uygunsuz - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

uygunsuz



"uygunsuz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 136 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
uygunsuz inconvenient s.
uygunsuz unsuitable s.
General
uygunsuz unimportant thing i.
uygunsuz incongruence i.
uygunsuz disorderly s.
uygunsuz incongruous s.
uygunsuz unsuitable s.
uygunsuz objectionable s.
uygunsuz unbecoming s.
uygunsuz dissatisfactory s.
uygunsuz uncomely s.
uygunsuz unapt s.
uygunsuz unseemly s.
uygunsuz unfitting s.
uygunsuz illegitimate s.
uygunsuz indecorous s.
uygunsuz incongruent s.
uygunsuz inimical s.
uygunsuz untoward s.
uygunsuz inappropriate s.
uygunsuz out of place s.
uygunsuz obnoxious s.
uygunsuz inconsonant s.
uygunsuz malapropos s.
uygunsuz discordant s.
uygunsuz unbeseeming s.
uygunsuz unhappy s.
uygunsuz undue s.
uygunsuz unbefitting s.
uygunsuz anomalous s.
uygunsuz unmeet s.
uygunsuz wrong s.
uygunsuz indecent s.
uygunsuz inapposite s.
uygunsuz incorrect s.
uygunsuz improper s.
uygunsuz inept s.
uygunsuz untimely s.
uygunsuz inconvenient s.
uygunsuz discommodious s.
uygunsuz impolitic s.
uygunsuz risque s.
uygunsuz inopportune s.
uygunsuz gauche s.
uygunsuz awkward s.
uygunsuz nonadaptive s.
uygunsuz impolitical s.
uygunsuz unproper s.
uygunsuz inapt s.
uygunsuz inexpedient s.
uygunsuz wildcat s.
uygunsuz out of joint s.
uygunsuz unearthly s.
uygunsuz unfit s.
uygunsuz unfortunate s.
uygunsuz unfavourable s.
uygunsuz ill-conditioned s.
uygunsuz derogatory s.
uygunsuz unfavorable s.
uygunsuz absonous s.
uygunsuz tasteless s.
uygunsuz bad s.
uygunsuz unmannered s.
uygunsuz tortious [obsolete] s.
uygunsuz unbehovely s.
uygunsuz unconvenient s.
uygunsuz uncovenable s.
uygunsuz ill-fitting s.
uygunsuz out of one's way s.
uygunsuz unexpedient s.
uygunsuz unfitted s.
uygunsuz ungain s.
uygunsuz ungodly s.
uygunsuz unpropitious s.
uygunsuz barnyard s.
uygunsuz unsitting s.
uygunsuz unsorted [obsolete] s.
uygunsuz unsoundable [obsolete] s.
uygunsuz unsuit s.
uygunsuz untrim s.
uygunsuz vampy s.
uygunsuz vexatory s.
uygunsuz wrongous s.
uygunsuz misbefitting s.
uygunsuz ripe s.
uygunsuz out-of-the-way s.
uygunsuz off colour [us] s.
uygunsuz off-key s.
uygunsuz risqué s.
uygunsuz ill-favored s.
uygunsuz impropitious [obsolete] s.
uygunsuz improportionate [obsolete] s.
uygunsuz dissonant s.
uygunsuz infortunate s.
uygunsuz incommode [obsolete] s.
uygunsuz incommodious [obsolete] s.
uygunsuz incomposed [obsolete] s.
uygunsuz inconcinnous [obsolete] s.
uygunsuz favorless [obsolete] s.
uygunsuz favorless [obsolete] s.
uygunsuz favourless [obsolete] s.
uygunsuz favourless [obsolete] s.
uygunsuz inhabile [obsolete] s.
uygunsuz insalutary s.
uygunsuz insuitable [obsolete] s.
uygunsuz disconvenient [dialect] s.
uygunsuz foreign s.
uygunsuz out-of-the-way s.
uygunsuz phantastic s.
uygunsuz phantastical s.
uygunsuz preposterous s.
uygunsuz ostrobogulous s.
uygunsuz poisonous s.
uygunsuz poisonsome [obsolete] s.
uygunsuz out of turn zf.
