|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
be against v.
|
karşı olmak |
|
He made it clear that he was against the plan.
Plana karşı olduğunu açıkça belirtti.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
violence against women n.
|
kadınlara şiddet |
|
Violence against women is one of the most frequent violations of human rights worldwide.
Kadına şiddet dünya çapında sıkça yaşanan insan hakları ihlallerindendir.
More Sentences
|
3 |
General |
fight against corruption n.
|
yolsuzlukla mücadele |
|
Most candidate countries are still lacking in areas such as implementation capacity and the fight against corruption.
Aday ülkelerin çoğu, uygulama kapasitesi ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda hala eksiklikler yaşamaktadır.
More Sentences
|
|
4 |
General |
violence against women n.
|
kadına karşı şiddet |
|
I'm against violence against women.
Kadına karşı şiddete karşıyım.
More Sentences
|
5 |
General |
bias against (someone or something) n.
|
(birine ya da bir şeye) karşı önyargı |
|
He's biased against Christianity.
Hıristiyanlığa karşı önyargılı.
More Sentences
|
6 |
General |
campaign against n.
|
karşı kampanya |
|
We must continue with the campaign against violence and with preventive measures.
Şiddete karşı kampanyaya ve önleyici tedbirlere devam etmeliyiz.
More Sentences
|
7 |
General |
campaign against n.
|
karşı mücadele |
|
The same applies to European solidarity in the campaign against international terrorism.
Aynı durum, uluslararası terörizme karşı mücadelede Avrupa dayanışması için de geçerlidir.
More Sentences
|
8 |
General |
protest against v.
|
karşı çıkmak |
|
We also protest against that.
Buna da karşı çıkıyoruz.
More Sentences
|
9 |
General |
revolt against v.
|
ayaklanmak |
|
As the majority of the population revolted against the mayor, he abandoned his position.
Halkın çoğunluğu belediye başkanına karşı ayaklanınca, o da görevini bıraktı.
More Sentences
|
10 |
General |
militate against v.
|
engel olmak |
|
Such a system would also militate against harmonisation of the ways in which refugees are received.
Böyle bir sistem, mültecilerin kabul edilme yöntemlerinin uyumlaştırılmasına da engel olacaktır.
More Sentences
|
11 |
General |
protest against v.
|
protesto etmek |
|
For our part, we are using this opportunity to protest against the imperialist war against Iraq.
Kendi adımıza, bu fırsatı Irak'a karşı yürütülen emperyalist savaşı protesto etmek için kullanıyoruz.
More Sentences
|
12 |
General |
vote against v.
|
aleyhinde oy kullanmak |
|
To be consistent, therefore, I have voted against the recommendation.
Bu nedenle tutarlı olmak adına ben de önerinin aleyhinde oy kullandım.
More Sentences
|
13 |
General |
lean against v.
|
dayanmak |
|
He leaned against the wall.
Duvara dayanmıştı.
More Sentences
|
14 |
General |
revolt against v.
|
isyan etmek |
|
They revolted against the government.
Onlar hükümete karşı isyan ettiler.
More Sentences
|
15 |
General |
struggle against v.
|
karşı mücadele etmek |
|
The refugees struggled against hunger.
Mülteciler açlığa karşı mücadele etti.
More Sentences
|
16 |
General |
lean against v.
|
yaslanmak |
|
Tom leaned against the mantelpiece.
Tom şömineye yaslandı.
More Sentences
|
17 |
General |
go against v.
|
karşı gelmek |
|
We went against God's creation by turning ruminants into cannibals.
Geviş getiren hayvanları yamyama dönüştürerek Tanrı'nın yaratışına karşı geldik.
More Sentences
|
18 |
General |
be up against v.
|
mücadele etmek |
|
We knew what we were up against.
Neyle mücadele ettiğimizi biliyorduk.
More Sentences
|
19 |
General |
go against v.
|
ters düşmek |
|
This goes against the somewhat unrealistic assertions of the reports we are considering this evening.
Bu durum, bu akşam değerlendirdiğimiz raporların gerçekçi olmayan iddialarına ters düşmektedir.
More Sentences
|
20 |
General |
vote against v.
|
karşı oy kullanmak |
|
For these reasons, we voted against this proposal.
Bu nedenlerle, bu teklife karşı oy kullandık.
More Sentences
|
21 |
General |
fight against v.
|
savaşmak |
|
It was not us who created the forces we are now fighting against.
Şu anda savaştığımız güçleri yaratan biz değiliz.
More Sentences
|
22 |
General |
go against v.
|
aykırı olmak |
|
Anything that goes against EU law must be prohibited.
AB yasalarına aykırı olan her şey yasaklanmalıdır.
More Sentences
|
23 |
General |
wage war against v.
|
savaş açmak |
|
The Burmese generals continue to wage war against their own population.
Burmalı generaller kendi halklarına karşı savaş açmaya devam ediyor.
More Sentences
|
24 |
General |
push against v.
|
abanmak |
|
Tom pushed against the door with all his weight.
Tom tüm ağırlığıyla kapıya abandı.
More Sentences
|
25 |
General |
turn against (for one person to another) v.
|
aleyhine dönmek |
|
The tide is turning against Tom.
Gidişat Tom'un aleyhine dönüyor.
More Sentences
|
26 |
General |
vote against v.
|
karşı oy kullanmak |
|
Yet I confess I voted against placing this issue on the agenda.
Yine de itiraf etmeliyim ki bu konunun gündeme alınmasına karşı oy kullandım.
