Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
sıkıntıya
"sıkıntıya"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Idioms
1
Deyim
sıkıntıya
into (a bit of) a jam
expr.
"sıkıntıya"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 117 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
sıkıntıya değme
worthwhileness
i.
2
Genel
sıkıntıya sokma
straitening
i.
3
Genel
sıkıntıya düşmek
be hard up
f.
4
Genel
sıkıntıya gelememek
be unable to stand the gaff
f.
5
Genel
sıkıntıya girmek
get into hot water
f.
6
Genel
sıkıntıya sebep olmak
ail
f.
7
Genel
sıkıntıya sebebiyet vermek
ail
f.
8
Genel
sıkıntıya neden olmak
ail
f.
9
Genel
sıkıntıya neden olmak
cause trouble
f.
10
Genel
sıkıntıya sebep olmak
cause trouble
f.
11
Genel
sıkıntıya sebep vermek
cause trouble
f.
12
Genel
sıkıntıya sebep vermek
ail
f.
13
Genel
sıkıntıya sebebiyet vermek
cause trouble
f.
14
Genel
sıkıntıya sokmak
lead to trouble
f.
15
Genel
sıkıntıya sokmak
cause trouble
f.
16
Genel
sıkıntıya gelememek
be unable to bear up under difficulties
f.
17
Genel
sıkıntıya sokmak
put into trouble
f.
18
Genel
sıkıntıya düşmek
become hard up for money
f.
19
Genel
sıkıntıya sokmak
cause anxiety
f.
20
Genel
sıkıntıya sokmak
embarrass
f.
21
Genel
sıkıntıya sokmak
make someone feel uncomfortable
f.
22
Genel
sıkıntıya sokmak
cause unease
f.
23
Genel
sıkıntıya sokmak
distress
f.
24
Genel
sıkıntıya veya yorgunluğa dayanmak
stand the gaff
f.
25
Genel
birini sıkıntıya sokmak
put someone to trouble
f.
26
Genel
sıkıntıya sokmak
labor
f.
27
Genel
sıkıntıya dayanmak
labor
f.
28
Genel
sıkıntıya sokmak
labour
f.
29
Genel
sıkıntıya dayanmak
labour
f.
30
Genel
sıkıntıya sebep olmak
eale [obsolete]
f.
31
Genel
sıkıntıya neden olmak
encomber [obsolete]
f.
32
Genel
(probleme/sıkıntıya) sürüklemek
lay
f.
33
Genel
(bir sıkıntıya) hazır olmak
man
f.
34
Genel
sıkıntıya neden olmak
wring
f.
35
Genel
sıkıntıya sokmak
wring
f.
36
Genel
sıkıntıya sokmak
impester [obsolete]
f.
37
Genel
sıkıntıya sokmak
distrain [obsolete]
f.
38
Genel
sıkıntıya düşürmek
press
f.
39
Genel
sıkıntıya girmeye değer
worthwhile
s.
40
Genel
sıkıntıya girmeye değer
worth the while
s.
41
Genel
sıkıntıya neden olan
hellish
s.
Phrasals
42
Öbek Fiiller
sıkıntıya sokmak
put about
f.
43
Öbek Fiiller
(bir şeyin, işin, görevin) sorumluluğunu alarak/üstlenerek sıkıntıya girmek
trouble (someone or oneself) with (something)
f.
44
Öbek Fiiller
mali sıkıntıya düşürmek
wipe out
f.
45
Öbek Fiiller
ekonomik/parasal sıkıntıya düşürmek
wipe out
f.
46
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) için sıkıntıya girmek
bother about (someone or something)
f.
Colloquial
47
Konuşma Dili
sıkıntıya sokan şey
hell
i.
48
Konuşma Dili
kendini (bir şey yapmak için) sıkıntıya sokmak
trouble oneself (to do something)
f.
49
Konuşma Dili
sıkıntıya girmek
heeby-jeebies
f.
50
Konuşma Dili
(evi satan kişi) satış tamamlanmadan önce anlaşmadan çekilerek potansiyel alıcıyı sıkıntıya düşürmek
gazang
f.
51
Konuşma Dili
(spor müsabakasında) kazanma şansını sıkıntıya sokmuş
in the hole
s.
52
Konuşma Dili
sıkıntıya sokan
unlucky [dialect]
s.
Idioms
53
Deyim
başarısızlığa/sıkıntıya neden olabilecek bir durum
a slippery slope
i.
54
Deyim
sıkıntıya sokulmak
be under hatches
f.
55
Deyim
sıkıntıya girmek
get into (a bit of) a jam
f.
56
Deyim
katlandığı/girdiği zahmete/sıkıntıya değmek
be worth it
f.
57
Deyim
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe göğüs germek
carry a millstone (around one's neck)
f.
58
Deyim
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe dayanmak
carry a millstone (around one's neck)
f.
59
Deyim
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe katlanmak
carry a millstone (around one's neck)
f.
60
Deyim
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe göğüs germek
bear a millstone (around one's neck)
f.
61
Deyim
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe dayanmak
bear a millstone (around one's neck)
f.
62
Deyim
ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe katlanmak
bear a millstone (around one's neck)
f.
63
Deyim
başka birisi için sıkıntıya girmek
go through fire and water for someone
f.
64
Deyim
birini sıkıntıya sokmak
put somebody in a hole
f.
65
Deyim
sıkıntıya göğüs germek
weather the storm
f.
66
Deyim
sıkıntıya girmek/düşmek
get into the soup
f.
67
Deyim
parasal sıkıntıya düşmek/girmek
feel pinched
f.
68
Deyim
sıkıntıya düşmemek
keep one's head above water
f.
69
Deyim
sıkıntıya girmek/düşmek
get in the soup
f.
70
Deyim
sıkıntıya girmek/düşmek
be in the soup
f.
71
Deyim
(parasal) sıkıntıya düşmek
be in a jam
f.
72
Deyim
(parasal) sıkıntıya düşmek
get into a jam
f.
73
Deyim
(parasal olarak) sıkıntıya düşmek
have a thin time
f.
74
Deyim
(parasal) sıkıntıya düşmek
get into a bind
f.
75
Deyim
(parasal) sıkıntıya düşmek
be in a bind
f.
76
Deyim
(parasal) sıkıntıya düşmek
find oneself in a jam
f.
77
Deyim
(parasal) sıkıntıya düşmek
find oneself in a bind
f.
78
Deyim
(parasal olarak) sıkıntıya düşmek
have a thin time of it
f.
79
Deyim
dara/sıkıntıya düşmek
go through/hit a sticky patch
f.
80
Deyim
dara/sıkıntıya düşmek
hit a sticky patch
f.
81
Deyim
maddi sıkıntıya girmek
feel the crunch
f.
82
Deyim
kendi kendini sıkıntıya sokmak
dig yourself into a hole
f.
83
Deyim
kendi kendini sıkıntıya sokmak
dig a hole for yourself
f.
84
Deyim
(birini) büyük sıkıntıya düşürmek
put (one) through the mangle
f.
85
Deyim
(birini/bir şeyi) sıkıntıya sokmak
knock the bejesus out of (someone or something)
f.
86
Deyim
bir sıkıntıya dikkat çekip diğerlerine gölge düşürmek
scream loudest
f.
87
Deyim
kendini sıkıntıya sokmak
land yourself in the soup
f.
88
Deyim
sıkıntıya düşmek
land yourself in the soup
f.
89
Deyim
birini sıkıntıya sokmak
land somebody in the soup
f.
90
Deyim
sıkıntıya düşürmek
land somebody in the soup
f.
91
Deyim
birden maddi sıkıntıya/darlığa düşmek
be on the rocks
f.
92
Deyim
büyük sıkıntıya sokulmak
be put through the mangle
f.
93
Deyim
(birini) sıkıntıya sokmamak
give (one) an easy ride
f.
94
Deyim
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak
able to take just so much
f.
95
Deyim
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek
able to take just so much
f.
96
Deyim
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek
able to take just so much
f.
97
Deyim
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek
able to take just so much
f.
98
Deyim
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak
able to take only so much
f.
99
Deyim
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek
able to take only so much
f.
100
Deyim
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek
able to take only so much
f.
101
Deyim
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek
able to take only so much
f.
102
Deyim
sıkıntıya girmek/düşmek
land yourself/somebody in the soup
f.
103
Deyim
sıkıntıya düşmek
be down on your uppers [old-fashioned] [uk]
f.
104
Deyim
sıkıntıya düşmek
get into a (tight) spot
f.
105
Deyim
sıkıntıya düşmemek
keep head above water
f.
106
Deyim
(birini/bir şeyi) sıkıntıya sokmak
put (someone or something) in a hole
f.
107
Deyim
her türlü sıkıntıya karşı hazırlıklı
loaded for bear
s.
108
Deyim
gittikçe sıkıntıya girerek
with sinking heart
expr.
109
Deyim
sıkıntıya düşmüş
in the soup
expr.
110
Deyim
sıkıntıda/sıkıntıya düşmüş
in the soup
expr.
111
Deyim
(ekonomik) sıkıntıya doğru sürüklenmiş
on the high-road to needham [uk]
expr.
112
Deyim
henüz olmamış bir şey için stres olma/sıkıntıya girme
don't meet trouble halfway
expr.
113
Deyim
sıkıntıya girmiş
in a flat spin
expr.
Trade/Economic
114
Ticaret/Ekonomi
vergi yükümlüsüne vereceği sıkıntıya değmeyecek kadar az gelir sağlayan vergi
nuisance tax
i.
115
Ticaret/Ekonomi
mali sıkıntıya sokmak
pinch
f.
Slang
116
Argo
başı derde/sıkıntıya/belaya girmek
get in a pickle
f.
117
Argo
birini ekonomik/parasal sıkıntıya sokmak
wipe someone out
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sıkıntıya
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy