silence - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

silence

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"silence" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 45 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
silence i. suskunluk
silence i. sessizlik
silence f. susturmak
General
silence i. susku
silence i. susma
silence i. sır tutma
silence i. ketumiyet
silence i. huzur
silence i. sükut
silence i. kayıtsızlık
silence i. akıldan silinip gitme
silence i. unutma
silence i. az tanınmışlık
silence i. bilinmezlik
silence i. bir şeyi bilinir kılamama
silence i. üstü kapalı ihmal
silence i. gizlilik
silence i. yazılı iletişimden uzak durma
silence i. sessizlik dönemi
silence i. merasimlerde sessizlik aralığı
silence i. ölüm sonrası hal
silence i. ölüm
silence i. (damıtılmış alkollü içeceklerde) yavanlık
silence i. açıkça söyleyememe
silence i. dile getirmeyi reddetme
silence f. bastırmak
silence f. fikir beyanından alıkoymak
silence f. (birinin) vaaz vermesini engellemek
silence f. suskunlaşmak
silence f. susmak
silence f. (şüpheleri, korkuları) yatıştırmak
silence ünl. sus!
silence ünl. sessiz ol!
Technical
silence i. sessizlik
silence i. ses çıkarmama
silence i. sükut
silence f. sessizleştirmek
Biology
silence f. genetik ifadesini engellemek
Religious
silence i. kuveykırların meditasyona yönelik ibadet etme biçimi
silence i. kuveykırların ibadet için toplanması
Military
silence f. karşı ateşle veya bombalamayla düşman ateşini durdurmak
Music
silence i. durak
silence i. es
silence i. ritmik sessizlik
silence i. müzik notasyonunda esleri bildiren karakter

