sergileyen

"sergileyen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	sergileyen	displaying s.
This is a grossly false accusation displaying a regrettable prejudice against the work of the Convention. Bu, Sözleşme'nin çalışmalarına karşı üzüntü verici bir önyargı sergileyen son derece yanlış bir suçlamadır. More Sentences
2	Genel	sergileyen	display i.
3	Genel	sergileyen	exhibitant i.
4	Genel	sergileyen	exhibiter i.
5	Genel	sergileyen	exhibitioner i.
6	Genel	sergileyen	shewer i.
7	Genel	sergileyen	exhibitory s.
Trade/Economic
8	Ticaret/Ekonomi	sergileyen	exhibitor i.

"sergileyen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 157 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	aşırı duygu sergileyen	emoter i.
2	Genel	sergileyen kimse	exhibitor i.
3	Genel	sergileyen kimse	executant i.
4	Genel	göstermelik davranışlar sergileyen	grandstander i.
5	Genel	geleneksel kelt müziğini modernize edip sergileyen beş kadından oluşan müzik grubu	celtic woman i.
6	Genel	çok tuhaf davranışlar sergileyen kimse	zombi i.
7	Genel	vasat özellikler sergileyen kimse	mediocrity i.
8	Genel	kabul görmek için halkça onaylanan bir tavır sergileyen kimse	hypocrite i.
9	Genel	şüphe çekici, yanlış veya uygunsuz hareketler sergileyen grup	gentry i.
10	Genel	atlar ile performans sergileyen sirk sanatçısı	rider i.
11	Genel	toplumsal normlar dışında davranış sergileyen insan grubu	demi monde i.
12	Genel	binicilik, ip atlama ve boğa boynuzu yakalama şovu sergileyen sanatçı	rodeo rider i.
13	Genel	(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen erkek tiyatro oyuncusu	diseur i.
14	Genel	davranış sergileyen kimse veya şey	behaver i.
15	Genel	esas gösteriden önce performans sergileyen sanatçı	support act i.
16	Genel	kadın vücudunun genelde örtülü olan kısımlarını sergileyen (giysi vb)	revealing s.
17	Genel	beklenenden daha düşük bir performans sergileyen	underperforming s.
18	Genel	karın kaslarını sergileyen	abbed s.
19	Genel	bir şeye karşı tutarsız iki farklı tutum sergileyen	two-minded s.
20	Genel	heyecan sergileyen	emotionable s.
21	Genel	derin düşmanlık sergileyen	bitter s.
22	Genel	annelik tutumları sergileyen	maternalistic s.
23	Genel	belirli bir stili sergileyen	mannered s.
24	Genel	(mecazi olarak) aşırı bağlılık ve özveri sergileyen	married s.
25	Genel	melanizm sergileyen	melanic s.
26	Genel	telepati yapma, zihin okuma gibi doğaüstü güçlere sahip olan veya bu güçleri sergileyen	mental s.
