çıplak - Türkçe İngilizce Sözlük

çıplak

"çıplak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çıplak naked s.
We are not here to finance such naked and cynical propaganda.
Böylesine çıplak ve alaycı bir propagandayı finanse etmek için burada değiliz.

More Sentences
çıplak bare s.
Many trees are bare in winter.
Birçok ağaç kış mevsiminde çıplaktır.

More Sentences
General
çıplak undressed s.
They were undressed when I came in.
Ben içeri girdiğimde onlar çıplaktılar.

More Sentences
çıplak nude s.
Some parents complained about the nude pictures in their children's textbooks.
Bazı ebeveynler çocuklarının ders kitaplarındaki çıplak resimlerden şikayetçi.

More Sentences
çıplak bare s.
Mary had bare shoulders.
Mary'nin çıplak omuzları vardı.

More Sentences
çıplak naked s.
We are not here to finance such naked and cynical propaganda.
Bu tür çıplak ve alaycı propagandayı finanse etmek için burada değiliz.

More Sentences
Idioms
çıplak birthday suit expr.
The baby was in his birthday suit.
Bebek çıplaktı.

More Sentences
Technical
çıplak bare s.
She choked him with her bare hands.
Onu çıplak elleriyle boğdu.

More Sentences
Marine Biology
çıplak naked s.
In other words, this is naked propaganda.
Başka bir deyişle, bu çıplak bir propagandadır.

More Sentences
General
çıplak uncarpeted s.
çıplak au naturel s.
çıplak buff s.
çıplak stark s.
çıplak unadorned s.
çıplak bleak s.
çıplak unclothed s.
çıplak denuded s.
çıplak bald s.
çıplak uncovered s.
çıplak innocent of clothes s.
çıplak unclad s.
çıplak nuddy s.
çıplak exposed s.
çıplak in the altogether s.
çıplak raw s.
çıplak unappareled s.
çıplak unattired s.
çıplak ungarbed s.
çıplak ungarmented s.
çıplak unattired s.
çıplak unappareled s.
çıplak ungarbed s.
çıplak ungarmented s.
çıplak ungarmented s.
çıplak barish s.
çıplak boney s.
çıplak bottomless s.
çıplak denudate s.
çıplak in cuerpo [obsolete] s.
çıplak in the pink s.
çıplak inornate s.
çıplak skinny s.
çıplak skyclad s.
çıplak in a state of undress zf.
çıplak in the nude zf.
Phrases
çıplak down and dirty s.
çıplak in your birthday suit expr.
Colloquial
çıplak wearing (one's) birthday suit s.
çıplak in your birthday suit s.
çıplak wearing your birthday suit s.
çıplak mother-naked s.
çıplak bare-assed s.
çıplak au naturel s.
çıplak kaal [south africa] s.
çıplak in the buff expr.
çıplak naked as the day one was born expr.
çıplak in one's birthday suit expr.
çıplak in the nip [ireland] expr.
Idioms
çıplak wearing (nothing but) a smile s.
çıplak in the altogether expr.
çıplak not have a stitch of clothes on expr.
çıplak naked as the day you were born expr.
çıplak in the buff expr.
çıplak in the raw expr.
çıplak in the nude expr.
çıplak in your pelt [irish] expr.
çıplak in birthday suit expr.
çıplak in one's skin expr.
Trade/Economic
çıplak basic s.
Textile
çıplak unapparelled s.
Marine Biology
çıplak vadigo i.
çıplak derbio i.
Botanic
çıplak naked (of) s.
Geography
çıplak bleak s.
çıplak bleakness s.
Archaic
çıplak disapparelled s.
Slang
çıplak assed s.
çıplak scud [scotland] s.
çıplak in the nuddy expr.
British Slang
çıplak nuddy s.
çıplak in the scud expr.

"çıplak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 415 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çıplak göz naked eye i.
Atoms can not be perceived with naked eye.
Atomlar çıplak gözle görülemez.

More Sentences
çıplak ayak bare foot i.
We cannot walk on the hot sand with bare feet.
Çıplak ayakla sıcak kumda yürüyemeyiz.

