|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
ucuz dergi |
pulp i.
|
|
2 |
Genel |
ucuz gece kulübü |
honky tonk i.
|
|
3 |
Genel |
geceleri ucuz fiyatla gönderilen telgraf |
night letter i.
|
|
4 |
Genel |
ucuz bar veya gece klubü |
barrelhouse i.
|
|
5 |
Genel |
ucuz ve adi süs eşyası |
trifle i.
|
|
6 |
Genel |
ucuz edebiyat |
kitsch i.
|
|
7 |
Genel |
genç turistler için ucuz otel |
hostel i.
|
|
8 |
Genel |
ucuz kurtulma |
narrow escape i.
|
|
9 |
Genel |
ucuz süs |
trifle i.
|
|
10 |
Genel |
çok ucuz otel |
dosshouse i.
|
|
|
11 |
Genel |
heyecanlı ucuz roman |
dime novel i.
|
|
12 |
Genel |
çok ucuz otel |
flophouse i.
|
|
13 |
Genel |
çok ucuz şey |
snip i.
|
|
14 |
Genel |
ucuz mal |
knockdown i.
|
|
15 |
Genel |
kiralanmış ucuz tarifeli uçak |
charter plane i.
|
|
16 |
Genel |
sudan ucuz şey |
bargain i.
|
|
17 |
Genel |
ucuz kağıda basılmış sansasyonel (roman/dergi) |
pulp i.
|
|
18 |
Genel |
ucuz numara |
cheap shot i.
|
|
19 |
Genel |
ucuz ev |
cheesy condo i.
|
|
20 |
Genel |
ucuz tarifeli bölme |
coach i.
|
|
21 |
Genel |
ucuz giyim üretimi |
slopwork i.
|
|
22 |
Genel |
ucuz mücevher |
bauble i.
|
|
23 |
Genel |
sudan ucuz fiyat |
bargain price i.
|
|
24 |
Genel |
ucuz olan dekorasyon ya da süs |
gaudery i.
|
|
25 |
Genel |
ucuz sigara |
gasper i.
|
|
26 |
Genel |
ucuz fiyat |
low price i.
|
|
27 |
Genel |
ucuz mal ticareti |
petty trade i.
|
|
28 |
Genel |
ucuz işçilik |
shoddy workmanship i.
|
|
29 |
Genel |
ucuz şey |
bargain i.
|
|
30 |
Genel |
düşük kaliteli ve ucuz ürünler |
low-end goods i.
|
|
31 |
Genel |
ucuz şarap |
plonk i.
|
|
32 |
Genel |
çok kiracılı ucuz apartman |
tenement i.
|
|
33 |
Genel |
ucuz lokanta |
joint i.
|
|
34 |
Genel |
ucuz kurgu |
pulp fiction i.
|
|
35 |
Genel |
ucuz malzeme |
ticky tacky i.
|
|
36 |
Genel |
ucuz semt |
tenement district i.
|
|
37 |
Genel |
ucuz cicili bicili hediyelik eşya |
tchotchke i.
|
|
38 |
Genel |
ucuz sofra şarabı |
jug wine i.
|
|
39 |
Genel |
ucuz/dandik striptiz kulubü |
clip joint i.
|
|
40 |
Genel |
ucuz/dandik striptiz kulubü |
fleshpot i.
|
|
41 |
Genel |
fransa'da tatil için kiralanan ucuz yazlık kulübe |
gite i.
|
|
42 |
Genel |
ucuz uçuş |
cheap flight i.
|
|
43 |
Genel |
ucuz bilet |
cheap ticket i.
|
|
44 |
Genel |
ucuz viski |
red eye i.
|
|
45 |
Genel |
ucuz otel |
cheap hotel i.
|
|
46 |
Genel |
ucuz pansiyon |
dosshouse i.
|
|
47 |
Genel |
ucuz pansiyon |
doss-house i.
|
|
48 |
Genel |
ucuz pansiyon |
flophouse i.
|
|
49 |
Genel |
ucuz mal satan seyyar satıcı |
cheap jack i.
|
|
50 |
Genel |
ucuz matine |
bargain matinee i.
|
|
51 |
Genel |
ucuz şarap |
cheap wine i.
|
|
52 |
Genel |
ses getiren ucuz roman |
yellowback i.
|
|
53 |
Genel |
uygun/ucuz fıyat |
budget price i.
|
|
54 |
Genel |
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği |
early bird dinner i.
|
|
55 |
Genel |
basit/ucuz hile/numara |
parlor magic i.
|
|
56 |
Genel |
basit/ucuz hile/numara |
parlor trick i.
|
|
57 |
Genel |
kalitesiz kağıda basılmış ucuz dergi |
pulp i.
|
|
58 |
Genel |
kalitesiz kağıda basılmış ucuz dergi |
pulp magazine i.
|
|
59 |
Genel |
ucuz kredi |
cheap credit i.
|
|
60 |
Genel |
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran |
greasy spoon i.
|
|
61 |
Genel |
ucuz/sudan (mazeret) |
lame i.
|
|
62 |
Genel |
melas ve atık şekerden yapılan orta amerika'ya özgü ucuz bir tür rom |
taffia i.
|
|
63 |
Genel |
melas ve atık şekerden yapılan orta amerikaya özgü ucuz bir tür rom |
tafia i.
|
|
64 |
Genel |
ucuz, süslü püslü elbise |
tawdry i.
|
|
65 |
Genel |
ucuz cicili bicili hediyelik eşya |
chachka i.
|
|
66 |
Genel |
sıkıntılı ekonomik döneme uygun ucuz, ikinci el kıyafet giyen kimse |
recessionista i.
|
|
67 |
Genel |
ucuz taşın arkasına daha fazla parlaklık sağlamak için uygulanan kaplama |
chaton i.
|
|
68 |
Genel |
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı |
cheapjack i.
|
|
69 |
Genel |
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı |
cheap-jack i.
