|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
make something out of nothing f.
|
yoktan var etmek |
|
2 |
Genel |
talk somebody out of something f.
|
caydırmak |
|
3 |
Genel |
chuck somebody out of something f.
|
yaka paça dışarı atmak |
|
4 |
Genel |
get a kick out of something f.
|
keyif almak |
|
5 |
Genel |
say something out of spite f.
|
nispet yapmak |
|
6 |
Genel |
say something out of spite f.
|
nispet vermek |
|
7 |
Genel |
take something out of f.
|
bir şeyi bir yerden çıkarmak |
|
8 |
Genel |
be out of something f.
|
bitmek |
|
9 |
Genel |
rule something out of order f.
|
kabul etmemek |
|
10 |
Genel |
clean somebody out of something f.
|
soyup soğana çevirmek |
|
11 |
Genel |
wheedle something out of someone f.
|
dil dökerek birinden bir şey koparmak |
|
12 |
Genel |
strain something out of f.
|
bir sıvıyı süzgeçten geçirip ondan bir şey çıkarmak |
|
13 |
Genel |
be out of keeping with something f.
|
bir şeye uygun olmamak |
|
14 |
Genel |
talk somebody out of something f.
|
vazgeçirmek |
|
15 |
Genel |
get something out of one's system f.
|
çok arzuladığı bir şeyi arzulamaz olmak |
|
16 |
Genel |
boot somebody out of something f.
|
pasaportunu eline vermek |
|
17 |
Genel |
get something out of one's system f.
|
vücudu bir şeyi atmak |
|
|
18 |
Genel |
run out of something f.
|
bitmek |
|
19 |
Genel |
place something out of someone 's reach f.
|
bir şeyi biri için imkansız hale getirmek |
|
20 |
Genel |
chisel somebody out of something f.
|
zokayı yutturmak |
|
21 |
Genel |
coax something out of someone f.
|
birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek |
|
22 |
Genel |
get something out of the way f.
|
bir şeyi kenara çekmek |
|
23 |
Genel |
chisel somebody out of something f.
|
madik atmak |
|
24 |
Genel |
place something out of someone 's reach f.
|
bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak |
|
25 |
Genel |
chisel somebody out of something f.
|
mandepsiye bastırmak |
|
26 |
Genel |
argue someone out of something f.
|
tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek |
|
27 |
Genel |
chisel somebody out of something f.
|
mantarlamak |
|
28 |
Genel |
lie one's way out of something f.
|
yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek |
|
29 |
Genel |
run out of something f.
|
tükenmek |
|
30 |
Genel |
boot somebody out of something f.
|
pabucunu eline vermek |
|
31 |
Genel |
get something out of the way f.
|
bir şeyi bitirmek |
|
32 |
Genel |
be out of something f.
|
yoksun olmak |
|
33 |
Genel |
keep something out of f.
|
uzak tutmak |
|
34 |
Genel |
work something out of f.
|
bir şeyi bir yerden çıkarmak |
|
35 |
Genel |
put something out of one's mind f.
|
aklından çıkarmak |
|
36 |
Genel |
snap out of something f.
|
üzülmemek için kendini zorlamak |
|
37 |
Genel |
get something out of one's system f.
|
bir şeyden hevesini almak |
|
|
38 |
Genel |
argue somebody out of something f.
|
caydırmak |
|
39 |
Genel |
argue somebody out of something f.
|
vazgeçirmek |
|
40 |
Genel |
leave something out of assessment f.
|
değerlendirme dışı bırakmak |
|
41 |
Genel |
take something out of the country f.
|
ülke dışına çıkarmak |
|
42 |
Genel |
make a big deal out of something f.
|
sorun haline getirmek |
|
43 |
Genel |
make a big deal out of something f.
|
problem haline getirmek |
|
44 |
Genel |
get something/someone out of the country f.
|
yurt dışına çıkarmak |
|
45 |
Genel |
take something/someone out of the country f.
|
yurt dışına çıkarmak |
|
46 |
Genel |
get the utmost enjoyment out of (something) f.
|
tadını çıkarmak |
|
47 |
Genel |
take something out of f.
|
dışına çıkarmak |
|
48 |
Genel |
make a story out of something f.
