iyileşme - Türkisch Englisch Wörterbuch

iyileşme

Bedeutungen von dem Begriff "iyileşme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 33 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
iyileşme recovery n.
The doctors said he is going to make a full recovery.
Doktorlar tamamen iyileşeceğini söylediler.

More Sentences
General
iyileşme improvement n.
Although there have been improvements in these areas, problems still remain.
Bu alanlarda iyileşmeler kaydedilmiş olsa da sorunlar devam etmektedir.

More Sentences
iyileşme betterment n.
This is for the betterment of the economy as a whole and of conditions in our areas.
Bu, bir bütün olarak ekonominin ve bölgelerimizdeki koşulların iyileştirilmesi içindir.

More Sentences
iyileşme cure n.
Certain supplements may speed up the cure.
Bazı takviyeler iyileşmeyi hızlandırabilir.

More Sentences
Law
iyileşme betterment n.
This is for the betterment of the economy as a whole and of conditions in our areas.
Bu, bir bütün olarak ekonominin ve bölgelerimizdeki koşulların iyileştirilmesi içindir.

More Sentences
Technical
iyileşme recovery v.
The doctors said he is going to make a full recovery.
Doktorlar tamamen iyileşeceğini söylediler.

More Sentences
General
iyileşme reformation n.
iyileşme upturn n.
iyileşme getting better n.
iyileşme amelioration n.
iyileşme progress n.
iyileşme recruitment n.
iyileşme convalescence n.
iyileşme upswing n.
iyileşme heal n.
iyileşme recuperation n.
iyileşme rally n.
iyileşme re coverance [obsolete] n.
iyileşme recovering n.
iyileşme reduction [obsolete] n.
iyileşme revalescence n.
iyileşme step-up n.
iyileşme convalesce v.
iyileşme convalescent adj.
Colloquial
iyileşme (oneself) again expr.
Politics
iyileşme advance n.
Technical
iyileşme recuperation v.
Medical
iyileşme recuperation n.
iyileşme meiosis n.
iyileşme healing n.
iyileşme revival n.
iyileşme solution n.
Dentistry
iyileşme healing n.

Bedeutungen, die der Begriff "iyileşme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 93 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Trade/Economic
ekonomik iyileşme economic recovery n.
In times of stagnation and recession, its shackles prove to have a toxic effect on economic recovery.
Durgunluk ve resesyon dönemlerinde, zincirlerinin ekonomik iyileşme üzerinde zehirli bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır.

More Sentences
Telecom
önemli iyileşme substantial improvement n.
Mr Langen has presented a very sound analysis of the Commission’s Green Paper and proposed substantial improvements.
Sayın Langen, Komisyonun Yeşil Kitap'ına ilişkin çok sağlam bir analiz sunmuş ve önemli iyileştirmeler önermiştir.

More Sentences
Medical
tam iyileşme complete recovery n.
What about prevention and complete recovery?
Peki ya önleme ve tam iyileşme?

More Sentences
Religious
mucizevi iyileşme miraculous healing n.
This medicine is known for its miraculous healing powers.
Bu ilaç mucizevi iyileştirme gücüyle bilinir.

