yaparken - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yaparken



"yaparken" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Archaic
yaparken but bağ.

"yaparken" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 227 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kayaktan düşme veya snowboard yaparken yaralanma wipe out i.
iş yaparken sarfedilen enerji miktarı ergon i.
kayak yaparken kişinin havaya zıplaması taking air i.
eskrim ya da düello yaparken kullanılan hafif kılıç smallsword i.
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı chanty i.
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı sea shanty i.
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı sea chantey i.
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı chantey i.
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı shanty i.
gazete dağıtımı ve bunu yaparken kullanılan güzergah paper route i.
gazete dağıtımı ve bunu yaparken kullanılan güzergah paper round i.
tereyağ yaparken katılaşan yağın ardında kalan sıvı buttermilk i.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman spray skirt i.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman spraydeck [us] i.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman akuilisaq (greenland) i.
kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman tuiitsoq (greenland) i.
şeker şurubu yaparken kullanılan termometre candy thermometer i.
(incil'de) metinden alıntı yaparken kullanılan belirli bir bölüm ve ayet chapter and verse i.
çizim veya kopyalama yaparken belirli çizgileri kullanan kimse liner i.
dolgu yaparken dişin dış tabakasına destek olması için yerleştirilen bant matrix i.
trapez gösterisi yaparken takılan güvenlik kemeri mechanic i.
spor yaparken aniden yorulma bonk i.
mağaracıların dar alanlarda sürünme alıştırması yaparken kullandığı ayarlanabilir kutu squeeze box i.
hırsızlık yaparken yakalanmak be caught in the act of burglary f.
birini yanlış bir şey yaparken yakalamak nab f.
tahmin yaparken masrafını veya değerini fazla yüksek tutmak overestimate f.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch out f.
birini saatte yüz mil hız yaparken yakalamak clock someone at speeds of up to one hundred miles per hour f.
(bir şey yaparken) destek almak have support in f.
bir şey yaparken yavaş davranmak tarry f.
ilk kez ticaret yaparken ücret ödemek pay one's footing f.
(reverans yaparken) şapka çıkarmak uncover f.
(reverans yaparken) başındakini çıkarmak uncover f.
jonglörlük yaparken koşmak joggle f.
spor yaparken aniden yorulmak bonk f.
yaparken bozmak mismake f.
yaparken ustalığını kullanmak concoct f.
bir şey yaparken hata yapmak make the mistake of doing something f.
(reverans yaparken) şapka çıkarmış uncovered s.
(giysi, eşya) ekim dikim yaparken kullanıma yönelik plantation s.
hamle yaparken on the fly zf.
hayalet taklidi yaparken çıkarılan ses ooh ünl.
Phrasals
(kendini) yanlış iş yaparken yakalamak catch oneself on f.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch (someone or something) in (something) f.
birini bir şey yaparken/iş üzerinde yakalamak catch someone doing something f.
birini bir şey yaparken/iş üzerinde yakalamak catch someone at something f.
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak catch (one) with (someone) f.
(birini bir şeyi yaparken) yönlendirmek take (one) through (something) f.
(bir şeyi yaparken başka bir şeyi) örnek almak fashion (something) after (something else) f.
hırsızlık yaparken yakalamak find out f.
Phrases
bunu yaparken by doing this expr.
(bir şey) yaparken in the act of (doing something) expr.
(bir şey yaparken) suçüstü in the act of (doing something) expr.
Proverb
işini yaparken kendini de sağlama al one hand for (oneself) and one (hand) for the ship
işini yaparken bir elinle de kendini koru/tutunacak bir şeyin olsun one hand for (oneself) and one (hand) for the ship
işini yaparken kendini de sağlama al one hand for oneself and one for the ship
işini yaparken bir elinle de kendini koru/tutunacak bir şeyin olsun one hand for oneself and one for the ship
Colloquial
üzerini kirletecek işler yaparken giyilen eski kıyafet grubbies i.
üzerini kirletecek işler yaparken giyilen eski kıyafet grubbers i.
üzerini kirletecek işler yaparken giyilen eski kıyafet grubs i.
gündelik bir işi yaparken bir anda akla gelen düşünce shower thought i.
şaka yaparken şakalanmak jokes on you f.
(bir şeyi yaparken/yapmak için kendini) helak etmek kill (oneself) (doing something) f.
(bir şeyi yaparken/yapmak için kendi) canını çıkarmak kill (oneself) (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) düşünmek picture (one) (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) hayal etmek picture (one) (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) gözünde canlandırmak picture (one) (doing something) f.
(bir daha) bir şey yaparken görülmemek not let someone catch someone doing something f.
(bir daha) bir şey yaparken yakalanmamak not let someone catch someone doing something f.
(birini bir şey yaparken) yakalamak catch (one) (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) basmak catch (one) (doing something) f.
derinden bir gülme sesi taklidi yaparken kullanılan ifade ho, ho, ho expr.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazam expr.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazzam expr.
Idioms
balina avcılığı yaparken balinaya kancayı takıp balina tarafından sürüklenen tekne nantucket sleigh ride i.
satış yaparken hile yapmak chant horses f.
ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da büyük miktarda israf veya savurganlık yapmak spare at the spigot and spill at the bung f.
ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da kontrolsüzce büyük miktarda para harcamak spare at the spigot and spill at the bung f.
(egzersiz yaparken) kaslarında yanmayı/acıyı hissetmek go for the burn f.
(yasak bir şey yaparken birine) yakalanmamak not let (someone) catch (one) (doing something) f.
(yaparken biri tarafından) görülmemek not let (someone) catch (one) (doing something) f.
(yasak bir şey yaparken birine) yakalanmamak not want to catch someone doing something f.
(yaparken biri tarafından) görülmemek not want to catch someone doing something f.
kendini bir şey yaparken bulmak (şaşkınlıkla) catch oneself doing something f.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch on the hop f.
kendini... yaparken bulmak wind up (by) doing something f.
kendini... yaparken bulmak end up (by) doing something f.
(bir şeyi yaparken vb.) otomatiğe bağlamak be on automatic pilot f.
(bir şeyi yaparken vb.) otomatiğe bağlamak be on autopilot f.
uygunsuz durumda (seks yaparken) yakalanmak be caught in a compromising position f.
(birini bir şey yaparken yakalayarak) utanmasına neden olmak give someone a red face f.
kaş yaparken göz çıkarmak sow dragon's teeth f.
kaş yaparken göz çıkarmak plant dragon's teeth f.
(izinsiz bir şey yaparken birine) yakalanmamak not let (someone) catch (one) (doing something) f.
bir şeyi yaparken çok eğlenmek have a high old time f.
muhasebe yaparken finansal kayıplarını kaydetmek write off (one's) losses f.
(bir şey yaparken) sınır tanımamak be not above (doing something) f.
bir şey yaparken sınır tanımamak not be above doing something f.
(bir şeyi) yaparken vaktini boşa harcamadığından emin olmak make (something) worth (one's) while f.
rol yaparken birini gerçekten yumruklamak not pull (one's) punches f.
birini (bir şey yaparken) yakalamak catch someone in the act (of doing something) f.
birini (bir şey yaparken) basmak catch someone in the act (of doing something) f.
birini (bir şey yaparken) suçüstü yakalamak/basmak catch someone in the act (of doing something) f.
birini (bir şey yaparken) iş üstünde yakalamak/basmak catch someone in the act (of doing something) f.
birini (bir şey yaparken) yakalamak catch somebody in the act (of doing something) f.
birini (bir şey yaparken) basmak catch somebody in the act (of doing something) f.
birini (bir şey yaparken) suçüstü yakalamak/basmak catch somebody in the act (of doing something) f.
birini (bir şey yaparken) iş üstünde yakalamak/basmak catch somebody in the act (of doing something) f.
(birini bir şey yaparken) yakalamak catch (one) in the act of (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) basmak catch (one) in the act of (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) suçüstü yakalamak/basmak catch (one) in the act of (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) iş üstünde yakalamak/basmak catch (one) in the act of (doing something) f.
(birini) yasadışı bir şey yaparken yakalamak catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f.
(kendini bir şey) yaparken bulmak end up doing f.
(bir daha bir şey) yaparken yakalanmamak not let catch doing f.
(bir daha bir şey) yaparken görülmemek not let catch doing f.
(yasak/izinsiz bir şey yaparken) yakalanmamak not let catch doing f.
(birini bir şey yaparken) görmek istememek not want to catch (one) (doing something) f.
(birini bir şey yaparken) yakalamak istememek not want to catch (one) (doing something) f.
öğretmenlik yaparken at the chalkface expr.
sörf yaparken dalga kavisinin içinde in the tube expr.
yasadışı bir şey yaparken with (one's) hand in the cookie jar expr.
yasadışı bir şey yaparken with your hand in the cookie jar [us] expr.
Speaking
bir daha bunu yaparken yakalamayayım seni! don't let me catch you doing that again! expr.
bunu yaparken aklından neler geçiyordu? what went through your head when you did that? expr.
bir daha bunu yaparken yakalamayayım seni! I don't want to catch you doing it again! expr.
(yaparken) acele etme don't rush it expr.
Politics
oylama yaparken kullanılan fasulye bean i.
Insurance
bir işi yaparken yeterince özen göstermeme negligence i.
Tourism
tur yaparken (bir yeri) ziyaret etmek tourist f.
Technical
döküm yaparken kalıba erimiş metalin döküldüğü kanal ağzı tedge i.
torna yaparken destek için kullanılan konik uçlu çubuk center i.
torna yaparken destek için kullanılan konik uçlu çubuk centre i.
aletle süsleme yaparken koyulan işaret toolmark i.
(kaynak yaparken kullanılan) siper apron i.
deney yaparken kullanılan 29.166 gram değerinde ağırlık assay ton i.
pergelle çizim yaparken merkez nokta etrafında eğriler oluşturmaya yarayan ortası delikli yuvarlak bir alet ball point i.
çömlek yaparken alet kullanan kimse jollier i.
çömlek yaparken alet kullanan kimse jollyer i.
yontma yaparken kesilen parça whittling i.
kement yaparken halatta düğüm yerine kullanılan bir tür ilmek honda [us] i.
(döküm yaparken kalıbın bir kısmını) kumla doldurmak stop off f.
(döküm yaparken) kumu kalıp haline getirmek sweep a mold f.
Computer
spam yaparken gönderici adresini mailin gerçek bir kişiden gittiğine inandıracak şekilde düzenleme address spoofing i.
metinde düzeltme yaparken kırmızı ile işaretlemek redline f.
Textile
kadınların yürüyüş yaparken dışarda giydiği kıyafet trotteur i.
yama yaparken çorabın şeklini korumak için içine konan yumurta biçimli bir nesne darning last i.
Construction
(arazi etüdü yaparken kullanılan) takometre rangefinder i.
(arazi etüdü yaparken) gözlemcinin bir nesne ile olan mesafesini ölçme rangefinding i.
(arazi etüdü yaparken) belirli noktaları işaretlemek için kullanılan çubuk ranging pole i.
(arazi etüdü yaparken) belirli noktaları işaretlemek için kullanılan çubuk ranging-pole i.
(arazi etüdü yaparken) belirli noktaları işaretlemek için kullanılan çubuk ranging rod i.
gemilerin levhalarını kalafatlama işini yaparken üst üste binen levhaları ayırdıktan sonra birbirine kilitlemek için kullanılan bir alet maker i.
hızlı sertleşmenin gerekli olduğu mimari unsurları yaparken kullanılan hassas ölçülü harç gauge stuff i.
Woodworking
meskitin mangal yakarken veya ızgara yaparken kullanılan ahşabı mesquite i.
(masa ayağı veya pervaz yaparken) testere ve keski ile motif işlemek thurm f.
Automotive
hız yaparken yakalanmak get caught speeding f.
Aeronautic
uçağın yerde taksi yaparken veya inip kalkarken yaptığı keskin yatay dönüş ground loop i.
(pike yaparken) sabitlemek pull out (of) f.
(pike yaparken) sabit ilerlemek pull out (of) f.
(pike yaparken) dengelemek pull out (of) f.
(pike yaparken) dengelenmek pull out (of) f.
Marine
dengeye alma ağırlığı (yükseltme yaparken ön boma asılan ağırlık) load balancing i.
Mining
sondaj yaparken ulaşılan ana kayaç tabakası shelf i.
Medical
idrar yaparken yanma hissi burning sensation during urination i.
idrar yaparken batma hissi stinging pain when urinating i.
idrar yaparken peniste şişme yakınması complaints of penile swelling during micturition i.
idrar yaparken yanma hissi urinary burning i.
idrar yaparken ağrı dysuria i.
Food Engineering
maklube benzeri yemekleri yaparken şekil vermekte kullanılan bir tencere timbale case i.
maklube benzeri yemekleri yaparken şekil vermekte kullanılan bir tencere timbale iron i.
Gastronomy
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu nori i.
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu amanori i.
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu amanori i.
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu laver i.
mantolamak (yemek yaparken) baste f.
Physics
sabit hızda yayılım yaparken şeklini koruyarak kendi kendini güçlendiren tekil dalga soliton wave i.
Astronomy
astronomik veya astrolojik hesaplamalar yaparken kullanılması gereken zaman (doğum tarihi, gezegen konumu, zamandaki bir nokta) root i.
Apiculture
iğnesiz arıların yuva yaparken saf balmumu yerine kullandığı balmumu, reçine ve bazen topraktan oluşan karışım cerumen i.
Education
okulu bırakan bir kişinin staj yaparken mesleki nitelikler kazanmasını sağlayan bir uygulama modern apprenticeship i.
Linguistics
songhai halkının genellikle ticaret yaparken konuştuğu dil songhai i.
songhai halkının genellikle ticaret yaparken konuştuğu dil songhay i.
songhai halkının genellikle ticaret yaparken konuştuğu dil songhoi i.
songhai halkının genellikle ticaret yaparken konuştuğu dil songoi i.
History
eski dönemlerde afrika ile ticaret yaparken kullanılan bakır veya pirinç levha neptune i.
Religious
dua ederken ve meditasyon yaparken kullanılan tespih benzeri boncuk dizilmiş veya düğümlü ip mala i.
Military
(amfibi operasyonlarda karaya çıkarma yaparken kullanılan) seyir işaretçileri range markers i.
yürüyüş yaparken askerlerin söylediği marş military cadence i.
yürüyüş yaparken askerlerin söylediği marş cadence call i.
Hunting
dürbüne ayar yaparken tüfekleri sabit tutmak için kullanılan alet rifle rest i.
avcılık yaparken giyilen kısa bir tür palto covert coat [uk] i.
Sport
lakros sporunu yaparken kullanılan katı kauçuk top lacrosse ball i.
(parkur sporu yaparken) tek ayakla yapılan atlayış thief vault i.
dalış yaparken cenin pozisyonuna girme tuck i.
kayak yaparken çömelme tuck i.
erkeklerin özellikle avcılık gibi açık hava sporu yaparken kullandıkları küçük köy evi box [uk] i.
bir yandan hafif tempoda koşu yaparken, bir yandan da çevredeki çöpleri toplama plogging i.
(krikette) diğer vurucular süratle sayı yaparken savunma yapan vurucu sheet anchor i.
müsabakada vuruş yaparken kullanılan sopa stick i.
(kayak yaparken) dönüş için ağırlığını diğer yöne vermek unweight f.
(kayakla) dönüş yaparken ağırlığını kaldırmak unweight f.
servis atışı yaparken oyunu kaybetmek drop one's serve f.
hatalı vuruş yaparken sopayı yere çarptırmak sclaff f.
(squat yaparken) ağırlık kaldırmak squat f.
Basketball
elinde top olan oyuncunun, topu bir elinden ötekine dribbling yaparak alması dribbling yaparken el değiştirme crossover drıbble i.
dripling yaparken topu taşımak palming f.
dripling yaparken yön değiştirmek change-up f.
Football
rakip kaleye doğru koşar gibi yaparken yön değiştirip hücum çizgisinden pas alma buttonhook i.
Baseball
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra suicide squeeze i.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra suicide squeeze play i.
Art
heykeltıraşın alçı modelinin büyütülmüş veya küçültülmüş bir kopyasını yaparken kullandığı kalibre edilmiş çerçeve chassis i.
Music
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı shantey i.
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci shanteyman i.
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci shantyman i.
Photography
fotoğraf klişesi yaparken negatif filmlerin üzerine yerleştirildiği kalın cam flat i.
Printery
metal üzerinde düzeltme yaparken karakterleri çıkarmak için kullanılan sivri uçlu çelik bir alet bodkin i.
Engineering
büyütme veya küçültme yaparken doğruluğu artırmak için tasarım, plan gibi materyallerin karelere bölünmesi graticulation i.
Ornithology
bazı ebabil türlerinin yuva yaparken kullandıkları tükürük salgısı neossine i.
Slang
kadın mastürbasyon yaparken çıkan ses shlick i.
mastürbasyon (özellikle mastürbasyon yaparken çıkan sesi nitelemek için söylenir) fap i.
seks yaparken rahatsız edilmemek için uyarı amacıyla kapı koluna asılan çorap doorsock i.
spor yaparken çömelme hareketi esnasında boynu destekleyen bir yastık pussy pad i.
mastürbasyon yaparken yakalanmak be caught masturbating f.
Modern Slang
otuzbir çekme hareketi yaparken gözleri devirerek yapılan tiksinme, umursamama veya inanmama belirten bir hareket air jerk i.
dövüş sporları yaparken giyilen kıyafetlerden, dövüş esnasındaki fiziksel temastan, yaralanmadan tahrik olma agonophilia i.
alışveriş yaparken market koridorları arasında diğer müşterilerle kavga etmek/tartışmak aisle rage f.
bilgisayarda ciddi bir iş yaparken birdenbire ardı arkası kesilmez reklamlar ortaya çıkmak ad bomb f.