Phrases
uygunsuz out of place expr.
uygunsuz out of drawing expr.
Colloquial
uygunsuz douchey s.
uygunsuz no-no s.
uygunsuz flat-footed s.
uygunsuz not done expr.
uygunsuz not on expr.
Idioms
uygunsuz in bad taste expr.
uygunsuz in poor taste expr.
Law
uygunsuz undue s.
uygunsuz disorderly s.
Technical
uygunsuz unfit s.
Archaic
uygunsuz seemless s.
uygunsuz undecent s.
uygunsuz misbecoming s.
Slang
uygunsuz obno s.
uygunsuz obnoc s.
uygunsuz half-arsed s.
uygunsuz scanless s.
uygunsuz skanless s.
uygunsuz gay s.

"uygunsuz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 308 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uygunsuz teklif proposition i.
uygunsuz söz indecorum i.
uygunsuz davranış unbecoming behavior i.
uygunsuz hareket faux pas i.
uygunsuz olma indecorum i.
uygunsuz davranış indecorum i.
nöbetçinin uygunsuz davranışı misbehaviour of sentinel i.
biri uygunsuz iki farklı anlam taşıyan söz double-entendre i.
uygunsuz birleşme mismatching i.
uygunsuz davranış improper behavior i.
uygunsuz davranış misbehaviour i.
uygunsuz davranış misbehavior i.
uygunsuz davranış misdeed i.
uygunsuz davranış inappropriate behaviour i.
uygunsuz hareket misconduct i.
yasak/uygunsuz ilişki indiscreet affair i.
uygunsuz sonuçlar inconvenient results i.
uygunsuz/uygun olmayan (davranış) bad form i.
uygunsuz durum compromising position i.
uygunsuz durum inconvenience i.
uygunsuz kullanma abusage i.
uygunsuz davranış carrying-on i.
uygunsuz davranış carry-on [brit] i.
uygunsuz davranış naughtiness i.
uygunsuz olma uncomeliness i.
uygunsuz olma undecency i.
topluma uygunsuz olma undecency i.
uygunsuz olma unfittedness i.
uygunsuz cinsel ilişki entanglement i.
uygunsuz zamanda olma unseasonableness i.
uygunsuz zaman untime [obsolete] i.
uygunsuz zamanda olma untimeliness i.
uygunsuz konuşma vinegar i.
uygunsuz tavır vinegar i.
uygunsuz tutum vinegar i.
uygunsuz gerçeklik inconvenient reality i.
uygunsuz kimse wrong number i.
uygunsuz şey wrong number i.
uygunsuz davranış wrongness i.
uygunsuz bölüştürme misallotment i.
uygunsuz bağış misbestowal i.
uygunsuz meydan okuma mischallenge [obsolete] i.
uygunsuz kullanım misimprovement i.
uygunsuz evlilik mismarriage i.
uygunsuz yönelim misorientation i.
uygunsuz harcama mispense i.
uygunsuz harcama misspense [obsolete] i.
uygunsuz birlik misunion i.
saçma ve uygunsuz şey mockery i.
şüphe çekici, yanlış veya uygunsuz hareketler sergileyen grup gentry i.
aşırı veya uygunsuz şekilde ele geçirme gouge i.
karşıdakini etki altına almak için uygunsuz biçimde yapılan ödeme gratuity i.
uygunsuz ifade impropriety i.
uygunsuz dil impropriety i.
uygunsuz davranış deviance i.
uygunsuz davranış deviancy i.
uygunsuz bilgi concealment [obsolete] i.
