Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
silence
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"silence"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 45 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
silence
i.
suskunluk
2
Yaygın Kullanım
silence
i.
sessizlik
3
Yaygın Kullanım
silence
f.
susturmak
General
4
Genel
silence
i.
susku
5
Genel
silence
i.
susma
6
Genel
silence
i.
sır tutma
7
Genel
silence
i.
ketumiyet
8
Genel
silence
i.
huzur
9
Genel
silence
i.
sükut
10
Genel
silence
i.
kayıtsızlık
11
Genel
silence
i.
akıldan silinip gitme
12
Genel
silence
i.
unutma
13
Genel
silence
i.
az tanınmışlık
14
Genel
silence
i.
bilinmezlik
15
Genel
silence
i.
bir şeyi bilinir kılamama
16
Genel
silence
i.
üstü kapalı ihmal
17
Genel
silence
i.
gizlilik
18
Genel
silence
i.
yazılı iletişimden uzak durma
19
Genel
silence
i.
sessizlik dönemi
20
Genel
silence
i.
merasimlerde sessizlik aralığı
21
Genel
silence
i.
ölüm sonrası hal
22
Genel
silence
i.
ölüm
23
Genel
silence
i.
(damıtılmış alkollü içeceklerde) yavanlık
24
Genel
silence
i.
açıkça söyleyememe
25
Genel
silence
i.
dile getirmeyi reddetme
26
Genel
silence
f.
bastırmak
27
Genel
silence
f.
fikir beyanından alıkoymak
28
Genel
silence
f.
(birinin) vaaz vermesini engellemek
29
Genel
silence
f.
suskunlaşmak
30
Genel
silence
f.
susmak
31
Genel
silence
f.
(şüpheleri, korkuları) yatıştırmak
32
Genel
silence
ünl.
sus!
33
Genel
silence
ünl.
sessiz ol!
Technical
34
Teknik
silence
i.
sessizlik
35
Teknik
silence
i.
ses çıkarmama
36
Teknik
silence
i.
sükut
37
Teknik
silence
f.
sessizleştirmek
Biology
38
Biyoloji
silence
f.
genetik ifadesini engellemek
Religious
39
Dini
silence
i.
kuveykırların meditasyona yönelik ibadet etme biçimi
40
Dini
silence
i.
kuveykırların ibadet için toplanması
Military
41
Askeri
silence
f.
karşı ateşle veya bombalamayla düşman ateşini durdurmak
Music
42
Müzik
silence
i.
durak
43
Müzik
silence
i.
es
44
Müzik
silence
i.
ritmik sessizlik
45
Müzik
silence
i.
müzik notasyonunda esleri bildiren karakter
"silence"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 174 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
in silence
zf.
sessizce
General
2
Genel
deathly silence
i.
ölümsü bir sessizlik
3
Genel
stand in silence
i.
saygı duruşu
4
Genel
code of silence
i.
suskunluk kodu
5
Genel
deathly silence
i.
ölümcül sessizlik
6
Genel
deathly silence
i.
ceset sessizliği
7
Genel
code of silence
i.
sessizlik yemini
8
Genel
code of silence
i.
gamazlamama yemini
9
Genel
code of silence
i.
ispiyon etmeme yemini
10
Genel
dead silence
i.
ceset sessizliği
11
Genel
dead silence
i.
ölüm sessizliği
12
Genel
the sound of silence
i.
sessizliğin sesi
13
Genel
conspiracy of silence
i.
bir olay karşısında birlikte sessiz kalma
14
Genel
deathly silence
i.
