beklenen

Bedeutungen von dem Begriff "beklenen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 27 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	beklenen	expected adj.
In addition, the sale of a third GSM licence brought significantly higher revenues than expected. Ayrıca, üçüncü bir GSM lisansının satışı, beklenenden bir hayli daha yüksek gelir sağladı. More Sentences
General
2	General	beklenen	awaited adj.
This result is impatiently awaited by European enterprises, public authorities and contracting entities. Bu sonuç, Avrupalı işletmeler, kamu makamları ve müteahhitlik kuruluşları tarafından sabırsızlıkla beklenmektedir. More Sentences
3	General	beklenen	due adj.
This study is due to be published at the end of August 2002. Bu çalışmanın Ağustos 2002 sonunda yayınlanması beklenmektedir. More Sentences
4	General	beklenen	anticipated adj.
The anticipated problems on the local labour and service markets will not be overcome without a great deal of effort. Yerel iş gücü ve hizmet piyasalarında beklenen sorunlar büyük bir çaba sarf edilmeden aşılamayacaktır. More Sentences
5	General	beklenen	expected to prep.
Is the European Union ready to take on the responsibilities we are expected to assume? Avrupa Birliği bizden beklenen sorumlulukları üstlenmeye hazır mı? More Sentences
Colloquial
6	Colloquial	beklenen	supposed to adj.
However, we should admit that the net that is supposed to catch them is yet to be put in place. Bununla birlikte, onları yakalaması beklenen ağın henüz yerine oturtulmadığını kabul etmeliyiz. More Sentences
General
7	General	beklenen	expectable adj.
8	General	beklenen	inevitable adj.
9	General	beklenen	in prospect adj.
10	General	beklenen	prospective adj.
11	General	beklenen	sure to happen adj.
12	General	beklenen	ex-ante adj.
13	General	beklenen	due in adj.
14	General	beklenen	anticipant adj.
15	General	beklenen	anticipatable adj.
16	General	beklenen	unsurprising adj.
17	General	beklenen	looked-for adj.
18	General	beklenen	inchoate adj.
19	General	beklenen	supposed adj.
20	General	beklenen	required adj.
Colloquial
21	Colloquial	beklenen	in prospect expr.
Idioms
22	Idioms	beklenen	on tap adv.
Trade/Economic
23	Trade/Economic	beklenen	prospective adj.
24	Trade/Economic	beklenen	expectant adj.
Technical
25	Technical	beklenen	known adj.
Computer
26	Computer	beklenen	pending adj.
Archaic
27	Archaic	beklenen	sperate adj.

Bedeutungen, die der Begriff "beklenen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 287 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	beklenen yaşam süresi	life expectancy n.
By 2010, life expectancy in Africa will fall by 20 years. 2010 yılına kadar Afrika'da beklenen yaşam süresi 20 yıl azalacaktır. More Sentences
2	General	beklenen sonuç	expected result n.
The Council recommendations on the equal participation of men and women have not brought about the expected results. Kadın ve erkeklerin eşit katılımına ilişkin Konsey tavsiyeleri beklenen sonuçları doğurmamıştır. More Sentences
3	General	beklenen şeyi yerine getirmemek	fail v.
I guess you failed to tell me he was coming too. Sanırım onun da geleceğini bana söylemedin. More Sentences
4	General	uzun zamandır beklenen	long-awaited adj.
This long-awaited package contains many welcome aspects. Uzun zamandır beklenen bu paket pek çok memnuniyet verici unsur içeriyor. More Sentences
5	General	(tarihe) beklenen	due adj.
The baby is due next week. Bebeğin önümüzdeki hafta doğması bekleniyor. More Sentences
6	General	uzun süredir beklenen	long-awaited adj.
The long-awaited album from the band finally hit the shelves. Grubun uzun süredir beklenen albümü nihayet raflardaki yerini aldı. More Sentences
