|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan tekne |
ferryboat n.
|
|
2 |
General |
bir yolcunun seferler arasında aktarma yapabilmesi için gereken asgari süre |
minimum connecting time n.
|
|
3 |
General |
iki yer arasında sürekli sefer yapan yolcu aracı |
shuttle n.
|
|
4 |
General |
kayalar arasında nehir çukuru |
alcove n.
|
|
5 |
General |
banliyödeki evi ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelen kimse |
commuter n.
|
|
6 |
General |
iki kıyı arasında yolcu taşıyan deniz taşıtı |
ferry n.
|
|
7 |
General |
kuzey ve güney amerika arasında bulunan karaib adaları |
west indies n.
|
|
8 |
General |
budizm'de öğrenci ve ustası arasında öğrencinin meditasyon gelişmesi üzerine günde iki kere yapılan günlük toplantı |
sanzen n.
|
|
9 |
General |
amerika'da 1946 ile 1964 arasında doğan nüfus |
baby boomers n.
|
|
|
10 |
General |
yakın akrabalar arasında evlenme |
intermarriage n.
|
|
11 |
General |
tanrı ile insan arasında bir rahibin aracı olarak bulunması gerektiğine inanan bir inanç |
sacerdotalism n.
|
|
12 |
General |
ülkeler arasında huzur |
detente n.
|
|
13 |
General |
nice ve cannes arasında bulunan bir fransız sahil kasabası |
antibes n.
|
|
14 |
General |
sürücüyle yolcu arasında ayırıcı bölme bulunmayan kapalı araba |
saloon n.
|
|
15 |
General |
30* ile 70* enlemleri arasında çoğunlukla batıdan doğuya esen rüzgarlar |
westerlies n.
|
|
16 |
General |
farklı ideolojilere sahip ülkeler arasında iletişimi ve mal alışverişini engelleyen durum |
iron curtain n.
|
|
17 |
General |
kuzeyde cedar key ile güneyde marco adası arasında, florida'nın batı kıyı şeridi |
gulf coast n.
|
|
18 |
General |
bir karakterin ortaya çıkmasından sorumlu olan farklı genler arasında baskılayıcı etkilerin olması durumu |
epistatic n.
|
|
19 |
General |
iki fikir arasında gidip gelen |
wobbler n.
|
|
20 |
General |
şehir merkeziyle dış kesimleri arasında kalan bölge |
midtown n.
|
|
21 |
General |
anlaşma (iki devlet arasında olan) |
accord n.
|
|
22 |
General |
kuzey amerikalı kızılderililer arasında yapılan toplantılara verilen isim |
powwow n.
|
|
23 |
General |
voleybol ve basketbol gibi bazı sporlarda takımların oyun arasında aldıkları kısa dinlenme süreleri |
stopover n.
|
|
24 |
General |
ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk |
journey n.
|
|
25 |
General |
direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında) |
hot line n.
|
|
26 |
General |
internet vb ağlar aracılığıyla bilginin hızla bilgisayarlar arasında aktarılabildiği ortam |
superhighway n.
|
|
27 |
General |
işverenle işçi temsilcileri arasında toplu görüşme |
collective bargaining n.
|
|
28 |
General |
iki kat arasında kurulu ara kat |
mezzanine n.
|
|
29 |
General |
ingiltere'yle fransa'yı birleştiren ve dover boğazı'nı geçen tünele ingiltere'de halk arasında veril |
chunnel n.
|
|
30 |
General |
seyircilerin arasında oturup rol yapan oyuncu |
plant n.
|
|
31 |
General |
iki nokta arasında bu amaçla özel olarak kurulmuş olan bir şirket tarafından yapılan taşıma işi |
carriage n.
|
|
32 |
General |
adaylar arasında en fazla oy alma |
plurality n.
|
|
33 |
General |
balıkla baş yemek arasında yenilen yemek |
entrée n.
|
|
34 |
General |
laf arasında söyleme |
interjection n.
|
|
35 |
General |
(abd'de 1920-1933 arasında) alkollü içeceklerin üretiminin ve satışının yasak olduğu dönem |
prohibition era n.
|
|
36 |
General |
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan gemi |
ferry n.
|
|
37 |
General |
bir oyunun perdeleri arasında kısa eğlence |
divertissement n.
|
|
38 |
General |
ile arasında uyum sağlama |
accommodation to n.
|
|
39 |
General |
tarihsel olarak çeşitli noktalar arasında tarifeye göre yolculuk yapan büyükçe at arabası |
stagecoach n.
|
|
40 |
General |
arasında değişim |
interchange n.
|
|
41 |
General |
üç şey arasında çelişkide kalma |
trilemma n.
|
|
42 |
General |
renkleri beyaz ile koyu yeşil arasında değişen silikat mineralleri |
nephrite n.
|
|
43 |
General |
arasında meydana gelme |
intercurrence n.
|
|
44 |
General |
iki şeyin arasında olma |
intermediacy n.
|
|
45 |
General |
gümrükler arasında transfer |
transfer between customs n.
|
|
46 |
General |
11. ve 15. yüzyıllar arasında konuşulan almanca |
middle high german n.
|
|
47 |
General |
er ile onbaşı arasında bir rütbe |
lance-corporal n.
|
|
48 |
General |
1820 -1910 tarihleri arasında yaşamış ünlü bir ingiliz hemşire |
florence nightingale n.
|
|
49 |
General |
yakın ilişki (iki hayvan arasında) |
pair-bond n.
|
|
|
50 |
General |
sadece iki kişi arasında geçen konuşma |
tête-à-tête n.
|
|
51 |
General |
karşılıklı iki düşman kuvvetin cephe hatları arasında kalan arazi şeridi |
no-man's-land n.
|
|
52 |
General |
üç veya daha çok taraf arasında yapılan anlaşma |
multi-lateral agreement n.
|
|
53 |
General |
sadece iki kişi arasında geçen mücadele |
two-horse race n.
|
|
54 |
General |
abd'de arabaya servis yapan restoranlarda garsonlara halk arasında verilen isim |
carhop n.
|
|
55 |
General |
bir malın malikleri arasında taksimi |
partition n.
|
|
56 |
General |
(iki ev sahibi arasında) ev değiştirme |
home exchange n.
|
|
57 |
General |
(iki ev sahibi arasında) ev değiştirme |
house swapping n.
