parantez - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

parantez



"parantez" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
parantez parenthesis i.
General
parantez parentheses i.
parantez round bracket i.
parantez round brackets i.
parantez bracket i.
parantez paren i.
Psychology
parantez bracket i.
Printing
parantez fingernail i.
parantez paren. (parenthesis) kısalt.
Linguistics
parantez interlocution i.
parantez parens. (parentheses) i.
Printery
parantez hook i.
parantez parathetic s.
Slang
parantez toenail i.

"parantez" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 87 sonuç

Türkçe İngilizce
General
köşeli parantez square brackets i.
köşeli parantez box brackets i.
açılı parantez angle brackets i.
aç parantez parenthesis lefthand bracket i.
parantez bacak knock knees i.
parantez bacak genu valgum i.
süslü parantez curly braces i.
süslü parantez curly brackets i.
konuşmacı ve dinleyici arasındaki teklifsiz ilişkiyi gösteren ve parantez içinde kullanılan bir ifade man i.
köşeli parantez crotchet [uk] i.
parantez içinde verilmiş ifade parenthetic i.
parantez içinde verilmiş ifade parenthetical i.
parantez açmak bracket f.
parantez açmak digress f.
parantez içine almak parenthesize f.
parantez içine almak bracket f.
parantez içine almak put in parantheses f.
parantez içine almak parenthesise f.
parantez içine almak put in parentheses f.
parantez koymak parenthesize f.
birçok yere parantez açmak parenthesize f.
parantez içinde belirtmek parenthesize f.
parantez koymak parenthesise f.
birçok yere parantez açmak parenthesise f.
parantez içinde belirtmek parenthesise f.
parantez içinde parenthetical s.
parantez içi parenthetical s.
parantez içinde parenthetic s.
parantez içine alınmış bracketed s.
parantez şeklinde dışa kavisli bow s.
parantez bacaklı bowed s.
parantez bacaklı bow-legged s.
parantez bacaklı bowl-legged s.
parantez ile ilişkili parenthetic s.
parantez içinde verilmiş parenthetic s.
parantez içinde ifade edilmiş parenthetic s.
parantez içeren parenthetic s.
parantez kullanılan parenthetic s.
sürekli parantez kullanan parenthetic s.
parantez içeren parenthetical s.
parantez kullanılan parenthetical s.
sürekli parantez kullanan parenthetical s.
parantez içinde between parentheses zf.
parantez içinde olarak parenthetically zf.
parantez içinde in brackets zf.
parantez içinde verilerek parenthetically zf.
parantez içinde in parenthesis expr.
Phrasals
parantez içine almak bracket out f.
Colloquial
parantez içindeki ifade bracket i.
parantez içindeki formül bracket i.
Idioms
ayrı bir parantez açmak place particular focus on f.
Law
parantez içinde verilen açıklama inuendo i.
(genellikle parantez içinde verilen) tanım innuendo i.
yasal metnin parantez içi açıklaması inuendo i.
Technical
köşeli parantez bracket i.
matematikte parantez yerine kullanılan ve terimlerin üzerine konulan çizgi vinculum i.
parantez içine almak bracket f.
Computer
açılı parantez angular bracket i.
büyük parantez brace i.
çengelli parantez brace i.
eksik parantez kapatma karakteri missing close brace i.
köşeli parantez square bracket i.
köşeli parantez bracket i.
sağ parantez closing parenthesis i.
Marine
büyük parantez brace i.
Medical
çarpık (parantez) bacak tibia vara i.
çarpık (parantez) bacak bow leg i.
çarpık (parantez) bacak genu varum i.
çarpık (parantez) bacak bandyleg i.
çarpık (parantez) bacak bandy leg i.
Pathology
parantez bacak bow legs i.
Math
matematiksel ifadelerin parantez kullanılmadan yazıldığı notasyon parenthesis-free notation i.
matematiksel parantez square bracket i.
işlem önceliğinin içinde yer alan elemanlarda bulunduğunu gösteren parantez square bracket i.
(işlemlerde) öncelik sırasını gösteren parantez square bracket i.
Logic
köşeli parantez sembolü corner i.
Linguistics
parantez arasına alarak koymak parenthesize f.
(konuşmayı, yazıyı) parantez arasında koymak parenthesize f.
parantez arasına alarak koymak parenthesise f.
(konuşmayı, yazıyı) parantez arasında koymak parenthesise f.
Printery
köşeli parantez crotchet i.
parantez arasına alarak koymak parenthesize f.
parantez arasına alarak koymak parenthesise f.
parantez içine alınmamış unbracketed s.
köşeli parantez parathetic s.
köşeli parantez içi parathetic s.
köşeli parantez içinde yer alan ifade parathetic s.