muhalefet etmek

Bedeutungen von dem Begriff "muhalefet etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	muhalefet etmek	oppose v.
Boris Johnson's Turkish great-grandfather who strongly opposed to the Turkish War of Independence, was lynched as a traitor. Boris Johnson'un Kurtuluş Savaşı'na şiddetle muhalefet eden Türk büyük dedesi hain olarak görülüp linç edilmişti. More Sentences
Politics
2	Politics	muhalefet etmek	dissent v.
Such is the grip of EU money that dissent from the perceived wisdom is treated almost as heresy. AB parası öyle bir kıskaca alınmış ki, algılanan bilgeliğe muhalefet etmek neredeyse sapkınlık olarak görülüyor. More Sentences
General
3	General	muhalefet etmek	set one's face against v.
4	General	muhalefet etmek	make opposition v.
5	General	muhalefet etmek	repugnate v.
6	General	muhalefet etmek	challenge v.
7	General	muhalefet etmek	refragate v.
8	General	muhalefet etmek	traverse v.
9	General	muhalefet etmek	pitch v.
Idioms
10	Idioms	muhalefet etmek	take issue v.
11	Idioms	muhalefet etmek	make a stink v.
12	Idioms	muhalefet etmek	set your face against v.
Law
13	Law	muhalefet etmek	oppose v.
Politics
14	Politics	muhalefet etmek	object v.
Archaic
15	Archaic	muhalefet etmek	transverse v.

Bedeutungen, die der Begriff "muhalefet etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 17 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	tekrar muhalefet etmek	reoppose v.
2	General	kanuna muhalefet etmek	oppose the law v.
3	General	kanuna muhalefet etmek	contravene the law v.
4	General	muhalefete muhalefet etmek	oppose the opposition v.
5	General	sert bir şekilde muhalefet etmek	oppose strongly v.
6	General	sert bir şekilde muhalefet etmek	strongly oppose v.
Phrasals
7	Phrasals	birine/bir şeye muhalefet etmek	argue against someone or something v.
8	Phrasals	(birine bir konuda) muhalefet etmek	call (one) on (something) v.
9	Phrasals	(konuşma, yazı ile) muhalefet etmek	come down v.
Idioms
10	Idioms	bir şeye muhalefet etmek	have one's heart dead set against something v.
11	Idioms	bir şeye muhalefet etmek	set one's heart against something v.
12	Idioms	bir şeye muhalefet etmek	have one's heart set against something v.
13	Idioms	sürekli muhalefet etmek	kick against the pricks v.
14	Idioms	birinin yaptığı/söylediği bir şeye karşı çıkmak/muhalefet etmek	cast something in someone's teeth v.
15	Idioms	(bir şeye) muhalefet etmek	set (one's) face against (something) v.
16	Idioms	bir şeye muhalefet etmek	set your face against something [uk] v.
Law
17	Law	kanunlara muhalefet etmek	oppose the laws v.