|
|
58 |
General |
arasında boşluk olmayan iki kişilik koltuk |
bench seat n.
|
|
59 |
General |
1372-1415 tarihleri arasında yaşamış çekoslovakyalı din reformcusu |
hus n.
|
|
60 |
General |
polis ile göstericiler arasında yaşanan çatışma |
clash between the police and the demonstrators n.
|
|
61 |
General |
polis ile göstericiler arasında yaşanan arbede |
clash between the police and the demonstrators n.
|
|
62 |
General |
1835-1910 yılları arasında yaşamış italyan astronom |
giovanni virginio schiaparelli n.
|
|
63 |
General |
1835-1910 yılları arasında yaşamış italyan astronom |
schiaparelli n.
|
|
64 |
General |
yakın akrabalar arasında yapılan evlilik |
inmarriage n.
|
|
65 |
General |
yakın akrabalar arasında yapılan evlilik |
intermarriage n.
|
|
66 |
General |
yüzey bekleme aralığı (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre) |
surface interval n.
|
|
67 |
General |
yüzey beklemesi (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre) |
surface interval n.
|
|
68 |
General |
eşitler arasında birinci |
first among equals n.
|
|
69 |
General |
ana yemekle tatlı arasında yenen hafif şekerli tatlılar |
entremets n.
|
|
70 |
General |
iki uç arasında tarafsız olma durumu |
fence-sitting n.
|
|
71 |
General |
televizyon kanalları arasında gezinip durma |
zapping n.
|
|
72 |
General |
televizyon kanalları arasında gezinip durma |
channel hopping n.
|
|
73 |
General |
(tv) kanallar arasında sörf yapma |
channel surfing n.
|
|
74 |
General |
televizyon kanalları arasında gezinip durma |
channel surfing n.
|
|
75 |
General |
(tv) kanallar arasında sörf yapma |
zapping n.
|
|
76 |
General |
(tv) kanallar arasında sörf yapma |
channel hopping n.
|
|
77 |
General |
laf arasında söylenen fakat duyan kişi üzerinde beklenmeyen etki yapan bir söz |
chance remark n.
|
|
78 |
General |
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği |
early bird dinner n.
|
|
79 |
General |
1770-1850 yılları arasında yaşamış ingiliz şair |
william wordsworth n.
|
|
80 |
General |
topun bir iple dikey bir sırığa asıldığı ve iki kişi arasında oynanan bir top oyunu |
tetherball n.
|
|
81 |
General |
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili |
rabbinic hebrew n.
|
|
82 |
General |
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili |
mishnaic hebrew n.
|
|
83 |
General |
1850-64 yılları arasında güney çin'de mançu yönetimine karşı düzenlenen ayaklanma |
tai ping rebellion n.
|
|
84 |
General |
7 ve 17. yüzyıllar arasında yazılmış, şiva ve karısı arasındaki diyaloglardan oluşan kutsal kitap |
tantra n.
|
|
85 |
General |
7. ve 17. yüzyıllar arasında, özellikle siva ve karısı arasındaki diyalog şeklinde yazılmış, kutsal tantizm kitapları |
tantra n.
|
|
86 |
General |
devletler arasında bir anlaşmanın resmi olarak kabulü |
accession n.
|
|
87 |
General |
yaşı 13-19 arasında olanlar |
teens n.
|
|
88 |
General |
yaşı 13-19 arasında olan kimse |
teen n.
|
|
89 |
General |
iki kuvvet arasında eylem yaratan |
catalyst n.
|
|
90 |
General |
kediler arasında kavga |
catfight n.
|
|
91 |
General |
(topluluk) üyeleri arasında gelişigüzel cinsel ilişkiye izin verme |
cenogamy n.
|
|
92 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma |
channel n.
|
|
93 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma |
channelling n.
|
|
94 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma |
channeling n.
|
|
95 |
General |
televizyon kanalları arasında sörf yapma |
channel-surfing [usa] n.
|
|
96 |
General |
çiftlikte bölgeler arasında bulunan şerit |
chase [dialect] n.
|
|
97 |
General |
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl bayramı |
noruz n.
|
|
98 |
General |
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl tatili |
nowrooz n.
|
|
99 |
General |
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl tatili |
nowruz n.
|
|
100 |
General |
zımba delikleri arasında kalan kağıt çıkıntısı |
nib n.
|
|
101 |
General |
bireyler/gruplar arasında gizli düşmanlık |
tension n.
|
|
102 |
General |
not alınmasını kolaylaştırmak için satırları arasında geniş boşlukları olan kitap |
text-book n.
|
|
103 |
General |
askerler arasında toplanma günü |
trysting day n.
|
|
104 |
General |
arkadaşlar arasında toplanma günü |
trysting day n.
|
|
105 |
General |
iki eylem arasında seçim yapma gücü |
alternativity n.
|
|
106 |
General |
muhtemel alıcılar ile satıcılar arasında aracılık yapan sanat tüccarı |
art runner n.
|
|
107 |
General |
dizler birleşik olarak durulduğunda uyluklar arasında kalan boşluk |
thigh gap n.
|
|
108 |
General |
16-19. yy arasında kadınların giydiği kabarık çemberli etek |
hoopskirt n.
|
|
109 |
General |
atın dişleri arasında at dizgininin metal bölümünün girdiği boşluk |
bar n.
|
|
110 |
General |
kurbanın ayağının üç parça bambu arasında sıkıştırıldığı bir çin işkencesi metodu |
kia quen n.
|
|
111 |
General |
makedonya krallığı ile roma arasında m.ö. 3. ve 2. yüzyıllarda meydana gelen dört savaştan biri |
macedonian war n.
|
|
112 |
General |
özellikle avrupa'da 3. ve 6. yüzyıllar arasında yaygınlaşmış olan, baştan sona büyük harflerden oluşan yazma stili |
majuscule writing n.
|
|
113 |
General |
malavi gölü'nün batı ve güney kıyıları ile aşağı zambezi nehri arasında kalan bölgede yaşayan afrika halkına mensup kimse |
malawi n.
|
|
114 |
General |
vücuttaki uzuvlar arasında görülen orantısızlık |
maleconformation [obsolete] n.
|
|
115 |
General |
staten island ve brooklyn bölgeleri arasında yer alan kanal |
verrazano narrows n.
|
|
116 |
General |
(badmintonda) servisten sonra topun raketler arasında gidip gelmesi |
volley n.