|
hikayeleştirmek |
|
49 |
Genel |
drop something out of use (word etc.) f.
|
kullanımdan kaldırmak |
|
50 |
Genel |
take something out of circulation (coin etc) f.
|
kullanımdan kaldırmak |
|
51 |
Genel |
weasel out of something f.
|
yan çizmek |
|
52 |
Genel |
take something out of the box f.
|
kutudan çıkarmak |
|
53 |
Genel |
draw a meaning (out of something) f.
|
mana çıkarmak |
|
54 |
Genel |
work out the meaning of something f.
|
mana çıkarmak |
|
55 |
Genel |
make out the meaning of something f.
|
mana çıkarmak |
|
56 |
Genel |
argue one's way out of something f.
|
tartışarak kendini aklamak |
|
57 |
Genel |
argue one's way out of something f.
|
sorunu tartışarak çözmek |
|
58 |
Genel |
talk someone out of doing something f.
|
birisini bir şeyi yapmaması konusunda ikna etmek |
|
59 |
Genel |
talk someone out of doing something f.
|
birisini (kararında vb) vazgeçirmek |
|
60 |
Genel |
fling something out of something f.
|
bir şeyi bir yerden dışarı atmak/fırlatmak |
|
61 |
Genel |
fake someone out of something f.
|
birinden bir şeyi kandırarak almak |
|
62 |
Genel |
spout out of something f.
|
(kan) (yaradan vb) fışkırmak |
|
63 |
Genel |
gush forth out of something f.
|
(kan) (yaradan vb) fışkırmak |
|
64 |
Genel |
hack something out of something f.
|
keserek/doğrayarak ayırmak |
|
65 |
Genel |
gouge something out of someone f.
|
birinden bir şey çarpmak |
|
66 |
Genel |
tap out the rhythm of something f.
|
ritim tutmak |
|
67 |
Genel |
bend something out of shape f.
|
eğip bükerek bir şeyin şeklini bozmak |
|
68 |
Genel |
flex something out of shape f.
|
eğip bükerek bir şeyin şeklini bozmak |
|
69 |
Genel |
argue someone out of something f.
|
caydırmak |
|
70 |
Genel |
argue someone out of something f.
|
vazgeçirmek |
|
71 |
Genel |
do something out of desperation f.
|
çaresizlikten yapmak |
|
72 |
Genel |
sweat something out of the body f.
|
(ter yoluyla) vücuttan atmak |
|
Phrasals |
|
73 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out (of something) i.
|
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkışını yapmak |
|
74 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out (of something) i.
|
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkış kaydını yapmak |
|
75 |
Öbek Fiiller |
check someone or something out (of something) i.
|
birinin/bir şeyin (bir yerden) hesabını keserek ayrılmasını sağlamak |
|
76 |
Öbek Fiiller |
read someone out of something f.
|
birini (siyasi parti vb. gibi) bir kuruluştan çıkarmak |
|
77 |
Öbek Fiiller |
bilk (one) out of (something) f.
|
bir şeyi birisinden usulsüz bir biçimde ve kişisel çıkarları için almak |
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
bilk (one) out of (something) f.
|
iç etmeye çalışmak |
|
79 |
Öbek Fiiller |
bilk (one) out of (something) f.
|
üstüne konmaya/yatmaya çalışmak |
|
80 |
Öbek Fiiller |
bilk someone out of something f.
|
bir şeyi birisinden usulsüz bir biçimde ve kişisel çıkarları için almak |
|
81 |
Öbek Fiiller |
bilk someone out of something f.
|
iç etmeye çalışmak |
|
82 |
Öbek Fiiller |
bilk someone out of something f.
|
üstüne konmaya/yatmaya çalışmak |
|
83 |
Öbek Fiiller |
bluff (someone) out of (something) f.
|
kafalamak |
|
84 |
Öbek Fiiller |
bluff (someone) out of (something) f.
|
kandırmak |
|
85 |
Öbek Fiiller |
bluff (someone) out of (something) f.
|
istediğini yaptırmak |
|
86 |
Öbek Fiiller |
bluff (someone) out of (something) f.