More Sentences
General
çabuk iyileşme gücü resilience n.
iyileşme dönemi convalescence n.
çabuk iyileşme swift recovery n.
hızlı iyileşme rapid improvement n.
iyileşme süreci recovery period n.
iyileşme süreci recovery time n.
iyileşme müddeti recuperation n.
iyileşme dönemi time of recovery n.
(yara) iyileşme cicatrisation n.
(yara) iyileşme cicatrization n.
i̇yileşme dilekleri healing wishes n.
gerekenden daha fazla iyileşme overhealing n.
aniden iyileşme (hastalık, başarısızlık vb.) rally n.
duygusal anlamda iyileşme süreci rebound n.
çabuk iyileşme gücü resiliency n.
kısa dönemli iyileşme hiccough n.
kısa dönemli iyileşme hiccup n.
görünümde iyileşme facelift n.
iyileşme şansı olmayan hopeless adj.
iyileşme dileyen get-well adj.
Colloquial
iyileşme şansı olmamak have had it v.
Idioms
küçük bir iyileşme/toparlanma işareti gösteren dead-catty n.
semptomlarda geçici bir iyileşme görülmesi in remission n.
piyasadaki hafif bir yükseliş/iyileşme/sıçrama deadcat bounce n.
iyileşme yolunda olmak be on the road to recovery v.
iyileşme sürecinde on the up grade adv.
iyileşme yolunda out and about expr.
iyileşme aşamasında on the road to recovery expr.
iyileşme/gelişme gösteren on the upswing expr.
Trade/Economic
aşırı iyileşme boom n.
ekonomide iyileşme sinyalleri signs of upturn in the economy n.
iyileşme vergisi betterment tax n.
kişisel iyileşme personal wellness n.
kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk double dip n.
Politics
franklin d. roosevelt tarafından ekonomik iyileşme ve sosyal reformu teşvik için tasarlanmış program new deal n.
Medical
iyileşme sırasında kırık bir kemiğin uçları etrafında gelişen sert kemik dokusu callus n.
kademeli uygulama ile iyileşme amaçlayan tedavi regimen n.
cerrahi iyileşme gecikme delayed surgical recovery n.
erken iyileşme early recovery n.
fonksiyonel olarak iyileşme functional recovery n.
fonksiyonel iyileşme functional recovery n.
hastanın klinik olarak iyileşme belirtileri göstermesi clinical remission n.
iyileşme süreci healing process n.
iyileşme dokusu scar tissue n.
iyileşme bakımı aftercare n.
kendi kendine iyileşme self-healing n.
klinik iyileşme clinical improvement n.
klinik ve radyolojik iyileşme clinic and radiologic recovery n.
klinik iyileşme clinical remission n.
kısmi iyileşme partial improvement n.
kısmi iyileşme partial recovery n.
klinik iyileşme clinical healing n.
nörolojik iyileşme oranı ve zamanı neurological healing rate and time n.
nörolojik iyileşme neurological recovery n.
radyolojik iyileşme radiologic recovery n.
tedavisi yapılan hastalığın iyileşme sürecini olumsuz anlamda etkileyen eşzamanlı hastalık comorbidity n.
zihinsel iyileşme mental recovery n.
zihinsel iyileşme mental healing n.
iyileşme sürecinde yara izi oluşumu epulosis n.
yatalak veya iyileşme döneminde olan kimseler için verilen diyet light diet n.
yara kenarlarının kademeli olarak bir araya geldiği iyileşme aşaması contraction n.
iyileşme sürecini hızlandırmak speed up the healing process v.
kendiliğinden iyileşme eğiliminde olmak tend to heal spontaneously v.
doğal iyileşme yöntemlerini içeren naturopathic adj.
iyileşme sürecini önleyen antiplastic adj.
iyileşme sürecini yavaşlatan antiplastic adj.
yaşayan bir bedeni büyüme, işlevsel değişim veya iyileşme için herhangi bir kaynak sağlamadan stabil şartlarda tutmak için tasarlanmış maintenance adj.
yaşayan bir bedeni büyüme, işlevsel değişim veya iyileşme için herhangi bir kaynak sağlamadan stabil şartlarda tutmaya elverişli maintenance adj.
Psychology
inançla iyileşme faith healing n.
zihinsel iyileşme mental healing n.
(psikolojik bozuklukta) iyileşme sürecinde in recovery adj.
Dentistry
iyileşme başlığı healing cap n.
Pathology
bir hastalıktan sonra iyileşme analepsis [obsolete] n.
bir hastalıktan sonra iyileşme analepsy [obsolete] n.
Biochemistry
iyileşme dönemi recovery period n.
Botanic
iyileşme sırasında oluşan koruyucu doku callus v.
Religious
mucizevi iyileşme gibi dini deneyimlere inanılan hristiyanlık akımı charismatic n.
mucizevi iyileşme gibi dini deneyimlere inanılan hristiyanlık akımı charismatic movement n.
hristiyan zihinsel iyileşme bilimi sistemi metaphysics n.
inanç yoluyla beklenmedik iyileşme miraculous healing n.
mucizevi iyileşme vb. gibi dini deneyimlere inanılan hristiyan mezhebine ait veya ilgili charismatic adj.
Archaic
iyileşme süreci incarnation n.
iyileşme ürünü incarnation n.
Slang
iyileşme programında in the rooms expr.
Modern Slang
eksilmeyle gelen iyileşme addition by subtraction n.
Star Wars
iyileşme salonları halls of healing n.
iyileşme odaları healing chambers n.
iyileşme kristali odası healing crystal room n.
twi'lek iyileşme banyoları twi'lek healing baths n.