|
|
70 |
Genel |
ucuz veya adi şey |
cheese i.
|
|
71 |
Genel |
ucuz malzeme |
ticky-tack i.
|
|
72 |
Genel |
ucuz ve iddialı kimse |
tinhorn i.
|
|
73 |
Genel |
ucuz ve gösterişli şey |
tinsel i.
|
|
74 |
Genel |
ucuz cicili bicili hediyelik eşya |
tsatske i.
|
|
75 |
Genel |
ucuz cicili bicili hediyelik eşya |
tshatshke i.
|
|
76 |
Genel |
ucuz mal |
twofer i.
|
|
77 |
Genel |
ucuz çakı |
barlow i.
|
|
78 |
Genel |
ucuz değersiz eşya |
jimcrack i.
|
|
79 |
Genel |
ucuz değersiz eşya |
falderol i.
|
|
80 |
Genel |
ucuz değersiz eşya |
folderal i.
|
|
81 |
Genel |
ucuz değersiz eşya |
frill i.
|
|
82 |
Genel |
ucuz, kalitesiz bar |
dive bar i.
|
|
83 |
Genel |
lav görünümünde ucuz çömlek |
lava ware i.
|
|
84 |
Genel |
kötü ve ucuz macera |
blood [uk] i.
|
|
85 |
Genel |
kötü ve ucuz polisiye roman |
blood [uk] i.
|
|
86 |
Genel |
ucuz süs |
miniment i.
|
|
87 |
Genel |
ucuz mal |
borax i.
|
|
88 |
Genel |
ürün yelpazesindeki ucuz ürünleri satmaya odaklı şirket |
broadline i.
|
|
89 |
Genel |
ucuz gece kulübü |
honkytonk i.
|
|
90 |
Genel |
ucuz mekanların olduğu semt |
honkytonk i.
|
|
91 |
Genel |
ucuz gece kulübü |
honky-tonk i.
|
|
92 |
Genel |
ucuz mekanların olduğu semt |
honky-tonk i.
|
|
93 |
Genel |
ucuz eğlence mekanı |
gaff [uk] i.
|
|
94 |
Genel |
ucuz eğlence mekanı |
penny gaff [uk] i.
|
|
95 |
Genel |
tiyatroda en ucuz koltukların olduğu üst platform |
gallery i.
|
|
96 |
Genel |
ucuz ve gösterişli parlaklık |
glare i.
|
|
97 |
Genel |
tiyatronun ucuz sırasında oturan izleyici |
groundling i.
|
|
98 |
Genel |
ucuz mal |
off-brand i.
|
|
99 |
Genel |
ucuz içki satan yer |
one-armed bandit [us] i.
|
|
100 |
Genel |
ucuz şarapla karıştırılan tuvalet ispirtosu |
rubby i.
|
|
101 |
Genel |
ucuz alkol karışımlarını içen kimse |
rubby i.
|
|
102 |
Genel |
(özellikle kaçak getirilmiş gibi yapılan ucuz ve gösterişli mallar satan) seyyar satıcı |
dudder [dated] [uk] i.
|
|
103 |
Genel |
(jamaika'da) rastafarilerin yediği ucuz, tuzsuz ve doğal bir yiyecek |
ital i.
|
|
104 |
Genel |
ucuz giysilerde kullanılan düşük kaliteli kürk parçası |
plate i.
|
|
105 |
Genel |
göz kamaştıran ucuz şey |
flamfew [obsolete] i.
|
|
106 |
Genel |
ucuz şarap |
plunk [australia] i.
|
|
107 |
Genel |
ucuz makale |
pulp i.
|
|
108 |
Genel |
ucuz içerikli dergi |
pulpy i.
|
|
109 |
Genel |
sökülerek yeniden örülmüş ucuz yün kumaş |
shoddy i.
|
|
110 |
Genel |
sodyum silikatlı ucuz sabun |
silicated soap i.
|
|
111 |
Genel |
ucuz hazır giyim |
slop i.
|
|
112 |
Genel |
ucuz kıyafet |
slops i.
|
|
113 |
Genel |
(britanya'da) denizcilere satılan ucuz kıyafet |
slops i.
|
|
114 |
Genel |
ucuz giyim |
slopwork i.
|
|
115 |
Genel |
(karnaval gibi yerlerde) şans oyunlarında ödül olarak verilen ucuz eşyalar |
slum i.
|
|
116 |
Genel |
ucuz duygusallık içeren eser |
slush i.
|
|
117 |
Genel |
ucuz bar |
snack counter i.
|
|
118 |
Genel |
ucuz restoran |
beanery i.
|
|
119 |
Genel |
ucuz kafe |
beanery i.
|
|
120 |
Genel |
ucuz ürün tercihi |
substitution i.
|
|
121 |
Genel |
ucuz alternatifi seçme eğilimi |
substitution i.
|
|
122 |
Genel |
ucuz kurtulmak |
have a narrow escape f.
|
|
123 |
Genel |
ucuz atlatmak |
get off cheap f.
|
|
124 |
Genel |
ucuz kurtulmak |
get off cheap f.
|
|
125 |
Genel |
rahatlamak için ucuz mağazalardan alışveriş yapmak |
retail therapy f.
|
|
126 |
Genel |
oldukça ucuz olmak |
be on the low side f.
|
|
127 |
Genel |
ucuz kurtulmak (kazadan) |
walk away from f.
|
|
128 |
Genel |
ucuz kurtulmak |
escape (from a dangerous situation) with little or no harm f.
|
|
129 |
Genel |
ucuz atlatmak |
get off lightly f.
|
|
130 |
Genel |
ucuz kurtulmak |
get off lightly f.
|
|
131 |
Genel |
ucuz atlatmak |
escape (from a dangerous situation) with little or no harm f.
|
|
132 |
Genel |
dayanaksız ucuz evler inşa etmek |
jerry-build f.