|
oyuna getirmek |
|
87 |
Öbek Fiiller |
bluff (someone) out of (something) f.
|
aklını çelmek |
|
88 |
Öbek Fiiller |
bluff (someone) out of (something) f.
|
uyutmak (kandırmak) |
|
89 |
Öbek Fiiller |
boil (something) out of (something) f.
|
(bir şeyi başka bir şeyden) kaynatarak çıkarmak |
|
90 |
Öbek Fiiller |
boil something out of something f.
|
bir şeyi başka bir şeyden kaynatarak çıkarma |
|
91 |
Öbek Fiiller |
beat (something) out of (someone or something) f.
|
zorla/döve döve ağzından laf almak |
|
92 |
Öbek Fiiller |
beat (something) out of (someone or something) f.
|
zorla/döve döve söyletmek |
|
93 |
Öbek Fiiller |
beat (something) out of (someone or something) f.
|
zorla/döve döve elinden almak |
|
94 |
Öbek Fiiller |
beat (something) out of (someone or something) f.
|
tozunu silkmek |
|
95 |
Öbek Fiiller |
beat (something) out of (someone or something) f.
|
silkelemek |
|
96 |
Öbek Fiiller |
beat (something) out of (someone or something) f.
|
tokaçlamak |
|
97 |
Öbek Fiiller |
beat (something) out of (someone or something) f.
|
temizlemek/lekesini çıkarmak için çok/defalarca uğraşmak |
|
98 |
Öbek Fiiller |
beguile (someone) out of (something) f.
|
(birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak |
|
99 |
Öbek Fiiller |
beguile (someone) out of (something) f.
|
(birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak |
|
100 |
Öbek Fiiller |
beguile (someone) out of (something) f.
|
(birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak |
|
101 |
Öbek Fiiller |
beguile (someone) out of (something) f.
|
(birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak |
|
102 |
Öbek Fiiller |
beguile (someone) out of (something) f.
|
(birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak |
|
103 |
Öbek Fiiller |
beguile (someone) out of (something) f.
|
(birinden) para/eşya/takı koparmak |
|
104 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini bir şey) yapmaktan vazgeçirmek |
|
105 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini bir şey) caydırmak |
|
106 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini bir şey) yapmaması için kandırmak |
|
107 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini bir şey) yapmaması için ayartmak |
|
108 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini bir şey) yapmamaya ikna etmek |
|
109 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
allem etmek kallem etmek |
|
110 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak |
|
111 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak |
|
112 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak |
|
113 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak |
|
114 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak |
|
115 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak |
|
116 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
(birinden) para/eşya/takı koparmak |
|
117 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak |
|
118 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak |
|
119 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
ağzından laf almak |
|
120 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak |
|
121 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
konuşturmak |
|
122 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
söyletmek |
|
123 |
Öbek Fiiller |
bring someone or something out of something f.
|
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak |
|
124 |
Öbek Fiiller |
bring someone or something out of something f.
|
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak |
|
125 |
Öbek Fiiller |
bring someone or something out of something f.
|
sokağa/balkonlara dökmek |
|
126 |
Öbek Fiiller |
bring something out of someone f.
|
ağzından laf almak |
|
127 |
Öbek Fiiller |
bring something out of someone f.
|
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak |
|
128 |
Öbek Fiiller |
bring something out of someone f.
|
konuşturmak |
|
129 |
Öbek Fiiller |
bring something out of someone f.
|
söyletmek |
|
130 |
Öbek Fiiller |
build out of (something) f.
|
(bir şeyi) belli bir malzemeyle inşa etmek |
|
131 |
Öbek Fiiller |
build something out of something f.
|
(bir şeyi) belli bir malzemeyle inşa etmek |
|
132 |
Öbek Fiiller |
burn (one) out of (something) f.
|
bir yeri yakarak (birini) dışarı çıkmaya zorlamak |
|
133 |
Öbek Fiiller |
burn (one) out of (something) f.
|
yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda kalmak |
|
134 |
Öbek Fiiller |
burn someone out of something f.
|
yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak |
|
135 |
Öbek Fiiller |
burst out (of something) f.