More Sentences
çıplak yüzme swimming naked i.
The children were swimming naked.
Çocuklar çıplak yüzüyorlardı.

More Sentences
çıplak gerçek bare fact i.
It is difficult to tell the bare facts.
Çıplak gerçekleri söylemek zordur.

More Sentences
çıplak yüzme skinny-dipping i.
Let's go skinny-dipping.
Çıplak yüzmeye gidelim.

More Sentences
çıplak göz unaided eye i.
The strange object in the sky could be seen with the unaided eye.
Gökyüzündeki garip cisim çıplak gözle görülebiliyordu.

More Sentences
çıplak olmak be naked f.
I wonder why Tom is naked.
Tom'un neden çıplak olduğunu merak ediyorum.

More Sentences
çıplak olmak be nude f.
What's wrong with being nude in your own house?
Kendi evinde çıplak olmanın ne sakıncası var?

More Sentences
çıplak dolaşmak walk around naked f.
Even if it's your own house, please stop walking around naked.
Kendi eviniz bile olsa, lütfen etrafta çıplak dolaşmayı bırakın.

More Sentences
çıplak yüzmek swim naked f.
In the summer I like to swim naked in the pond.
Yazın gölette çıplak yüzmeyi severim.

More Sentences
çıplak uyumak sleep naked f.
I sleep naked.
Çıplak uyurum.

More Sentences
yarı çıplak seminude s.
The women paraded around seminude.
Kadınlar yarı çıplak dolaşıyordu.

More Sentences
tamamen çıplak completely naked s.
I'm completely naked.
Ben tamamen çıplağım.

More Sentences
çıplak ayak barefoot s.
The kids could even play barefoot since there won't be a risk of them getting cold.
Çocuklar üşütme riski olmayacağı için çıplak ayakla bile oynayabilirler.

More Sentences
çıplak ayaklı barefooted s.
Tom isn't accustomed to walking barefooted.
Tom çıplak ayakla yürümeye alışkın değil.

More Sentences
yarı çıplak half-naked s.
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Dolayısıyla yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi olduğunu sormakta haklı olabilirsiniz.

More Sentences
çıplak olarak in the nude zf.
I hear Tom sleeps in the nude.
Tom'un çıplak olarak uyuduğunu duyuyorum.

More Sentences
çıplak elle with bare hands zf.
Don't touch the pot with bare hands.
Tencereye çıplak elle dokunma.

More Sentences
Colloquial
üstü çıplak barechested s.
Tom is barechested.
Tom'un üstü çıplak.

More Sentences
Technical
çıplak göz naked eye i.
You can see the stars with your naked eye, and even better through a telescope.
Yıldızları çıplak gözle görebilirsiniz, hatta teleskopla daha iyi görebilirsiniz.

More Sentences
Telecom
çıplak göz unaided eye i.
The strange object in the sky could be seen with the unaided eye.
Gökyüzündeki garip cisim çıplak gözle görülebilirdi.

