Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | heal v. | iyileştirmek | ||
It must be held so that it heals instead of inflicting new wounds. Yeni yaralar açmak yerine iyileşmesi için tutulmalıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | heal v. | şifa vermek | ||
I will heal my people and will let them enjoy abundant peace and security. Halkıma şifa vereceğim ve onların bol bol huzur ve güvenliğin tadını çıkarmalarını sağlayacağım. More Sentences |
||||
General | heal v. | iyileşmek | ||
It is the only way in which to bring about healing. İyileşmeyi sağlamanın tek yolu budur. More Sentences |
||||
General | heal v. | iyileştirmek | ||
We must heal the rift between Europeans starting with what unites us. Avrupalılar arasındaki uçurumu bizi birleştiren şeylerden başlayarak iyileştirmeliyiz. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | heal v. | şifa bulmak | ||
General | ||||
General | heal n. | iyileşme | ||
General | heal n. | şifa | ||
General | heal v. | sağaltmak | ||
General | heal v. | tatlıya bağlamak | ||
General | heal v. | defetmek | ||
General | heal v. | kapatmak | ||
General | heal v. | düzeltmek | ||
General | heal v. | şifa dağıtmak | ||
General | heal v. | rahatlatmak | ||
General | heal v. | yatıştırmak | ||
General | heal v. | teskin etmek | ||
General | heal v. | onarmak | ||
General | heal v. | yatışmak | ||
General | heal v. | rahatlamak | ||
General | heal v. | ilişkileri düzeltmek | ||
General | heal v. | arındırmak | ||
General | heal v. | tedavi uygulamak | ||
General | heal v. | tamir etmek | ||
General | heal v. | kapanmak | ||
General | heal v. | örtmek | ||
Technical | ||||
Technical | heal n. | açık deniz |