"silence" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 174 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
in silence zf. sessizce
General
deathly silence i. ölümsü bir sessizlik
stand in silence i. saygı duruşu
code of silence i. suskunluk kodu
deathly silence i. ölümcül sessizlik
deathly silence i. ceset sessizliği
code of silence i. sessizlik yemini
code of silence i. gamazlamama yemini
code of silence i. ispiyon etmeme yemini
dead silence i. ceset sessizliği
dead silence i. ölüm sessizliği
the sound of silence i. sessizliğin sesi
conspiracy of silence i. bir olay karşısında birlikte sessiz kalma
deathly silence i. ölüm sessizliği
the great silence i. büyük sessizlik
reduce someone to silence f. birinin sesini kestirmek
endure in silence f. acısını içine atmak
break one’s silence f. sessizliğini bozmak
observe a minute’s silence f. bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak
break one's silence f. suskunluğunu bozmak
reduce someone to silence f. birini susturmak
lapse into silence f. sessizliğe gömülmek
endure in silence f. içine atmak
keep minute of silence f. saygı duruşunda bulunmak
keep silence minute f. saygı duruşunda bulunmak
keep one's silence f. sessizliğini korumak
keep one's silence f. sessizliğini bozmamak
maintain one's silence f. sessizliğini korumak
break one's vow of silence f. sessizliğini bozmak
maintain one's silence f. sessizliğini bozmamak
fall into silence f. sessizliğe bürünmek
break the silence f. sesizliği bozmak
breach the silence f. sesizliği bozmak
subside into silence f. sessizliğe bürünmek
retreat into silence f. sessizliğe bürünmek
break the silence f. sessizliği bozmak
relapse into silence f. sessizliğe bürünmek
lapse into silence f. sessizliğe bürünmek
trail into silence f. sessizliğe bürünmek
trail into silence f. sessizliğe gömülmek
retreat into silence f. sessizliğe gömülmek
subside into silence f. sessizliğe gömülmek
relapse into silence f. sessizliğe gömülmek
reduce to silence f. çanına ot tıkamak
lapse into silence f. sessizliğe dalmak
lapse into silence f. sükuta dalmak
use the right to remain in silence f. susma hakkını kullanmak
use the right to remain in silence f. konuşmama hakkını kullanmak
maintain silence about f. hakkında sessizliğini korumak
maintain silence about f. hakkındaki sessizliğini korumak
call for a moment of silence f. saygı duruşuna çağırmak
call for a moment of silence f. saygı duruşuna davet etmek
break one's silence over match-fixing allegations against him/her f. hakkındaki şike iddialarına karşı sessizliğini bozmak
observe a moment of silence f. saygı duruşunda bulunmak
in silence zf. ses çıkarmadan
Proverb
speech is silver, but silence is gold söz gümüşse sükut altındır
speech is silver, but silence is gold söz gümüş ise sükut altındır
silence is golden sükut altındır
silence speaks louder than words söz gümüşse sükut altındır
silence means consent sükut ikrardan gelir
silence means consent sessiz kalmak kabul etmektir
silence means consent bir şeye itiraz etmezsen onu desteklediğin zannedilir
silence means consent susmak kabul etmek demektir
speech is silver, but silence is golden söz gümüşse sükut altındır
speech is silver, silence is golden söz gümüşse sükut altındır
Colloquial
blue code of silence [us/south africa] i. mavi sessizlik yasası
blue code of silence [us/south africa] i. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue code of silence [us/south africa] i. polislerin birbirini koruması
blue wall of silence i. mavi sessizlik duvarı
blue wall of silence i. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue wall of silence i. polislerin birbirini koruması
uncomfortable silence i. rahatsız eden sessizlik
uncomfortable silence i. rahatsız edici sessizlik
share silence f. sessizliği paylaşmak
Idioms
conspiracy of silence i. sessizlik yemini
a conspiracy of silence i. sessizlik yemini
heavy silence i. gergin sessizlik
a pregnant silence i. manalı/anlamlı duraksama
conspiracy of silence i. sessizlik anlaşması
a conspiracy of silence i. sessizlik anlaşması
heavy silence i. fırtına öncesi sessizliği
a pregnant silence i. birçok şey yüklü sessizlik
conspiracy of silence i. suskun kalma kararı
a conspiracy of silence i. suskun kalma kararı
heavy silence i. rahatsız edici sessizlik
blue code of silence [us/south africa] i. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue code of silence [us/south africa] i. polislerin birbirini koruması
deafening silence i. sağır edici sessizlik
deafening silence i. ölüm sessizliği
deafening silence i. tek çıt çıkmadığı durum
heavy silence i. ağır bir sessizlik
heavy silence i. sıkıntılı bir sessizlik
an eloquent silence i. dokunaklı suskunluk
an eloquent silence i. konuşmaktan daha etkili suskunluk
an eloquent silence i. çok şey anlatan suskunluk
an eloquent silence i. kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
an eloquent silence i. susmanın erdemi
a heavy silence i. gergin bir sessizlik/ortam
a heavy silence i. rahatsız edici bir sessizlik/ortam
a heavy silence i. sıkıntılı bir sessizlik/ortam
a pregnant silence i. manalı duraksama
a pregnant silence i. anlamlı duraksama
a pregnant silence i. manalı/anlamlı sessizlik
a pregnant silence i. birçok şey yüklü sessizlik
a pregnant silence i. bir şeylere gebe bir sessizlik/duraksama
eloquent silence i. susmanın erdemi
eloquent silence i. dokunaklı suskunluk
eloquent silence i. konuşmaktan daha etkili suskunluk
eloquent silence i. çok şey anlatan suskunluk
eloquent silence i. kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
eloquent silence i. anlamlı sessizlik
stunned silence i. ölüm sessizliği
wall of silence i. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
wall of silence i. polisler arasında memurların kanunsuz davranışlarının saklanması/dile getirilmemesi
wall of silence i. sessizliğini koruma
wall of silence i. duvar gibi olma
wall of silence i. sessiz kalma
wall of silence i. ağzını bıçak açmama
lapse into silence f. sessizliğe gömülmek
lapse into silence f. sessizliğe bürünmek
break the silence f. sessizliği bozmak
break silence f. sessizliğini bozmak
break silence f. bir konudaki sessizliği bozmak
break silence f. bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
break silence f. duyurmak
break the silence f. gizli bir şeyi açıklamak
break the silence f. gizli tutulan bir şeyi dile getirmek
break the silence f. gizliliğini bozmak
break the silence f. bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
break the silence f. duyurmak
reduce (one) to silence f. (birinin) çanına ot tıkamak
reduce (one) to silence f. (birini) susturmak
reduce (one) to silence f. (birinin) sesini kestirmek
speech is silver, silence is gold expr. söz gümüşse sükut altındır
silence gives consent expr. sükut ikrardan sayılır
silence gives consent expr. sükut ikrardan gelir
Speaking
you have the right to remain in silence expr. konuşmama hakkına sahipsin
enjoy the silence expr. sessizliğin tadını çıkart
Law
right to silence i. konuşmama hakkı
right to silence i. susma hakkı
silence fast i. susma orucu
Politics
one minute's silence i. bir dakikalık saygı duruşu
a moment of silence i. bir dakikalık saygı duruşu
administrative silence i. idari makamların sükutu
election silence i. seçim yasakları
code of silence i. sessiz kalma hakkı
election silence i. seçim yasağı
electoral silence i. seçim yasağı
pre-election silence i. seçim yasağı
campaign silence i. seçim yasağı
Technical
cone of silence i. aydınlatılmamış koni
cone of silence i. sessizlik konisi
cone of silence i. (radar) sessizlik konisi
Computer
monitor silence expr. sessizliği izle
Telecom
zone of silence i. ölü bölge
Aeronautic
cone of silence i. sağır koni
cone of silence i. sessiz koni
cone of silence i. sessizlik konisi
cone of silence i. sükunet konisi
Physics
zone of silence i. sessizlik bölgesi
Social Sciences
pro-social silence i. örgüt yararına sessizlik
pro-social silence i. korumacı sessizlik
Archaeology
tower of silence i. zerdüşt mezarlarında kullanılan yükseltilmiş dairesel yapı
Religious
vow of silence i. sessizlik yemini
Military
radio listening silence i. dinlemeli telsiz susması
listening silence i. dinlemeli telsiz susması
cone of silence i. ölü koni radyofarı
radar silence i. radar susması
cone of silence i. sessizlik konisi
silence procedure i. sessizlik yöntemi
wireless silence i. telsiz susması
radio silence i. telsiz susması
silence (a gun/person) f. etkisiz hale getirmek
Latin
silentium est aureum (silence is golden) expr. sükut altındır