(uygunsuz davranış nedeniyle) kendi toplumundan dışlanma coventry i.
uygunsuz hareket fandango i.
uygunsuz şey incongruence i.
uygunsuz davranış indecency i.
uygunsuz zamanda olma inopportunity i.
uygunsuz menfaatin halka duyurulması outing i.
işaretleri komik ve uygunsuz anlamlar yükleyerek okuma semiopathy i.
uygunsuz samimiyet freedom i.
uygunsuz hareket snapper [scotland] i.
canlı yayında gerçekleşen uygunsuz olay livestream fail i.
uygunsuz düşünce intrusive thought i.
uygunsuz kapsam genişlemesi stretch i.
uygunsuz teklifte bulunmak proposition f.
uygunsuz olmak be out of place f.
uygunsuz olmak be out of line f.
uygunsuz kısımları çıkarmak bowdlerize f.
uygunsuz olmak be out of order f.
uygunsuz vaziyette yakalanmak (cinsel ilişki vb) be caught in flagrante f.
uygunsuz bir biçimde yakalamak catch out f.
uygunsuz davranmak behave improperly f.
uygunsuz davranmak act improperly f.
uygunsuz davranmak misbehave f.
uygunsuz davranmak misdemean f.
uygunsuz kısımları çıkarmak bowdlerise f.
uygunsuz davranmak misconduct one's self f.
uygunsuz hale getirmek unfit f.
uygunsuz hale getirmek unsuit f.
uygunsuz bölüştürmek misallocate f.
uygunsuz birliktelik kurmak misally f.
uygunsuz evlilik yapmak misally f.
uygunsuz şekilde telafi etmek misatone f.
uygunsuz şekilde taşımak misbear [obsolete] f.
uygunsuz davranmak misbear [obsolete] f.
uygunsuz olmak misbeseem f.
uygunsuz davranmak misconduct f.
uygunsuz şekilde kullanmak misimprove f.
uygunsuz şekilde birleştirmek misjoin f.
uygunsuz biçim vermek mismake f.
uygunsuz çift olmak mismarry f.
uygunsuz evlilik yapmak mismarry f.
uygunsuz şekilde eşlemek mismate f.
uygunsuz şekilde eşleştirmek mismate f.
uygunsuz şekilde eşleştirilmek mismate f.
yeteneklerini uygunsuz şekilde kullanmak misplace f.
uygunsuz övgüde bulunmak mispraise f.
uygunsuz olmak misseem f.
uygunsuz bir evlilik yapmak miswed f.
uygunsuz bir şekilde evli olmak misyoke f.
uygunsuz şekilde değiştirmek desecrate f.
uygunsuz derecede ayarlamak overarrange [rare] f.
uygunsuz isteklerde bulunmak overpressure f.
uygunsuz davranmak improper [obsolete] f.
uygunsuz tavır sergilemek improper [obsolete] f.
uygunsuz cinsel imalarla aşağılamak compromise f.
uygunsuz yakınlıkla utandırmak compromise f.
uygunsuz yola başvurmak intervert [obsolete] f.
uygunsuz olmak disagree f.
uygunsuz hale getirmek discommodate [obsolete] f.
(birini veya bir şeyi) uygunsuz veya lakayt şekilde idare etmek gaum f.
uygunsuz hale getirmek poison f.
en uygunsuz most unsuitable s.
uygunsuz espriler yapan facetious s.
uygunsuz (söz/davranış) out of line s.
uygunsuz zamanda untimely s.
uygunsuz şakalar yapan facetious s.
tamamen uygunsuz totally inappropriate s.
sevimli şekilde uygunsuz adorkable s.
(uygunsuz vaziyette) basılmış rapped s.
uygunsuz düzenlenmiş unhandy s.
uygunsuz görülmeyen unobjectionable s.
uygunsuz zamanda olan untime [obsolete] s.
uygunsuz zamanda olan untimeous s.
temsilcilerin bir yasama organına uygunsuz veya haksız şekilde dağıldığı malapportioned s.
daha uygunsuz worse s.
daha uygunsuz worse s.
en uygunsuz worst s.
uygunsuz şekilde süslenmiş misdight [obsolete] s.
uygunsuz şekilde hazırlanmış misdight [obsolete] s.
uygunsuz şekilde döşenmiş misdight [obsolete] s.
uygunsuz eşi olan mismated s.
uygunsuz renkte olan off-colour s.
uygunsuz (davranış, inanç, fikir) off-base s.
uygunsuz renkte olan off-color s.