|
|
133 |
Genel |
ucuz atlatmak |
get off to f.
|
|
134 |
Genel |
ucuz olmak |
be cheap f.
|
|
135 |
Genel |
ucuz olmak |
be inexpensive f.
|
|
136 |
Genel |
ucuz almak |
buy cheap f.
|
|
137 |
Genel |
daha iyi/ucuz bir fiyat aramak |
look for a better price f.
|
|
138 |
Genel |
ucuz alıp pahalı satmak |
buy cheap sell high f.
|
|
139 |
Genel |
ucuz alıp pahalı satmak |
buy cheap sell dear f.
|
|
140 |
Genel |
ucuz eğlence mekanlarına gitmek |
honkytonk f.
|
|
141 |
Genel |
ucuz eğlence mekanlarına gitmek |
honky-tonk f.
|
|
142 |
Genel |
(yazılı eseri) ucuz kağıda yeniden basmak |
pulp f.
|
|
143 |
Genel |
en ucuz |
cheapest s.
|
|
144 |
Genel |
sudan ucuz |
very cheap s.
|
|
145 |
Genel |
ucuz ve pis (yer) |
sleazy s.
|
|
146 |
Genel |
daha ucuz |
cheaper s.
|
|
147 |
Genel |
sudan ucuz |
dirt cheap s.
|
|
148 |
Genel |
sade ve ucuz |
frugal s.
|
|
149 |
Genel |
çok ucuz |
dirt cheap s.
|
|
150 |
Genel |
ucuz (yapım) |
kitschy s.
|
|
151 |
Genel |
en ucuz |
knockdown s.
|
|
152 |
Genel |
sudan ucuz |
cheap as dirt s.
|
|
153 |
Genel |
ucuz fiyatlı |
cheap-rate s.
|
|
154 |
Genel |
çok ucuz |
dog cheap s.
|
|
155 |
Genel |
sudan ucuz |
dog cheap s.
|
|
156 |
Genel |
ucuz ve tatsız |
jimcrack s.
|
|
157 |
Genel |
pahalı veya ucuz olmayan |
mid-price s.
|
|
158 |
Genel |
ucuz ve gösterişli |
borax s.
|
|
159 |
Genel |
ucuz ve gösterişli mal ve mobilyalarla ilgili |
borax s.
|
|
160 |
Genel |
ucuz ve gösterişli mal ve mobilyalara ait |
borax s.
|
|
161 |
Genel |
ucuz ve şatafatlı |
brassy s.
|
|
162 |
Genel |
(özellikle giysi) üreticinin en pahalı ürünlerinden daha ucuz |
bridge s.
|
|
163 |
Genel |
ürün yelpazesindeki ucuz ürünleri satan işletme |
broadline s.
|
|
164 |
Genel |
ucuz eğlence mekanlarına özgü |
honkytonk s.
|
|
165 |
Genel |
ucuz eğlence mekanı dolu |
honkytonk s.
|
|
166 |
Genel |
ucuz eğlence mekanlarına özgü |
honky-tonk s.
|
|
167 |
Genel |
ucuz ve janjanlı |
glinty s.
|
|
168 |
Genel |
ucuz ve tatsız |
gimcrack s.
|
|
169 |
Genel |
aşırı ucuz |
overcheap s.
|
|
170 |
Genel |
sudan ucuz |
overcheap s.
|
|
171 |
Genel |
aşırı ucuz |
overfacile s.
|
|
172 |
Genel |
ucuz, iddialı ve zevksiz |
flash s.
|
|
173 |
Genel |
ucuz dergilere ait |
pulp s.
|
|
174 |
Genel |
ucuz dergilere özgü |
pulp s.
|
|
175 |
Genel |
ucuz kurgulu |
pulpy s.
|
|
176 |
Genel |
(otel, ulaşım) düşük kaliteli ve ucuz |
second-class s.
|
|
177 |
Genel |
en ucuz tarifeli (posta iletimi) |
fourth-class s.
|
|
178 |
Genel |
ucuz bir şekilde |
cheapishly zf.
|
|
179 |
Genel |
ucuz olarak |
on the cheap zf.
|
|
180 |
Genel |
ucuz bir şekilde |
cheesily zf.
|
|
181 |
Genel |
ucuz fiyata |
at a cheap price zf.
|
|
182 |
Genel |
ucuz biçimde |
tattily zf.
|
|
183 |
Genel |
ucuz biçimde |
tattily zf.
|
|
184 |
Genel |
ucuz biçimde |
tattily zf.
|
|
185 |
Genel |
ucuz bir şekilde |
unexpensively zf.
|
|
186 |
Genel |
ucuz şekilde |
inexpensively zf.
|
|
187 |
Genel |
oldukça ucuz fiyata |
dirt-cheap zf.
|
|
188 |
Genel |
ucuz bir fiyatla |
dog-cheap zf.
|
|
Phrasals |
|
189 |
Öbek Fiiller |
ucuz kurtulmak |
get off (with something) f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
ucuz yırtmak |
get off f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
ucuz kurtarmak |
get off f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) gereksiz/ucuz şeylerle doldurmak |
pad (something) out f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
ucuz/kalitesiz bir şeyi üretip üretip piyasaya sunmak/pompalamak |
pump out f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
ucuz olanı tercih etmek |
cheapen out f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
(daha ucuz ve az gelişmiş ülkelerin mallarını kullanarak) bir ülkenin endüstri ve üretim sektörünü zayıflatmak |
hollow out f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) ucuz kurtulmak |
walk away from (something) f.
|
|
Phrases |
|
197 |
İfadeler |
ucuz etin yahnisi/tiridi tatsız/yavan olur |
buy cheap, buy twice expr.
|
|
198 |
İfadeler |
ucuz etin tiridi/suyu az olur |
buy cheap, buy twice expr.
|
|
199 |
İfadeler |
ucuz alan pahalı alır |
buy cheap, buy twice expr.