|
|
117 |
General |
iki uç arasında durma |
betweenity n.
|
|
118 |
General |
italyan kökenli kanadalılar arasında ingiliz kökenli beyazlar için kullanılan aşağılayıcı bir söz |
mangia-cake n.
|
|
119 |
General |
seçenekler arasında yapılan tercih |
whether n.
|
|
120 |
General |
(abd'de 1920-1933 arasında) alem yapma |
whoopee n.
|
|
121 |
General |
iki kişi arasında sıkışmış kimse |
bodkin [uk] n.
|
|
122 |
General |
iki uç arasında ara bulucu olma |
meanness n.
|
|
123 |
General |
ruhani boyutla maddi dünya arasında aracılık yapma sanatı veya faaliyeti |
mediumism n.
|
|
124 |
General |
arbede halindeki kişiler arasında yaşanan mücadele |
mellay n.
|
|
125 |
General |
güneybatı asya'da, dicle ve fırat nehirleri arasında yer alan bir bölge |
mesopotamia n.
|
|
126 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölge |
mesopotamia n.
|
|
127 |
General |
(gemiler arasında) ağır bir halatı çekmek için kullanılan daha hafif halat |
messenger n.
|
|
128 |
General |
boyutu bir mikron ile bir milyon milimikron arasında olup kömür ve bazı şistlerde bulunan organik bir koloidal parçacık |
micelle n.
|
|
129 |
General |
nüfusu 10,000 ile 50,000 arasında olan küçük kentsel alan |
micropolis n.
|
|
130 |
General |
füze uçuşunun ateşleme ile atmosfere dönüş arasında yer alan, düzeltici manevraların yapıldığı kısmı |
midcourse n.
|
|
131 |
General |
tekerleklerin toprak yolda bıraktıkları izlerinin arasında yer alan kesintisiz tümsek |
middelmannetjie [south africa] n.
|
|
132 |
General |
parkurların 400 metre ile 1500 metre arasında değiştiği yarış |
middle distance n.
|
|
133 |
General |
30 ile 45 yaşları arasında olup orta yaşlı olarak görülmek istemeyen kimse |
middle youth n.
|
|
134 |
General |
45 ile 65 yaşları arasında olan erkek |
middle-aged man n.
|
|
135 |
General |
üst ve alt bölgeler arasında yer alan dünya |
middle-earth n.
|
|
136 |
General |
baskın renkler arasında geçiş görevi gören renk alanı |
bridge n.
|
|
137 |
General |
24.3 ve 48.6 hektar arasında değişen eski bir ingiliz ölçü birimi |
hide [obsolete] [uk] n.
|
|
138 |
General |
kuzey amerika'daki yerli halklar arasında kullanılan gayri resmi bir iletişim ağı |
moccasin-telegraph n.
|
|
139 |
General |
iki yer arasında sürekli gidip gelme |
motion [obsolete] n.
|
|
140 |
General |
farksızlar arasında yapılan ayrım |
distinction without a difference n.
|
|
141 |
General |
(aşıklar arasında) ara bulucu |
love broker n.
|
|
142 |
General |
bir topluluğun değer yapıları ile geçmiş tecrübeleri arasında yer alan ve genellikle sanat aracılığıyla ifade bulan ilişki |
mythus n.
|
|
143 |
General |
mutfak ve yemek odası arasında bulunan servis odası |
butler's pantry n.
|
|
144 |
General |
batı afrika'da kasım sonu ile mart ortası arasında gerçekleşen bir mevsim |
harmattan n.
|
|
145 |
General |
(parmaklar arasında ritmik şekilde birbirine vurulan) iki düz ahşap parçası |
clappers n.
|
|
146 |
General |
iki gün arasında meydana gelen dalgalanmalar |
daily variation n.
|
|
147 |
General |
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor |
dingle n.
|
|
148 |
General |
durumlar arasında görülen değişim |
gyration n.
|
|
149 |
General |
(resimli ve fonetik yazım arasında bulunduğu düşünülen) bir yazı biçimi |
iconomaticism n.
|
|
150 |
General |
(sanatçı, kritik veya akademisyenler arasında) karşılıklı övgü |
logrolling n.
|
|
151 |
General |
siyahımsı mor ila morumsu siyah arasında bir renk |
admiral n.
|
|
152 |
General |
tatarlar arasında babadan oğula aktarılan asalet unvanlarından biri |
murza n.
|
|
153 |
General |
iki yer arasında iletişim aracı olarak hizmet veren seyahat veya ulaşım yolu |
road n.
|
|
154 |
General |
uyarılan kas, sinir lifi ve dokular arasında oluşan elektriksel gerilim |
impulse n.
|
|
155 |
General |
uyarılan kas, sinir lifi ve dokular arasında oluşan elektriksel gerilim |
impulsion n.
|
|
156 |
General |
(okul mezunları arasında) ahbap çavuş ilişkisi |
old-girl network n.
|
|
157 |
General |
17. ve 18. yüzyıllarda kadınlar arasında moda olan süslü bir saç modeli |
commode n.
|
|
158 |
General |
ev ile iş arasında gidip gelme |
commutation n.
|
|
159 |
General |
ev ile iş arasında gidip gelme |
commute n.
|
|
160 |
General |
(aynı arkadaş grubu arasında çıkan) tartışma |
in-fighting n.
|
|
161 |
General |
iki olay arasında geçen süre |
interlapse n.
|
|
162 |
General |
diğerlerinin arasında sıkışmış malzeme katmanı |
interlayer n.
|
|
163 |
General |
lamine cam katmanları arasında bulunan plastik katmanı |
interlayer n.
|
|
164 |
General |
bölgeler arasında bulunma |
interlocality n.
|
|
165 |
General |
yerleşim yerleri arasında bulunma |
interlocality n.
|
|
166 |
General |
aileler arasında husumet |
family feud n.
|
|
167 |
General |
büyük idari bölümler arasında sahibi tam bilinmeyen arazi şeridi |
gore n.
|
|
168 |
General |
yapılan harcamanın katılımcılar arasında paylaşılması |
club [obsolete] n.
|
|
169 |
General |
ağırlığı el iskandili ile derin su iskandili arasında olan bir tür iskandil |
coasting lead n.
|
|
170 |
General |
farklı durumlar arasında gidip gelen şey |
cycler n.
|
|
171 |
General |
öğünler arasında yenen hafif atıştırmalık |
drinking [dialect] [uk] n.
|
|
172 |
General |
(kilise) dua sandalyeleri arasında uzanan yol |
pace n.
|
|
173 |
General |
gemi gövdesi ve gemi kızağı arasında bulunan uzunlamasına kereste |
packing n.
|
|
174 |
General |
memeli veya sürüngenlerin ön ve arka uzuvları arasında yer alan zar |
parachute n.
|
|
175 |
General |
akrabalar arasında eşit miras bölüşümü sunan feodal bir arazi kullanım uygulaması |
parage n.
|
|
176 |
General |
iki pencere arasında duvara doğru yerleştirilen masa |
pier table n.
|
|
177 |
General |
iki uç arasında yer alan unsur |
mean n.
|
|
178 |
General |
turnuvayı ilk aşamalarda kaybedenler arasında düzenlenen yarışma |
consolation n.
|
|
179 |
General |
turnuvayı ilk aşamalarda kaybedenler arasında düzenlenen müsabaka |
consolation game n.
|
|
180 |
General |
uzunluğu kısa hikaye ile roman arasında olan anlatı |
conte n.
|
|
181 |
General |
arasında parlama |
intermication n.
|
|
182 |
General |
(sıvı partiküllerinin) birbiri arasında hareket edebilmesi |
intermobility n.
|
|
183 |
General |
başka şeylerin arasında aralıklı olarak birden fazla şeyi birleştirme |
interspersal n.
|
|
184 |
General |
roma katolik kilisesi hukukuna göre farklı derecedeki emirlerin kabulü arasında geçmesi gereken süre |
interstice n.
|
|
185 |
General |
göz ile nesne arasında görüş hattına dik duran düzlem |
plan n.
|
|
186 |
General |
cheapside ve cornhill arasında yer alan bir cadde |
poultry n.
|
|
187 |
General |
su kanalının iki bariyer arasında kalan bölümü |
pound n.
|
|
188 |
General |
(pensilvanya eyaletindeki felemenkler arasında) sihirle şifa bulma |
powwow n.
|
|
189 |
General |
amerikan yerlileri arasında sihir ve eğlenceye dayalı bir çeşit şans getirme ritüeli |
powwowism n.
|
|
190 |
General |
(demir ve mıknatıs arasında) karşılıklı çekim |
coition [obsolete] n.
|
|
191 |
General |
büyücülerin (gezegen, element, burçlar, sayılar yardımıyla) farklı şeyler arasında ilişki kurma sistemi |
correspondences n.
|
|
192 |
General |
gelirin arahat trafiğini paylaşan taşıyıcıların arasında paylaştırılması |
division n.
|
|
193 |
General |
akşamın alacakaranlık ile uyku vakti arasında kalan bölümü |
forenight [scotland] n.
|
|
194 |
General |
akşamın alacakaranlık ile uyku vakti arasında kalan bölümü |
fore-night n.
|
|
195 |
General |
vasiyetname bırakmadan ölen kimsenin mülkünün oğulları ve diğer mirasçıları arasında eşit bölüşülmesi geleneği |
gavel n.
|
|
196 |
General |
parantezler arasında yer alan içerik |
parenthesis n.
|
|
197 |
General |
(damar-duvar arasında veya fay boyu görülen) yumuşak killi madde |
pug n.
|
|
198 |
General |
işe geri dönmeye niyetli olanları bulmak için grevciler arasında dolaşan grev kırıcı |
roper n.
|
|
199 |
General |
eğitimsiz hayvan/yarışmacılar arasında gerçekleştirilen yarış |
scrub race n.
|
|
200 |
General |
çizgi üzerindeki iki nokta arasında kalan parça |
segment of a line n.
|
|
201 |
General |
(iki saban sırası arasında uzanan) toprak sırtı |
selion n.
|
|
202 |
General |
çoban köpekleri arasında yapılan yarışma |
sheepdog trial n.
|
|
203 |
General |
iki yer arasında sürekli sefer yapan yolcu aracı |
shittle n.
|
|
204 |
General |
özellikle kentli siyahiler arasında cereyan eden dostane sataşma |
signifying n.
|
|
205 |
General |
iskoçya'daki bilişim teknolojisi sektörü ve özellikle glasgow ile edinburgh arasında yoğunlaşmış yüksek teknoloji şirketleri |
silicon glen n.
|
|
206 |
General |
zıt elementler arasında biriken kritik basınç noktası |
crunch n.
|
|
207 |
General |
bir grup insan arasında doğal olarak oluşan dostluk ve iyi niyet |
freemasonry n.
|
|
208 |
General |
bir şeyin arasında saklanan hatıra |
pressing n.
|
|
209 |
General |
kitap yaprakları arasında saklanan anı |
pressing n.
|
|
210 |
General |
ağaçlı yamaçlar arasında bulunan ağaçlık alan |
slade n.
|
|
211 |
General |
ağaçlı yamaçlar arasında uzanan açık alan |
slade n.
|
|
212 |
General |
wight adası ile ingiltere'nin güneyi arasında yer alan dar bir kanal |
solent n.
|
|
213 |
General |
(sandalyede, mobilyada) iki ayak arasında yer alan yatay çubuk |
stretcher n.
|
|
214 |
General |
devler arasında yer alan firma |
supergiant n.
|
|
215 |
General |
iki kişinin arasında kalma |
confidence n.
|
|
216 |
General |
birkaç yer arasında gidip gelmek |
shuttle v.
|
|
217 |
General |
hakemlik yapmak (iki taraf arasında) |
arbitrate v.
|
|
218 |
General |
ile arasında uyum sağlamak |
accommodate to v.
|
|
219 |
General |
gidip gelmek (arasında) |
run v.
|
|
220 |
General |
iki cami arasında kalmış beynamaza dönmek |
be in limbo v.
|
|
221 |
General |
iki ülke arasında mekik dokumak |
shuttle back and forth between two countries v.
|
|
222 |
General |
laf arasında söylemek |
interject v.
|
|
223 |
General |
iki şey arasında gidip gelmek |
hover v.
|
|
224 |
General |
ölümle kalım arasında olmak |
be on the razor's edge v.
|
|
225 |
General |
iki cami arasında kalmış beynamaza dönmek |
be torn between two choices v.
|
|
226 |
General |
iki ateş arasında kalmak |
live on the razor's edge v.
|
|
227 |
General |
(arasında) düzenli seferler yapmak |
ply between v.