|
fırlamak |
|
136 |
Öbek Fiiller |
burst out (of something) f.
|
hızla dışarı çıkmak |
|
137 |
Öbek Fiiller |
burst out (of something) f.
|
aniden bulunduğu yerden ayrılmak |
|
138 |
Öbek Fiiller |
burst out (of something) f.
|
(giysi) küçük gelmek |
|
139 |
Öbek Fiiller |
burst out (of something) f.
|
içine sığmamak |
|
140 |
Öbek Fiiller |
burst out (of something) f.
|
karnı/göbeği (giysiden) fırlamak |
|
141 |
Öbek Fiiller |
put (one) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak |
|
142 |
Öbek Fiiller |
put (one) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak |
|
143 |
Öbek Fiiller |
put (someone or an animal) out of something f.
|
(birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak |
|
144 |
Öbek Fiiller |
put (someone or an animal) out of something f.
|
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak |
|
145 |
Öbek Fiiller |
clip something out of something f.
|
kesmek |
|
146 |
Öbek Fiiller |
clip something out of something f.
|
kesip almak |
|
147 |
Öbek Fiiller |
clip something out of something f.
|
koparmak |
|
148 |
Öbek Fiiller |
clip something out of something f.
|
makasla kesmek |
|
149 |
Öbek Fiiller |
clip something out of something f.
|
(gazete, dergi) kupür kesmek |
|
150 |
Öbek Fiiller |
con (someone) out of (something) f.
|
birini yolmak |
|
151 |
Öbek Fiiller |
con (someone) out of (something) f.
|
para söğüşlemek |
|
152 |
Öbek Fiiller |
con (someone) out of (something) f.
|
(para, mal) çarpmak |
|
153 |
Öbek Fiiller |
con (someone) out of (something) f.
|
(para, takı) çökmek |
|
154 |
Öbek Fiiller |
con someone out of something f.
|
birini yolmak |
|
155 |
Öbek Fiiller |
con someone out of something f.
|
para söğüşlemek |
|
156 |
Öbek Fiiller |
con someone out of something f.
|
(para, mal) çarpmak |
|
157 |
Öbek Fiiller |
con someone out of something f.
|
(para, takı) çökmek |
|
158 |
Öbek Fiiller |
conduct (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini ya da bir şeyi bir yerden) çıkarmak |
|
159 |
Öbek Fiiller |
conduct (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini ya da bir şeyi bir yerden) dışarı götürmek |
|
160 |
Öbek Fiiller |
conduct someone out of something f.
|
birini bir yerden ya da bir şeyden dışarı çıkarmak |
|
161 |
Öbek Fiiller |
conduct someone out of something f.
|
dışarı çıkarmak |
|
162 |
Öbek Fiiller |
conduct someone out of something f.
|
götürmek |
|
163 |
Öbek Fiiller |
conduct someone out of something f.
|
dışarıya kadar eşlik etmek |
|
164 |
Öbek Fiiller |
phase someone or something out of something f.
|
aşamalı olarak devre dışı bırakmak |
|
165 |
Öbek Fiiller |
jolt someone out of something f.
|
ayıltmak |
|
166 |
Öbek Fiiller |
roust someone out of something f.
|
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak |
|
167 |
Öbek Fiiller |
pluck something out of something f.
|
birinden bir şeyi kapmak |
|
168 |
Öbek Fiiller |
muscle someone out of something f.
|
birini zorla birşeyin dışında bırakmak/ekarte etmek |
|
169 |
Öbek Fiiller |
pitch someone out of something f.
|
birini bir yerden atmak |
|
170 |
Öbek Fiiller |
trickle out (of something) f.
|
bir şeyin dışına damlamak |
|
171 |
Öbek Fiiller |
steam something out of something f.
|
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak |
|
172 |
Öbek Fiiller |
poke something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak |
|
173 |
Öbek Fiiller |
scrape something out of something f.
|
bir şeyi kazıyarak çıkarmak |
|
174 |
Öbek Fiiller |
close someone out of something f.
|
birinin bir yere girmesini engellemek |
|
175 |
Öbek Fiiller |
press something out of something f.