(ifade) uygunsuz ve nezaketsiz ill-chosen s.
uygunsuz şekilde ayrıcalıklı incestuous s.
uygunsuz bir baskıya maruz kalan pressurized s.
uygunsuz bir baskıya maruz kalan pressurised s.
uygunsuz hale getiren stricken s.
uygunsuz olarak obnoxiously zf.
uygunsuz bir biçimde inconveniently zf.
uygunsuz bir şekilde unbecomingly zf.
uygunsuz bir biçimde inopportunely zf.
uygunsuz bir halde discordantly zf.
uygunsuz olarak gauchely zf.
uygunsuz olarak wryly zf.
uygunsuz bir şekilde improperly zf.
uygunsuz bir şekilde anomalously zf.
uygunsuz bir zamanda at an unearthly hour zf.
uygunsuz bir şekilde inappositely zf.
uygunsuz görerek deprecatingly zf.
uygunsuz bir halde ineptly zf.
uygunsuz bir biçimde incompliantly zf.
uygunsuz bir halde brattily zf.
uygunsuz bir şekilde inappropriately zf.
uygunsuz bir şekilde ungracefully zf.
müstehcen ve uygunsuz bir biçimde naughtily zf.
uygunsuz biçimde tortiously [obsolete] zf.
uygunsuz bir şekilde unbeseemingly zf.
uygunsuz bir şekilde awfully zf.
uygunsuz bir şekilde unduly zf.
uygunsuz bir şekilde unfitly zf.
uygunsuz bir şekilde unfittingly zf.
uygunsuz bir şekilde unproperly zf.
uygunsuz bir şekilde unsuitably zf.
uygunsuz bir biçimde untimely zf.
uygunsuz zamanda olan untimeously [scotland] zf.
uygunsuz bir şekilde grossly zf.
Phrasals
uygunsuz davranmak carry on f.
uygunsuz bir durumda iyi davranmak rise above f.
(birinin uygunsuz bir davranışını) kaydetmek/rapor etmek/belgelemek log (one) for (something) [dated] f.
(uygunsuz bir davranışını) kaydetmek/rapor etmek/belgelemek log for f.
biri için uygunsuz olmak put one out f.
uygunsuz şekilde konuşmak spout out f.
(biri) için uygunsuz olmak stick out to (someone) f.
Phrases
uygunsuz durumda yakalanmak be caught in a compromising position expr.
uygunsuz pozisyonda yakalanmak be caught in a compromising position expr.
uygun veya uygunsuz in season and out of season expr.
Colloquial
amatörlerin evde ya da uygunsuz koşullarda ürettikleri amfetamin bathtub crank i.
uygunsuz bir zaman a bad time i.
uygunsuz bir şey a no-no i.
yanlış/uygunsuz olmak/kaçmak be not on f.
çok yanlış/uygunsuz olmak/kaçmak be (just) not on f.
(uygunsuz bir duruma rağmen) kasıla kasıla/kurum kurum kurumlanarak yapmaya devam etmek brave it out f.
(uygunsuz bir duruma rağmen) kasıla kasıla/kurum kurum kurumlanarak yapmaya devam etmek brazen it out f.
(birinin) uygunsuz bir davranışta bulunduğuna dair kanıt olmak have (something) on (one) f.
birinin bir suç işlediğine, yanlış yaptığına, uygunsuz davrandığına dair kanıtı olmak have (something) on (one) f.
(biraz) uygunsuz durmak look (a little/bit) off f.
uygunsuz olmak be on f.
uygunsuz bir davranış olmak be not the done thing [uk] f.
uygunsuz davranmak horse around f.
(birine) uygunsuz davranmak get fresh (with somebody) f.
oldukça uygunsuz off-the-wall s.
uygunsuz davranmış in bad form expr.
bu yanlış/uygunsuz it's not on expr.