More Sentences
General
baldırı çıplak hobo i.
baldırı çıplak ragamuffin i.
çıplak tel bare wire i.
baldırı çıplak tramp i.
çıplak insan vücudu nude i.
çıplak göz the naked eye i.
çıplak resmi nude i.
çıplak dolaşma merakı nudism i.
çıplak kalma denuding i.
çıplak alev bare flame i.
çıplak ücret net salary i.
çıplak ücret net fee i.
çıplak sahne bare stage i.
çıplak sahne empty stage i.
çıplak at unsaddled horse i.
çıplak aktris nudie i.
oyuncuların çıplak olduğu film nudie i.
çıplak dolaşan kimse nudist i.
çıplak yüzme skinnydipping i.
çıplak tel open wire i.
çıplak gerçek naked truth i.
çıplak gerçek gospel truth i.
çıplak gerçek naked fact i.
çıplak yüz exposed face i.
çıplak ata binen bareback i.
çıplak göz bare eye i.
çıplak kimse nude i.
çıplak dağ barren mountain i.
çıplak dağ bare mountain i.
çıplak kış olimpiyatları nude winter olympics i.
ateş veya sıcak taşların üzerinde çıplak/yalın ayak yürüme firewalking i.
çıplak fotoğraflar nude photos i.
çıplak gerçekler bare fact i.
çıplak at bareback i.
çıplak kalma denudation i.
çıplak elle dövüş melee i.
güney amerika'da yaşayan çıplak kuyruklu bir tür armadillo cabassous i.
çıplak ya da yarı çıplak kadınların müşterinin masasında yaptığı dans table dancing i.
gazete veya dergide orta sayfayı kaplayacak şekilde çıplak/yarı çıplak model yerleştirme centerfold i.
gazete veya derginin orta sayfasında yer alan çıplak kadın fotoğrafı centrefold i.
çıplak kimse naked i.
eski zamanlarda sıkça rastlanan, içindeki kişinin çıplak yattığı yatak naked bed i.
çıplak bırakma nudation i.
çok açık giysilerle ya da çıplak olarak yapılan erotik dans nude dancing i.
çıplak insan nude person i.
çıplak hale getirme nudification i.
güney amerika'da yaşayan çıplak kuyruklu bir tür armadillo cabassous unicinctus i.
nesneleri çıplak gözle inceleme macrography i.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı matter i.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı mattoir i.
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser megafauna i.
çıplak popo moon i.
çıplak dalış skinny-dip i.
çıplak yüzme skinny-dip i.
çıplak yüzücü skinny-dipper i.
çıplak dalan kimse skinny-dipper i.
(modern cadılık uygulamalarında) çıplak olma sky clad i.
çıplak tekillik naked singularity i.
kamuya açık alanda çıplak gezme streaking i.
bitkisiz çıplak toprak bare soil i.
çıplak ayakla suda gezme paddle i.
çıplak bırakmak denude f.
aşındırarak çıplak bırakmak denudate f.
çıplak olmak be in the nude f.
çıplak hale getirmek denudate f.
çıplak bırakmak denudate f.
çıplak görünmek appear naked f.
çıplak dolaşmak go around naked f.
çıplak bırakılmak be left naked f.
çıplak gezmek go around naked f.
çıplak yatmak sleep naked f.
çıplak yüzmek skinny-dip f.
çıplak hale getirmek denude f.
güneşe çıplak gözle bakmak look at the sun with bare eyes f.
birini çıplak görmek see someone naked f.
yatak odasında çıplak bir şekilde beklemek wait in the bedroom naked f.
çıplak uyumak sleep in the raw f.
çıplak uyumak sleep in the altogether f.
çıplak uyumak sleep in the buff f.
çıplak uyumak sleep in the nude f.
birini duşta çıplak görmek see someone naked in the shower f.
bitkilerin dik saplarını (keserek) çıplak bırakmak breast up a hedge f.
çıplak bırakmak shave f.
tamamen çıplak buck naked s.
baldırı çıplak rowdy s.
daha çıplak barer s.
yarı çıplak veya cinsel birleşme içermeyen film vb softcore s.
çıplak bacaklı barelegged s.
baldırı çıplak vagabond s.
çıplak (gerçek) unvarnished s.
en çıplak barest s.
tamamen çıplak entirely naked s.
çıplak gözle görülebilecek kadar belirgin macroscopical s.
tamamen çıplak buck-naked s.
baldırı çıplak bare-legged s.
anadan doğma çıplak completely unclothed s.
çıplak bacaklı bare-legged s.