ölüm sessizliği
15
Genel
the great silence
i.
büyük sessizlik
16
Genel
reduce someone to silence
f.
birinin sesini kestirmek
17
Genel
endure in silence
f.
acısını içine atmak
18
Genel
break one’s silence
f.
sessizliğini bozmak
19
Genel
observe a minute’s silence
f.
bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak
20
Genel
break one's silence
f.
suskunluğunu bozmak
21
Genel
reduce someone to silence
f.
birini susturmak
22
Genel
lapse into silence
f.
sessizliğe gömülmek
23
Genel
endure in silence
f.
içine atmak
24
Genel
keep minute of silence
f.
saygı duruşunda bulunmak
25
Genel
keep silence minute
f.
saygı duruşunda bulunmak
26
Genel
keep one's silence
f.
sessizliğini korumak
27
Genel
keep one's silence
f.
sessizliğini bozmamak
28
Genel
maintain one's silence
f.
sessizliğini korumak
29
Genel
break one's vow of silence
f.
sessizliğini bozmak
30
Genel
maintain one's silence
f.
sessizliğini bozmamak
31
Genel
fall into silence
f.
sessizliğe bürünmek
32
Genel
break the silence
f.
sesizliği bozmak
33
Genel
breach the silence
f.
sesizliği bozmak
34
Genel
subside into silence
f.
sessizliğe bürünmek
35
Genel
retreat into silence
f.
sessizliğe bürünmek
36
Genel
break the silence
f.
sessizliği bozmak
37
Genel
relapse into silence
f.
sessizliğe bürünmek
38
Genel
lapse into silence
f.
sessizliğe bürünmek
39
Genel
trail into silence
f.
sessizliğe bürünmek
40
Genel
trail into silence
f.
sessizliğe gömülmek
41
Genel
retreat into silence
f.
sessizliğe gömülmek
42
Genel
subside into silence
f.
sessizliğe gömülmek
43
Genel
relapse into silence
f.
sessizliğe gömülmek
44
Genel
reduce to silence
f.
çanına ot tıkamak
45
Genel
lapse into silence
f.
sessizliğe dalmak
46
Genel
lapse into silence
f.
sükuta dalmak
47
Genel
use the right to remain in silence
f.
susma hakkını kullanmak
48
Genel
use the right to remain in silence
f.
konuşmama hakkını kullanmak
49
Genel
maintain silence about
f.
hakkında sessizliğini korumak
50
Genel
maintain silence about
f.
hakkındaki sessizliğini korumak
51
Genel
call for a moment of silence
f.
saygı duruşuna çağırmak
52
Genel
call for a moment of silence
f.
saygı duruşuna davet etmek
53
Genel
break one's silence over match-fixing allegations against him/her
f.
hakkındaki şike iddialarına karşı sessizliğini bozmak
54
Genel
observe a moment of silence
f.
saygı duruşunda bulunmak
55
Genel
in silence
zf.
ses çıkarmadan
Proverb
56
Atasözü
speech is silver, but silence is gold
söz gümüşse sükut altındır
57
Atasözü
speech is silver, but silence is gold
söz gümüş ise sükut altındır
58
Atasözü
silence is golden
sükut altındır
59
Atasözü
silence speaks louder than words
söz gümüşse sükut altındır
60
Atasözü
silence means consent
sükut ikrardan gelir
61
Atasözü
silence means consent
sessiz kalmak kabul etmektir
62
Atasözü
silence means consent
bir şeye itiraz etmezsen onu desteklediğin zannedilir
63
Atasözü
silence means consent
susmak kabul etmek demektir
64
Atasözü
speech is silver, but silence is golden
söz gümüşse sükut altındır
65
Atasözü
speech is silver, silence is golden
söz gümüşse sükut altındır
Colloquial
66
Konuşma Dili
blue code of silence [us/south africa]
i.
mavi sessizlik yasası
67
Konuşma Dili
blue code of silence [us/south africa]
i.
polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
68
Konuşma Dili
blue code of silence [us/south africa]
i.
polislerin birbirini koruması
69
Konuşma Dili
blue wall of silence
i.
mavi sessizlik duvarı
70
Konuşma Dili
blue wall of silence
i.
polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
71
Konuşma Dili
blue wall of silence
i.
polislerin birbirini koruması
72
Konuşma Dili
uncomfortable silence
i.
rahatsız eden sessizlik
73
Konuşma Dili
uncomfortable silence
i.
rahatsız edici sessizlik
74
Konuşma Dili
share silence
f.
sessizliği paylaşmak
Idioms
75
Deyim
conspiracy of silence
i.
sessizlik yemini
76
Deyim
a conspiracy of silence
i.
sessizlik yemini
77
Deyim
heavy silence
i.
gergin sessizlik
78
Deyim
a pregnant silence
i.
manalı/anlamlı duraksama
79
Deyim
conspiracy of silence
i.
sessizlik anlaşması
80
Deyim
a conspiracy of silence
i.
sessizlik anlaşması
81
Deyim
heavy silence
i.
fırtına öncesi sessizliği
82
Deyim
a pregnant silence
i.
birçok şey yüklü sessizlik
83
Deyim
conspiracy of silence
i.
suskun kalma kararı
84
Deyim
a conspiracy of silence
i.
suskun kalma kararı
85
Deyim
heavy silence
i.
rahatsız edici sessizlik
86
Deyim
blue code of silence [us/south africa]
i.
polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
87
Deyim
blue code of silence [us/south africa]
i.
polislerin birbirini koruması
88
Deyim
deafening silence
i.
sağır edici sessizlik
89
Deyim
deafening silence
i.
ölüm sessizliği
90
Deyim
deafening silence
i.
tek çıt çıkmadığı durum
91
Deyim
heavy silence
i.
ağır bir sessizlik
92
Deyim
heavy silence
i.
sıkıntılı bir sessizlik
93
Deyim
an eloquent silence
i.
dokunaklı suskunluk
94
Deyim
an eloquent silence
i.
konuşmaktan daha etkili suskunluk
95
Deyim
an eloquent silence
i.
çok şey anlatan suskunluk
96
Deyim
an eloquent silence
i.
kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
97
Deyim
an eloquent silence
i.
susmanın erdemi
98
Deyim
a heavy silence
i.
gergin bir sessizlik/ortam
99
Deyim
a heavy silence
i.
rahatsız edici bir sessizlik/ortam
100
Deyim
a heavy silence
i.
sıkıntılı bir sessizlik/ortam
101
Deyim
a pregnant silence
i.
manalı duraksama
102
Deyim
a pregnant silence
i.
anlamlı duraksama
103
Deyim
a pregnant silence
i.
manalı/anlamlı sessizlik
104
Deyim
a pregnant silence
i.
birçok şey yüklü sessizlik
105
Deyim
a pregnant silence
i.
bir şeylere gebe bir sessizlik/duraksama
106
Deyim
eloquent silence
i.
susmanın erdemi
107
Deyim
eloquent silence
i.
dokunaklı suskunluk
108
Deyim
eloquent silence
i.
konuşmaktan daha etkili suskunluk
109
Deyim
eloquent silence
i.
çok şey anlatan suskunluk
110
Deyim
eloquent silence
i.
kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
111
Deyim
eloquent silence
i.
anlamlı sessizlik
112
Deyim
stunned silence
i.
ölüm sessizliği
113
Deyim
wall of silence
i.
polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
114
Deyim
wall of silence
i.
polisler arasında memurların kanunsuz davranışlarının saklanması/dile getirilmemesi
115
Deyim
wall of silence
i.
sessizliğini koruma
116
Deyim
wall of silence
i.
duvar gibi olma
117
Deyim
wall of silence
i.
sessiz kalma
118
Deyim
wall of silence
i.
ağzını bıçak açmama
119
Deyim
lapse into silence
f.
sessizliğe gömülmek
120
Deyim
lapse into silence
f.
sessizliğe bürünmek
121
Deyim
break the silence
f.
sessizliği bozmak
122
Deyim
break silence
f.