27	Genel	biyolojik benzeme sergileyen	mimetic s.
28	Genel	yüksek etik ilkeler sergileyen	high-principled s.
29	Genel	(sporda geçici olarak) olağandışı performans sergileyen	hot s.
30	Genel	(kas kasılması, mide spazmı gibi) anormal derecede fazla kuvvet sergileyen	hyperdynamic s.
31	Genel	aşırı heyecan sergileyen	hyperexcited s.
32	Genel	yoğun duygular sergileyen	hysteric s.
33	Genel	kontrol edilemeyen duygusallık sergileyen	hystericky s.
34	Genel	mozayikizm sergileyen	mosaic s.
35	Genel	karşı cinse atfedilen cinsel davranışları sergileyen	reversed s.
36	Genel	dahilik sergileyen	genial s.
37	Genel	centilmence davranışlar sergileyen	gentlemanly s.
38	Genel	güzel ama aldatıcı bir görünüş sergileyen	gilded s.
39	Genel	mutluluk sergileyen	golden s.
40	Genel	(dürtü, duygu, niyet) açıkça sergileyen	obvious s.
41	Genel	(dürtü, duygu, niyet) basitçe sergileyen	obvious s.
42	Genel	tasarımcının ismini, imzasını veya logosunu sergileyen	designer s.
43	Genel	doğru karar verebilme becerisi ve sağduyu sergileyen	commonsensible s.
44	Genel	toplumsal yaşamı ve ortak mülkiyeti sergileyen	communistic s.
45	Genel	sertlik, sağlamlık ve güç sergileyen	compact s.
46	Genel	belirli bir davranış sergileyen	dispositioned s.
47	Genel	bilgi birlikteliği sergileyen	consilient s.
48	Genel	bir kısmını sergileyen	peekaboo s.
49	Genel	bir kısmını sergileyen	peek–a–boo s.
50	Genel	pozitivizm sergileyen	positivist s.
51	Genel	sahte davranış sergileyen	posturing s.
52	Genel	tuhaf davranış sergileyen	phantastic s.
53	Genel	tuhaf davranış sergileyen	phantastical s.
54	Genel	suçluluk hissi sergileyen	shamefaced s.
55	Genel	tek kişilik gösteri sergileyen	standup s.
56	Genel	stand up gösterisi sergileyen	standup s.
57	Genel	tek kişilik gösteri sergileyen sanatçıya ait veya ilgili	standup s.
58	Genel	... sergileyen anlamına gelen son ek	-ier snk.
Colloquial
59	Konuşma Dili	sakin ve cana yakın bir tutum sergileyen polis memuru	officer friendly i.
60	Konuşma Dili	kötü performans sergileyen yarış atı	dog i.
61	Konuşma Dili	garip davranışlar sergileyen	off-the-wall s.
62	Konuşma Dili	eldeki işe tamamen konsantre olup ustalık sergileyen	dialled-in s.
63	Konuşma Dili	eldeki işe tamamen konsantre olup ustalık sergileyen	dialed in s.
64	Konuşma Dili	belirli bir repertuardan genellikle dönüşümlü olarak eserler sergileyen yerleşik tiyatro topluluğu	rep (repertory company) kısalt.
