obsolete] adj.
383	General	park et devam et otoparkı sistemine ait veya ilişkili	park-and-ride adj.
384	General	okul süresince devam eden	schoolwide adj.
385	General	normalden uzun süre çalışmaya devam etme	self-perpetuating adj.
386	General	soyu devam etmeyen	successionless adj.
387	General	yaşamaya devam eden	survivable adj.
388	General	devam eden	continuous adj.
389	General	devam eden	continually adv.
390	General	düzensiz aralıklarla kesilen ve devam eden	on again and off again adv.
391	General	tam gün devam eden	around the clock adv.
392	General	devam eden süreçte	in the ongoing process adv.
393	General	devam ettirilemeyerek	unsustainably adv.
394	General	devam eden bir şekilde	on an ongoing basis adv.
395	General	devam eden	alday adv.
396	General	devam ederken	on one's way adv.
397	General	devam edip etmeyeceğini bilmeksizin	only from day to day adv.
398	General	aynen devam ederek	on adv.
399	General	devam etmekte iken	in the middle of prep.
400	General	devam et!	go ahead! interj.
401	General	devam et	right on interj.
402	General	devam eden anlamını veren bir ön ek	meno- pref.
403	General	(geyik) boynuzların büyümeye devam ettiği dönemde	in velvet expr.
404	General	devam eden işler	wip (work in progress) abrev.
405	General	devam eden	contd (continued) abrev.
406	General	devam ediyor	contd (continued) abrev.
407	General	devam eden	contd. (continued) abrev.
408	General	devam ediyor	contd. (continued) abrev.
409	General	devam ediyor	contin. (continued) abrev.
Phrasals
410	Phrasals	devam ettirmek	act on v.
411	Phrasals	devam ettirmek	act upon v.
412	Phrasals	devam etmek	carry through v.
413	Phrasals	devam etmek, ilerlemek	get forward v.
414	Phrasals	ağır darbeler vurmaya devam etmek	whack away v.
415	Phrasals	(ses) duyulmaya devam etmek	hang on v.
416	Phrasals	devam etmek	keep up v.
417	Phrasals	halihazırda devam eden kart oyununa katılmak	cut in v.
418	Phrasals	(müzik) aynı ritimde/ölçüde devam etmek	hold over v.
419	Phrasals	belirli bir rotada devam etmek	run on v.
420	Phrasals	engellere rağmen devam etmek	carry on v.
421	Phrasals	devam etmek	push on v.
422	Phrasals	devam etmek	hold up v.
423	Phrasals	yapılmaya devam ediyor olmak	hang over v.
424	Phrasals	var olmaya devam etmek	hold over v.
425	Phrasals	devam etmek	set on [obsolete] v.
426	Phrasals	çalışmaya devam etmek	hold out v.
427	Phrasals	eyleme devam etmek	hold over v.
428	Phrasals	ilgi toplamaya devam etmek	hold up v.
429	Phrasals	yağmur yağmamaya devam etmek	hold up v.
430	Phrasals	kaldığı yerden devam etmek	pick up v.
431	Phrasals	(proje/plan) güçlükle/belirsizlik içinde ilerlemek/devam etmek	bump along v.
432	Phrasals	bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek	continue by (doing something) v.
433	Phrasals	bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek	continue by doing something v.
434	Phrasals	(başka bir şeyi yaparak) devam etmek	continue by doing something v.
435	Phrasals	(bir şey yaparak) devam etmek	continue by (doing something) v.
436	Phrasals	bir şey yaparak devam etmek	continue by doing something v.
437	Phrasals	azimle/ısrarla devam etmek	persevere in v.
438	Phrasals	azimle/ısrarla devam etmek	persevere at v.
439	Phrasals	bir şeye devam etmek	push ahead on something v.
440	Phrasals	bir şey üzerinde çalışmaya devam etmek	progress with something v.
441	Phrasals	bir şeyi sürdürmeye devam etmek	go ahead (with something) v.
442	Phrasals	bir şeyi yapmaya devam etmek	go ahead (with something) v.
443	Phrasals	devam etmek	pass on v.
444	Phrasals	destek vermeye devam etmek	hold out for v.
445	Phrasals	devam etmek	plough on v.
446	Phrasals	çabalamaya devam etmek	plod away at v.