7	General	beklenen şey	expectancy n.
8	General	beklenen standartlara çıkamamış	lapser n.
9	General	beklenen rol	anticipatory role n.
10	General	beklenen verim	expected return n.
11	General	beklenen sosyalleşme	anticipatory socialization n.
12	General	doğması beklenen çocuk	passenger n.
13	General	beklenen yaşama süresi	life expectancy n.
14	General	beklenen kayıplar	expected loss n.
15	General	beklenen maliyet	expected cost n.
16	General	beklenen katkı	expected contribution n.
17	General	beklenen yok satma miktarı	expected sell-out rate n.
18	General	beklenen ölüm	expected death n.
19	General	beklenen ilgi	expected interest n.
20	General	beklenen sonuçlar	expected results n.
21	General	beklenen performans	expected performance n.
22	General	beklenen uygulama	expected operation n.
23	General	tahmini (beklenen) bitiş tarihi	expected end date n.
24	General	beklenen kayıplar	expected losses n.
25	General	beklenen faydalar	benefits sought n.
26	General	beklenen yararlar	benefits sought n.
27	General	insanların genellikle göstermesi beklenen nezaket	common courtesy n.
28	General	beklenen suçluluk duygusu	anticipated guilt n.
29	General	ortalamanın üstünde satış başarısı göstermesi beklenen kitapların listesi (yayıncıya ait)	midlist n.
30	General	beklenen seviyede performans göstermeyen kişi	nonperformer n.
31	General	bir eylemin beklenen sonucu olarak kazanılan şey	effect [obsolete] n.
32	General	birini/bir şeyi olmayacak bir yerden kurtarması beklenen hayali vinç kancası	skyhook n.
33	General	beklenen sonucu vermeme	lapse n.
34	General	(kazanması beklenen birini) mağlup eden kimse	upsetter n.
35	General	yemekleri iyi olması beklenen mekan	munch n.
36	General	beklenen ile gerçek arasındaki tutarsızlık	irony n.
37	General	nezaketen uygun/beklenen davranış	due decorum n.
38	General	beklenen gün	the day n.
39	General	beklenen uyum	preconformity n.
40	General	beklenen durumdan sapmak	aberrate v.
41	General	beklenen ilgiyi çekememek	cut a poor figure v.
42	General	beklenen kriterlere uymak	measure up v.
43	General	beklenen ilgiyle karşılaşmamak	not attract the expected attention v.
44	General	beklenen ilgiyi görmemek	not attract the expected attention v.
45	General	bir erkekten geleneksel olarak beklenen şeyleri yerine getirmek	man-up v.
46	General	ümitle beklenen	in prospect adj.
47	General	beklenen düzeyde olmayan	poor adj.
48	General	çok beklenen	much-awaited adj.
49	General	en çok beklenen	most-awaited adj.
50	General	umutla beklenen	hoped for adj.
51	General	umutla beklenen	hoped-for adj.
52	General	çok beklenen	much-anticipated adj.
53	General	umutla beklenen	looked-for adj.
54	General	izleyicileri etkilemesi beklenen	grandstand adj.
55	General	beklenen renkten farklı	off-colour adj.
56	General	fazlasıyla uzun süredir beklenen	overdue adj.
57	General	dört gözle beklenen (tarih, etkinlik)	roll-on [uk] adj.
58	General	belirli bir davranış beklenen	pegged adj.
59	General	en çok beklenen	most anticipated adj.
60	General	bir üst modeli beklenen (ürün)	starter adj.
61	General	beklenen bir şekilde	expectedly adv.
62	General	beklenen şekilde	prognosticatively adv.
63	General	tatmin edici açıklama beklenen	on the spot adv.
64	General	beklenen şekilde	inevitably adv.
Phrasals
65	Phrasals	beklenen tesiri yaratmak	come across v.
66	Phrasals	bir yatırımın beklenen getirilerini kabaca hesaplamak	pencil out v.
67	Phrasals	beklenen düzeye ulaşmak	measure up v.
68	Phrasals	beklenen şekilde ilerlemek	go off v.
69	Phrasals	beklenen plana bağlı kalmak	go off v.
70	Phrasals	beklenen şekilde hareket etmek	act up to (something) v.
71	Phrasals	beklenen kazancı elde edememek	lose out v.
72	Phrasals	beklenen veya istenen yolu takip etmek	go off v.
73	Phrasals	(beklenen/umulan/tahmin edilen) kadar olmak	live up to (something) v.
Phrases
74	Phrases	tam senden beklenen şey!	that’s typical of you expr.
Proverb
75	Proverb	başında kaynasın diye beklenen su asla kaynamaz	watched pot never boils
76	Proverb	başında beklenen su kaynamaz	a watched pot never boils
77	Proverb	başında beklenen tencere kaynamaz	a watched kettle never boils
78	Proverb	dört gözle beklenen tatlı gelir	desires are nourished by delays
Colloquial
79	Colloquial	beklenen heyecanı yaratmayan	a damp squib n.
80	Colloquial	beklenen randımanı verememek	not cut the mustard v.
81	Colloquial	(bir şeyi) beklenen şekilde yapmamak	not so much as (do something) v.
82	Colloquial	(bir şeyi) birinden beklenen şekilde yapmamak	not so much as (do something) v.
83	Colloquial	beklenen bir şey olmak	be to be expected v.
84	Colloquial	beklenen şeyler olmak	be to be expected v.
85	Colloquial	merakla beklenen	hotly-anticipated adj.
86	Colloquial	bir şey yapması beklenen	supposed to do something adj.
87	Colloquial	beklenen (olumsuz bir şey için)	par for the course expr.
Idioms
88	Idioms	beklenen kadar başarılı olmayan müessese	problem child n.
89	Idioms	beklenen sonuç/olağan sonuç	all hollow [obsolete] n.
90	Idioms	beklenen sonuç	foregone conclusion n.
91	Idioms	beklenen gün	the day of days n.
92	Idioms	beklenen kişi	man of the hour n.
93	Idioms	beklenen sonuç	a foregone conclusion n.
94	Idioms	cevabı merakla beklenen soru	the burning question n.
95	Idioms	cevabı merakla beklenen soru	burning question n.
96	Idioms	uzun süredir/zamandır beklenen para	long-awaited money n.
97	Idioms	büyük hasılat beklenen film	tentpole film n.
98	Idioms	(bir şeyin) beklenen/istenen ürünleri veya sonuçları	the fruits of (something) n.
99	Idioms	(bir şeyin) beklenen/istenen ürün veya sonuç	the fruit of (something) n.
100	Idioms	beklenen büyük sıkıntı	the deuce to pay n.
101	Idioms	beklenen büyük bela	the deuce to pay n.
102	Idioms	beklenen kaza	an accident waiting to happen n.
103	Idioms	beklenen felaket	a disaster waiting to happen n.
104	Idioms	büyük hasılat beklenen film	tentpole movie n.
105	Idioms	beklenen hareket	a matter of course n.
106	Idioms	beklenen kaza	an accident waiting to happen n.
107	Idioms	beklenen kaza	an accident waiting to happen n.
108	Idioms	beklenen felaket	a disaster waiting to happen n.
109	Idioms	beklenen kaza	an accident waiting to happen n.
110	Idioms	beklenen felaket	a disaster waiting to happen n.
111	Idioms	beklenen an	big moment n.
112	Idioms	beklenen heyecanı yaratmayan şey	damp squib n.
113	Idioms	beklenen bebek	one in the oven n.
114	Idioms	büyük hasılat beklenen filmler	tentpole cinema n.
115	Idioms	gerçekte olan veya olacak/olması beklenen	the score n.
116	Idioms	beklenen bir şey olmak	be (only) to be expected v.
117	Idioms	kendisinden beklenen performansı sergileyememek	hit below (one's) weight v.
118	Idioms	kendisinden beklenen performansı sergileyememek	punch below (one's) weight v.
119	Idioms	beklenen zorlukla karşılaşmamak	get off easy v.
120	Idioms	beklenen zorlukla karşılaşmamak	get off lightly v.
121	Idioms	beklenen/ideal sonucu yaratmak	drop into place v.
122	Idioms	beklenen zorlukla karşılaşmamak	get off light v.
123	Idioms	(zaten) beklenen şeyler olmak	be (only) to be expected v.
124	Idioms	gereken/beklenen satış kotasını doldurmak	make (one's) number v.
125	Idioms	gereken/beklenen satış kotasına ulaşmak	make (one's) number v.
126	Idioms	boks maçında beklenen sürede/nakavt sayımı süresince yerden kalkamayıp kaybetmek/nakavt olmak	take the long count [dated] v.