sessizliğini bozmak
123
Deyim
break silence
f.
bir konudaki sessizliği bozmak
124
Deyim
break silence
f.
bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
125
Deyim
break silence
f.
duyurmak
126
Deyim
break the silence
f.
gizli bir şeyi açıklamak
127
Deyim
break the silence
f.
gizli tutulan bir şeyi dile getirmek
128
Deyim
break the silence
f.
gizliliğini bozmak
129
Deyim
break the silence
f.
bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
130
Deyim
break the silence
f.
duyurmak
131
Deyim
reduce (one) to silence
f.
(birinin) çanına ot tıkamak
132
Deyim
reduce (one) to silence
f.
(birini) susturmak
133
Deyim
reduce (one) to silence
f.
(birinin) sesini kestirmek
134
Deyim
speech is silver, silence is gold
expr.
söz gümüşse sükut altındır
135
Deyim
silence gives consent
expr.
sükut ikrardan sayılır
136
Deyim
silence gives consent
expr.
sükut ikrardan gelir
Speaking
137
Konuşma
you have the right to remain in silence
expr.
konuşmama hakkına sahipsin
138
Konuşma
enjoy the silence
expr.
sessizliğin tadını çıkart
Law
139
Hukuk
right to silence
i.
konuşmama hakkı
140
Hukuk
right to silence
i.
susma hakkı
141
Hukuk
silence fast
i.
susma orucu
Politics
142
Siyasal
one minute's silence
i.
bir dakikalık saygı duruşu
143
Siyasal
a moment of silence
i.
bir dakikalık saygı duruşu
144
Siyasal
administrative silence
i.
idari makamların sükutu
145
Siyasal
election silence
i.
seçim yasakları
146
Siyasal
code of silence
i.
sessiz kalma hakkı
147
Siyasal
election silence
i.
seçim yasağı
148
Siyasal
electoral silence
i.
seçim yasağı
149
Siyasal
pre-election silence
i.
seçim yasağı
150
Siyasal
campaign silence
i.
seçim yasağı
Technical
151
Teknik
cone of silence
i.
aydınlatılmamış koni
152
Teknik
cone of silence
i.
sessizlik konisi
153
Teknik
cone of silence
i.
(radar) sessizlik konisi
Computer
154
Bilgisayar
monitor silence
expr.
sessizliği izle
Telecom
155
Telekom
zone of silence
i.
ölü bölge
Aeronautic
156
Havacılık
cone of silence
i.
sağır koni
157
Havacılık
cone of silence
i.
sessiz koni
158
Havacılık
cone of silence
i.
sessizlik konisi
159
Havacılık
cone of silence
i.
sükunet konisi
Physics
160
Fizik
zone of silence
i.
sessizlik bölgesi
Social Sciences
161
Sosyal Bilimler
pro-social silence
i.
örgüt yararına sessizlik
162
Sosyal Bilimler
pro-social silence
i.
korumacı sessizlik
Archaeology
163
Arkeoloji
tower of silence
i.
zerdüşt mezarlarında kullanılan yükseltilmiş dairesel yapı
Religious
164
Dini
vow of silence
i.
sessizlik yemini
Military
165
Askeri
radio listening silence
i.
dinlemeli telsiz susması
166
Askeri
listening silence
i.
dinlemeli telsiz susması
167
Askeri
cone of silence
i.
ölü koni radyofarı
168
Askeri
radar silence
i.
radar susması
169
Askeri
cone of silence
i.
sessizlik konisi
170
Askeri
silence procedure
i.
sessizlik yöntemi
171
Askeri
wireless silence
i.
telsiz susması
172
Askeri
radio silence
i.
telsiz susması
173
Askeri
silence (a gun/person)
f.
etkisiz hale getirmek
Latin
174
Latince
silentium est aureum (silence is golden)
expr.
sükut altındır
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of silence
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy