rol - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

rol



"rol" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
rol role i.
General
rol theatrical role i.
rol representation i.
rol status i.
rol act i.
rol role i.
rol part i.
rol ploy i.
rol line i.
rol line i.
rol business i.
rol clothes i.
Colloquial
rol number i.
Psychology
rol role i.
Linguistics
rol role i.
Art
rol role i.
Theatre
rol part i.
rol lines i.
rol bit i.
rol shape [obsolete] i.
rol spot i.
Archaic
rol countenance i.
rol pageant i.
rol cue i.

"rol" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
rol dağıtımı casting i.
rol yapmak perform f.
General
rol yapma act i.
iş çevresinde cinsel rol sex role in the work environment i.
rol olarak canlandırma enacting i.
ikinci rol back seat i.
rol gerginliği role tension i.
rol oynama role playing i.
verilmiş rol ascribed role i.
rol yapma dissimulation i.
rol yapma acting i.
rol beklentisi role expectation i.
en önemli rol star role i.
sinemada cinsel rol sex role in motion pictures i.
cinsel rol sex role i.
rol dağıtımı cast i.
rol olarak canlandıran enactor i.
beklenen rol anticipatory role i.
sosyal rol social role i.
rol alma taking a role i.
seyircilerin arasında oturup rol yapan oyuncu plant i.
edebiyatta cinsel rol sex role in literature i.
kilit rol üstlenen yardımcı oyuncu featured actor i.
cinsel rol basma kalıplar sex role stereotypes i.
rol esnekliği role flexibility i.
rol yapma acting out i.
rol alanlar cast i.
sabit rol fixed role i.
rol icra etme role playing i.
rol yapma role playing i.
önemli bir rol an important role i.
önemli rol important role i.
rol değişimi switching hats i.
etkin rol active role i.
oyunda rol alanlar dramatis personae i.
baş rol oyuncularından co-star i.
rol yeteneği ability to act i.
rol becerisi ability to act i.
rol kabiliyeti ability to act i.
esas rol main role i.
rol model role model i.
öncü rol pioneering role i.
lider rol pioneering role i.
hayati bir rol a vital role i.
önemli bir rol a vital role i.
büyük bir rol a vital role i.
büyük bir rol a primary role i.
büyük bir rol a major role i.
önemli bir rol a prominent role i.
önemli bir rol a key role i.
büyük bir rol a significant role i.
önemli bir rol an essential role i.
önemli bir rol a fundamental role i.
büyük bir rol a prominent role i.
önemli bir rol a primary role i.
büyük bir rol a key role i.
önemli bir rol a major role i.
büyük bir rol a leading role i.
büyük bir rol a fundamental role i.
büyük bir rol a pivotal role i.
büyük bir rol an important role i.
önemli bir rol a leading role i.
büyük bir rol an essential role i.
önemli bir rol a significant role i.
önemli bir rol a pivotal role i.
yardımcı rol supporting role i.
rol/oyun arkadaşı fellow actor i.
küçük rol (filmde) cameo i.
küçük rol (filmde) small part (in a film/movie) i.
rol icabı part of the act i.
uzlaştırıcı rol conciliating role i.
arabulucu rol mediating role i.
baş rol oyuncularından costar i.
belirleyici rol determining role i.
arabulucu rol intermediary role i.
aracı rol intermediary role i.
rol canlandırma role play i.
rol yapma oyunu role-playing game i.
rol kartı role card i.
rol dağılımı distribution of roles i.
küçük rol camaieu i.
yeniden rol dağılımı yapma recast i.
oyuncuya yeni bir rol daha verme recast i.
(oyun/tiyatro) (rol) oynama enactment i.
yüz yüze ortamda oynanan, katılımcıların kostüm giydikleri, sahne ekipmanı kullandıkları ve rollerini sahneledikleri rol yapma oyunu larp i.
küçük rol minor role i.
kadın rol model heroin i.
kadın rol model heroine i.
rol yapma oyunu için ilgili malzemeleri içeren önceden hazırlanmış macera senaryosu module i.
rol yapma buskin i.
acıklı rol yapma buskin i.
(orta çağ'da) britanya'nın bazı bölümlerinde yerel ticareti kontrol eden ve bazen yerel yönetimde rol alan tüccar birliği guild i.
yeteneksiz oyuncunun abartılı ve kötü rol yapması overacting i.
rol yapma pratiği roleplay i.
belirli bir rol oynama roleplaying i.
rol yapma dissemblance i.
rol yapma impersonation i.
rol yapma dissemblance i.
(dramatik eserde) can alıcı rol veya replik fat i.
belirli bir rol veya durumun ilgilendirdiği taraf part i.
hayranlar tarafından belirli bir rol için oyuncuların veya ünlülerin önerilmesi fancast i.
rol yapma roleplaying i.
baş rol principal i.
rol icabı hareket act i.
rol oynamak play a part f.
rol yapmak put on an act f.
aktif rol üstlenmek take an active role in f.
rol almak act a part f.
rol üstlenmek do f.
oynamak (rol) perform f.
iyi rol yapmak act well f.
rol vermek cast f.
yanlış rol vermek miscast f.
rol yapmak feign f.
rol almak take part f.
rol oynamak act a part f.
oynamak (rol) act f.
rol yapmak sham f.
rol almak play a part f.
canlandırmak (rol) portray f.
aktif rol oynamak play an active role in f.
abartılı rol yapmak overact f.
rol yapmak pretend f.
rol almak have a part f.
rol oynamak figure f.
rol yapmak playact f.
rol taksimi yapmak cast f.
rol almak have a part in f.
konuk sanatçı olarak rol almak guest f.
rol oynamak enter into f.
yanlış rol dağıtımı yapmak miscast f.
aktif rol oynamak take an active role in f.
rol üstlenmek play a role in f.
rol kesmek cut a splash f.
rol dağıtımı yapmak cast f.
ikinci derecede rol oynamak play second fiddle f.
rol almak play f.
rol yapmak role f.
ezbere bilip kusursuz söylemek (şiir veya rol) word perfect f.
(rol) oynamak act f.
suçta rol oynamak take part in crime f.
rol oynamak play a part in f.
rol oynamak have a role in f.
rol vermek feature f.
rol almak feature f.
rol yapmak dissemble f.
rol oynamak play a role f.
rol oynamak act f.
önemli rol oynamak play an essential role f.
önemli rol oynamak play a crucial role f.
önemli rol oynamak play a fundamental role f.
önemli rol oynamak play an important role f.
önemli bir rol oynamak play a fundamental role f.
önemli bir rol oynamak play a significant role f.
önemli bir rol oynamak play an important role f.
önemli bir rol oynamak play a crucial role f.
önemli bir rol oynamak play an essential role f.
önemli rol oynamak play a significant role f.
-de rol almak feature in f.
-de baş rol oynamak feature in f.
rol yapmak play-act f.
şerefli bir rol oynamak play a noble part f.
rol yapmak play a part f.
filmde rol almak perform in a movie f.
filmde rol almak perform in a film f.
filmde rol almak appear on film f.
rol biçmek cast a role f.
rol biçmek provide a role f.
mücadelede rol almak take part in the struggle f.
kilit rol oynamak play a key role f.
önemli bir rol oynamak play a key role f.
kilit bir rol oynamak play a key role f.
kritik bir rol oynamak play a critical role f.
kritik bir rol oynamak play a crucial role f.
büyük rol oynamak play a big role f.
bir filmde rol kapmak get a part in a movie f.
filmde küçük bir rol almak get a small part in the film f.
rol kapmak için bir yönetmenle yatmak sleep with a director to get a part f.
rol çalmak steal a role f.
dizde ufak bir rol oynamak have a small part on a tv show f.
birini rol model görmek see someone as a role model f.
birini rol model olarak görmek see someone as a role model f.
merkezi bir rol oynamak play a central part f.
merkezi bir rol oynamak play a central role f.
rol kesmek pretend f.
etkin bir rol oynamak play an active role f.
daha küçük (önemsiz) bir rol oynamak play a smaller role f.
rol almak act f.
rol yapmak roleplay f.
yeniden rol dağılımı yapmak recast f.
oyuncuya yeni bir rol daha vermek recast f.
(oyun/tiyatro) (rol) oynamak enact f.
(rol) hızlı bir şekilde tekrar etmek walk f.
yüz yüze ortamda kostümlü rol yapma oyunu oynamak larp f.
rol vermek bill f.
(rol) çok iyi ve hızlı şekilde yapmak blaze away f.
kötü niyetle rol yapmak misfeign f.
rol yapmak mock [obsolete] f.
rol yapmak game f.
trajik rol oynamak heavy f.
ciddi rol oynamak heavy f.
abartılı rol yapmak overdo f.
rol yapmak role-play f.
bir rol oynayarak deneyimlemek roleplay f.
rol oynamak role-play f.
(bir şeyin) gelişiminde rol almak pioneer f.
rol yapmak playact f.
rol yapmak play-act f.
rol almak part [obsolete] f.
(oyunun) içinde rol almak practice [obsolete] f.
(oyunda) canlı ve gayriresmi bir şekilde rol almak romp f.
skeçte rol almak sketch f.
(tiyatroda) küçük bir rol sergilemek support f.
(film vb.) rol almak cast f.
rol olarak canlandırılmış enacted s.
rol yapar gibi stagy s.
rol yapar gibi stagey s.
konuşmasız (rol) nonspeaking s.
sessiz (rol) nonspeaking s.
sonuç üzerinde rol oynayan decisive s.
aktif rol üstlenen assuming an active role s.
rol için seçilmesi muhtemel castable s.
bir görev veya eylemin gerçekleştirilmesinde aktif rol oynayan yönetici ile ilgili hands-on s.
ciddi dramatik rol ile ilgili heavy s.
rol gerektiren dissimulative s.
rol yapılan dissimulative s.
belirli bir sosyal rol veya kimlikle ilişkilendirilen (davranış performansı) performative s.
rol kesen self-dramatizing s.
rol yapan self-dramatizing s.
rol kesen self-dramatising s.
rol yapan self-dramatising s.
işte aktif rol almayan silent s.
rol yapmadan pretenseless s.
(karakter veya rol) öncü starring s.
(karakter veya rol) birincil starring s.
(karakter veya rol) baş starring s.
yardımcı bir rol üstlenerek accessorily zf.
rol yaparak acting zf.
rol yaparcasına stagily zf.
Phrasals
rol yapmak play off f.
rol almak appear in f.
rol almak appear on f.
bir rol için seçmek feature (one) as (something) f.
bir rol için seçmek feature someone as something f.
birini belli bir iş ya da rol için seçmek choose someone or something for something f.
rol yapmak/canlandırmak act out f.
oynamak (rol) act out f.
birine (bir filmde/tiyatro oyununda) rol vermek cast someone as something f.
rol kesmek act a part f.
(rol) canlandırmak act out f.
(bir filmde) rol almak/oynamak star in something f.
(birine) bir yıldız rol vermek feature (one) as (something) f.
(birine bir şey olarak) önemli bir rol vermek feature (one) as (something) f.
birine bir şey olarak önemli bir rol vermek feature someone as something f.
bir rol için birini denemek audition someone for something f.
bir rol için birini denemelere almak audition someone for something f.
bir rol için birini seçmelere almak audition someone for something f.
bir rol için seçmelere girmek audition for something f.
bir şeye ulaşmada aktif rol oynamak/aktif rol üstlenmek go out f.
yeniden rol vermek recast in (something) f.
oyuncuya yeni bir rol daha vermek recast in (something) f.
oyuncuya farklı bir proje kadrosunda tekrar yer/rol vermek recast in (something) f.
rol değişmek swap over f.
rol değiştirmek switch into (something) f.
birini bir pozisyon, rol, ödül için önermek suggest for (something) f.
(birine) bir rol/görev vermek name (one) as f.
rol paylaşmak alternate with f.
bir şeyde rol almak appear in something f.
(bir şeyde) önemli bir rol/görev vermek build into (something) f.
(bir şeyde) birincil derecede bir rol/görev vermek build into (something) f.
(kendine) bir rol/görev yaratmak carve out f.
(kendine) bir rol/görev oluşturmak carve out f.
bir rol için seçmek feature as f.
bir şeyde rol oynamak figure in something f.
(bir şeyde) önemli rol oynamak figure into (something) f.
(bir şeyde) önemli rol oynamak figure in (something) f.
(bir rol, oyun) için seçmelere katılmak read for f.
(bir rol, oyun) için seçmelere katılmak read for (something) f.
yeniden rol vermek recast in f.
oyuncuya yeni bir rol daha vermek recast in f.
oyuncuya farklı bir proje kadrosunda tekrar yer/rol vermek recast in f.
Phrases
rol almış starred in expr.
Colloquial
yönetmen/yapımcının odasındaki (rol vereceği kadınlarla üzerinde seviştiği ima edilen) kanepe casting couch i.
küçük rol bit i.
küçük bir rol bit i.
hayatında hiçbir rol oynamamak play no part in one’s life f.
lider rol üstlenmek carry the ball f.
üstüne oturmak (bir iş/rol) look/dress the part f.
rol yapmak/kesmek front f.
şansın ne kadar önemli bir rol oynadığını kabul et admit what a big part luck plays expr.
bayağı kötüsün (genellikle şarkı söylemesini/rol yapmasını beceremeyenler için söylenir) don't quit the day job expr.
Idioms
rol çalan oyuncu back-cloth star i.
(filmde, organizasyonda) sokaktaki insanlara rol verme street casting i.
(filmde, organizasyonda) sokaktaki insanlara rol verme street-casting i.
bir filmde rol almak için yönetmenin/yapımcının yatağına girme the casting couch i.
görevi/sorumluluğu/ üstüne düşen bir rol/işlev (olmak) a part to play i.
oynayacak/alacak bir rol a part to play i.
politikasında çevresel konuların etkin rol oynadığı ülke/devlet green state i.
rol oynama hand in i.
(bir şeyde) bir rol (oynama) a part in (something) i.
(bir şeyde) bir rol (alma) a part in (something) i.
bir şeyde rol a hand in something i.
bir şeyde rol a part in something i.
aşırı duygusal rol yapmak chew on the scenery f.
aşırı duygusal rol yapmak chew up the scenery f.
büyük bir rol oynamak play a big part in something f.
büyük bir rol oynamak play a large part in something f.
önemli bir rol oynamak be instrumental in doing something f.
merkezi bir rol oynamak play a central role f.
küçük bir rol almak/oynamak play a bit part f.
öncü bir rol oynamak take a leading part f.
rol oynamak play a role in f.
rol üstlenmek play a part in f.
rol yapmak keep up one's act f.
rol kesmek put on an act f.
rol oynamak take a hand in f.
rol oynamak have a hand in f.
rol yapmak keep up an act f.
rol oynamak serve a function in f.
tiyatroda rol almak tread the boards f.
başkalarına çizdiği/gösterdiği yolda aktif rol oynamak lead from the front f.
başkalarını yapması için ikna ettiği şeyde aktif rol almak lead from the front f.
aynı anda birden fazla görev/rol üstlenmek wear too many hats f.
aynı anda iki görev/rol üstlenmek wear two hats f.
iki (birden fazla) görev/rol üstlenmek wear two hats (more than one hat) f.
kötü rol yapmak couldn't act (one's) way out of a paper bag f.
(bir şeyde) küçük bir rol oynamak play a bit role (in something) f.
(bir şeyde) önemsiz bir rol oynamak play a bit role (in something) f.
(bir şeyde) büyük bir rol oynamak play a large role (in something) f.
(bir şeyde) önemli bir rol oynamak play a large role (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir rol oynamak play a small part (in something) f.
(bir şeyde) önemsiz bir rol oynamak play a small part (in something) f.
(bir şeyde) rol oynamamak take no part in/of (something) f.
bir şeyde rol oynamamak/oynamak istememek have/play/take/want no part in/of something f.
rol yaparken birini gerçekten yumruklamak not pull (one's) punches f.
aynı anda bir çok rol üstlenmek run off in all directions f.
baş rol oynamak play first fiddle f.
abartılı rol yapmak ham it up f.
(kendine) bir rol/görev yaratmak carve (out) a niche f.
(kendine) bir rol/görev oluşturmak carve (out) a niche f.
(kendine) bir rol/görev yaratmak carve a niche f.
(kendine) bir rol/görev oluşturmak carve a niche f.
(kendine) bir rol/görev yaratmak carve out a niche f.
(kendine) bir rol/görev oluşturmak carve out a niche f.
aşırı duygusal rol yapmak chew the scenery f.
abartılı rol yapmak chew the scenery f.
kötü rol yapmak couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f.
bir şeyde önemli rol oynamak have one's hand in something f.
görevi/sorumluluğu/ üstüne düşen bir rol/işlev (olmak) have a part to play f.
(bir şeyde) görevi/sorumluluğu/üstüne düşen bir rol/işlev (olmak) have a part to play (in something) f.
(bir şeyde) rol oynamak have a role in (something) f.
(bir şeyde) rol oynamamak have no part in (something) f.
(bir şeyde) rol oynamamak have no part of (something) f.
(bir şey yapmada) önemli rol oynayan instrumental in (doing) (something) f.
rol yapmak keep the act up f.
rol yapmak keep up an act f.
rol yapmak keep up one's act f.
rol yapmak keep up the act f.
büyük bir rol oynamak play a big part f.
(bir şeyde) büyük bir rol oynamak play a big role (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir rol almak play a bit part (in something) f.
(bir şeyde) küçük/önemsiz bir rol oynamak play a bit part (in something) f.
büyük bir rol oynamak play a large part f.
(bir şeyde) rol oynamak play a part in (something) f.
(bir şeyde) rol almak play a part in (something) f.
(bir şeyde) rol oynamak play a part in (something) f.
(bir şeyde) rol oynamak play a role in (something) f.
(bir şeyde) rol almak play a role in (something) f.
(bir şeyde) rol oynamak play a role in (something) f.
(bir şeyde) küçük bir rol almak play a small role (in something) f.
(bir şeyde) küçük/önemsiz bir rol oynamak play a small role (in something) f.
(bir şeyde) rol oynamak play a part (in something) f.
(bir şeyde) rol oynamak play your part (in something) f.
(bir şeyde) rol oynamak take a hand in (something) f.
yapmada önemli rol oynayan instrumental in doing s.
rol yapmayı bırak drop the act expr.
rol yaparak under false pretences expr.
Speaking
bayağı kötüsün (genellikle şarkı söylemesini/rol yapmasını beceremeyenler için söylenir) don't give up the day job expr.
başından beri rol yapıyordu he was pretending the whole time expr.
Trade/Economic
vakıf fonlarının yönetiminde rol alan organizasyon trust company i.
vakıf fonlarının yönetiminde rol alan organizasyon trust corporation i.
daha fazla rol ve daha az sayıda fiili iş unsuru içeren çalışma yöntemi dejobbing i.
ikincil rol subsidiary role i.
örgüt içi rol organizational role i.
özel mülkiyete dayalı fakat kamu sektörünün temel rol oynadığı bir ekonomik sistem advanced capitalism i.
piyasadaki önemli ya da kilit rol oynayan firma key player i.
rol oynama role playing i.
tali rol subsidiary role i.
rol oynayan contributory s.
Politics
yanlış rol dağıtma miscasting i.
yanlış rol verme miscasting i.
amerikan devrimi ve abd'nin kurulmasında rol almış milliyetçi lider american revolutionary leader i.
arabulucu rol üstlenmek hold a mediatory position f.
yanlış rol vermek miscast f.
(siyasi birime ait ekonomik ve sosyal yaşamda) aktif ve doğrudan rol sergileme ile öne çıkan positive s.
Media
eşcinsel kitleyi bir ürüne çekebilmek için karaktere eşcinsel rol verilmesi veya eşcinsel karakterlere yer verilmesi pinkwashing i.
beyaz ırktan biri tarafından canlandırılan (başka ırktan biri için yazılmış rol) whitewashed s.
Advertising
ünlülerin reklamlarda rol alması veya markanın ünlülere sponsor olarak reklamını yapması celebrity endorsement i.
Computer
çok oyunculu çevrimiçi rol üstlenme oyunu massively multiplayer online role-playing game (mmorpg) i.
geçersiz rol invalid role i.
rol kimliği role id i.
rol adı role name i.
rol tabanlı erişim kontrolü role-based access control i.
rol yönetimi role management i.
bloglar, vikiler, forumlar gibi etkileşimli deneyimlerin yalnızca bilgiye erişimden daha önemli bir rol oynadığı internet türü web 2.0 i.
genellikle internet üzerinden çalışıp birden fazla kullanıcının sanal gerçeklik rol üstlenme oyunlarına katılmasını sağlayan bir bilgisayar programı mud i.
(metin tabanlı çevrimiçi rol oyunlarında) bir karakteri canlandıran kimse mun i.
(çevrimiçi rol üstlenme oyununda) sistemin kaynaklarını tüketecek sayıda oyuncu bulundurmayan bağımsız sanal dünya shard i.
(çok oyunculu çevrimiçi rol üstlenme oyununda) bağımsız sanal dünyalar oluşturmak shard f.
rol düzenle edit role expr.
rol ekle add a role expr.
rol ekle add a role expr.
rol oluştur create role expr.
yeni rol ekle add a new role expr.
rol yapma oyunu rpg (role-playing game) kısalt.
Informatics
rol üstlenme oyunu role-playing game i.
Telecom
rol tabanlı erişim kontrolü role based access control i.
Textile
kros-rol cross-roll i.
Medical
fiziksel rol sınırlamaları physical role limitations i.
kazanılmış rol achieved role i.
penis tümörü etyolojisinde rol oynayan bir tür mikroorganizma mycobacterium smegmatis i.
salgılama sürecinde etkin rol oynayan hücre içi kese secernent i.
yaşamsal rol oynamak play a vital role f.
Anatomy
orta beyinde bulunan, parkinson ve huntington hastalığı ile ilişkili metabolik bozukluklarda rol oynayan yoğun pigmentli bir gri madde tabakası nucleus niger i.
beynin temporal lobunda yer alan, motivasyon ve duygusal davranışta önemli rol oynayan badem şekilli yapı amygdala i.
beynin temporal lobunda yer alan, motivasyon ve duygusal davranışta önemli rol oynayan badem şekilli yapı corpus amygdaloideum i.
beynin temporal lobunda yer alan, motivasyon ve duygusal davranışta önemli rol oynayan badem şekilli yapı amygdaloid nucleus i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem apparatus urogenitalis i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urogenital system i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urogenital apparatus i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urinary system i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urinary apparatus i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem systema urogenitale i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem genitourinary system i.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem genitourinary apparatus i.
Psychology
bem cinsiyet rol ölçeği bem sex role Inventory i.
edinilmiş rol achieved role i.
rol seti role set i.
reçeteli rol prescribed role i.
rol çıkışı role exit i.
rol yapma role playing i.
rol mesafesi role distance i.
rol kurgusu repertuarı testi role construct repertory test i.
rol modeli role model i.
sabit rol terapisi fixed role therapy i.
rol çatışması role conflict i.
rol teorisi role theory i.
rol karışıklığı role confusion i.
rol gerilimi role strain i.
rol beklentisi role expectation i.
rol karışıklığına karşı kimlik identity versus role confusion i.
rol kurgusu repertuarı testi rep role construct repertory test i.
rol değiştirme role reversal i.
rolsüz rol roleless role i.
rol haritası role map i.
rol kurgusu teorisi role construct theory i.
rol üstlenme role taking i.
rol yapma teorisi role enactment theory i.
rol karmaşası role conflict i.
rol provası role rehearsal i.
rol göstergeleri role indicators i.
rol yayılması role diffusion i.
toplumsal rol teorisi social role theory i.
toplumsal rol social role i.
verili rol ascribed role i.
kimliğe karşı rol karışıklığı identity versus role confusion i.
Parasitology
halkalı solucanlarda rejenerasyon ve onarımda rol alan büyük ve farklılaşmamış kök hücreler neoblast i.
Chemistry
karbonhidrat metabolizmasında rol oynayan bir amorf ketoz şekeri altro-heptulose i.
karbonhidrat metabolizmasında rol oynayan bir amorf ketoz şekeri sedoheptulose i.
kükürdün oksiasitteki oksijene benzer rol oynadığı asit sulphacid i.
Biology
kabuklu hayvanlarda kan pıhtılaşmasında önemli rol oynayan kan hücresi thigmocyte i.
hücrenin besleyici süreçlerinde rol oynayan sitoplazma trophoplasm i.
gövdelerinden dışarı uzanan uzun çıkıntıları bulunan ve antijenleri içeri alıp t hücrelerine tanıtarak bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan akyuvar dendritic cell i.
Biochemistry
krebs döngüsün sırasında solunumda önemli rol oynayan bir koenzim thiamine pyrophosphate i.
dna'ya bağlanan ve transkripsiyonu teşvik ederek gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynayan çeşitli proteinlerden herhangi biri transcription factor i.
dokudaki triptofandan oluşan ve çeşitli metabolik süreçlerde rol oynayan kristalli bir madde tryptamine i.
kimyasal reaksiyonlarda veya biyolojik süreçlerde rol alan enzim ve hormon gibi aracı maddeler mediator i.
timüs bezinde olgunlaşıp bağışıklık tepkisinde önemli rol oynayan bir lenfosit türü helper t-cell i.
dna oluşumunda rol alan bir nükleotit deoxyadenosine monophosphate i.
dna oluşumunda rol alan bir nükleotit deoxycytidine monophosphate i.
dna oluşumunda rol alan bir nükleotit deoxyguanosine monophosphate i.
dna oluşumunda rol alan bir nükleotit deoxythymidine monophosphate i.
Zoology
cinsel aktivitelerde rol oynadığı düşünülen, erkek omurgasız hayvanların dış genital bölgelerinde gerçekleşen çeşitli süreçlere verilen ad titilla i.
Botanic
bitkinin üremede rol alan kısımları reproductive structure i.
(embriyo gelişiminde rol alan) çekirdekli hücre synergid i.
Social Sciences
rol karmaşası role conflict i.
rol model role model i.
rol belirsizliği role ambiguity i.
Literature
bir hikayede önemli rol oynayan, sıra dışı fiziksel özelliklere sahip, gereksiz bir şekilde aşırı yetenekli ve aşırı idealize edilmiş kadın karakter mary sue i.
Linguistics
rol kuramı theta grid i.
rol yapma role play i.
durum veya eylemin yerini belirten anlamsal rol locative role i.
semantik rol instrumental role i.
semantik rol semantic role i.
semantik rol participant role i.
kelimelerin birbirinden ayrılmasında ses perdesinin rol oynamadığı (dil) nontonal s.
History
eski roma'da eğlence maksadıyla rol icabı yapılan deniz savaşı naumachia i.
eski roma'da eğlence maksadıyla rol icabı yapılan deniz savaşı naumachy i.
m.ö. 2. ve 1. yüzyıllarda yaşamış ve judea'nın selekosların yönetiminden kurtarılmasında aktif rol almış bir yahudi ailesi maccabee i.
m.ö. 2. ve 1. yüzyıllarda yaşamış ve judea'nın selekosların yönetiminden kurtarılmasında aktif rol almış bir yahudi ailesi maccabees i.