127	Idioms	istenilen/beklenen düzeyde olmak	be up to the mark v.
128	Idioms	beklenen düzeyde olmak	be up to par v.
129	Idioms	beklenen düzeyde olmak	be above par v.
130	Idioms	beklenen şekilde ilerlemek	keep on (the right) track v.
131	Idioms	kendinden beklenen performansı sergilemek	punch (one's) weight v.
132	Idioms	kendisinden beklenen performansı sergileyememek	punch below your weight v.
133	Idioms	kendinden beklenen performansı sergilemek	punch your weight [uk] v.
134	Idioms	beklenen tutara yakın	in the ballpark adv.
135	Idioms	beklenen sonucun aksine	against the run of play expr.
136	Idioms	beklenen veya istenilen durumda	up to scratch expr.
137	Idioms	beklenen durumda	up to scratch expr.
138	Idioms	beklenen hızda	up to speed expr.
139	Idioms	(bir şeyde) beklenen seviye	up to speed (on something) expr.
140	Idioms	(bir şeyde) beklenen/istenen düzey	up to speed (on something) expr.
141	Idioms	istenen/beklenen düzeyin altında	below par expr.
142	Idioms	beklenen görevin üzerinde	beyond the call of duty expr.
143	Idioms	beklenen/gereken düzeyde değil	not up to par expr.
144	Idioms	beklenen/gereken düzeyde değil	not up to the mark expr.
Trade/Economic
145	Trade/Economic	beklenen müşteri	prospective buyer n.
146	Trade/Economic	beklenen net kar oranı	expected rate of net profits n.
147	Trade/Economic	beklenen masraf	encumbrance n.
148	Trade/Economic	beklenen verim	expected yield n.
149	Trade/Economic	beklenen getiri	expected return n.
150	Trade/Economic	beklenen vade	expected maturity n.
151	Trade/Economic	beklenen masraf	commitment n.
152	Trade/Economic	beklenen politikalar	anticipated policies n.
153	Trade/Economic	beklenen anlamında sıfat	ex ante n.
154	Trade/Economic	beklenen kıymet	expected value n.
155	Trade/Economic	beklenen kayıp	expected loss n.
156	Trade/Economic	beklenen kar	expected profit n.
157	Trade/Economic	beklenen enflasyon	anticipated inflation n.
158	Trade/Economic	beklenen fiyat	expected price n.
159	Trade/Economic	beklenen fayda	expected utility n.
160	Trade/Economic	beklenen gelir teorisi	anticipated income theory n.
161	Trade/Economic	beklenen hak	contingent interest n.
162	Trade/Economic	beklenen değer	expected value n.
163	Trade/Economic	beklenen müşteri	prospect n.
164	Trade/Economic	beklenen portföy getirisi	expected portfolio return n.
165	Trade/Economic	beklenen alıcı	prospective purchaser n.
166	Trade/Economic	beklenen parasal genişleme	anticipated monetary expansion n.
167	Trade/Economic	beklenen ömür	expected life n.
168	Trade/Economic	beklenen müşteri	likely purchaser n.
169	Trade/Economic	beklenen enflasyon	expected inflation n.
170	Trade/Economic	beklenen fayda	expected returns n.
171	Trade/Economic	beklenen asgari getiri oranı	required return n.
172	Trade/Economic	beklenen parasal değer	expected monetary value n.
173	Trade/Economic	beklenen getiri	epected return n.
174	Trade/Economic	beklenen maliyet	deemed cost n.
175	Trade/Economic	beklenen maliyet	anticipated cost n.
176	Trade/Economic	beklenen verim	expected return n.
177	Trade/Economic	beklenen uygulama	prospective application n.
178	Trade/Economic	beklenen reel faiz oranı	ex ante real rate of interest n.
179	Trade/Economic	beklenen başarı boşluğu	performance-expectations gap n.
180	Trade/Economic	beklenen değer	epected value n.
181	Trade/Economic	beklenen verim oranı	required rate of return n.
182	Trade/Economic	beklenen şey	prospect n.
183	Trade/Economic	beklenen fiyat	prospective price n.
184	Trade/Economic	bir menkul kıymetin beklenen getirisi	market capitalization rate n.
185	Trade/Economic	bir varlığın beklenen ömrü	expected life n.
186	Trade/Economic	çeşitli alıcıların bir satıcıya olan ve bir yıl içinde tahsil edilmesi beklenen borçların toplamı	accounts receivable n.
187	Trade/Economic	gelecekte gerçekleşmesi beklenen maliyet	anticipated cost n.
188	Trade/Economic	malın beklenen dayanma süresi	probable life n.
189	Trade/Economic	tahmini/beklenen kar	prospective profit n.
190	Trade/Economic	tam bilginin beklenen değeri	expected value of perfect information n.
191	Trade/Economic	tahmini/beklenen maliyet	deemed cost n.
192	Trade/Economic	tahmini/beklenen kar	expected profit n.
193	Trade/Economic	tahmini/beklenen kar	anticipated profit n.
194	Trade/Economic	yatırımdan beklenen getiri	expected return n.
195	Trade/Economic	beklenen parasal değer	emv (expected monetary value) n.
196	Trade/Economic	(şirket) yüksek getirmesi beklenen	growth adj.
197	Trade/Economic	yüksek kar getirmesi beklenen şirketlere yatırım yapan	growth adj.
Law
198	Law	beklenen haklar	future estates n.
199	Law	beklenen yararlanma hakkı	estate in expectancy n.
200	Law	bir menkul üzerindeki beklenen mülkiyet hakkının vasiyet olunması	executory bequest n.
201	Law	karısı henüz yaşarken çocukları olması halinde kocanın karısının malları üzerinde sahip olduğu beklenen ayni hak	curtesy initiate n.
202	Law	vasiyetnamesinde borçlanan kişiye para bırakması beklenen bir kişinin vefatı sonrası borçlu olan kişinin söz konusu meblağı faiziyle geri ödeme taahhüdünde bulunduğu senet	post obit bond n.
203	Law	beklenen cezayı önleyen veya askıya alan resmi tebligat	reprieve n.
204	Law	menkul eşyaları borç alarak tüketip karşılığında ödeme yapması beklenen kimse	mutuary n.
Politics
205	Politics	beklenen etki	expected impact n.
206	Politics	beklenen hak	expectant right n.
207	Politics	beklenen büyüklük	expected scale n.
208	Politics	yalnızca bir dönemlik hizmet vermesi beklenen parlamento üyesi	oncer [australia] n.
Insurance
209	Insurance	beklenen azami hasar	probable maximum loss n.
210	Insurance	beklenen maksimum hasar	probable maximum loss n.
Technical
211	Technical	beklenen mukavemet	expected strength n.
212	Technical	beklenen değer	expected value n.
213	Technical	süre ve sıcaklığın beklenen mukavemete etkisi	effect of time and temperature on the expected strength n.
214	Technical	zaman ve sıcaklığın beklenen mukavemete etkisi (boru)	effect of time and temperature on the expected strength n.
Computer
215	Computer	beklenen değer	expected value n.
216	Computer	beklenen maliyet	estimated cost n.
217	Computer	beklenen olay	invited event n.
218	Computer	gereği beklenen işlem	action item n.
219	Computer	gereği beklenen öğe	action item n.
220	Computer	toplam beklenen aylık sigorta	total anticipated monthly insurance n.
221	Computer	toplam beklenen kredi kartı gideri	total anticipated credit card expense n.
222	Computer	toplam beklenen eğlence gideri	total anticipated entertainment expenses n.
223	Computer	toplam beklenen sabit ve diğer giderler	total anticipated living and n.
224	Computer	toplam beklenen kamu hizmetleri	total anticipated utilities n.
Informatics
225	Informatics	beklenen mesaj	solicited message n.
226	Informatics	beklenen değer	expected value n.
Telecom
227	Telecom	beklenen değer	expected value n.
228	Telecom	beklenen parasal genişleme	anticipated monetary expansion n.
Automotive
229	Automotive	beklenen çalışma süresi	life expectancy n.
Aeronautic
230	Aeronautic	beklenen sınırlar dahilinde gerçekleşen ya da erişilen	nominal adj.
Marine
231	Marine	beklenen aşma oranı	expected overtopping rate n.
232	Marine	gemilerde beklenen nöbet	watch n.
233	Marine	belirli bir süreliğine düzenli olarak seyahat edilmesi beklenen yön	mean line of advance n.
Medical
234	Medical	beklenen doğum tarihi	estimated due date (edd) n.
235	Medical	beklenen doğum tarihi	estimated date of confinement (edc) n.
236	Medical	beklenen doğum tarihi	expected date of delivery n.
237	Medical	doğumda beklenen yaşam süresi	life expectancy at birth n.
238	Medical	iki şey arasında beklenen oranın kaybolmuş olması hali	disproportion n.
239	Medical	(homeopatide) tedavi etmesi beklenen ilaç	simillimum n.
Psychology
240	Psychology	beklenen davranış	expected behavior n.
241	Psychology	beklenen sıklık	expected frequency n.
242	Psychology	öznel olarak beklenen yararlılık	subjective expected utility n.
243	Psychology	olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi	displacement n.
244	Psychology	olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi	displacement behavior n.
245	Psychology	olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi	displacement activity n.
246	Psychology	askeri operasyonlarda strese maruz kalan askerlerin beklenen ve tahmin edilebilir duygusal, entelektüel, fiziksel ve/veya davranışsal tepkileri	combat and operational stress n.