|
|
228 |
General |
arasında bağlantı kurmak (olaylar/durumlar/insanlar) |
relate v.
|
|
229 |
General |
biriyle arasında mesafe bırakmak |
keep somebody at arm’s length v.
|
|
230 |
General |
kıyı boyu limanlar arasında ticaret yapmak |
coast v.
|
|
231 |
General |
bocalamak (iki seçenek arasında) |
waver v.
|
|
232 |
General |
iki ateş arasında kalmak |
be on the razor's edge v.
|
|
233 |
General |
iki veya daha çok nokta arasında düzenli seferler yapmak |
ply v.
|
|
234 |
General |
bağ kurmak (iki şey arasında) |
connect with v.
|
|
235 |
General |
birkaç yer arasında getirip götürmek |
shuttle v.
|
|
236 |
General |
banliyödeki ev ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelmek |
commute v.
|
|
237 |
General |
iki ateş arasında kalmak |
be caught between two fires v.
|
|
238 |
General |
arasında gidip gelmek (iki durum) |
alternate between v.
|
|
239 |
General |
arasında değişmek |
vary between v.
|
|
240 |
General |
ölümle kalım arasında olmak |
live on the razor's edge v.
|
|
241 |
General |
arasında ilişki kurmak (iki şey/sonuç/rakam) |
correlate v.
|
|
242 |
General |
arasında kalmak |
remain in between v.
|
|
243 |
General |
arasında yer almak |
remain one of the most v.
|
|
244 |
General |
arasında yer almak |
be one of (the most important/largest...) among v.
|
|
245 |
General |
arasında yer almak |
be one of the v.
|
|
246 |
General |
arasında gidip gelmek |
shuttle between v.
|
|
247 |
General |
arasında gidip gelmek |
go between v.
|
|
248 |
General |
yakın ilişki kurmak (iki hayvan arasında) |
pair-bond v.
|
|
249 |
General |
(bir şeylerin arasında) sevinç ya da şaşkınlıkla dolanmak |
gaze round v.
|
|
250 |
General |
yaşamın dişlileri arasında sıkışmak |
get into a rut v.
|
|
251 |
General |
(bir şeylerin arasında) sevinç ya da şaşkınlıkla dolanmak |
gaze around v.
|
|
252 |
General |
dalgaları arasında bırakmak |
break over v.
|
|
253 |
General |
olaylar arasında bağlantı kurmak |
connect with v.
|
|
254 |
General |
arasında dolaşmak |
stroll among v.
|
|
255 |
General |
en iyiler arasında yer almak |
be among the best v.
|
|
256 |
General |
ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almak |
be the second most common cause of death v.
|
|
257 |
General |
eşyaları arasında bir şey bulmak |
find something among one's belongings v.
|
|
258 |
General |
arasında dalgalanmak |
fluctuate between something and something else v.
|
|
259 |
General |
çalıların arasında bulmak |
find in the bushes v.
|
|
260 |
General |
arasında bir şey olmak |
have a thing going with someone v.
|
|
261 |
General |
arasında bağ kurmak |
forge a link between v.
|
|
262 |
General |
... ile ... arasında değişkenlik göstermek |
range v.
|
|
263 |
General |
yaş grupları arasında farklılık göstermek |
vary across age groups v.
|
|
264 |
General |
iki seçenek arasında kalmak |
be torn between two choices v.
|
|
265 |
General |
gidip gelmek (sarkaç gibi iki nokta arasında) |
lurch v.
|
|
266 |
General |
(bazı sınırlar arasında) değişmek |
range v.
|
|
267 |
General |
(belirli değerler arasında) değişiklik göstermek |
range v.
|
|
268 |
General |
tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak |
table-hop v.
|
|
269 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olmak |
channel v.
|
|
270 |
General |
televizyon kanalları arasında sörf yapmak |
channel-surf [usa] v.
|
|
271 |
General |
iki yüzey arasında sıkıştırmak |
nip v.
|
|
272 |
General |
yaşı 90-100 arasında olmak |
nonagenarianism v.
|
|
273 |
General |
taraflar arasında uzlaşma sağlamak |
temporize v.
|
|
274 |
General |
taraflar arasında uzlaşma sağlamak |
temporise v.
|
|
275 |
General |
çift sürerken karıklar arasında bozulmamış alanlar bırakmak |
rib land v.
|
|
276 |
General |
laf arasında belirtmek |
toss v.
|
|
277 |
General |
iki şeyin arasında kalmak |
hang v.
|
|
278 |
General |
bir işi bir veya birkaç yarı zamanlı işçi arasında paylaştırmak |
job-share v.
|
|
279 |
General |
iki malzeme arasında tutturmak |
quilt v.
|
|
280 |
General |
kaşla göz arasında yok etmek |
harlequin v.
|
|
281 |
General |
(iki veya daha fazla kişi) arasında ilişki kurmak |
bond v.
|
|
282 |
General |
seyircilerin arasında olmak |
hear v.
|
|
283 |
General |
ön bacakların arasında sıkıştırmak |
hug v.
|
|
284 |
General |
ön ayakların arasında sıkıştırarak kurbanı ezmek |
hug v.
|
|
285 |
General |
mitler arasında bağ kurmak |
mythologize v.
|
|
286 |
General |
mitler arasında bağ kurmak |
mythologise v.
|
|
287 |
General |
tavan arasında depolamak |
loft v.
|
|
288 |
General |
tavan arasında saklamak |
loft v.
|
|
289 |
General |
tavan arasında yaşamak |
loft v.
|
|
290 |
General |
konuklar arasında dolaşarak servis yapmak |
butler v.
|
|
291 |
General |
televizyon kanalları arasında gezinip durmak |
graze v.
|
|
292 |
General |
arasında boşluklar oluşturmak |
open v.
|
|
293 |
General |
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) |
optimalise v.
|
|
294 |
General |
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) |
optimalize v.
|
|
295 |
General |
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) |
optimize v.
|
|
296 |
General |
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) |
optimize v.
|
|
297 |
General |
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) |
optimise v.
|
|
298 |
General |
diğerlerinin arasında bir katman oluşturmak |
interlayer v.
|
|
299 |
General |
laf arasında bahsetmek |
drop v.
|
|
300 |
General |
arasında benzerlik ilişkisi kurmak |
parallelize v.
|
|
301 |
General |
(iki şey arasında) benzerlik noktası yaratmak |
parallelize v.