Idioms
65	Deyim	aşırı erdemlilik ve tevazu sergileyen kimse	nice nelly i.
66	Deyim	düzensizlik sergileyen	off beat zf.
67	Deyim	düzensizlik sergileyen	off the beat zf.
Politics
68	Siyasal	kölelik karşıtı tutum sergileyen bir abd partisi	liberty party i.
Computer
69	Bilgisayar	tıklandığında aşağı doğru açılarak seçenek listesini sergileyen menü tipi	drop-down i.
Medical
70	Medikal	hipermobilite sergileyen	hypermobile s.
71	Medikal	aşırı hareketlilik sergileyen	hypermobile s.
Psychology
72	Psikoloji	agresif kişilik sergileyen birey	somatotonic i.
73	Psikoloji	megalomani sergileyen	megalomaniac s.
74	Psikoloji	megalomani sergileyen	megalomanic s.
75	Psikoloji	bilgisayar fobisi sergileyen	computerphobic s.
76	Psikoloji	(çocuk cinselliğinde görülen) sapkın erotizm sergileyen	polymorphous perverse s.
77	Psikoloji	çocuksu cinsellik davranışı sergileyen	polymorphous perverse s.
78	Psikoloji	sapkın erotizm sergileyen	polymorphous-perverse s.
79	Psikoloji	çocuksu cinsellik davranışı sergileyen	polymorphous-perverse s.
80	Psikoloji	hem şizofreni hem de duygudurum bozukluğu semptomları sergileyen	schizoaffective s.
81	Psikoloji	hem şizofreni hem de duygudurum bozukluğu semptomları sergileyen	schizo-affective s.
82	Psikoloji	agresif kişilik sergileyen	somatotonic s.
Physiology
83	Fizyoloji	gecikmeli dikrotizm sergileyen	hypodicrotic s.
Pathology
84	Patoloji	böbrek büyümesi sergileyen	hydronephrotic s.
85	Patoloji	döteranomali sergileyen	deuteranomalous s.
86	Patoloji	anatomik malformasyon sergileyen	dysmorphic s.
87	Patoloji	displazi sergileyen	dysplastic s.
Physics
88	Fizik	antiferromanyetizma sergileyen madde	antiferromagnet i.
Chemistry
89	Kimya	ısıtılınca ışıma özelliği (termolüminesans) sergileyen madde	thermophosphor i.
90	Kimya	yüksek derecede tokluk sergileyen şeffaf bir seramik bileşik	aluminum oxynitride i.
91	Kimya	morfotropi sergileyen	morphotropic s.
92	Kimya	eşit ozmotik basınç sergileyen	isosmotic s.
Biology
93	Biyoloji	türünün ayırt edici niteliklerini sergileyen birey	type i.
94	Biyoloji	(hücresel otomat) ikinci dereceden büyüme sergileyen model	breeder i.
95	Biyoloji	mozayikizm sergileyen birey	mosaic i.
96	Biyoloji	yaşadığı bölgeyi koruma davranışı sergileyen (hayvan)	territorial s.
97	Biyoloji	çevresel tolerans sergileyen (bitki)	tolerant s.
98	Biyoloji	homojeni sergileyen	homogeneal s.
99	Biyoloji	homojeni sergileyen	homogenetic s.
100	Biyoloji	homojeni sergileyen	homogenous s.
101	Biyoloji	homoplazi sergileyen	homoplastic s.
102	Biyoloji	hormon seviyesindeki dalgalanmaların neden olduğu davranış özelliklerini sergileyen	hormonal s.
103	Biyoloji	gen işlevi kaybı sergileyen	hypomorphic s.
104	Biyoloji	alel bir epistatik genin varlığında hipostaz sergileyen (gen)	hypostatic s.
105	Biyoloji	anne veya babadan kalıtılandan farklı bir ekspresyon sergileyen	imprinted s.
106	Biyoloji	kimyasal gen değişimi sergileyen	imprinted s.
107	Biyoloji	(hücre veya doku) polikromatofili sergileyen	polychromatic s.
Marine Biology
108	Deniz Biyolojisi	anormal renk gelişimi sergileyen (yassı balık)	ambicolorate s.
109	Deniz Biyolojisi	protandri sergileyen	protandrous s.
Astronomy
110	Gökbilim	normal soğurma spektrumunun üzerine bindirilmiş parlak emisyon çizgileri sergileyen yıldız	shell star i.
Zoology
111	Zooloji	diestrus sergileyen	diestrous s.
112	Zooloji	diestrus sergileyen	diestrual s.
Botanic
113	Botanik	homotropi sergileyen	homotropal s.
114	Botanik	protandri sergileyen	proteranthous s.
Social Sciences
115	Sosyal Bilimler	maskülenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişi	drag king i.
116	Sosyal Bilimler	feminenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişi	drag queen i.
117	Sosyal Bilimler	biseksüellik sergileyen	amphierotic s.
118	Sosyal Bilimler	kadın düşmanlığı sergileyen	misogynistic s.
119	Sosyal Bilimler	kadın düşmanlığı sergileyen	misogynous s.
Philosophy
120	Felsefe	(nietzsche felsefesinde) yaratıcı-sezgisel güç sergileyen	dionysian s.
Geology
121	Jeoloji	foliasyon sergileyen kayaç	foliate i.
122	Jeoloji	foliasyon sergileyen	foliate s.
Military
123	Askeri	hasmane hareket sergileyen herhangi bir sivil, paramiliter, askeri kuvvet veya terörist yapılanma	hostile force i.