Physiology
247	Physiology	hücrelerin beklenen ölçü ve sürede yaşlanması	catabiosis n.
248	Physiology	hücrelerin beklenen ölçü ve sürede yaşlanmasına ilişkin	catabiotic adj.
Pathology
249	Pathology	beklenen fizyolojik gelişim	expected physiological development n.
Math
250	Math	beklenen değer	expected value n.
251	Math	beklenen değer	mean n.
252	Math	rastgele değişkenin sabit değerden beklenen sapma kuvveti değeri	moment n.
Statistics
253	Statistics	beklenen normal puanlar sınaması	expected normal scores test n.
254	Statistics	beklenen değerin tipik hatası	standard error of estimate n.
255	Statistics	beklenen probit	expected probit n.
256	Statistics	beklenen değer	predicted value n.
257	Statistics	beklenen sıklıklar	expected frequencies n.
258	Statistics	koşullu beklenen değer	conditional expected value n.
259	Statistics	parametre estimatörünün beklenen değeri	bias n.
260	Statistics	tahmin edilen miktar veya parametreden farklı bir beklenen değeri olan	biased adj.
Biology
261	Biology	(bir türün taksonunda) polifiletik olması beklenen	imperfect adj.
262	Biology	(embriyolojide) normal şartlarda belirli bir yönde gelişmesi beklenen	presumptive adj.
Education
263	Education	ulusal müfredatta bir öğrencinin elde etmesi beklenen genel yetenek seviyesi	attainment target [brit] n.
History
264	History	(eski roma'da) roma kolonisi veya vatandaş olmamakla birlikte gerektiğinde asker göndermesi beklenen kabilelere verilen ad	foederatus n.
Religious
265	Religious	(on iki imam inancında) okültasyon sırasında ortaya çıkıp görevini yapması beklenen on ikinci imam	mahdi n.
266	Religious	tüm insanlığı islamiyet'e yönlendirmesi beklenen müslüman mesih	mahdi n.
267	Religious	beklenen kurtarıcı	messias n.
268	Religious	beklenen mesih	messias n.
269	Religious	yahudilerin beklenen kralı ve kurtarıcısı	messias n.
Environment
270	Environment	beklenen en şiddetli deprem	maximum credible earthquake n.
271	Environment	beklenen ısıl gerilmenin hesaplanması	calculation of the predicted heat strain n.
272	Environment	bir organizmanın beklenen yaşam süresi	life expectancy n.
Geology
273	Geology	beklenen veya standart değerden sapan manyetik alan	anomaly n.
274	Geology	beklenen veya standart değerden sapan manyetik alan	magnetic anomaly n.
Military
275	Military	beklenen zamandan veya şartlardan önce mühimmatın çalışmasına sebep olan bir çeşit arıza	premature functioning n.
276	Military	hedefe gönderilen nükleer bir silahın beklenen darbe ile fakat amaçlanandan daha yüksek bir irtifada infilak etmesi	flare dud n.
277	Military	nükleer silahın hedefi bulma ve beklenen düzeyde hasar verme olasılığı	damage expectancy (nuclear) n.
Football
278	Football	beklenen pasa karşı altı defans oyuncusundan oluşan (savunma)	dime n.
279	Football	oyuna beklenen kadro ile çıkmak	start the match with the expected team v.
Baseball
280	Baseball	(ikinci kalede beklenen kale vuruşunu, sayı vuruşunu) iyi başarmak	slug v.
Card
281	Card	oyunu kazandırması beklenen kart	winner n.
Theatre
282	Theatre	tiyatro oyununda güldürmesi beklenen ve sık tekrarlanan espri	catchline n.
Abbreviation
283	Abbreviation	ulusal müfredatta bir öğrencinin elde etmesi beklenen genel yetenek seviyesi	at (attainment target) n.
Archaic
284	Archaic	etki yaratması beklenen	influencive adj.
Slang
285	Slang	yeni doktorların hasta bakmaya başladığı dönemde artması beklenen tıbbi hatalar	the july effect n.
286	Slang	yeni doktorların hasta bakmaya başladığı dönemde artması beklenen tıbbi hatalar	the killing season n.
287	Slang	beklenen etkiyi yaratmayan şey	fizzer [australia] n.