|
|
200 |
İfadeler |
ucuz alan iki kere alır |
buy cheap, buy twice expr.
|
|
201 |
İfadeler |
en ucuz fiyata |
at the lowest price expr.
|
|
202 |
İfadeler |
ucuz etin yahnisi yavan olur |
if you pay peanuts you get monkeys expr.
|
|
Proverb |
|
203 |
Atasözü |
ucuz etin yahnisi yavan olur |
a thing you don't want is dear at any price i.
|
|
204 |
Atasözü |
bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz |
a thing you don't want is dear at any price i.
|
|
205 |
Atasözü |
ucuz etin yahnisi yavan olur |
thing you don't want is dear at any price
|
|
206 |
Atasözü |
bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz |
thing you don't want is dear at any price
|
|
207 |
Atasözü |
ucuz mal alacak kadar zengin değilim |
i'm not rich enough to buy cheap stuff
|
|
208 |
Atasözü |
ucuz mal alacak kadar zengin değilim |
i'm not rich enough to buy cheap things
|
|
209 |
Atasözü |
ucuz etin yahnisi yavan olur |
cheap meat yields dilute soup
|
|
210 |
Atasözü |
ucuz etin yahnisi yavan olur |
if you buy cheaply, you pay dearly
|
|
211 |
Atasözü |
ucuz alan, pahalı alır |
buy cheap, buy twice
|
|
212 |
Atasözü |
ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur |
buy cheap, buy twice
|
|
213 |
Atasözü |
ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur |
cheapest is dearest
|
|
214 |
Atasözü |
bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz |
something you don't want is dear at any price
|
|
215 |
Atasözü |
ucuz etin yahnisi yavan olur |
something you don't want is dear at any price
|
|
Colloquial |
|
216 |
Konuşma Dili |
kısa ve ucuz balayı |
minimoon i.
|
|
217 |
Konuşma Dili |
ucuz ürün |
cheapie i.
|
|
218 |
Konuşma Dili |
ucuz şey |
cheapie i.
|
|
219 |
Konuşma Dili |
ucuz malzemeyle yapılmış şey |
ticky–tacky i.
|
|
220 |
Konuşma Dili |
ucuz malzemeyle yapılmış şey |
ticky–tack i.
|
|
221 |
Konuşma Dili |
ucuz kurtulunan durum |
a close-run thing i.
|
|
222 |
Konuşma Dili |
ucuz yırtılan durum |
a close-run thing i.
|
|
223 |
Konuşma Dili |
sudan ucuz şey |
a steal i.
|
|
224 |
Konuşma Dili |
ucuz atlatılan durum |
a close-run thing i.
|
|
225 |
Konuşma Dili |
ucuz yırtılan durum |
a close thing i.
|
|
226 |
Konuşma Dili |
ucuz atlatılan durum |
a close thing i.
|
|
227 |
Konuşma Dili |
ucuz yırtılan durum |
a close (or near) thing i.
|
|
228 |
Konuşma Dili |
ucuz atlatılan durum |
a close (or near) thing i.
|
|
229 |
Konuşma Dili |
ucuz satan yer |
thrift store i.
|
|
230 |
Konuşma Dili |
ucuz satan yer |
thrift shop i.
|
|
231 |
Konuşma Dili |
ucuz roman |
dime novel i.
|
|
232 |
Konuşma Dili |
ucuz dergiler |
penny-dreadful i.
|
|
233 |
Konuşma Dili |
ucuz dergiler |
dime novel i.
|
|
234 |
Konuşma Dili |
ucuz roman |
penny-dreadful i.
|
|
235 |
Konuşma Dili |
ucuz/düşüp profilli işletme |
dump i.
|
|
236 |
Konuşma Dili |
ucuz şey |
thin dime i.
|
|
237 |
Konuşma Dili |
ucuz mücevher |
googaw i.
|
|
238 |
Konuşma Dili |
ucuz kırmızı şarap |
ink i.
|
|
239 |
Konuşma Dili |
ucuz tatlı şarap |
pop wine i.
|
|
240 |
Konuşma Dili |
ucuz meyveli şarap |
pop wine i.
|
|
241 |
Konuşma Dili |
ucuz aromalı şarap |
pop wine i.
|
|
242 |
Konuşma Dili |
ucuz domuz jambonu |
hang [ireland] i.
|
|
243 |
Konuşma Dili |
ucuz/kalitesiz şey |
cheapie i.
|
|
244 |
Konuşma Dili |
ucuz cicili bicili hediyelik eşya |
chotchke i.
|
|
245 |
Konuşma Dili |
ucuz ürünler satan mağaza |
five-and-ten [us] i.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
fıçılanmış veya kutuya konmuş ucuz şarap |
goon [australia] i.
|
|
247 |
Konuşma Dili |
ucuz fiyatla birçok çeşit ürün satılan dükkan |
variety shop i.
|
|
248 |
Konuşma Dili |
ucuz ve kalitesiz mekan |
a dive i.
|
|
249 |
Konuşma Dili |
kolay elde edilen ucuz ve küçük kalibreli silah |
saturday-night special i.
|
|
250 |
Konuşma Dili |
ucuz olmak |
be going cheap f.
|
|
251 |
Konuşma Dili |
ucuz bir fiyata satışta olmak |
be going cheap f.
|
|
252 |
Konuşma Dili |
sudan ucuz |
for cheap s.
|
|
253 |
Konuşma Dili |
sudan ucuz |
tuppenny-ha'penny s.
|
|
254 |
Konuşma Dili |
gayet ucuz |
low-ticket s.
|
|
255 |
Konuşma Dili |
kira bedeli ucuz |
low-rent s.
|
|
256 |
Konuşma Dili |
çok ucuz |
that's a steal expr.
|
|
257 |
Konuşma Dili |
hayat ucuz |
life is cheap expr.
|
|
258 |
Konuşma Dili |
insan hayatı ucuz |
life is cheap expr.