More Sentences
|
27 |
General |
protect against v.
|
karşı korumak |
|
After all, it is responsible for technical measures to protect against counterfeiting.
Sonuçta, sahteciliğe karşı koruma sağlayan teknik önlemlerden sorumludur.
More Sentences
|
28 |
General |
turn against v.
|
düşman olmak |
|
She turned against her old friend.
Eski arkadaşına düşman oldu.
More Sentences
|
29 |
General |
discriminate against v.
|
ayrımcılık yapmak |
|
We could never approve or support a directive which discriminates against other people's cultures in this way.
Başka insanların kültürlerine karşı bu şekilde ayrımcılık yapan bir yönergeyi asla onaylayamayız veya destekleyemeyiz.
More Sentences
|
30 |
General |
against all risks adv.
|
tüm risklere karşı |
|
These fragile items must be insured against all risks.
Bu kırılgan parçalar tüm risklere karşı sigortalanmalıdır.
More Sentences
|
31 |
General |
against time adv.
|
zamana karşı |
|
In this strong-arm contest, this race against time, it is the credibility of the UN and Europe that is at stake.
Bu güç yarışında zamana karşı bu yarışta tehlikede olan BM ve Avrupa'nın güvenilirliğidir.
More Sentences
|
32 |
General |
for and against adv.
|
lehinde ve aleyhinde |
|
Many arguments have been put forward for and against a change of regime.
Rejim değişikliği lehinde ve aleyhinde birçok argüman ileri sürülmüştür.
More Sentences
|
33 |
General |
against him/her adv.
|
ona karşı |
|
You don't stand a chance against him.
Ona karşı hiç şansın yok.
More Sentences
|
34 |
General |
bad behaviour against children n.
|
çocuklara kötü davranma |
|
35 |
General |
offenses against property n.
|
mala karşı suçlar |
|
36 |
General |
blue bead worn against the evil eye n.
|
nazar boncuğu |
|
37 |
General |
fighting against smuggling n.
|
kaçakçılıkla mücadele |
|
38 |
General |
rubbing against n.
|
sürünme |
|
39 |
General |
crimes against humanity n.
|
insanlığa karşı suçlar |
|
40 |
General |
landing against wind n.
|
rüzgara karşı iniş |
|
41 |
General |
rubbing against each other n.
|
sürtüşme |
|
42 |
General |
pension against incapacity to work n.
|
iş göremezlik ödeneği |
|
43 |
General |
offenses against the environment n.
|
çevreye karşı suçlar |
|
|
44 |
General |
insurance against damage n.
|
hasar sigortası |
|
45 |
General |
defense against loss n.
|
kayba karşı savunma |
|
46 |
General |
safeguard against n.
|
karşı koruyucu (şey) |
|
47 |
General |
general safety rules against occupational accidents n.
|
iş kazalarına karşı genel güvenlik kuralları |
|
48 |
General |
offenses against the person n.
|
kişilere karşı suçlar |
|
49 |
General |
fight against human trafficking n.
|
insan kaçakçılığıyla mücadele |
|
50 |
General |
sex discrimination against women n.
|
kadınlara karşı cinsiyet ayrımı |
|
51 |
General |
crime against humanity n.
|
insanlık suçu |
|
52 |
General |
violence against children n.
|
çocuklara şiddet |
|
53 |
General |
provision against n.
|
-e karşı tedbir |
|
54 |
General |
violence against women n.
|
kadına uygulanan şiddet |
|
55 |
General |
violence against animals n.
|
hayvanlara uygulanan şiddet |
|
56 |
General |
fight against the crime n.
|
suçla mücadele |
|
57 |
General |
crimes against children n.
|
çocuklara karşı işlenen suçları |
|
58 |
General |
fighting against disease n.
|
hastalıkla mücadele |
|
59 |
General |
struggle against difficulties n.
|
zorluklara karşı mücadele etme |
|
60 |
General |
discrimination against people with disabilities n.
|
engellilere karşı ayrımcılık |
|
61 |
General |
defense against the dark arts n.
|
karanlık sanatlara karşı savunma |
|
62 |
General |
the battle of good against evil n.
|
iyiliğin kötülüğe karşı savaşı |
|
63 |
General |
leaning against n.
|
abanma |
|
64 |
General |
fight against addiction n.
|
bağımlılıkla mücadele |
|
65 |
General |
increase of violence against women n.
|
kadınlara yönelik şiddetin artması |
|
66 |
General |
stance against n.
|
karşı duruş |
|
67 |
General |
criticism raised against n.
|
'e karşı yöneltilen eleştiri |
|
68 |
General |
the fors and against n.
|
lehinde olanlar ve aleyhinde olanlar |
|
69 |
General |
madd (mothers against drunk driving) n.
|
alkollüyken araç kullanmaya karşı annelerin oluşturduğu bir örgüt |
|
70 |
General |
bias someone against someone or something n.
|
birine ya da bir şeye karşı önyargı |
|
71 |
General |
kick against v.
|
karşı çıkmak |
|
72 |
General |
turn against v.
|
aleyhine dönmek |
|
73 |
General |
go against the grain v.
|
birinin tabiatına aykırı olmak |
|
74 |
General |
revile against something v.
|
hakaret etmek |
|
75 |
General |
lean against v.
|
yüklenmek |
|
76 |
General |
set against v.
|
karşı koymak |
|
77 |
General |
protest against v.
|
ayaklanmak |
|
78 |
General |
take criminal action against v.