Idioms
duruma uygunsuz şey a square peg in a round hole i.
uygunsuz davranış poor form i.
kötü/uygunsuz bir işi yerine getirmesi için tutulan kimse hatchet man i.
uygunsuz bir zaman/an inopportune moment i.
uygunsuz yerde bulunan kimse land fish i.
kötü/uygunsuz bir işi yerine getirmesi için tutulan kimse a hatchet man i.
uygunsuz bir durum a sticky situation [uk/australia] i.
uygunsuz bir durum a sticky wicket [uk/australia] i.
uygunsuz tutum bad taste i.
uygunsuz konuşmak dip into the blue f.
dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek marry below (one's) station f.
dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek marry below oneself f.
dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek marry beneath oneself f.
uygunsuz teklifte bulunmak put the acid on (someone) f.
biriyle yasak/gizli/uygunsuz ilişki yaşamak have an affair (with someone) f.
uygunsuz biçimde yakalamak catch with pants down f.
uygunsuz biçimde yakalamak catch with trousers down f.
uygunsuz durumda (seks yaparken) yakalanmak be caught in a compromising position f.
uygunsuz gibi gelmek strike a false note f.
uygunsuz bir harekette/ifadede bulunmak (make/commit) a faux pas f.
(birine) uygunsuz davranmak get fresh with (one) f.
uygunsuz kaçmak be in the worst possible taste f.
(birine/bir şeye) karşı uygunsuz davranmak take liberties with (someone or something) f.
yalnız kalmaları uygunsuz olarak görülen genç çifte eşlik eden üçüncü kişi olmak pick gooseberry [obsolete] f.
uygunsuz bir durumda olmak be (batting) on a sticky wicket [uk] f.
duruma uygunsuz hareket etmek be a square peg (in a round hole) f.
uygunsuz bir halde yakalanmak/basılmak be caught with your pants down f.
uygunsuz bir halde yakalanmak/basılmak be caught with your trousers down [uk] f.
uygunsuz olmak be flat-footed f.
biriyle/bir şeyle iş birliği yapmak (uygunsuz şekilde) be in bed with somebody/something f.
biriyle/bir şeyle beraber hareket etmek (uygunsuz şekilde) be in bed with somebody/something f.
biriyle/bir şeyle yakın ilişkide olmak (uygunsuz şekilde) be in bed with somebody/something f.
uygunsuz olmak be out of bounds f.
uygunsuz davranmak be out of line f.
uygunsuz davranmak/hareket etmek be out of order f.
(birini) uygunsuz bir biçimde yakalamak catch (someone) with his pants down f.
birini uygunsuz bir biçimde yakalamak catch somebody with their pants down f.
birini uygunsuz bir biçimde yakalamak catch somebody with their trousers down f.
birini uygunsuz bir biçimde yakalamak catch someone with their pants down f.
uygunsuz bir biçimde yakalanmak be caught with one's pants down f.
uygunsuz bir şey yapmak do something out of turn f.
saygısızca/kaba/uygunsuz davranmak forget manners f.
(birinin) uygunsuz davranışlarını görmezden gelmek give (one) a pass f.
çok uygunsuz no good to gundy [obsolete] [australia] s.
uygunsuz bir biçimde yakalanmış caught with (one's) pants down s.
oldukça uygunsuz off the wall s.
uygunsuz bir saatte at an ungodly hour zf.
uygunsuz bir saatte at an unearthly hour zf.
uygunsuz durumda (gösterilmek) in a bad light expr.
uygunsuz şartlarda (gösterilmek) in a bad light expr.
uygunsuz şekilde/olarak (gösterilmek) in a bad light expr.
uygunsuz bir zamanda/saatte at an unearthly/ungodly hour expr.
uygunsuz bir biçimde with pants down expr.
Trade/Economic
uygunsuz döviz kuru unfavourable exchange rate i.
uygunsuz hareket misconduct i.
uygunsuz ödeme improper payment i.
uygunsuz ürün nonconforming product i.
Law
uygunsuz evlilik defective marriage i.
uygunsuz tercih undue preference i.
uygunsuz görüntü ve fotoğraflarla şantaj blackmail over nude pictures i.
uygunsuz davranış malfaisance i.
Politics
bir başkasına yönelik şantaj, itibarsızlaştırma ya da manipülasyon hedefiyle elde edilmiş yüz kızartıcı/uygunsuz/suçlayıcı bilgi kompromat (compromising material) i.
halkın parasının uygunsuz bir şekilde kullanılması improper use of public money i.
parlamentonun uygunsuz hareket tarzı contempt of parliament i.
uygunsuz davranış improper action i.
Insurance
uygunsuz sigorta underground insurance i.
Technical
tane dağılımı uygunsuz kum badly graded sand i.
uygunsuz yapmak unfit f.
Computer
uygunsuz içerik inappropriate content i.
uygunsuz içeriği engellemek için kulanılan bir program websense i.
e-posta hesabına sinir bozucu, uygunsuz postaların gelmesini engellemek için kullanılan filtre bozo filter i.
çevrimiçi sohbet odasındaki konuşmaları uygunsuz dil kullanımı, uygunsuz içerik açısından kontrol eden kimse moderator i.
sosyal ağ adreslerinde uygunsuz durum bildirim butonu panic button i.
(çevrimiçi sohbet odasındaki konuşmaları veya mesaj panosundaki gönderileri) uygunsuz dil kullanımı, uygunsuz içeriğe karşı kontrol etmek moderate f.
uygunsuz içerik, küfürlü konuşma açısından denetlenmeyen (forum, sohbet odası) unmoderated s.
Construction
uygunsuz kentsel gelişme urban sprawl i.
uygunsuz kalite beton concrete of inadequate quality i.
Medical
konuşma kaslarının koordinasyonsuzluğu nedeniyle yavaş ve heceleri birbirine eklemeden ve bazı heceleri uygunsuz vurgulayarak patlayıcı seslerle konuşma explosive speech i.
konuşma kaslarının koordinasyonsuzluğu nedeniyle yavaş ve heceleri birbirine eklemeden ve bazı heceleri uygunsuz vurgulayarak patlayıcı seslerle konuşma scanning speech i.
uygunsuz ağlama-gülme atakları inappropriate crying and laughing attacks i.
uygunsuz steroid kullanımı inappropriate steroid i.
uygunsuz antidiüretik hormon salınımı sendromu siadh (syndrome of inappropriate secretion of antidiuretic hormone) i.
uygunsuz antidiüretik hormon salınımı inappropriate antidiuretic hormone release i.
Psychology
uygunsuz davranış inappropriate behaviour i.
uygunsuz duygu inappropriate affect i.
uygunsuz duygulanım inappropriate affect i.
uygunsuz gülmeler inappropriate laughing i.
olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi displacement i.
olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi displacement behavior i.
olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi displacement activity i.
Pathology
uygunsuz antidiüretik hormon salgı sendromu siadh i.
uygunsuz antidiüretik hormon salgı sendromu syndrome of inappropriate antidiuretic hormone i.
Linguistics
kabul edilemez, uygunsuz isim koyma caconymy i.
Geology
uygunsuz zemin katmanlaşması unfavourable soil stratification i.
Sport
sporda uygunsuz ilaç kullanımını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir bağımsız kuruluş world anti-doping agency i.
Archaic
uygunsuz davranma misdemean i.
uygunsuz davranış misdemean i.
uygunsuz davranış misgovernment i.
uygunsuz davranış ve hareketleri gözlemleyip rapor eden sivil idare memuru searcher i.
(bir şeye) uygunsuz olmak unsuit f.
(yapılan eylemi ahlak dışı veya uygunsuz kılacak şekilde) birbirine çok yakın insanlar veya gruplar arasında meydana gelen incesttuous s.
Slang
(uygunsuz) ilişkiye girmek do f.
uygunsuz teklifte bulunmak mack f.
(birine) uygunsuz teklifte bulunmak mack on (one) f.
birine uygunsuz teklifte bulunmak mack on someone f.
uygunsuz derecede cüretkar gay s.
uygunsuz bir sözcük yerine kullanılan şaka yollu bir ifade nfbsk (not for british school kids) expr.