uygun olan - Türkçe İngilizce Sözlük

uygun olan

"uygun olan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uygun olan as applicable zf.
Idioms
uygun olan the done thing i.
uygun olan the thing to do i.

"uygun olan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uygun maliyeti olan cost efficiency i.
uygun olan zamanda gerçekleştirmeme unpunctuality i.
uygun/doğru olan hareket proper action i.
ahlaki açıdan uygun olan şeyler the good i.
uygun şartlar sağlanmış olsa gerçekleşebilecek olan durum might-have-been i.
kongre, sergi gibi etkinliklere uygun salon ve oditoryumları olan bina grubu convention centre i.
müzakere veya yasama işlerinin yürütülmesine uygun olan muntazam davranış order i.
yük beygirine yüklemek için uygun veya standart olan ağırlık seam [dialect] i.
kendine uygun olan kısmını çekip almak cherry-pick f.
akla, kanunlara, toplumca makbul sayılana uygun olan due s.
değerlendirilmeye uygun olan salvational s.
gelecek için uygun olan futuristic s.
uygun özelliklere sahip olan qualifiable s.
kabin için uygun olan cabinet s.
yeni yılın başlangıcına uygun olan new-year s.
herkese uygun olan unobjectionable s.
battal boy yatağa uygun olan king-size [us] s.
özellikle uygun olan made s.
hafif sesleri işitmeye uygun olan microcoustic s.
hafif sesleri işitmeye uygun olan microphonous s.
birçok farklı kullanıma uygun olan mixed-use s.
dil bilgisi kurallarına tam olarak uygun olan kelimelere göre grammatic s.
bir bilimin veya sanatın ilkelerine katı bir şekilde uygun olan grammatic s.
dil bilgisi kurallarına tam olarak uygun olan kelimelere göre grammatical s.
en uygun olan only s.
kurallara uygun olan rulable s.
işe gidip gelmek için uygun olan commutable s.
ihtiyaçlarına uygun olan compatible s.
uygun konumda olan in s.
iki denizciye uygun olan doublehanded s.
iki denizciye uygun olan double-handed s.
birimlerin ikisiyle birden çalışmaya uygun olan dual s.
kitabı mukaddes'teki öğretilere uygun olan orthodox s.
takdir-i ilahiye uygun olan providential s.
gerçeklere uygun olan so s.
(belirli bir faaliyete) uygun olan anlamına gelen son ek -ier snk.
Phrases
uygun olan şartlar altında in a good light expr.
uygun olan şartlar altında iyimser olarak in a good light expr.
uygun/mümkün olan en kısa zamanda at one's convenience expr.
uygun/mümkün olan en kısa zamanda at one's earliest convenience expr.
Colloquial
aralarında toplumca uygun görülmeyen oranda yaş farkı olan iki kişinin yaşadığı ilişki may-december romance i.
birinin partneri olmaya en uygun olan erkek right guy i.
sadece dış görünüşü modaya uygun olan kimse mod poser i.
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uygun on message expr.
Idioms
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey a better bet i.
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey better bet i.
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey a safer bet i.
(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey safest bet i.
(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey best bet i.
makul/uygun olan hareket a matter of course i.
tam (isteğe) uygun olan right up somebody's street expr.
tam (isteğe) uygun olan just up somebody's street expr.
Trade/Economic
bir kurumdaki işlerin uygun yeteneklere sahip olan insanlarla doldurulması staffing i.
Politics
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uygun/uymayan on/off message expr.
Industry
sağlık bilinci olan kimselere uygun (ürün) health-conscious s.
Tourism
mümkün olan en uygun fiyat best possible price i.
Marine
yatacak yeri bulunmayıp kısa gezilere uygun olan küçük yelkenli day sailer i.
Psychology
narkotik ilaç uygulanışını takiben bilinç uyuşukluğu meydana getirilen hastada ruhsal çatışmaya sebep olan faktörlerin öğrenilmesini psikoanalist tarafından uygun telkinler yapılması esasına dayanan psikoterapi yöntemi narcotherapy i.
beynin uygun vücut hareketi ve uzay algısı için ön şart olan impulslara bilinçsizce uyum sağlaması schema i.
Food Engineering
taze domuz eti üretimi için uygun olan hafif ama iyi işlenmiş domuz yorker i.
Biochemistry
organizma içindeki karmaşık maddelerin enerji salınımıyla atılım için uygun olan daha basit bileşenlerine ayrılması disassimilation i.
Marine Biology
ayakları yüzmeye uygun olan deniz omurgasızı heteropod i.
Zoology
yumurta yapmaya uygun olan nidamental s.
Breeding
ırk tipine uygun hayvanların yanı sıra ebeveynleri belli olan hayvanların kaydedilmesine izin veren open s.
Tobacco
tek seferde çiğnemek için uygun olan tütün miktarı chaw (of tobacco) i.
Social Sciences
modaya uygun bir toplumun özelliği olan mondain s.
modaya uygun bir toplumun özelliği olan mondaine s.
Education
birinci sınıf öğrencilerine uygun olan freshman s.
Religious
yaşamını allah'ın emirlerine uygun sürdürmüş olan ölü kimse shaheed i.
yaşamını allah'ın emirlerine uygun sürdürmüş olan ölü kimse shahid i.
Military
gözetleme için uygun olan yer vantage point i.
nükleer silah yapmak için uygun kalitede olan weapons-grade s.
Hunting
omuzdan atış yapmaya uygun olan shoulder-fired s.
Card
kart istemeye ve kozsuz oynamaya uygun olan el no-trumper i.
Art
anıtsal ve diğer tür yazıtlara uygun olan tarz lapidary style i.
Music
uygun ve rahat tempoda çalınacak olan commodo s.
Cinema
(sinema filmi) 17 yaşından küçükler için sadece bir yetişkin eşliğinde uygun olan r-rated s.
Archaic
gözetleme için uygun olan yer mount i.
beyaz ekinler yetiştirmek için uygun olan (toprak) white s.
Ornithology
(kuş) ayakları tünemeye uygun olan insessorial s.
Slang
bir kişinin karakterine veya isteklerine uygun olan (şey) speed i.