|
cezai işlem uygulamak |
|
79 |
General |
pit one against another v.
|
boy ölçüşmek (iki şey) |
|
80 |
General |
bear a grudge against v.
|
kin beslemek |
|
81 |
General |
check against v.
|
kıyaslamak |
|
82 |
General |
militate against v.
|
aleyhine olmak |
|
83 |
General |
advise against v.
|
uyarmak |
|
84 |
General |
set one person against another v.
|
fitne sokmak |
|
85 |
General |
hold against v.
|
yüklemek (suçu) |
|
86 |
General |
rest against v.
|
dayanmak |
|
87 |
General |
pit one against another v.
|
birbiriyle yarışmak (iki şey) |
|
88 |
General |
rail against v.
|
sövüp saymak |
|
89 |
General |
bring a suit against v.
|
dava açmak |
|
90 |
General |
fight against difficulties v.
|
zorluklarla mücadele etmek |
|
91 |
General |
rub something against v.
|
bir şeyi bir yere sürtmek |
|
92 |
General |
preach against v.
|
aleyhinde va'zetmek |
|
93 |
General |
wage war against v.
|
harp açmak |
|
94 |
General |
stand out against v.
|
atılmak |
|
95 |
General |
rebel against v.
|
kazan kaldırmak |
|
96 |
General |
set against v.
|
karşı olmak |
|
97 |
General |
offend against v.
|
aykırı davranmak |
|
98 |
General |
kick against the pricks v.
|
otoriteye karşı çıkmak |
|
99 |
General |
have an attitude against v.
|
tavır almak |
|
100 |
General |
run against v.
|
rastlamak |
|
101 |
General |
inform against v.
|
ihbar etmek |
|
102 |
General |
run up against somebody v.
|
karşılaşmak |
|
103 |
General |
turn against v.
|
aleyhine döndürmek |
|
104 |
General |
pit one thing against another v.
|
birbiriyle yarışmak |
|
105 |
General |
inform against v.
|
ele vermek |
|
106 |
General |
run up against somebody v.
|
rastlamak |
|
107 |
General |
pit one person against another v.
|
birbiriyle yarışmak |
|
108 |
General |
bear against v.
|
sıkıştırmak |
|
109 |
General |
work against v.
|
aleyhine çalışmak |
|
110 |
General |
rub up against v.
|
rastlaşmak |
|
111 |
General |
argue against v.
|
aleyhinde olmak |
|
112 |
General |
match against v.
|
karşılaştırmak |
|
113 |
General |
immunize against v.
|
bağışık kılmak |
|
114 |
General |
decide against v.
|
aleyhte karar vermek |
|
115 |
General |
lean against v.
|
dayamak |
|
116 |
General |
rub against v.
|
sürünmek |
|
117 |
General |
bear against v.
|
karşı koymak |
|
118 |
General |
surge against v.
|
yükselip çarpmak (dalga) |
|
119 |
General |
pit one person against another v.
|
birbiriyle boy ölçüşmek |
|
120 |
General |
argue against v.
|
aleyhinde konuşmak |
|
121 |
General |
fight against difficulties v.
|
zorluklara göğüs germek |
|
122 |
General |
inform against v.
|
şikayet etmek |
|
123 |
General |
bear against v.
|
baskı yapmak |
|
124 |
General |
recline (against) v.
|
yaslamak |
|
125 |
General |
revile against something v.
|
küfretmek |
|
126 |
General |
file charges against v.
|
aleyhinde dava açmak |
|
127 |
General |
legislate against something v.
|
yasa yapmak |
|
128 |
General |
prejudice someone against v.
|
aleyhine çevirmek |
|
129 |
General |
carry a grudge against v.
|
kin beslemek |
|
130 |
General |
argue against something v.
|
karşı çıkmak |
|
131 |
General |
play both ends against the middle v.
|
ikili oynamak |
|
132 |
General |
rise against v.
|
başkaldırmak |
|
133 |
General |
hope against hope v.
|
her şeye rağmen ümitli olmak |
|
134 |
General |
play off against v.
|
birbirine düşürmek |
|
135 |
General |
weigh against v.
|
aleyhine olmak |
|
136 |
General |
set against v.
|
dayamak |
|
137 |
General |
peach against v.
|
ihbar etmek |
|
138 |
General |
go against v.
|
karşı olmak |
|
139 |
General |
prevail against v.
|
yenmek |
|
140 |
General |
rub against each other v.
|
ovuşturmak |
|
141 |
General |
come up against v.
|
ile karşılaşmak |
|
142 |
General |
proceed against v.
|
dava etmek |
|
143 |
General |
press against v.
|
yüklenmek |
|
144 |
General |
act against one's principles v.
|
prensiplerinin dışına çıkmak |
|
145 |
General |
inform against v.
|
gammazlamak |
|
146 |
General |
sue against v.
|
aleyhinde dava açmak |
|
147 |
General |
talk against v.
|
aleyhinde bulunmak |
|
148 |
General |
knock against v.
|
çarpmak |
|
149 |
General |
come up against v.
|
yüzleşmek |
|
150 |
General |
talk against v.
|
dil uzatmak |
|
151 |
General |
rest against v.
|
yaslanmak |
|
152 |
General |
protest against v.
|
itiraz etmek |
|
153 |
General |
weigh one thing against another v.
|
karar vermeye çalışırken bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırmak |
|
154 |
General |
race against time v.
|
zamanla yarışmak |
|
155 |
General |
bring an action against v.
|
dava açmak |
|
156 |
General |
lean against v.
|
abanmak |
|
157 |
General |
revile against something v.
|
yermek |
|
158 |
General |
blaspheme against v.
|
küfretmek |
|
159 |
General |
go against v.
|
karşı koymak |
|
160 |
General |
have a grudge against v.
|
kin beslemek |
|
161 |
General |
go against someone v.
|
aleyhinde olmak |
|
162 |
General |
launch a cruel smear campaign against v.
|
insafsız karalamalar yapmak |
|
163 |
General |
say things against v.
|
aleyhte konuşmak |
|
164 |
General |
rise against v.
|
kafa tutmak |
|
165 |
General |
make provision against v.
|
önlem almak |
|
166 |
General |
rise against v.
|
isyan etmek |
|
167 |
General |
tip the scales against someone's favor v.
|
durumu birinin aleyhine çevirmek |
|
168 |
General |
run against v.
|
uğramak |
|
169 |
General |
run against v.
|
ile karşılaşmak |
|
170 |
General |
come up against v.
|
karşı karşıya kalmak |
|
171 |
General |
wage war against v.
|
savaşmak |
|
172 |
General |
bear against v.
|
bastırmak |
|
173 |
General |
knock against v.
|
çarpışmak |
|
174 |
General |
say things against v.
|
aleyhinde konuşmak |
|
175 |
General |
row against the tide v.
|
akıntıya karşı kürek çekmek |
|
176 |
General |
demonstrate against v.
|
protesto etmek |
|
177 |
General |
be against v.
|
aleyhinde olmak |
|
178 |
General |
stand out against v.
|
göğüs germek |
|
179 |
General |
have evil intentions against v.
|
kastı olmak |
|
180 |
General |
peach against v.
|
ele vermek |
|
181 |
General |
kick against the pricks v.
|
nafile itiraz etmek |
|
182 |
General |
rub against each other v.
|
sürtüşmek |
|
183 |
General |
offend against v.
|
aykırı olmak |
|
184 |
General |
bear up against v.
|
dayanmak |
|
185 |
General |
win against v.
|
galip gelmek |
|
186 |
General |
struggle against difficulties v.
|
zorluklarla mücadele etmek |
|
187 |
General |
row against the tide v.
|
güçlüklere karşı çabalamak |
|
188 |
General |
claim against v.
|
dava açmak |
|
189 |
General |
hold against v.
|
yüzüne vurmak |
|
190 |
General |
revolt against v.
|
baş kaldırmak |
|
191 |
General |
take out a summons against somebody v.
|
mahkemeye vermek |
|
192 |
General |
go against one's principles v.
|
prensiplerinin dışına çıkmak |
|
193 |
General |
make a stand against v.
|
düşmana karşı direnmek |
|
194 |
General |
react against v.
|
isyan etmek |
|
195 |
General |
run against v.
|
çarpmak |
|
196 |
General |
strive against v.
|
savaşmak |
|
197 |
General |
abut against v.
|
dayanmak |
|
198 |
General |
prejudice someone against v.
|
birine karşı olumsuz fikirler aşılamak |
|
199 |
General |
have one's back against the wall v.
|
kuyruğu kapana kısılmak |
|
200 |
General |
set someone against something v.
|
birini bir şeyin aleyhine çevirmek |
|
201 |
General |
have a design against v.
|
kastetmek |
|
202 |
General |
tell against v.
|
bir şey birinin aleyhinde olmak |
|
203 |
General |
revile against something v.
|
kötülemek |
|
204 |
General |
stand out against v.
|
karşı koymak |
|
205 |
General |
inform against v.
|
jurnal etmek |
|
206 |
General |
set against v.
|
saldırtmak |
|
207 |
General |
kick against v.
|
başkaldırmak |
|
208 |
General |
strive against v.
|
uğraşmak |
|
209 |
General |
decide against something v.
|
bir şeyin aleyhinde karar vermek |
|
210 |
General |
check against v.
|
karşılaştırmak |
|
211 |
General |
stand out against v.
|
direnmek |
|
212 |
General |
revolt against v.
|
başkaldırmak |
|
213 |
General |
inveigh against v.
|
şiddetle eleştirmek |
|
214 |
General |
go against v.
|
karşı çıkmak |
|
215 |
General |
use against v.
|
aleyhine kullanmak |
|
216 |
General |
rub oneself against v.
|
sürtünmek |
|
217 |
General |
act against v.
|
aksine hareket etmek |
|
218 |
General |
vote against v.
|
aleyhinde oy vermek |
|
219 |
General |
result against v.
|
aleyhine sonuçlanmak |
|
220 |
General |
weigh against somebody v.
|
karşı olmak |
|
221 |
General |
pit one person against another v.
|
boy ölçüşmek |
|
222 |
General |
fulminate against v.
|
ateş püskürmek |
|
223 |
General |
turn somebody against somebody v.
|
düşman etmek |
|
224 |
General |
set against v.
|
karşı çıkmak |
|
225 |
General |
remonstrate against v.
|
protesto etmek |
|
226 |
General |
turn against somebody v.
|
düşman olmak |
|
227 |
General |
speak out against v.
|
aleyhinde konuşmak |
|
228 |
General |
loll against v.
|
sırtını dayamak |
|
229 |
General |
pit one thing against another v.
|
boy ölçüşmek |
|
230 |
General |
knock one's head against the wall v.
|
başını taştan taşa vurmak |
|
231 |
General |
play both ends against the middle v.
|
kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek |
|
232 |
General |
slash against v.
|
kuvvetle vurmak (yağmur) |
|
233 |
General |
set against v.
|
karşılaştırmak |
|
234 |
General |
go against v.
|
aleyhinde olmak (sonuç) |
|
235 |
General |
rub against v.
|
kertmek |
|
236 |
General |
advise against v.
|
karşı uyarmak |
|
237 |
General |
advise against v.
|
karşı ikaz etmek |
|
238 |
General |
discriminate against somebody v.
|
kötü davranmak |
|
239 |
General |
bring an accusation against somebody v.
|
suçlamak |
|
240 |
General |
race against time v.
|
zamana karşı yarışmak |
|
241 |
General |
be against a wall v.
|
başı sıkışmak |
|
242 |
General |
have a grudge against v.
|
kin duymak |
|
243 |
General |
bear a grudge against v.
|
kin duymak |
|
244 |
General |
bear a grudge against v.
|
kuyruk acısı olmak |
|
245 |
General |
have an allergy against v.
|
birşeye karşı alerjisi olmak |
|
246 |
General |
plot against someone v.
|
çorap örmek |
|
247 |
General |
show doggedness against something v.
|
ayak diretmek |
|
248 |
General |
go against (for events/a situation) v.
|
aleyhine dönmek |
|
249 |
General |
make a death threat against v.
|
ölüm tehdinde bulunmak |
|
250 |
General |
against time v.
|
zamanla yarışmak |
|
251 |
General |
fight against racism v.
|
ırkçılıkla mücadele etmek |
|
252 |
General |
fight against terrorism v.
|
terörizmle mücadele etmek |
|
253 |
General |
fight against terrorism v.
|
terörle mücadele etmek |
|
254 |
General |
sink back against pillow v.
|
yastığa yaslanmak |
|
255 |
General |
make a death threat against (someone) v.
|
ölüm tehdidinde bulunmak |
|
256 |
General |
set one's face against v.
|
muhalefet etmek |
|
257 |
General |
bid against each other v.
|
ihalede kapışmak |
|
258 |
General |
set one's face against v.
|
ısrarlı biçimde karşı çıkmak |
|
259 |
General |
jar against v.
|
çarpışmak |
|
260 |
General |
lean (one thing) against (another) v.
|
dayandırmak |
|
261 |
General |
prop (something) against (another) v.
|
dayandırmak |
|
262 |
General |
protest against the decision of the referee v.
|
hakemi protesto etmek |
|
263 |
General |
contend against another v.
|
boy ölçüşmek |
|
264 |
General |
(one's shoes) press against one's feet v.
|
ayakkabı ayağını vurmak |
|
265 |
General |
(one's shoes) press against one's feet v.
|
ayağını sıkmak |
|
266 |
General |
defend against v.
|
-e karşı savunmak |
|
267 |
General |
be against the law v.
|
hukuka aykırı olmak |
|
268 |
General |
compete against v.
|
ile mücadele etmek |
|
269 |
General |
compete against v.
|
ile yarışmak |
|
270 |
General |
be accused of turning people against the military v.
|
halkı askerlikten soğutmakla suçlanmak |
|
271 |
General |
turn people against the military service v.
|
halkı askerlikten soğutmak |
|
272 |
General |
pit one's wits against someone v.
|
sidik yarıştırmak |
|
273 |
General |
pit one's wits against someone v.
|
sidik yarışına girmek |
|
274 |
General |
have a grudge against somebody v.
|
kin beslemek |
|
275 |
General |
develop a grudge (against) v.
|
kin duymak |
|
276 |
General |
develop a grudge (against) v.
|
kin beslemek |
|
277 |
General |
nurse a grudge (against) v.
|
kin beslemek |
|
278 |
General |
nurture resentment against v.
|
kin beslemek |
|
279 |
General |
have a spite against v.
|
garezi olmak |
|
280 |
General |
have a grudge against somebody v.
|
kin gütmek |
|
281 |
General |
nurture resentment against v.
|
garezi olmak |
|
282 |
General |
develop a grudge (against) v.
|
garezi olmak |
|
283 |
General |
nurse a grudge (against) v.
|
kin duymak |
|
284 |
General |
have a spite against v.
|
kin beslemek |
|
285 |
General |
have a spite against v.
|
kin duymak |
|
286 |
General |
develop a grudge (against) v.
|
kin gütmek |
|
287 |
General |
nurse a grudge (against) v.
|
garezi olmak |
|
288 |
General |
have a spite against v.
|
kin gütmek |
|
289 |
General |
nurture resentment against v.
|
kin duymak |
|
290 |
General |
nurse a grudge (against) v.
|
kin gütmek |
|
291 |
General |
have a grudge against somebody v.
|
kin duymak |
|
292 |
General |
nurture resentment against v.
|
kin gütmek |
|
293 |
General |
have a grudge against somebody v.
|
garezi olmak |
|
294 |
General |
nurture resentment against v.
|
kin tutmak |
|
295 |
General |
nurse a grudge (against) v.
|
kin tutmak |
|
296 |
General |
rub against the road v.
|
yola sürtmek |
|
297 |
General |
scrape against the road v.
|
yola sürtmek |
|
298 |
General |
cry out against v.
|
karşı gelmek |
|
299 |
General |
rise against v.
|
karşı çıkmak |
|
300 |
General |
bring suit against v.
|
-i dava etmek |
|
301 |
General |
brush against v.
|
-e sürtünmek |
|
302 |
General |
have a chance against v.
|
-e karşı şansı olmak |
|
303 |
General |
file suit against v.
|
-i dava etmek |
|
304 |
General |
guard against v.
|
-e karşı önlem almak |
|
305 |
General |
cry out against v.
|
-e karşı yüksek sesle protestoda bulunmak |
|
306 |
General |
go against v.
|
-e karşı olmak |
|
307 |
General |
come up against v.
|
-e çatmak |
|
308 |
General |
insure against v.
|
-e karşı sigorta etmek |
|
309 |
General |
discriminate against v.
|
-e karşı ayırım yapmak |
|
310 |
General |
go against v.
|
-e karşı gelmek |
|
311 |
General |
rest against v.
|
-e dayanmak |
|
312 |
General |
provide against v.
|
-e karşı hazırlıklı olmak |
|
313 |
General |
rub against v.
|
-e sürtünmek |
|
314 |
General |
rebel against v.
|
-e karşı isyan etmek |
|
315 |
General |
mobilize against v.
|
-e karşı harekete geçmek |
|
316 |
General |
run against v.
|
-e çatmak |
|
317 |
General |
mount an attack against v.
|
-e karşı saldırıya geçmek |
|
318 |
General |
rest against v.
|
-e dayamak |
|
319 |
General |
side against v.
|
-e karşı olmak |
|
320 |
General |
rest against v.
|
-e dayalı olmak |
|
321 |
General |
prevail against v.
|
-den baskın çıkmak |
|
322 |
General |
militate against v.
|
-e engel olmak |
|
323 |
General |
warn against v.
|
-e karşı uyarmak |
|
324 |
General |
gang up against v.
|
çeteleşmek |
|
325 |
General |
gang up against v.
|
örgütlenmek |
|
326 |
General |
gang up against v.
|
örgüt kurmak |
|
327 |
General |
gang up against v.
|
teşkilatlanmak |
|
328 |
General |
plot against someone v.
|
başına çorap örmek |
|
329 |
General |
cover against v.
|
sigortalı olmak |
|
330 |
General |
come up against somebody/something v.
|
karşı karşıya kalmak |
|
331 |
General |
lean against v.
|
istinat etmek |
|
332 |
General |
rest against v.
|
-e yaslamak |
|
333 |
General |
safeguard against v.
|
-e karşı korumak |
|
334 |
General |
wage war against v.
|
-e karşı savaşmak |
|
335 |
General |
crusade against v.
|
-e karşı savaşım vermek |
|
336 |
General |
compete against v.
|
rekabete girmek |
|
337 |
General |
be helpless against death v.
|
ölüm karşısında çaresiz olmak |
|
338 |
General |
turn against v.
|
karşı çıkmak |
|
339 |
General |
make a decision against v.
|
aleyhinde karar vermek |
|
340 |
General |
declare war against v.
|
savaş açmak |
|
341 |
General |
declare war against v.
|
savaş ilan etmek |
|
342 |
General |
have a chance against v.
|
karşısında şansı olmak |
|
343 |
General |
jar against v.
|
arabayla (ağaca vb) çarpmak |
|
344 |
General |
butt against v.
|
arabayla (ağaca vb) çarpmak |
|
345 |
General |
knock against v.
|
arabayla (ağaca vb) çarpmak |
|
346 |
General |
jar against v.
|
toslamak |
|
347 |
General |
butt against v.
|
toslamak |
|
348 |
General |
knock against v.
|
toslamak |
|
349 |
General |
league together against v.
|
ortak çıkarlar doğrultusunda birleşmek |
|
350 |
General |
league together against v.
|
birlik olmak |
|
351 |
General |
league together against v.
|
birlik oluşturmak |
|
352 |
General |
create a public opinion against v.
|
-e karşı kamuoyu oluşturmak |
|
353 |
General |
lose one's battle against cancer v.
|
kanserle olan savaşını kaybetmek |
|
354 |
General |
lose one's battle against cancer v.
|
kanserle savaşını kaybetmek |
|
355 |
General |
set somebody against somebody v.
|
birbirine düşürmek |
|
356 |
General |
lose one's battle against cancer v.
|
kansere yenik düşmek |
|
357 |
General |
proceed against v.
|
birinin aleyhine dava açmak |
|
358 |
General |
set against v.
|
birbirine düşürmek |
|
359 |
General |
spill out hatred against v.
|
öfkesini kusmak |
|
360 |
General |
enter a lawsuit against v.
|
dava açmak |
|
361 |
General |
spill out hatred against v.
|
öfke kusmak |
|
362 |
General |
chant slogans against the government v.
|
hükümet aleyhine slogan atmak |
|
363 |
General |
rise against v.
|
-e karşı ayaklanmak |
|
364 |
General |
insure against sea risk v.
|
deniz kazasına karşı sigortalamak |
|
365 |
General |
insure against fire v.
|
yangına karşı sigortalamak |
|
366 |
General |
organise a conspiracy against v.
|
komplo düzenlemek |
|
367 |
General |
organize a conspiracy against v.
|
komplo düzenlemek |
|
368 |
General |
plot against v.
|
komplo düzenlemek |
|
369 |
General |
bring an action against one v.
|
birisi aleyhine dava açmak |
|
370 |
General |
bet against v.
|
-e karşı bahse girmek |
|
371 |
General |
rage against v.
|
-e hiddetlenmek |
|
372 |
General |
rage against v.
|
-e öfkelenmek |
|
373 |
General |
stand against someone v.
|
karşısına dikilmek |
|
374 |
General |
take a stand against v.
|
karşısına dikilmek |
|
375 |
General |
take a stand against v.
|
karşı durmak |
|
376 |
General |
take a stand against v.
|
karşısında durmak |
|
377 |
General |
react against v.
|
tepkiyle karşılamak |
|
378 |
General |
fight against the global crisis v.
|
küresel krizle mücadele etmek |
|
379 |
General |
make allegations against v.
|
-e karşı suçlamalarda bulunmak |
|
380 |
General |
go against the law v.
|
kanuna karşı gelmek |
|
381 |
General |
go against the law v.
|
yasaya karşı gelmek |
|
382 |
General |
align against v.
|
-e karşı birlik olmak |
|
383 |
General |
file a criminal case against v.
|
hakkında kamu davası açmak |
|
384 |
General |
harbor ill-will against v.
|
kötü niyet gütmek |
|
385 |
General |
harbor ill-will against v.
|
kötü niyet beslemek |
|
386 |
General |
take legal action against v.
|
hakkında yasal işlem başlatmak |
|
387 |
General |
warn someone against v.
|
birisini bir şey hakkında uyarmak |
|
388 |
General |
conspire against someone v.
|
entrika düzenlemek |
|
389 |
General |
scheme against someone v.
|
entrika düzenlemek |
|
390 |
General |
plot against someone v.
|
entrika düzenlemek |
|
391 |
General |
bring a charge against someone v.
|
yasal işlem başlatmak |
|
392 |
General |
begin a legal process against someone v.
|
yasal işlem başlatmak |
|
393 |
General |
rub up against the trees v.
|
ağaçlara sürtünmek |
|
394 |
General |
make a judgment against someone v.
|
aleyhinde karar vermek |
|
395 |
General |
sin against v.
|
-e karşı günah işlemek |
|
396 |
General |
compete against other teams v.
|
diğer takımlara karşı yarışmak |
|
397 |
General |
graze against something v.
|
(araba vb) bir şeye sürtmek |
|
398 |
General |
guarantee against something v.
|
-e karşı garanti vermek |
|
399 |
General |
file an opposition against v.
|
birine karşı itirazda bulunmak |
|
400 |
General |
hold a gun against one's head v.
|
birinin kafasına silah dayamak |
|
401 |
General |
get a good result (against a team) v.
|
(bir takıma karşı) iyi bir netice almak |
|
402 |
General |
be against one's nature v.
|
doğasına aykırı olmak |
|
403 |
General |
be against one's nature v.
|
tabiatına aykırı olmak |
|
404 |
General |
(waves) lap up against the shore softly v.
|
(dalgalar) kıyıya hafif hafif vurmak |
|
405 |
General |
launch an attack against someone v.
|
birine karşı bir saldırı başlatmak |
|
406 |
General |
file a suit against the institution v.
|
bir kuruma karşı dava açmak |
|
407 |
General |
hold against v.
|
aleyhinde kullanmak |
|
408 |
General |
mount a questionable case against someone v.
|
birine (karşı) kuşku uyandıran/sağlam temellere dayanmayan (şüpheli/soru işaretli) bir dava açmak |
|
409 |
General |
have a chance to win against someone v.
|
-e karşı kazanma şansı olmak |
|
410 |
General |
avenge oneself against v.
|
ödeşmek |
|
411 |
General |
avenge oneself against v.
|
intikamını almak |
|
412 |
General |
break one's silence over match-fixing allegations against him/her v.
|
hakkındaki şike iddialarına karşı sessizliğini bozmak |
|
413 |
General |
rebel against v.
|
-e karşı ayaklanmak |
|
414 |
General |
rub up against the wall v.
|
(kedi vb) duvara sürtünmek |
|
415 |
General |
provide security against v.
|
-e karşı güvenlik (güvenliği) sağlamak |
|
416 |
General |
secure an injunction against v.
|
(mahkeme aracılığıyla) -e karşı yasaklama/durdurma kararı aldırmak |
|
417 |
General |
make a countercharge against an accuser v.
|
suçlamaya karşılık vermek |
|
418 |
General |
argue against something v.
|
itiraz etmek |
|
419 |
General |
argue against something v.
|
aksini iddia etmek |
|
420 |
General |
file a criminal complaint against someone v.
|
biri hakkında suç duyurusunda bulunmak |
|
421 |
General |
rise against the regime v.
|
rejime karşı ayaklanmak/baş kaldırmak |
|
422 |
General |
unleash an attack against the enemy v.
|
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak |
|
423 |
General |
initiate legal proceedings against somebody v.
|
biri aleyhinde yasal takibat başlatmak |
|
424 |
General |
start legal proceedings against somebody v.
|
biri aleyhinde yasal takibat başlatmak |
|
425 |
General |
make an accusation (against somebody) v.
|
ithamda bulunmak |
|
426 |
General |
bear false witness against someone v.
|
yalancı şahitlik etmek |
|
427 |
General |
plot against the national army v.
|
milli orduya kumpas kurmak |
|
428 |
General |
conspire against the national army v.
|
milli orduya kumpas kurmak |
|
429 |
General |
maintain a stance against v.
|
karşı duruş sergilemek |
|
430 |
General |
stand against v.
|
karşı duruş sergilemek |
|
431 |
General |
bring a prosecution against v.
|
soruşturma açmak |
|
432 |
General |
start a prosecution against v.
|
soruşturma açmak |
|
433 |
General |
initiate legal action against v.
|
-e karşı yasal süreç başlatmak |
|
434 |
General |
initiate legal action against v.
|
-e karşı hukuki süreç başlatmak |
|
435 |
General |
pit against v.
|
karşı karşıya gelmek |
|
436 |
General |
attempt against someone's life v.
|
birinin hayatına kastetmek |
|
437 |
General |
attempt against someone's life v.
|
birinin canına kastetmek |
|
438 |
General |
be strictly against v.
|
katı bir şekilde karşı olmak |
|
439 |
General |
fight against ignorance v.
|
cehaletle savaşmak |
|
440 |
General |
take precautions against v.
|
e karşı tedbirler almak |
|
441 |
General |
cry out against v.
|
isyan etmek |
|
442 |
General |
weigh favorably against v.
|
-den daha ağır basmak |
|
443 |
General |
take against v.
|
birine karşı olmaya başlamak |
|
444 |
General |
take against v.
|
karşı cephe almak |
|
445 |
General |
take against v.
|
hoşlanmamaya başlamak |
|
446 |
General |
take against v.
|
düşman olmak |
|
447 |
General |
lay against the field v.
|
tüm yarışmacılara karşı (at, vb. üzerine) bahse girmek |
|
448 |
General |
magnify one's self against v.
|
(birinin) karşısında büyüklenmek |
|
449 |
General |
move against time v.
|
zamana karşı yarışmak |
|
450 |
General |
swear the peace against one v.
|
tehdit altındayken yemin etmek |
|
451 |
General |
develop a grudge (against) v.
|
kin tutmak |
|
452 |
General |
counterplot against v.
|
karşı entrika hazırlamak |
|
453 |
General |
bob (against) v.
|
hafifçe vurmak |
|
454 |
General |
bob (against) v.
|
hafifçe vurdurmak |
|
455 |
General |
mitigate against v.
|
(bir şeyi) hafifletmek için tedbir almak |
|
456 |
General |
mitigate against v.
|
(bir şeyi) yatıştırmak için tedbir almak |
|
457 |
General |
mitigate against v.
|
(bir kimseye veya şeye) karşı güçlü bir etken olmak |
|
458 |
General |
mitigate against v.
|
engellemek |
|
459 |
General |
mitigate against v.
|
önlemek |
|
460 |
General |
bump (against) v.
|
şiddetle çarpmak |
|
461 |
General |
bump (against) v.
|
nahoş bir şeyle karşılaşmak |
|
462 |
General |
bump (against) v.
|
engelle karşılaşmak |
|
463 |
General |
declaim (against) v.
|
azarlamak |
|
464 |
General |
declaim (against) v.
|
gürültülü bir şekilde protesto etmek |
|
465 |
General |
prejudice against v.
|
birine karşı haksız hüküm vermek |
|
466 |
General |
prejudice against v.
|
birine karşı ön yargılı olmak |
|
467 |
General |
dead against adj.
|
muhalif |
|
468 |
General |
dead set against adj.
|
-e tamamen karşı |
|
469 |
General |
dead set against adj.
|
-e muhalif |
|
470 |
General |
rebelled against adj.
|
-e karşı muhalif |
|
471 |
General |
effective against dandruff adj.
|
kepeğe karşı etkili |
|
472 |
General |
biased against (someone or something) adj.
|
birine ya da bir şeye karşı önyargılı |
|
473 |
General |
immune (against) adj.
|
korumalı |
|
474 |
General |
against signature adv.
|
imza karşılığı |
|
475 |
General |
against the sun adv.
|
güneş karşısında olarak |
|
476 |
General |
for and against adv.
|
leh ve aleyh |
|
477 |
General |
against all adv.
|
tekrar tekrar |
|
478 |
General |
against document adv.
|
belge karşılığında |
|
479 |
General |
against invoice adv.
|
fatura karşılığında |
|
480 |
General |
against all risks adv.
|
bütün risklere karşı |
|
481 |
General |
as against adv.
|
-e oranla |
|
482 |
General |
as against adv.
|
-e kıyasla |
|
483 |
General |
against the gravity adv.
|
yerçekimine aykırı |
|
484 |
General |
hoping against hope adv.
|
ümidini kesmeyerek |
|
485 |
General |
despite overwhelming odds against adv.
|
-e karşı yoğun engellere rağmen |
|
486 |
General |
as against adv.
|
kıyasla |
|
487 |
General |
as against adv.
|
karşılık |
|
488 |
General |
against invoice adv.
|
fatura karşılığı |
|
489 |
General |
against the sun adv.
|
güneşin hareket ettiği yönün tersine |
|
490 |
General |
against the sun adv.
|
güneşe zıt |
|
491 |
General |
against the wind adv.
|
rüzgarın geldiği yöne doğru |
|
492 |
General |
against the wind adv.
|
rüzgara karşı olarak |
|
493 |
General |
over against prep.
|
karşısında |
|
494 |
General |
in protest against prep.
|
protesto olarak |
|
495 |
General |
up against prep.
|
-e karşı |
|
496 |
General |
up against prep.
|
ile mücadele halinde |
|
497 |
General |
leaning against prep.
|
dayalı |
|
498 |
General |
over against prep.
|
karşı karşıya |
|
499 |
General |
over against prep.
|
ile kıyaslandığında |
|
500 |
General |
over against prep.
|
'-e nazaran |
|