tamamen çıplak in the altogether s.
baldırı çıplak barelegged s.
çıplak ayaklı barefoot s.
yarı çıplak semi-nude s.
çıplak insanlar içeren nude s.
çıplak göğüslü bare-breasted s.
çıplak ayaklı barefit [scotland] s.
neredeyse çıplak barish s.
çıplak (mücevher) unset s.
çıplak hale getirilmemiş unstripped s.
çıplak gözle görülebilen megascopic s.
çıplak gözle yapılan gözlemlere dayanan megascopic s.
çıplak gözle yapılan gözlemler ile ilişkili megascopic s.
yarı çıplak half-nude s.
altı çıplak breechless s.
çıplak gözle görülebilen gross s.
üst kısmı çıplak olan bare-breasted s.
çıplak ve sarp kaya çıkıntılarıyla nitelenen scarry s.
çıplak gözle görülmeyen subgross s.
çıplak gözle görülmeyecek kadar küçük subgross s.
çıplak gözle by naked eye zf.
çıplak olarak nakedly zf.
çıplak bir şekilde nudely zf.
çıplak olarak nudely zf.
çıplak ayakla barefoot zf.
çıplak halde in cuerpo [obsolete] zf.
çıplak gözle tespit edilebilen meg- ök.
çıplak gözle tespit edilebilen mega- ök.
çıplak anlamı veren ön ek gymno- ök.
çıplak anlamı veren ön ek gymn- ök.
Phrasals
etrafta çıplak koşmak streak across f.
Phrases
çıplak gözle with the naked eye expr.
çıplak gözle with the unaided eye expr.
kral çıplak the emperor has no clothes expr.
Colloquial
yarı çıplak kadın fotoğrafları cheesecake i.
baldırı çıplak crumb bum i.
baldırı çıplak crumbum i.
tamamen çıplak görüntüler frontal nudity i.
dergi ve gazete eklerinde çıplak pozlar veren kadın page three girl i.
gazete magazin ekinde çıplak/yarı çıplak pozları çıkan model page three girl i.
çıplak kadınların dans edip şarkı söylediği ettiği gösteri girlie show i.
çıplak kadın gösterisi girlie show i.
çıplak kadın şovu girlie show i.
çıplak cilt buff i.
çıplak ve seksi kadın fotoğrafı pin-up i.
çıplak olmak not have anything on f.
soyunup çıplak kalmak get naked f.
tamamen çıplak wearing (one's) birthday suit s.
tamamen çıplak in your birthday suit s.
tamamen çıplak wearing your birthday suit s.
baldırı çıplak on the bum s.
tamamen çıplak bare-assed s.
üstü çıplak shirtless s.
üstü çıplak (belden yukarısı) stripped to the waist s.
çıplak bir şekilde in the buff zf.
Idioms
çıplak gerçek stark reality i.
çıplak iskeleti bare bones i.
çıplak gözle görmek see with naked eye f.
çıplak gözle bakmak look to naked eye f.
çıplak yüzmek swim in the raw f.
tamamen çıplak olmak wear nothing but a smile f.
anadan doğma çıplak olmak wear nothing but a smile f.
tamamen çıplak olmak be wearing a smile f.
anadan doğma çıplak olmak be wearing a smile f.
çıplak olmak not have a stitch of clothes f.
çıplak olmak not have a stitch of clothes (one) f.
çıplak olmak not have a stitch of clothing (one) f.
çıplak elle with one's bare hands zf.
çıplak gerçek the stark truth expr.
çıplak gözle with the naked eye expr.
iki çıplak bir hamamda yakışır when two hungry people lie together, a beggar is born expr.
kral çıplak the emperor's new clothes expr.
kral çıplak the emperor has no clothes expr.
tamamen çıplak in (one's) pelt [old-fashioned] expr.
tamamen çıplak wearing a smile expr.
anadan doğma çıplak wearing a smile expr.
tamamen çıplak wearing nothing but a smile expr.
anadan doğma çıplak wearing nothing but a smile expr.
çıplak elle with one's bare hands expr.
çıplak gerçek unvarnished truth expr.
çıplak elle with your bare hands expr.
Speaking
çıplak ayakla balkona çıkma don't go out on the balcony in bare feet expr.
çıplak gözle göremeyiz we can't see with bare eyes expr.
duşta çıplak birini gördüm I saw someone naked in the shower expr.
çıplak ayakla balkona çıkmayın don't go out on the balcony in bare feet expr.
kral çıplak the king is naked expr.
Trade/Economic
çıplak opsiyon satıcısı naked writer i.