|
|
259 |
Konuşma Dili |
sudan ucuz |
that's a steal expr.
|
|
260 |
Konuşma Dili |
sudan ucuz! |
it's a steal! expr.
|
|
261 |
Konuşma Dili |
ucuz kurtulma |
near miss expr.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
ucuz da olsa pahalı da olsa |
damn the expense expr.
|
|
Idioms |
|
263 |
Deyim |
ucuz kurtulunan durum |
a close thing i.
|
|
264 |
Deyim |
ucuz kurtulunan durum |
a near thing i.
|
|
265 |
Deyim |
ucuz kurtulunan durum |
a near thing i.
|
|
266 |
Deyim |
ucuz yırtılan durum |
a close thing i.
|
|
267 |
Deyim |
ucuz yırtılan durum |
a near thing i.
|
|
268 |
Deyim |
ucuz yırtılan durum |
a near thing i.
|
|
269 |
Deyim |
ucuz atlatılan durum |
a close thing i.
|
|
270 |
Deyim |
ucuz atlatılan durum |
a near thing i.
|
|
271 |
Deyim |
ucuz atlatılan durum |
a near thing i.
|
|
272 |
Deyim |
stadyum ya da tiyatroların ucuz ama çok kötü bir görüş açısı olan oturma bölümleri |
the nosebleeds i.
|
|
273 |
Deyim |
ucuz da pahalı da olmayan şey |
a good five-cent cigar i.
|
|
274 |
Deyim |
basit/ucuz gösteri |
dog and pony show i.
|
|
275 |
Deyim |
kolayca elde edilen ve gizlenebilen ucuz silah |
saturday night special i.
|
|
276 |
Deyim |
ucuz mal |
catch penny i.
|
|
277 |
Deyim |
ucuz ürünler satan mağaza |
five and ten i.
|
|
278 |
Deyim |
ucuz viski |
red eye i.
|
|
279 |
Deyim |
ucuz ve iddialı kumarbaz |
tinhorn gambler i.
|
|
280 |
Deyim |
ucuz meyhanelerin/birahanelerin bulunduğu bölge |
skid row i.
|
|
281 |
Deyim |
ucuz eleştiri |
a cheap shot i.
|
|
282 |
Deyim |
basit/ucuz bir gösteri |
a dog and pony show [us] i.
|
|
283 |
Deyim |
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran |
a greasy spoon i.
|
|
284 |
Deyim |
küçük, ucuz ve çirkin kafe |
a greasy spoon i.
|
|
285 |
Deyim |
ucuz ve kötü kafe/restoran |
a greasy spoon i.
|
|
286 |
Deyim |
ucuz kurtulma |
a narrow escape i.
|
|
287 |
Deyim |
ucuz kurtulma |
a narrow squeak i.
|
|
288 |
Deyim |
ucuz lokanta |
bean wagon i.
|
|
289 |
Deyim |
en ucuz |
bottom of the line i.
|
|
290 |
Deyim |
ucuz işlerde çalışma |
flipping burgers i.
|
|
291 |
Deyim |
stadyumda, konser salonunda en ucuz koltuk kategorisi |
nosebleed seat i.
|
|
292 |
Deyim |
çok ucuz |
peanuts i.
|
|
293 |
Deyim |
ucuz roman |
penny dreadful [uk] i.
|
|
294 |
Deyim |
ucuz melodram/şiddet/macera romanı |
penny dreadful [uk] i.
|
|
295 |
Deyim |
bir şeyin ucuz bir kopyası |
the poor man's something i.
|
|
296 |
Deyim |
ucuz alıp pahalı satmak |
buy low, sell high f.
|
|
297 |
Deyim |
(bir şeyi) vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman almak |
buy straw hats in winter f.
|
|
298 |
Deyim |
ucuz işlerde çalışmak |
flip burgers f.
|
|
299 |
Deyim |
ucuz atlatmak |
dodge a bullet f.
|
|
300 |
Deyim |
ucuz kurtulmak |
get off lightly f.
|
|
301 |
Deyim |
ucuz atlatmak |
have a near miss f.
|
|
302 |
Deyim |
ucuz atlatmak |
have a narrow escape f.
|
|
303 |
Deyim |
ucuz kurtulmak |
have a near miss f.
|
|
304 |
Deyim |
ucuz kurtulmak |
get off easy f.
|
|
305 |
Deyim |
ucuz atlatmak |
get off light f.
|
|
306 |
Deyim |
ucuz kurtulmak |
get off light f.
|
|
307 |
Deyim |
ucuz yırtmak |
get off light f.
|
|
308 |
Deyim |
ucuz kurtarmak |
get off light f.
|
|
309 |
Deyim |
(birinin veya bir şeyi) ucuz bir kopyası olmak |
be a poor man's (someone or something) f.
|
|
310 |
Deyim |
(birinin veya bir şeyi) ucuz bir kopyası olmak |
be the poor man's (someone or something) f.
|
|
311 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) ucuz bir kopyası olmak |
be a poor man's (someone or something) f.
|
|
312 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) ucuz bir kopyası olmak |
be the poor man's (someone or something) f.
|
|
313 |
Deyim |
ucuz atlatmak |
be let off lightly f.
|
|
314 |
Deyim |
ucuz kurtulmak |
be let off lightly f.
|
|
315 |
Deyim |
ucuz olmamak |
not grow on trees f.
|
|
316 |
Deyim |
kalitesine göre ucuz |
cheap at the price s.
|
|
317 |
Deyim |
sudan ucuz |
tuppeny s.
|
|
318 |
Deyim |
sudan ucuz |
twopenny-halfpenny s.
|
|
319 |
Deyim |
sudan ucuz |
twopenny s.
|
|
320 |
Deyim |
sudan ucuz |
threepenny s.
|
|
321 |
Deyim |
sudan ucuz |
sixpenny s.