|
bir şeyden basarak/baskı uygulayarak bir şey çıkarmak |
|
176 |
Öbek Fiiller |
root someone or something out of something f.
|
birinden tümüyle kurtulmak |
|
177 |
Öbek Fiiller |
ladle something out of something f.
|
bir şeyi kepçe/kaşık ile çıkarmak/almak |
|
178 |
Öbek Fiiller |
root someone or something out of something f.
|
bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak |
|
179 |
Öbek Fiiller |
throw someone out of something f.
|
birini bir yerden atmak |
|
180 |
Öbek Fiiller |
want out (of something) f.
|
bir ilişkiden vb) çıkmak istemek |
|
181 |
Öbek Fiiller |
hoodwink someone out of something f.
|
birini dolandırmak |
|
182 |
Öbek Fiiller |
force someone out of something f.
|
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak |
|
183 |
Öbek Fiiller |
toss someone out of something f.
|
birini bir yerden dışarıya atmak |
|
184 |
Öbek Fiiller |
usher someone or something out of some place f.
|
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek |
|
185 |
Öbek Fiiller |
pile out (of something) f.
|
bir şeyden inmek/çıkmak |
|
186 |
Öbek Fiiller |
close someone out of something f.
|
birisine bir yerin kapılarını kapamak |
|
187 |
Öbek Fiiller |
hoodwink someone out of something f.
|
birini üç kağıda getirerek bir şeyini almak/çarpmak |
|
188 |
Öbek Fiiller |
draw something out of some place f.
|
bir yerden bir şeyi çekip çıkarmak |
|
189 |
Öbek Fiiller |
construct something out of something f.
|
bir şeyi (ağaç/taş vb'den) inşa etmek |
|
190 |
Öbek Fiiller |
separate something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyden ayırmak |
|
191 |
Öbek Fiiller |
roust someone out of something f.
|
birini bir yerden karga tulumba çıkarmak |
|
192 |
Öbek Fiiller |
trickle out (of something) f.
|
bir yerden çıkmak |
|
193 |
Öbek Fiiller |
nose something out of something f.
|
burnunun ucuna/yönünde giderek çıkmak |
|
194 |
Öbek Fiiller |
drum someone out of something f.
|
birisini bir gruptan/üyelikten çıkarmak |
|
195 |
Öbek Fiiller |
crawl out of something f.
|
bir yerden sürünerek çıkmak |
|
196 |
Öbek Fiiller |
permit someone out (of something) f.
|
çıkmasına izin vermek |
|
197 |
Öbek Fiiller |
twist something out of something f.
|
çevirerek/bükerek çıkartmak |
|
198 |
Öbek Fiiller |
pester someone out of something f.
|
çileden çıkarmak |
|
199 |
Öbek Fiiller |
diddle something out of someone f.
|
dolandırarak almak |
|
200 |
Öbek Fiiller |
put (someone or an animal) out of something f.
|
dışarıya çıkarmak/atmak |
|
201 |
Öbek Fiiller |
wheedle something out of someone f.
|
dil dökerek edinmek |
|
202 |
Öbek Fiiller |
include someone out of something f.
|
dahil etmemek |
|
203 |
Öbek Fiiller |
slop out (of something) f.
|
dışına dökülüp saçılmak |
|
204 |
Öbek Fiiller |
pump something out of f.
|
emerek vs. çıkarmak |
|
205 |
Öbek Fiiller |
creep out (of something) f.
|
gizlice çıkmak/sıvışmak |
|
206 |
Öbek Fiiller |
sift something out of something f.
|
elekten geçirerek temizlemek/çıkarmak |
|
207 |
Öbek Fiiller |
defraud someone out of something f.
|
hileyle/kandırarak bir şeyi iç etmek/götürmek |
|
208 |
Öbek Fiiller |
bow out of something f.
|
emekli olmak |
|
209 |
Öbek Fiiller |
bow out of something f.
|
emekliye ayrılmak |
|
210 |
Öbek Fiiller |
soak something out of something f.
|
ıslatarak çıkarmak |
|
211 |
Öbek Fiiller |
grow out of something f.
|
içine sığamayacak kadar büyümek |
|
212 |
Öbek Fiiller |
bow out of something f.
|
istifa etmek |
|
213 |
Öbek Fiiller |
carve something out of something f.
|
keserek/oyarak çıkarmak |
|
214 |
Öbek Fiiller |
dig something out of something f.
|
kazarak çıkarmak |
|
215 |
Öbek Fiiller |
scrub something out of something f.
|
ovarak çıkarmak |
|
216 |
Öbek Fiiller |
include someone out of something f.
|
kapsamdan çıkarmak |
|
217 |
Öbek Fiiller |
hound someone out (of something or some place) f.
|
kovalayarak atmak/kovmak |
|
218 |
Öbek Fiiller |
diddle someone out of something f.
|
kandırmak |
|
219 |
Öbek Fiiller |
jolt someone out of something f.
|
kendine getirmek |
|
220 |
Öbek Fiiller |
bomb out of something f.
|
sınıfta kalmak/çakmak |
|
221 |
Öbek Fiiller |
throng out of something f.
|
sürü/kalabalık halinde bir yerden çıkmak |
|
222 |
Öbek Fiiller |
squeeze something out of something f.
|
sıkıp çıkarmak |
|
223 |
Öbek Fiiller |
squeeze something out of something f.
|
sıkarak çıkarmak |
|
224 |
Öbek Fiiller |
luck out of something f.
|
şans eseri çıkmak/yapmak |
|
225 |
Öbek Fiiller |
quiz out of something f.
|
sınavı başarıyla vererek bir dersten muaf olmak/geçmek |
|
226 |
Öbek Fiiller |
leach something out of f.
|
süzerek gidermek/çıkarmak |
|
227 |
Öbek Fiiller |
rake something out of something f.
|
tırmıkla dışarıya süpürmek |
|
228 |
Öbek Fiiller |
kick something out of something f.
|
tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak |
|
229 |
Öbek Fiiller |
read someone out of something f.
|
(birini) (bir örgütten vb) ihraç etmek |
|
230 |
Öbek Fiiller |
pop out (of something) f.
|
(bir yerden) fırlamak |
|
231 |
Öbek Fiiller |
swindle someone out of something f.
|
(birinden bir şey) dolandırmak |
|
232 |
Öbek Fiiller |
want out (of something) f.
|
(bir sorumluluktan vb) kurtulmak istemek |
|
233 |
Öbek Fiiller |
hew something out of something f.
|
(tahtadan) (bir şey) yontmak |
|
234 |
Öbek Fiiller |
jump out of something f.
|
-den zıplamak |
|
235 |
Öbek Fiiller |
scour something out of something f.
|
(bir yerden) (lekeyi/kiri) ovarak çıkartmak |
|
236 |
Öbek Fiiller |
leach out of something f.
|
(bir şeyden dışarıya doğru) sızmak/sızdırmak |
|
237 |
Öbek Fiiller |
spring out of something f.
|
-den zıplamak |
|
238 |
Öbek Fiiller |
construct something out of something f.
|
-den inşa etmek |
|
239 |
Öbek Fiiller |
diddle someone out of something f.
|
yutturmak |
|
240 |
Öbek Fiiller |
whittle something out of something f.
|
yontarak bir şeyden bir şey yapmak |
|
241 |
Öbek Fiiller |
swindle something out of someone f.
|
(birinden bir şey) dolandırmak |
|
242 |
Öbek Fiiller |
leak out of something f.
|
-den sızmak |
|
243 |
Öbek Fiiller |
squirt something out of something f.
|
(şırıngadan vb) püskürterek çıkartmak |
|
244 |
Öbek Fiiller |
pick someone out of something f.
|
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek |
|
245 |
Öbek Fiiller |
seep out (of something) f.
|
(su vb) (bir yerde) sızmak |
|
246 |
Öbek Fiiller |
poke out of something f.
|
(topraktan/tarladan vb) çıkmak |
|
247 |
Öbek Fiiller |
pry something out (of something) f.
|
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek |
|
248 |
Öbek Fiiller |
comb something out of something f.
|
(saçına yapışan sakızı vb) tarayarak çıkarmak |
|
249 |
Öbek Fiiller |
squeeze something out of something f.
|
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak |
|
250 |
Öbek Fiiller |
wheedle something out of someone f.