447	Phrasals	engel veya zorluklara karşın devam etmek	plow ahead v.
448	Phrasals	konunun üzerine gitmeye devam etmek	plough on v.
449	Phrasals	kavga etmeye devam etmek	fight on v.
450	Phrasals	okumaya devam etmek	read on v.
451	Phrasals	sürmeye devam etmek	drive on v.
452	Phrasals	yaşamına devam etmek	move on v.
453	Phrasals	... yaparak devam etmek	go on to v.
454	Phrasals	(herkes gittikten sonra) kalmaya devam etmek	remain behind v.
455	Phrasals	uğraşmaya devam etmek	plod away at v.
456	Phrasals	öksürürken konuşmaya devam etmek	cough out v.
457	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	go through v.
458	Phrasals	modu düşük olmaya devam etmek	remain down v.
459	Phrasals	dinlenmeye devam etmek	remain down v.
460	Phrasals	düşük faaliyet göstermeye devam etmek	remain down v.
461	Phrasals	düşük verimlilikte devam etmek	remain down v.
462	Phrasals	(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak	force on (someone or something) v.
463	Phrasals	(birinin/bir şeyin) zorla devam etmesini sağlamak	force on (someone or something) v.
464	Phrasals	devam ettirmek	forge on v.
465	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	go forward v.
466	Phrasals	devam etmek	go forward v.
467	Phrasals	zor da olsa ilerlemeye devam etmek	press forward v.
468	Phrasals	bir gayret ilerlemeye devam etmek	press forward v.
469	Phrasals	kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak	press forward v.
470	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	press forward v.
471	Phrasals	zor da olsa ilerlemek/devam etmek	press forward v.
472	Phrasals	inatla devam etmek/ilerlemek	press forward v.
473	Phrasals	yılmadan devam etmek/ilerlemek	press forward v.
474	Phrasals	zor da olsa ilerlemeye devam etmek	push forward v.
475	Phrasals	bir gayret ilerlemeye devam etmek	push forward v.
476	Phrasals	kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak	push forward v.
477	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	push forward v.
478	Phrasals	zor da olsa ilerlemek/devam etmek	push forward v.
479	Phrasals	inatla devam etmek/ilerlemek	push forward v.
480	Phrasals	yılmadan devam etmek/ilerlemek	push forward v.
481	Phrasals	zorluklara, engellere rağmen devam etmek	push forward v.
482	Phrasals	zor da olsa ilerlemeye devam etmek	push forward v.
483	Phrasals	bir gayret ilerlemeye devam etmek	push forward v.
484	Phrasals	kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak	push forward v.
485	Phrasals	her şeye rağmen devam etmek	push forward v.
486	Phrasals	zor da olsa ilerlemek/devam etmek	push forward v.
487	Phrasals	inatla devam etmek/ilerlemek	push forward v.
488	Phrasals	yılmadan devam etmek/ilerlemek	push forward v.
489	Phrasals	bir yerden devam etmek/ilerlemek	proceed from v.
490	Phrasals	bir yerden yola devam etmek	proceed from v.
491	Phrasals	bir yerden devam etmek	proceed from v.
492	Phrasals	(bir şeye) kaldığı yerden devam etmek	return from (something or some place) v.
493	Phrasals	(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar devam etmek	return from (something or some place) v.
494	Phrasals	sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek	get back (to someone) (on something) v.
495	Phrasals	bir şeyi devam ettirmek	get something on someone v.
496	Phrasals	bir şeye devam etmek	get on with it v.
497	Phrasals	bir şeye kaldığı yerden devam etmek	get on with it v.
498	Phrasals	bir şeyi sürdürmek/devam ettirmek	get on with it v.
499	Phrasals	(bir şeyi) yapmaya/denemeye devam etmek	stay at (something or some place) v.
500	Phrasals	(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek	stay at (something or some place) v.