çıplak mülkiyet bare ownership i.
çıplak maaş basic salary i.
çıplak opsiyon naked option i.
çıplak mülkiyet simple ownership i.
çıplak tahvil naked debenture i.
çıplak ücret bare wage i.
Law
çıplak gemi mukavelesi bareboat charter i.
çıplak fotoğraflarla şantaj blackmail over nude pictures i.
çıplak mülkiyet bare ownership i.
çıplak bırakma stripping naked i.
çıplak gözle tespit edilemeyip ancak toz veya dumanla görünür hale gelen, kimlik tespiti için kullanılan parmak izi latent i.
Media
çıplak kadın fotoğrafları içerdiğinden çocukların erişemeyeceği raflarda saklanan (dergi) top-shelf [uk] s.
Technical
çıplak çelik bare steel i.
çıplak gemi bareboat i.
çıplak derece bare grade i.
çıplak kaplama desert pavement i.
çıplak örgülü bakır iletken bare stranded copper conductor i.
çıplak makine bare engine i.
çıplak nakil hat bare transmission line i.
çıplak sac bare metal i.
çıplak hat bare line i.
çıplak kablo bare cable i.
cam elyaf sarılmış çıplak bakır tel glass-fibre wound bare copper wire i.
çıplak boru bare pipe i.
çıplak metal stent bare metal stent i.
çıplak mil bare blade i.
çıplak hava hattı iletkenleri bare overhead line conductors i.
çıplak iletken bare conductor i.
çıplak elektrot bare electrode i.
çıplak veya emay kaplı dikdörtgen kesitli bakır tel bare or enameled rectangular copper wire i.
çıplak bırakma denudation i.
çıplak numune unmounted specimen i.
çıplak bakır iletken plain copper conductor i.
çıplak tel bare wire i.
çıplak iletken plain conductor i.
çıplak veya emay kaplı dikdörtgen kesitli bakır tel bare or enamelled rectangular copper wire i.
çıplak gözle görülebilir macroscopical i.
çıplak disk sürücü bare drive i.
çıplak tekne bare hull i.
çıplak gözle üç boyutlu görüntü izleme autostereoscopy i.
çıplak alev naked flame i.
çıplak tel open wire i.
küçük çıplak alev small open flame i.
reçine veya vernikle emprenye edilmiş çıplak yuvarlak kesitli bakır tel resin or varnish-impregnated bare round copper wire i.
çıplak alan bare area i.
aşındırmayla çıplak bırakmak denude f.
çıplak bırakmak denude f.
çıplak gözle görülebilir visible to the naked eye s.
çıplak veya emay kaplı bare or enamelled s.
çıplak gözle görülebilen macroscopic s.
çıplak veya yalın anlamı veren ön ek nudi- ök.
Computer
çıplak tel open wire i.
çıplak iletken plain conductor i.
çıplak tel live wire i.
çıplak disk sürücü bare drive i.
çıplak kasa bare metal i.
Informatics
çıplak hat open wire i.
Telecom
çıplak veri akışı naked bit stream i.
çıplak lif adaptörü coupler-bare fiber adapter i.
Electric
çıplak nakil hat bare transmission line i.
çıplak kablo bare cable i.
çıplak elektrik iletkeni bare conductor i.
çıplak iletken bare conductor i.
çıplak hat bare line i.
Textile
küçük bir çıplak alevle tutuşabilirlik ignitability by a small open flame i.
Construction
çıplak tavan exposed ceiling i.
çıplak beton kalıbı exposed concrete form i.
çıplak beton kafes bare concrete cage i.
çıplak beton bare concrete i.
çıplak beton exposed concrete i.
çıplak yüzey exposed surface i.
çıplak tuğla işi fair-faced brickwork i.
çıplak döşeme naked flooring i.
çıplak duvar naked wall i.
çıplak gözle görülebilen macroscopic s.
Automotive
çıplak gövde body tub i.
çıplak gövde bare shell i.
Aeronautic
çıplak uçak kiralama dry lease i.
çıplak uçak kiralama dry leasing i.
Marine
çıplak karst bare karst i.
çıplak gemi sözleşmesi bare-hull charter i.
çıplak gemi kiralama sözleşmesi bare-hull charter i.
çıplak gemi kira sözleşmesi bareboat charter i.
çıplak gemi kiralama sözleşmesi bareboat charter i.
çıplak gemi sözleşmesi bareboat charter i.
çıplak gemi kiralama anlaşması demise charter i.
Medical
çıplak bir bölgede epitel çoğalması epithelialising i.
çıplak bir bölgede epitel çoğalması epithelialisation i.
çıplak fare nude mouse i.
Psychology
çıplak görünmekten haz duyma nudomania i.
çıplak ayaktan korkma veya iğrenme podophobia i.
Physics
çıplak parçacık bare particle i.
görüntünün optik cihaz vasıtasıyla göze geldiği açıyla çıplak gözle göründüğü açının oranı angular magnification i.
Biology
belirli bir alandaki çıplak gözle görülebilen canlı macrobiota i.
çıplak gözle görülebilen hayvan macrofauna i.
belirli bir bölgede veya dönemde yaşamış, özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde bulunup çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar ile ilişkili megafaunal s.
Marine Biology
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir cins tubularia i.
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir bölüm tubulariae i.
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir bölüm tubularida i.
tubulariidae familyasından olan büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroit tubularian i.
çıplak isim nomen nudum i.
çıplak balığı leerfish i.
zooitlerin çıplak olduğu bir hydroidea grubu athecata i.
deniz veya göl tabanı faunasının kurt veya ufak kabuklu hayvanlar gibi çıplak gözle görülebilen küçük canlıları meiofauna i.
arktik okyanusu'nda bol olan bir çıplak yumuşakça cinsi clione i.
tubulariidae familyasından olup büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan tubularian s.
Astronomy
andromeda takımyıldızında bulunan çıplak gözle görülebilen sarmal bir galaksi andromeda galaxy i.
ülker takımyıldızı'nın çıplak gözle görünmesi zor olan yıldızı merope i.
çıplak gezegen çekirdeği exposed planetary core i.
Zoology
güney amerika'nın tropikal bölgesinde yaşayan çıplak kuyruklu armadillo cabassous i.
güney amerika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan çıplak kuyruklu tatu cabassous i.
çıplak kör fare rat mole (heterocephalus glaber) i.
çıplak kuyruklu armadillo tatouay i.
güney amerika'nın tropikal bölgesinde yaşayan çıplak kuyruklu armadillo cabassous unicinctus i.
güney amerika'da yaşayan çıplak kuyruklu bir tür armadillo kabassou [obsolete] i.
altay dağları'na özgü, çıplak kör fareye benzer bir kemirgen zokor (siphneus aspalax) i.
altay dağları'na özgü, çıplak kör fareye benzer bir kemirgen zokor (myotalpa aspalax) i.
kraliçe çıplak kör fare queen i.
kraliçe çıplak kör fare queen mole rat i.
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare queen i.
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare queen mole rat i.
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlara verilen ad megafauna i.
çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük hayvanlar microfauna i.
çıplak kör fare slepez i.
çıplak kör fare mole rat i.
çıplak kör fare zemmi i.
Botanic
çıplak gövdeli papatya nakedstem sunray (enceliopsis nudicaulis) i.
çıplak selvi bald cypress (taxodium distichum) i.
çıplak selvi swamp cypress (taxodium distichum) i.
çıplak selvi pond bald cypress (taxodium distichum) i.
çıplak selvi southern cypress (taxodium distichum) i.
çıplak gözle görülebilen bitki macroflora i.
çıplak gözle görülebilen bitki macrophyte i.
çıplak gözle görülebilen deniz bitkisi macrophyte i.
çıplak gözle görülebilecek büyüklükteki bitkiler megaflora i.
serbest veya yalnızca fasiküle iplikçikler üzerinde taşınan çıplak sporlara sahip türleri içeren büyük bir mantar şubesi hyphomycetes i.
çıplak gövdeli nudicaul s.
çıplak gövdeli nudicaulous s.
kurak ve çıplak arazide yetişen glareal s.
çıplak meyveli gymnocarpous s.
Agriculture
çıplak nadas bare fallow i.
çıplak köklü bare-root s.
Breeding
çiftlik hayvanlarını besleyip semirtmek için kullanılan, etrafı çevrili çıplak arazi drylot i.
Forestry
çıplak köklü fidan dikimi naked root planting i.
Linguistics
çıplak nesne bare object i.
History
antik yunanistan'da çıplak gençlerin yaptığı dini bir dans gymnopaedia i.
antik yunanistan'da çıplak gençlerin yaptığı dini bir dans gymnopedia i.
Philosophy
bir yaşam felsefesi olarak sosyal hayatta çıplak dolaşma nudism i.
doğayla bütünleşik bir yaşam felsefesi olarak çıplak dolaşma naturism i.
yaşam felsefesi olarak çıplak dolaşan kimse naturist i.
jimnosofist/çıplak filozof gymnosophist i.
Environment
(ekolojide) çıplak toprak aşamasından klimaks toplum aşamasına uzanan birincil gelişim evresi prisere i.
Geography
çıkıntılı çıplak kaya kitlesi scalp [scotland] i.
kayalık ve çıplak (arazi) rugged s.
Geology
çıplak gözle görülemeyecek kadar ince bileşenlere sahip yoğun, homojen kaya aphanite i.
kaya dokusunun çıplak gözle görülemeyecek kadar ince olması aphanitism i.
çıplak gözle görülebilen fosil macrofossil i.
Military
çıplak uçak clean aircraft i.
çıplak tepe bare knob i.
Sport
çıplak ayak su kayağı bare-foot water skiing i.
çıplak ayakla yapılan su kayağı barefoot water skiing i.
çıplak ayakla yapılan su kayağı bare-foot water skiing i.
çıplak ayak su kayağı barefoot water skiing i.
çıplak el boksu fisticuffs i.
Baseball
(topu) eldivensiz çıplak elle yakalamak barehand f.
(topu) eldivensiz çıplak elle yakalamak bare-hand f.
Art
çıplak heykel/resim nude i.
çıplak insan heykeli/resmi nude i.
çıplak insan heykeli nude sculpture i.
çıplak insan heykeli nude statue i.
çıplak vücut veya figür çalışmalarını destekleyen kimse nuditarian i.
sanatta çıplak figür nudity [rare] i.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amoretto i.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amorino i.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi putto i.
arkaik dönem yunan sanatında ayakta duran çıplak genç erkek heykeli kouros i.
çıplak veya yarı çıplak dansçının yelpaze tutarak yaptığı solo dans fan dance i.
Painting
çıplak insan figürü çizme nude painting i.
çıplak figür naked figure i.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amor i.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi cherub i.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimleri amors i.
Photography
çıplak gözle with the naked eye expr.
Latin
çıplak mülkiyet hakkı nuda proprietas i.
Ornithology
avustralya'ya özgü, çıplak yeşilimsi başlı ve boynunda kırmızı şerit olan, gösterişli kur dansıyla bilinen büyük bir turna native companion (grus rubicunda) i.
kuşların tüyleri arasındaki çıplak (tüysüz) alanlar apteria i.
kuşların tüyleri arasındaki çıplak (tüysüz) alan apterium i.
yavruları çıplak doğan gymnopaedic s.
Entomology
kabuklu hayvan, yumuşakça ve su böceği gibi çıplak gözle görülebilen omurgasız macroinvertebrate i.
Slang
çıplak fotolarla yapılan mesajlaşma sexting nude photos i.
çıplak kıç ba (bare ass) i.
çıplak popo ba (bare ass) i.
kıçı çıplak ba (bare ass) i.
poposu çıplak ba (bare ass) i.
çıplak fahişelerle yapılan dans balum rancum [obsolete] i.
resmi postere basılmış çıplak model pin-up i.
çıplak kalmak get naked f.
anadan doğma çıplak in the buff s.
anadan doğma çıplak naked as a jaybird s.
anadan doğma çıplak bare-assed s.
anadan doğma çıplak in the raw s.
anadan doğma çıplak stark naked s.
anadan doğma çıplak bare-ass s.
anadan doğma çıplak peeled s.
anadan doğma çıplak in the altogether expr.
British Slang
çıplak fotoğraf gönder send nudes i.
Modern Slang
erkeklerin eşlerinin çıplak veya onlarla cinsel ilişkiye girerken fotoğraflarını eşlerinin izni olmadan paylaşması amsterdam syndrome i.
çıplak ayakla ayağında topuklu ayakkabı varmış gibi yürümek air-heel f.
çıplak ayakla topuğu havada yürümek air-heel f.
çıplak ayakla parmak ucunda yürümek air-heel f.