|
yalvararak almak |
|
251 |
Öbek Fiiller |
fish something up out of something f.
|
(özellikle arayıp) bir yerden bir şey çıkarmak/çekmek |
|
252 |
Öbek Fiiller |
mold something out of something f.
|
(bir şeyden) kalıbını yapmak/çıkarmak |
|
253 |
Öbek Fiiller |
spill out (of something) f.
|
(bir şeyden) etrafa dökülmek/saçılmak |
|
254 |
Öbek Fiiller |
mulct something out of someone f.
|
(kandırarak/dolandırarak) elinden almak/çarpmak |
|
255 |
Öbek Fiiller |
turn (someone or an animal) out of something f.
|
(bir yerden) çıkartmak |
|
256 |
Öbek Fiiller |
pilot something out of something f.
|
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak |
|
257 |
Öbek Fiiller |
pop something out of something f.
|
(şişe kapağı vb) çıkartmak |
|
258 |
Öbek Fiiller |
maneuver someone out of something f.
|
(hile/kandırarak) birini bir şeyi yapmaktan caydırmak |
|
259 |
Öbek Fiiller |
want out (of something) f.
|
(bir yerden) dışarı çıkmak istemek |
|
260 |
Öbek Fiiller |
squint out of something f.
|
(kapı aralığı gibi bir yerden) bir gözünü kısmen kısarak bakmak |
|
261 |
Öbek Fiiller |
thrash something out of someone f.
|
(zor kullanarak) konuşturmak |
|
262 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) out of (something) f.
|
çekip çıkarmak |
|
263 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) out of (something) f.
|
çekip almak |
|
264 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) out of (something) f.
|
zorla çıkarmak |
|
265 |
Öbek Fiiller |
yank someone or something out of something f.
|
koparmak |
|
266 |
Öbek Fiiller |
yank someone or something out of something f.
|
koparıp almak |
|
267 |
Öbek Fiiller |
yank someone or something out of something f.
|
söküp çıkarmak |
|
268 |
Öbek Fiiller |
yank someone or something out of something f.
|
sökmek |
|
269 |
Öbek Fiiller |
cut (something) out of (something) f.
|
(bir şeyden bir şey) kesmek |
|
270 |
Öbek Fiiller |
cut (something) out of (something) f.
|
(kağıt, kumaş) belli bir şekil kesmek |
|
271 |
Öbek Fiiller |
cut something out of something f.
|
bir şeyden bir şey kesmek |
|
272 |
Öbek Fiiller |
cut something out of something f.
|
(kağıt, kumaş) belli bir şekil kesmek |
|
273 |
Öbek Fiiller |
deal someone out of something f.
|
kart oyunlarında kart dağıtırken birini es geçmek |
|
274 |
Öbek Fiiller |
deal someone out of something f.
|
birini bir şeyden çıkarmak |
|
275 |
Öbek Fiiller |
drop out of (something) f.
|
birini/bir şeyi dışarı atmak |
|
276 |
Öbek Fiiller |
drop out of (something) f.
|
birini/bir şeyi bir yerden atmak |
|
277 |
Öbek Fiiller |
drop out of (something) f.
|
yarıda bırakmak |
|
278 |
Öbek Fiiller |
drop out of (something) f.
|
bitirmeden bırakmak |
|
279 |
Öbek Fiiller |
drop out of (something) f.
|
bitirmeden terk etmek (aktivite, program, eğitim) |
|
280 |
Öbek Fiiller |
drop (someone or something) out of f.
|
(birini/bir şeyi) dışarı atmak |
|
281 |
Öbek Fiiller |
drop (someone or something) out of f.
|
(birini/bir şeyi) bir yerden atmak |
|
282 |
Öbek Fiiller |
edit (something) out of (something) f.
|
(bir şeyi) düzenlemek |
|
283 |
Öbek Fiiller |
edit (something) out of (something) f.
|
(bir şeyden) gereksiz yerleri çıkarmak |
|
284 |
Öbek Fiiller |
edit (something) out of (something) f.
|
(bir şeyi) kısaltmak |
|
285 |
Öbek Fiiller |
edit (something) out of (something) f.