|
|
322 |
Deyim |
ucuz ama nitelikli |
cheap and cheerful s.
|
|
323 |
Deyim |
ucuz ve kalitesiz |
cheap and nasty s.
|
|
324 |
Deyim |
ucuz/kötü/kalitesiz |
rinky-dink s.
|
|
325 |
Deyim |
görece ucuz |
cheap at the price s.
|
|
326 |
Deyim |
değerinden çok ucuz |
cheap at twice the price [uk/australia] s.
|
|
327 |
Deyim |
bedavadan ucuz |
cheap at twice the price [uk/australia] s.
|
|
328 |
Deyim |
sudan ucuz |
cheap at twice the price [uk/australia] s.
|
|
329 |
Deyim |
aşırı ucuz |
cheap at half the price s.
|
|
330 |
Deyim |
çok ucuz |
cheap at half the price s.
|
|
331 |
Deyim |
fazlasıyla/son derece ucuz |
cheap at half the price s.
|
|
332 |
Deyim |
bedavadan ucuz |
cheap at half the price s.
|
|
333 |
Deyim |
sudan ucuz |
cheap at half the price s.
|
|
334 |
Deyim |
ucuz bir kopyası |
poor man's s.
|
|
335 |
Deyim |
ucuz/aceleci ve uyduruk çim biçme hizmeti |
mow, blow, and go expr.
|
|
336 |
Deyim |
çok ucuz bir bedele |
for chicken feed expr.
|
|
337 |
Deyim |
çok ucuz bir bedele |
for peanuts expr.
|
|
338 |
Deyim |
çok ucuz |
as cheap as dirt expr.
|
|
339 |
Deyim |
sudan ucuz |
dirt cheap expr.
|
|
340 |
Deyim |
sudan ucuz |
as cheap as dirt expr.
|
|
341 |
Deyim |
ucuz ama kaliteli |
cheap and cheerful expr.
|
|
342 |
Deyim |
ucuz fakat sevimli/hoş |
cheap and cheerful expr.
|
|
Speaking |
|
343 |
Konuşma |
bu mağazadaki ürünler çok ucuz |
the products in this store are very affordable i.
|
|
344 |
Konuşma |
bu mağazadaki ürünler çok ucuz |
the products in this store are reasonably priced i.
|
|
345 |
Konuşma |
ucuz yırttık |
that was close expr.
|
|
346 |
Konuşma |
ucuz tavlama numaraları |
cheesy pickup lines expr.
|
|
347 |
Konuşma |
ucuz tarifeli uçuşunuz var mı? |
are there any cheap flights? expr.
|
|
348 |
Konuşma |
ucuz tarifeli tren bileti var mı? |
are there any cheap train fares? expr.
|
|
349 |
Konuşma |
ucuz atlatmış |
he's had a lucky escape expr.
|
|
350 |
Konuşma |
daha ucuz bir şeyiniz var mı? |
do you have something cheaper? expr.
|
|
351 |
Konuşma |
daha ucuz bir şey var mı? |
do you have something cheaper? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
352 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az satılan veya asıl stoktan geriye kalan malların elden çıkartılması için ucuz fiyatla satılmaları |
close-out i.
|
|
353 |
Ticaret/Ekonomi |
en ucuz fiyat |
knockdown price i.
|
|
354 |
Ticaret/Ekonomi |
en ucuz fiyat |
rock bottom price i.
|
|
355 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyatlar değiştiğinde tüketicilerin ucuz ürünlere rağbet göstermesi |
substitution bias i.
|
|
356 |
Ticaret/Ekonomi |
kalitesiz ve ucuz ürünleri tercih eden tüketici grubu |
the lowest common denominator i.
|
|
357 |
Ticaret/Ekonomi |
satışları geliştirmek amacıyla daha ucuz fiyatlar tespit ederek müşterileri cezbetme tekniği |
load factor pricing mechanism i.
|
|
358 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz emek ülkesi |
cheap labor country i.
|
|
359 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz satış reyonu |
automatic basement i.
|
|
360 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyatlı perakendeci |
off-price retailer i.
|
|
361 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyatla birçok mal satan mağazalar |
variety stores i.
|
|
362 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz seyahat yeri |
economy class i.
|
|
363 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz para |
soft currency i.
|
|
364 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz işgücü |
low-cost labour i.
|
|
365 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz konut |
low-cost housing i.
|
|
366 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz para |
easy money i.
|
|
367 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz mal satın alan tüketici |
lower end of the market i.
|
|
368 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz tarifeli bilet |
reduced rate ticket i.
|
|
369 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz işgücü |
cheap workforce i.
|
|
370 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyat |
low price i.
|
|
371 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz işgücü |
cheap labor i.
|
|
372 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz para |
cheap money i.
|
|
373 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz eşya reyonu |
bargain basement i.
|
|
374 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz pazar |
cheaper market i.
|
|
375 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz işgücü |
low-cost labor i.
|
|
376 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz segment |
low-end market i.
|
|
377 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz para politikası |
easy money policy i.
|
|
378 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyat |
fair price i.
|
|
379 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyatla birçok çeşit ürün satılan mağaza |
variety store i.
|
|
380 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz işçilik |
cheap labor i.
|
|
381 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz para politikası |
cheap money policy i.
|
|
382 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyat |
bargain price i.
|
|
383 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz kaliteli tüketim malları |
convenience goods i.
|
|
384 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce |
a race to the bottom i.
|
|
385 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce |
the race to the bottom i.
|
|
386 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz tahviller |
penny shares i.
|
|
387 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz bar |
public bar [uk] i.
|
|
388 |
Ticaret/Ekonomi |
barda ucuz içki satılan kısım |
public bar [uk] i.
|
|
389 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz pub |
public bar [uk] i.
|
|
390 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz bar |
the public [uk] i.
|
|
391 |
Ticaret/Ekonomi |
barda ucuz içki satılan kısım |
the public [uk] i.
|
|
392 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz pub |
the public [uk] i.
|
|
393 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz satmak |
sell cheap f.
|
|
394 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz emek |
cheap labor f.
|
|
395 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz madde katarak şişirmek |
extend f.
|
|
396 |
Ticaret/Ekonomi |
çok ucuz |
extremely cheap s.
|
|
397 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz imal edilmiş/yapılmış |
cheaply made s.
|
|
398 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz imal edilmiş/yapılmış |
cheaply manufactured s.
|
|
399 |
Ticaret/Ekonomi |
en pahalı ile en ucuz arasındaki ürün skalasıyla ilgili |
bridge s.
|
|
400 |
Ticaret/Ekonomi |
en pahalı ile en ucuz arasındaki ürün skalasına ait |
bridge s.
|
|
401 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz ve donanımsız |
low-end s.
|
|
402 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyatlı perakendeciye ait |
off-price s.
|
|
403 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyatlı perakendeci ile ilgili |
off-price s.
|
|
404 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyatlı mal satan |
off-price s.
|
|
405 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz (fiyat) |
competitive s.
|
|
406 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz hisseye ait |
penny s.
|
|
407 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz hisseyle ilgili |
penny s.
|
|
408 |
Ticaret/Ekonomi |
(hisse) ucuz |
penny s.
|
|
409 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz bir şekilde |
low zf.
|
|
410 |
Ticaret/Ekonomi |
çok ucuz |
dirt cheap expr.
|
|
411 |
Ticaret/Ekonomi |
daha ucuz fiyata |
at a cheaper price expr.
|
|
412 |
Ticaret/Ekonomi |
en ucuz fiyata |
at the cheapest price expr.
|
|
413 |
Ticaret/Ekonomi |
en ucuz fiyata |
at a cheapest price expr.
|
|
414 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyata |
at a cheap price expr.
|
|
415 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyata |
at a cheap rate expr.
|
|
416 |
Ticaret/Ekonomi |
ucuz fiyata |
at a cheap expr.
|
|
Law |
|
417 |
Hukuk |
ucuz mal |
bargain carnivals i.
|
|
418 |
Hukuk |
ucuz eşya reyonu |
bargain basement i.
|
|
Politics |
|
419 |
Siyasal |
ucuz siyasetçi |
politicaster i.
|
|
420 |
Siyasal |
ucuz siyasetçi |
petty politician i.
|
|
Tourism |
|
421 |
Turizm |
otelden daha ucuz olan ve genelde kalabalık odalarda gençlerin kaldığı mekan |
youth hostel i.
|
|
422 |
Turizm |
ucuz tatil paketi |
low-end package i.
|
|
423 |
Turizm |
ucuz otel |
budget hotel i.
|
|
424 |
Turizm |
japonya'da ucuz bir otel tipi |
minshuku i.
|
|
425 |
Turizm |
(trenlerde vb.) en ucuz mevkiye ait veya ilgili |
third-class s.
|
|
Media |
|
426 |
Medya |
geniş sirkülasyonlu ucuz gazeteler |
pops i.
|
|
427 |
Medya |
geniş sirkülasyonlu ucuz gazeteler |
popular i.
|
|
428 |
Medya |
aşırı derecede sansasyonel (ucuz gazete) |
yellow s.
|
|
Advertising |
|
429 |
Reklam |
ucuz mal |
commercial i.
|
|
Technical |
|
430 |
Teknik |
kiralık ucuz tarifeli uçak |
charter plane i.
|
|
431 |
Teknik |
ucuz metal |
base metal i.
|
|
432 |
Teknik |
ucuz satış |
sale i.
|
|
433 |
Teknik |
ucuz satış reyonu |
automatic basement i.
|
|
434 |
Teknik |
ucuz eşya dükkanı |
second-hand store i.
|
|
435 |
Teknik |
ucuz eşya dükkanı |
thriftshop i.
|
|
436 |
Teknik |
üstü bağlanık altın tabakası ile kaplı nispeten ucuz pirinç benzeri metal |
filled gold i.
|
|
437 |
Teknik |
ucuz takı yapımında kullanılan bir alaşım |
similor i.
|
|
Computer |
|
438 |
Bilgisayar |
ucuz diskler yedek dizisi |
redundant array of inexpensive disks i.
|
|
439 |
Bilgisayar |
dosyaların sabit diskten daha yavaş fakat ucuz bir depolama ortamına otomatik aktarılması |
hsm (hierarchical storage management kısalt.
|
|
Textile |
|
440 |
Tekstil |
ucuz hazır giysi |
reach-me-down i.
|
|
441 |
Tekstil |
giysilerdeki ucuz ve gösterişli süs veya taşlar |
bangle i.
|
|
Woodworking |
|
442 |
Ağaç İşleri |
gazete kağıdı ve diğer ucuz kağıt türlerinin yapımında kullanılmak üzere ince hamur haline getirilmiş odun |
wood pulp i.
|
|
Furniture |
|
443 |
Mobilya |
koridorlarda ve merdivenlerde kullanılan ucuz bir halı |
venetian carpet i.
|
|
Transportation |
|
444 |
Ulaştırma |
(uçak, tren) taşıttaki en ucuz oturma sınıfı |
oeconomy i.
|
|
Railway |
|
445 |
Demiryolu |
trende en ucuz bölüm |
third class i.
|
|
446 |
Demiryolu |
ucuz turist pulmanı |
tourist car i.
|
|
447 |
Demiryolu |
ucuz turist pulmanı |
tourist coach i.
|
|
448 |
Demiryolu |
avrupa demiryolları işletmeleri tarafından uygulanan ucuz ulaşım olanağı sağlamayı amaçlayan bir bilet uygulaması |
interrail pass i.
|
|
Aeronautic |
|
449 |
Havacılık |
kısa mesafeli ve ucuz bir havayolu servisi |
air shuttle i.
|
|
450 |
Havacılık |
ucuz tarife |
apex i.
|
|
451 |
Havacılık |
ucuz katkı maddesi |
extender i.
|
|
Marine |
|
452 |
Denizcilik |
gemide boş yerleri doldurmak amacı ile ucuz maliyetle taşınan yük |
berth cargo i.
|
|
453 |
Denizcilik |
tarihsel olarak gemi yolcuları için en ucuz tarife |
steerage i.
|
|
454 |
Denizcilik |
tarihsel olarak gemi yolcuları için en ucuz tarife |
steerage i.
|
|
Mining |
|
455 |
Maden |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım |
tombac i.
|
|
456 |
Maden |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım |
tambac i.
|
|
457 |
Maden |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım |
tambak i.
|
|
458 |
Maden |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakır karışımı bir alaşım |
tombak i.
|
|
459 |
Maden |
ucuz mücevher yapımında kullanılan bir tür bakır-çinko alaşımı |
guinea gold i.
|
|
460 |
Maden |
renk ve parlaklık açısından altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bakır ve çinko veya kalay alaşımı |
oreide i.
|
|
Pharmaceutics |
|
461 |
Eczacılık |
ağrı kesmede, vücut geliştirenlerde ağrı eşiğini artırmada ve eroine ucuz alternatif olarak kullanılan bir ilaç |
nubain i.
|
|
Printing |
|
462 |
Baskı Teknikleri |
ucuz çizim kağıdı türü |
cartridge paper i.
|
|
Gastronomy |
|
463 |
Mutfak |
denatüre alkol ile kuvvetlendirilen ucuz kırmızı bir şarap |
red biddy i.
|
|
464 |
Mutfak |
ucuz sofra şarabı |
vin ordinaire i.
|
|
465 |
Mutfak |
ucuz şarap |
bombo i.
|
|
466 |
Mutfak |
ucuz şarap |
ripple i.
|
|
467 |
Mutfak |
özellikle latin amerika'da protein eksikliğiyle bağlantılı hastalıkları önlemek için kullanılan ucuz ve yüksek proteinli bir gıda |
incaparina i.
|
|
468 |
Mutfak |
hızlı servis edilen ucuz yiyecek |
fast-food i.
|
|
469 |
Mutfak |
ucuz likör |
smoke i.
|
|
Chemistry |
|
470 |
Kimya |
altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bir alaşım |
oreide i.
|
|
Tobacco |
|
471 |
Tütün |
ucuz yerli sigara |
biri [india] i.
|
|
Social Sciences |
|
472 |
Sosyal Bilimler |
ingiltere'de işçi sınıfı ailelere ucuz ve yaşanabilir daireler sağlanması için inşa edilmiş kenar mahalle apartman blokları |
sink estate i.
|
|
Literature |
|
473 |
Edebiyat |
ucuz ve sansasyonel romanlar ve dergiler |
yellow-covered literature i.
|
|
474 |
Edebiyat |
ucuz ve sansasyonel hikaye |
dreadful i.
|
|
475 |
Edebiyat |
ucuz kurgu yazarı |
fictioneer i.
|
|
476 |
Edebiyat |
ucuz edebiyata ait |
grub street s.
|
|
477 |
Edebiyat |
ucuz edebiyatla ilgili |
grub street s.
|
|
Art |
|
478 |
Sanat |
ucuz süs |
whigmaleerie i.
|
|
479 |
Sanat |
ucuz efektler |
gimcrackery i.
|
|
Theatre |
|
480 |
Tiyatro |
ucuz ve genellikle melodramatik tiyatro eğlencesi |
ten-twenty-thirty i.
|
|
481 |
Tiyatro |
ucuz ve genellikle melodramatik tiyatro eğlencesi sunan tiyatro ya da tur şirketi |
ten-twenty-thirty i.
|
|
482 |
Tiyatro |
tiyatroda en yüksekte bulunan, en ucuz fiyatlı koltuklar |
the gods i.
|
|
483 |
Tiyatro |
tiyatro salonunun en ucuz bölümü |
peanut gallery i.
|
|
484 |
Tiyatro |
en arkada ve yukardaki en ucuz koltukların olduğu balkon |
upper balcony i.
|
|
485 |
Tiyatro |
en arkada ve yukardaki en ucuz koltukların olduğu balkon |
family circle i.
|
|
486 |
Tiyatro |
en arkada ve yukardaki en ucuz koltukların olduğu balkon |
second balcony i.
|
|
487 |
Tiyatro |
new york'ta broadway dışında sahnelenen genellikle deneysel ve ucuz tiyatro oyunları |
off-broadway i.
|
|
Cinema |
|
488 |
Sinema |
ucuz roman |
pulp fiction i.
|
|
Printery |
|
489 |
Matbaa |
daktiloda kopya yapmak için kullanılan ince ve ucuz kağıt |
manifold i.
|
|
Archaic |
|
490 |
Eski Kullanım |
gösterişli ve ucuz elbise |
trumpery i.
|
|
491 |
Eski Kullanım |
ucuz popülarite için yapılan şey |
popularity i.
|
|
Slang |
|
492 |
Argo |
ucuz ve süslü hediyelik eşya |
chachka [yiddish] i.
|
|
493 |
Argo |
ucuz kırmızı şarap |
red ned [aus] i.
|
|
494 |
Argo |
ucuz viski |
redeye i.
|
|
495 |
Argo |
ucuz viski |
red-eye i.
|
|
496 |
Argo |
ucuz viski |
tanglefoot [usa] i.
|
|
497 |
Argo |
ucuz ve düşük kalitede olan şey |
cheapo i.
|
|
498 |
Argo |
küçük ve ucuz otomobil |
tin lizzy i.
|
|
499 |
Argo |
ucuz yurtta kalan üniversite öğrencisi |
tosher i.
|
|
500 |
Argo |
ucuz/kalitesiz içki |
conk-buster i.
|
|