124	Askeri	(hava savunmasında) bir uçağın veya füzenin sıra dışılık sergileyen ve bu nedenle savunma alanına tehdit oluşturabilecek olan yolu	significant track i.
Sport
125	Spor	istikrarlı performans sergileyen sporcu	horse i.
126	Spor	çok iyi performans sergileyen	off the hook s.
Art
127	Sanat	oyun veya dans gösterileri sergileyen topluluk	theater i.
128	Sanat	oyun veya dans gösterileri sergileyen topluluk	theatre i.
129	Sanat	bir doğa olayının veya mühendislik tasarımının detaylarını genellikle camın altında sergileyen ölçekli maket	diorama i.
130	Sanat	insan problemlerini, uğraşlarını veya başarılarını ilgi veya sempati uyandıracak şekilde sergileyen	human interest s.
131	Sanat	insan problemlerini, uğraşlarını veya başarılarını ilgi veya sempati uyandıracak şekilde sergileyen	human-interest s.
Music
132	Müzik	müziğe anormal derecede düşkünlük sergileyen kimse	melomaniac i.
133	Müzik	birlikte performans sergileyen sekiz müzisyen	octette i.
134	Müzik	birlikte performans sergileyen sekiz şarkıcı	octette i.
135	Müzik	koroda performans sergileyen küçük dansçı	pony i.
Theatre
136	Tiyatro	repertuardan dönüşümlü eserler sergileyen yerleşik tiyatro topluluğu	repertory i.
137	Tiyatro	belirli bir repertuara ait oyunları özellikle kendi sahnesinde sergileyen tiyatro topluluğu	repertory company i.
138	Tiyatro	belirli bir repertuara ait oyunları özellikle kendi sahnesinde sergileyen tiyatro topluluğu	stock company i.
139	Tiyatro	belirli bir repertuara ait oyunları özellikle kendi sahnesinde sergileyen tiyatro topluluğu	repertory theatre i.
140	Tiyatro	new york profesyonel tiyatrosunun temel ve artistik değerleri vurgulayıp önceden deneysel işler sergileyen bir kısmı	off broadway i.
141	Tiyatro	new york profesyonel tiyatrosunun temel ve artistik değerleri vurgulayıp önceden deneysel işler sergileyen bir kısmı	off-broadway i.
142	Tiyatro	(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen kadın oyuncu	diseuse i.
143	Tiyatro	(vodvil sahnelenen tiyatroda) ortak yönetilen ve günde iki veya daha fazla gösteri sergileyen küçük tiyatrolar	small time i.
144	Tiyatro	atasözüne örnek sergileyen piyes	proverb i.
145	Tiyatro	belirli bir sahnede farklı oyunlar sergileyen tiyatro grubu	stock i.
146	Tiyatro	belirli sahnede farklı oyunlar sergileyen tiyatro grubuna ait repertuvar	stock i.
147	Tiyatro	mullerian taklit sergileyen	müllerian s.
148	Tiyatro	mullerian taklit sergileyen	muellerian s.
Photography
149	Fotoğrafçılık	nesneyi açık bir arka plan üzerinde yalnızca iki ton kullanarak sergileyen fotoğraf	silhouette i.
150	Fotoğrafçılık	tek renklilik sergileyen	monochromatic s.
Archaic
151	Eski Kullanım	belirli bir davranış sergileyen	dispositive s.
152	Eski Kullanım	geleneksel ahlakı sergileyen	pious s.
Slang
153	Argo	feminenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişi	queen i.
154	Argo	abartılı performans sergileyen oyuncu	hambone [us] i.
155	Argo	(spor ve oyunda) kazanan oyun sergileyen	hot s.
156	Argo	(teknik ve stil açısından) ustalık sergileyen	down s.
British Slang
157	İngiliz Argosu	görülebilecek en tuhaf davranışları sergileyen ve başkaları tarafından yönlendirilen kişi	queer as a clockwork orange i.