|
|
302 |
General |
arasında benzerlik ilişkisi kurmak |
parallelise v.
|
|
303 |
General |
(iki şey arasında) benzerlik noktası yaratmak |
parallelise v.
|
|
304 |
General |
laf arasında bahsetmek |
intermention [obsolete] v.
|
|
305 |
General |
arasında yanıp sönmek |
intermicate v.
|
|
306 |
General |
arasında parlamak |
intermicate v.
|
|
307 |
General |
arasında bağ oluşturmak |
interosculate v.
|
|
308 |
General |
arasında değişkenlik göstermek |
intervary [obsolete] v.
|
|
309 |
General |
(olayların veya dönemlerin) arasında meydana gelmek |
intervene v.
|
|
310 |
General |
arasında ilişki kurmak |
intricate v.
|
|
311 |
General |
iki fikir arasında aralıksız geçiş yapmak |
segue v.
|
|
312 |
General |
kaşla göz arasında yayılmak |
smear v.
|
|
313 |
General |
ateş çizelgesinde keskin yüksek ve düşük noktalar arasında geçiş yapmak |
spike v.
|
|
314 |
General |
(televizyonda, radyoda) kanallar arasında gezinmek |
surf v.
|
|
315 |
General |
(iki cihaz arasında) veri transfer etmek |
synchronize v.
|
|
316 |
General |
arasında değişmek |
range v.
|
|
317 |
General |
1 ve 12 sınıflar arasında kullanılan |
elhi adj.
|
|
318 |
General |
arasında paylaştırılmış |
shared out amongst adj.
|
|
319 |
General |
arasında bölüştürülmüş |
apportioned between adj.
|
|
320 |
General |
arasında paylaştırılmış |
divided between adj.
|
|
321 |
General |
arasında olan |
intercurrent adj.
|
|
322 |
General |
el veya ayak parmakları arasında perdeye sahip olan |
duckfooted adj.
|
|
323 |
General |
hücre içinde yaşayan veya bir hayvanın dokuları arasında yaşayan |
endozoic adj.
|
|
324 |
General |
arasında bulunan |
interjacent adj.
|
|
325 |
General |
yeni ay ve eski ay zamanları arasında |
interlunar adj.
|
|
326 |
General |
iki diş arasında |
interdentil adj.
|
|
327 |
General |
-arasında bölünmüş |
divided between adj.
|
|
328 |
General |
dokular arasında bulunan |
interstitial adj.
|
|
329 |
General |
arasında uzanan |
stretching between adj.
|
|
330 |
General |
bocalayan (farklı görüşler arasında) gidip gelen |
vacillating adj.
|
|
331 |
General |
ırklar arasında |
racial adj.
|
|
332 |
General |
akşam yemeği ile yatma vakti arasında gerçekleşen |
aftersupper adj.
|
|
333 |
General |
yaşı 13-19 arasında olan |
teen adj.
|
|
334 |
General |
8-12 yaş arasında (çocuk) |
tweenage adj.
|
|
335 |
General |
insan algısı ve hayvan hissi arasında kalan algılama biçimine ait veya ilgili |
attuitional adj.
|
|
336 |
General |
insan algısı ve hayvan hissi arasında kalan |
attuitive adj.
|
|
337 |
General |
dinozorlar dahil birçok yaşam formunun neslinin tükendiği, kretase ve tersiyer dönemleri arasında kalan jeolojik geçiş dönemine ait |
k-t adj.
|
|
338 |
General |
dinozorlar dahil birçok yaşam formunun neslinin tükendiği, kretase ve tersiyer dönemleri arasında kalan jeolojik geçiş dönemi ile ilişkili |
k-t adj.
|
|
339 |
General |
üst dudağın en üst noktası ile alt dudağın en alt noktası arasında |
bilabial adj.
|
|
340 |
General |
sıvı ile kristal hali arasında olan (madde) |
mesomorphic adj.
|
|
341 |
General |
sıvı ile kristal hali arasında olan (madde) |
mesomorphous adj.
|
|
342 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölgeye ait |
mesopotamian adj.
|
|
343 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölge ile ilişkili |
mesopotamian adj.
|
|
344 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölgeye özgü |
mesopotamian adj.
|
|
345 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorhine adj.
|
|
346 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorrhine adj.
|
|
347 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorrhinic adj.
|
|
348 |
General |
elektromanyetik spektrumda radyo dalgaları ve kızılötesi dalgaları arasında yer alan, frekansları 300 megahertz ile 300 gigahertz arasında olup 1 metre ile 1 milimetre arasında dalga uzunluklarına sahip elektromanyetik ışımaya ilişkin |
microwave adj.
|
|
349 |
General |
bir rotanın ilk ve son fazlarının arasında yer alan kısmına ilişkin |
midcourse adj.
|
|
350 |
General |
önceki ve sonraki arasında bulunan |
middle adj.
|
|
351 |
General |
üst ve alt arasında bulunan |
middle adj.
|
|
352 |
General |
abd ile güney amerika arasında yer alan topraklara ve burada yaşayan insanlara ait veya ilişkin |
middle american adj.
|
|
353 |
General |
iki kişi arasında |
head-to-head adj.
|
|
354 |
General |
(ingiltere'deki devlet okullarında) aynı soyada sahip iki veya daha çok oğlan çocuğu arasında yaş veya derece bakımından ikinci sırada gelen |
minor adj.
|
|
355 |
General |
toplumlar arasında önde gelen |
high adj.
|
|
356 |
General |
aynı cinsiyetten kişiler arasında cinsel aktiviteyle ilgili |
homosexual adj.
|
|
357 |
General |
aynı cinsiyetten kişiler arasında cinsel aktiviteye ait |
homosexual adj.
|
|
358 |
General |
aynı cinsiyetten kişiler arasında cinsel aktivite içeren |
homosexual adj.
|
|
359 |
General |
bir toplumun hiyerarşik sosyal tabakaları arasında statü değişikliği fırsatına sahip olan |
mobile adj.
|
|
360 |
General |
bir toplumun hiyerarşik sosyal tabakaları arasında statü değiştiren |
mobile adj.
|
|
361 |
General |
dağların arasında yer alan |
mountain adj.
|
|
362 |
General |
çalıların arasında kaybolmuş |
bushed [australia] adj.
|
|
363 |
General |
tavan arasında yaşayan |
garreted adj.
|
|
364 |
General |
iki olgunun arasında kalan |
gray adj.
|
|
365 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimi ile ilgili |
iconomatic adj.
|
|
366 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimine ait |
iconomatic adj.
|
|
367 |
General |
alevler arasında giden |
ignifluous [obsolete] adj.
|
|
368 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimi ile ilgili |
ikonomatic adj.
|
|
369 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimine ait |
ikonomatic adj.
|
|
370 |
General |
iki kişi arasında dolaysız iletişim içeren |
one on one [us] adj.
|
|
371 |
General |
iki kişi arasında doğrudan iletişim veya alışveriş içeren |
one-on-one adj.
|
|
372 |
General |
5. ve 7. yüzyıllar arasında kuzey avrupa'da kullanılmış olan runik yazıya ait veya ilişkili |
overgang adj.
|
|
373 |
General |
5. ve 7. yüzyıllar arasında kuzey avrupa'da kullanılmış olan runik yazıyı içeren |
overgang adj.
|
|
374 |
General |
(toz) parmakların arasında tutulduğunda tanecik hissi vermeyecek derecede ince |
impalpable adj.
|
|
375 |
General |
parçaları arasında dinamik bir iç gerilim, çatışma ve bağlılığa sahip olan |
dialectical adj.
|
|
376 |
General |
başka katmanların arasında kalmış |
instratified adj.
|
|
377 |
General |
katmanlar arasında bulunan |
interlayer adj.
|
|
378 |
General |
katmanlar arasında yer alan |
interlayer adj.
|
|
379 |
General |
bölgeler arasında bulunan |
interlocal adj.
|
|
380 |
General |
yerleşim yerleri arasında bulunan |
interlocal adj.
|
|
381 |
General |
m.s. 100-600 yılları arasında alaska'nın batısında yaşamış eskimoların kültürüne ait veya ilgili |
ipiutak adj.
|
|
382 |
General |
(mektuplarda) adresteki satırların arasında virgül, sonunda nokta olan |
closed adj.
|
|
383 |
General |
(armacılıkta) dar şeritler arasında bulunan |
cotised adj.
|
|
384 |
General |
(hanedan armalarında hayvan) kuyruğu bacakları arasında ikiye katlanmış duran |
coward adj.
|
|
385 |
General |
aileler arasında yaygın |
familiar adj.
|
|
386 |
General |
(hanedan armalarında) iki çapraz dar şerit veya parmaklık arasında bulunan |
cottised adj.
|
|
387 |
General |
birden fazla erkek arasında meydana gelen |
intermale adj.
|
|
388 |
General |
iki uç arasında olan |
intermarginal adj.
|
|
389 |
General |
iki kenar arasında olan |
intermarginal adj.
|
|
390 |
General |
iki şey arasında olan |
intermedial adj.
|
|
391 |
General |
bitişik parça veya yüzeyler arasında yer alan |
interproximal adj.
|
|
392 |
General |
bitişik parça veya yüzeyler arasında yer alan |
interproximate adj.
|
|
393 |
General |
gözlük merceklerinin merkezi arasında bulunan |
interpupillary adj.
|
|
394 |
General |
embriyonik somitler arasında bulunan |
intersegmental adj.
|
|
395 |
General |
arasında görülebilen |
intertranspicuous adj.
|
|
396 |
General |
birden fazla üniversite arasında bulunan |
interuniversity adj.
|
|
397 |
General |
birden fazla üniversite arasında meydana gelen |
interuniversity adj.
|
|
398 |
General |
aynı cinsiyetin üyeleri arasında meydana gelen |
intrasexual adj.
|
|
399 |
General |
hemcinsler arasında olan |
same-sex adj.
|
|
400 |
General |
iki ateş arasında kalmış |
flurried adj.
|
|
401 |
General |
oval ve mızraksı arasında bir şekle sahip olan |
ovate-lanceolate adj.
|
|
402 |
General |
yumurta ile küre arasında bir şekle sahip olan |
ovate-rotundate adj.
|
|
403 |
General |
new mexico'da ms. 700-900 yılları arasında var olmuş bir kültüre ait veya ilgili |
rosa adj.
|
|
404 |
General |
parçaları arasında düzen olmayan |
scattered adj.
|
|
405 |
General |
farklı görüşler arasında gidip gelen |
shilly-shally adj.
|
|
406 |
General |
dostlar arasında olan |
social adj.
|
|
407 |
General |
müttefikler arasında meydana gelen |
social adj.
|
|
408 |
General |
alternatifler arasında olan |
some other adj.
|
|
409 |
General |
(kemik) hyomandibüler ve kuadrat kemik arasında olan |
symplectic adj.
|
|
410 |
General |
birinci ve ikinci dünya savaşları arasında olan |
interwar adj.
|
|
411 |
General |
az tanınmış kimseler arasında |
below the salt adv.
|
|
412 |
General |
kaşla göz arasında |
in a trice adv.
|
|
413 |
General |
gelgitler arasında |
intertidally adv.
|
|
414 |
General |
diğerleri arasında (latince) |
inter alia adv.
|
|
415 |
General |
beş ila on arasında |
from five to ten adv.
|
|
416 |
General |
kaşla göz arasında |
in no time adv.
|
|
417 |
General |
diğerleri arasında |
among others adv.
|
|
418 |
General |
aile arasında |
en famille adv.
|
|
419 |
General |
bildiklerim arasında |
within my ken adv.
|
|
420 |
General |
sesli harfler arasında |
intervocalically adv.
|
|
421 |
General |
aileler arasında |
interfamily adv.
|
|
422 |
General |
laf arasında |
incidentally adv.
|
|
423 |
General |
kaşla göz arasında |
in a split second adv.
|
|
424 |
General |
kaşla göz arasında |
in a very short time adv.
|
|
425 |
General |
kaşla göz arasında |
in a flash adv.
|
|
426 |
General |
bunlar arasında |
among these adv.
|
|
427 |
General |
bunlar arasında |
among them adv.
|
|
428 |
General |
tümünün arasında |
among all adv.
|
|
429 |
General |
hepsinin arasında |
among all adv.
|
|
430 |
General |
yıllar arasında |
inter-annual adv.
|
|
431 |
General |
benzerleri arasında |
among one’s peers adv.
|
|
432 |
General |
benzerleri arasında |
among one’s counterparts adv.
|
|
433 |
General |
benzerleri arasında |
among its kind adv.
|
|
434 |
General |
iki takım arasında |
between two team adv.
|
|
435 |
General |
laf arasında |
en passant adv.
|
|
436 |
General |
laf arasında |
by the bye adv.
|
|
437 |
General |
laf arasında |
by the by adv.
|
|
438 |
General |
laf arasında |
in passing adv.
|
|
439 |
General |
laf arasında |
incidently (incidentally) adv.
|
|
440 |
General |
1999-2003 arasında |
between 1999 and 2003 adv.
|
|
441 |
General |
(ikiden fazla sayıda) ülkeler arasında |
among the countries adv.
|
|
442 |
General |
halk arasında |
colloquially adv.
|
|
443 |
General |
saatleri arasında |
between the hours of adv.
|
|
444 |
General |
diğerleri arasında |
among others (a.o.) adv.
|
|
445 |
General |
öğleden sonra dört ile gece yarısı arasında |
between four in the afternoon and midnight adv.
|
|
446 |
General |
bunların arasında |
among these adv.
|
|
447 |
General |
kaşla göz arasında |
in one's tracks adv.
|
|
448 |
General |
insan algısı ve hayvan hissi arasında kalan bir yolla |
attuitively adv.
|
|
449 |
General |
çok sayıda kişi arasında |
widely adv.
|
|
450 |
General |
iki şey arasında sıkışmış halde |
bodkin [uk] adv.
|
|
451 |
General |
laf arasında |
on the volley adv.
|
|
452 |
General |
iki gün arasında |
overnight adv.
|
|
453 |
General |
bilardo masasında lastikli iç kenarlar ile bu kenarlara paralel çizgiler arasında |
in baulk adv.
|
|
454 |
General |
öğle vakti ile gece yarısı arasında |
p.m. adv.
|
|
455 |
General |
nesneler arasında |
intermediately adv.
|
|
456 |
General |
zamanlar arasında |
intermediately adv.
|
|
457 |
General |
hayal ile gerçek arasında |
between dream and reality adv.
|
|
458 |
General |
ikisi arasında |
in between prep.
|
|
459 |
General |
tarihleri arasında |
between the dates prep.
|
|
460 |
General |
arasında değişen |
ranging between prep.
|
|
461 |
General |
seslerin ortasında/arasında |
amid prep.
|
|
462 |
General |
arasında (bir gürültünün) |
through prep.
|
|
463 |
General |
arasında değişen |
varying between prep.
|
|
464 |
General |
ile arasında |
between and prep.
|
|
465 |
General |
yılları arasında |
between the years of prep.
|
|
466 |
General |
seneleri arasında |
between the years of prep.
|
|
467 |
General |
sahne dekorunun en önündeki parçalar arasında sahne önünde gerçekleştirilen |
in one prep.
|
|
468 |
General |
(iki seçenek) arasında |
versus prep.
|
|
469 |
General |
(sirk çalışanları ile izleyiciler arasında çıkan kavgada) diğer sirk çalışanlarını kavgaya çağırmak için sirk görevlilerin söylediği söz |
hey rube interj.
|
|
470 |
General |
katmanları arasında anlamı veren ön ek |
intra- pref.
|
|
471 |
General |
pusulanın güneydoğu ile doğu arasında gösterdiği yön |
sebe (southeast by east) abrev.
|
|
472 |
General |
pusulanın güneydoğu ile güney arasında gösterdiği yön |
sebs (southeast by south) abrev.
|
|
Phrasals |
|
473 |
Phrasals |
laf arasında söylemek |
throw in v.
|
|
474 |
Phrasals |
bitirenler arasında …ci gelmek |
come in v.
|
|
475 |
Phrasals |
diğerleri/başkaları arasında |
as (things) go v.
|
|
476 |
Phrasals |
laf arasında söyleyivermek |
toss in v.
|
|
477 |
Phrasals |
(iki veya daha çok taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak |
arbitrate between v.
|
|
478 |
Phrasals |
(iki taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak |
arbitrate between (someone and someone else) v.
|
|
479 |
Phrasals |
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında havada/asılı kalmak |
hover between (something) and (something else) v.
|
|
480 |
Phrasals |
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak |
hover between (something) and (something else) v.
|
|
481 |
Phrasals |
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında havada/asılı kalmak |
hover between something (and something else) v.
|
|
482 |
Phrasals |
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak |
hover between something (and something else) v.
|
|
483 |
Phrasals |
iki zıt kişi veya şey arasında karar vermek |
judge between (someone or something and someone or something else) v.
|
|
484 |
Phrasals |
iki zıt kişi veya şey arasında seçim yapmak |
judge between (someone or something and someone or something else) v.
|
|
485 |
Phrasals |
(iki veya daha çok kişi veya şey) arasında yavaş yavaş yürümek |
step between (someone or something) v.
|
|
486 |
Phrasals |
(iki kişi veya grup) arasında ara buluculuk yapmak |
step between (someone or something) v.
|
|
487 |
Phrasals |
arasında kararsız bırakmak |
tear between v.
|
|
488 |
Phrasals |
arasında ikircikli bırakmak |
tear between v.
|
|
489 |
Phrasals |
arasında tereddütte bırakmak |
tear between v.
|
|
490 |
Phrasals |
birileri/bir şeyler arasında sürekli el değiştirmek |
buffet someone or something (from someone or something) (to someone or something) v.
|
|
491 |
Phrasals |
arasında dolaştırmak |
circulate among someone or something v.
|
|
492 |
Phrasals |
arasında gezdirmek |
circulate among someone or something v.
|
|
493 |
Phrasals |
içinde/arasında gezmek |
circulate among someone or something v.
|
|
494 |
Phrasals |
(iş, okul) arasında her gün gidip gelmek |
commute (something) into (something) v.
|
|
495 |
Phrasals |
arasında bir karar vermek |
decide between two v.
|
|
496 |
Phrasals |
arasında bir seçim yapmak |
decide between two v.
|
|
497 |
Phrasals |
arasında bölmek/paylaştırmak |
divvy something up among some people v.
|
|
498 |
Phrasals |
arasında dağılım göstermek/değişmek |
range from something to something v.
|
|
499 |
Phrasals |
arasında dağıtmak |
distribute among v.
|
|
500 |
Phrasals |
arasında değerlendirmek/kabul etmek |
rate someone or something among something v.
|
|