|
bir şeyleri çıkararak düzeltme/düzenleme yapmak |
|
286 |
Öbek Fiiller |
edit something out of something f.
|
yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları çıkarmak |
|
287 |
Öbek Fiiller |
edit something out of something f.
|
yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri çıkarmak |
|
288 |
Öbek Fiiller |
edit something out of something f.
|
yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları atmak |
|
289 |
Öbek Fiiller |
edit something out of something f.
|
yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri atmak |
|
290 |
Öbek Fiiller |
edit something out of something f.
|
yazıyı kısaltmak |
|
291 |
Öbek Fiiller |
edit something out of something f.
|
kısaltarak düzenlemek/düzeltmek |
|
292 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyi başka bir şey kullanarak yapmak |
|
293 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyi başka bir şey kullanarak tasarlamak/oluşturmak |
|
294 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyi bir şablon/model üzerinden şekillendirmek |
|
295 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyi bir örnek/kalıp üzerinden şekillendirmek |
|
296 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyi bir örnek kullanarak yapmak |
|
297 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyden başka bir şey üretmek |
|
298 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyden başka bir şey tasarlamak/geliştirmek |
|
299 |
Öbek Fiiller |
fashion (something) out of (something else) f.
|
bir şeyden başka bir şey yaratmak |
|
300 |
Öbek Fiiller |
fashion something out of something f.
|
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek/çevirmek |
|
301 |
Öbek Fiiller |
fashion something out of something f.
|
bir şeyi başka bir şey haline getirmek |
|
302 |
Öbek Fiiller |
fashion something out of something f.
|
bir şeyden başka bir şey yapmak |
|
303 |
Öbek Fiiller |
scoop (something) out of (something else) f.
|
(bir şeyi bir şeyin içinden) çıkarmak |
|
304 |
Öbek Fiiller |
scoop (something) out of (something else) f.
|
(bir şeyi bir şeyin içinden) kepçeyle/kaşıkla çıkarmak |
|
305 |
Öbek Fiiller |
scoop (something) out of (something else) f.
|
(bir şeyi bir şeyin içinden) çekip çıkarmak |
|
306 |
Öbek Fiiller |
scoop something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyin içinden çıkarmak |
|
307 |
Öbek Fiiller |
scoop something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyle/kaşıkla çıkarmak |
|
308 |
Öbek Fiiller |
scoop something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyin içinden çekip çıkarmak |
|
309 |
Öbek Fiiller |
scoop something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyi/kaşığı daldırıp çıkarmak |
|
310 |
Öbek Fiiller |
get/put something out of perspective f.
|
bazı şeyleri önemsiz olarak algılamak |
|
311 |
Öbek Fiiller |
get/put something out of perspective f.
|
bazı şeylerin anlamını yitirmek |
|
312 |
Öbek Fiiller |
get/put something out of perspective f.
|
bazı şeyleri anlamsızlaştırmak/anlamsız görmek |
|
313 |
Öbek Fiiller |
get/put something out of perspective f.
|
bazı şeyler anlamsız gelmek |
|
314 |
Öbek Fiiller |
get (something) out of perspective f.
|
(bir şeyi) önemsiz algılamak |
|
315 |
Öbek Fiiller |
get (something) out of perspective f.
|
(bir şeyin) anlamını yitirmek |
|
316 |
Öbek Fiiller |
get (something) out of perspective f.
|
(bir şeyi) anlamsızlaştırmak |
|
317 |
Öbek Fiiller |
get (something) out of perspective f.
|
(bir şeyi) anlamsız görmek |
|
318 |
Öbek Fiiller |
get (something) out of perspective f.
|
(bir şeyi) önemsizleştirmek |
|
319 |
Öbek Fiiller |
exorcise (something) out of (one) f.
|
(birinin) içinden (bir şey, ruh, cin, şeytan) çıkarmak |
|
320 |
Öbek Fiiller |
exorcise something out of someone f.
|
birinin içinden şeytan çıkartmak |
|
321 |
Öbek Fiiller |
expect something (out) of someone or something f.
|
birinden/bir şeyden bir şey beklemek |
|
322 |
Öbek Fiiller |
expect something (out) of someone or something f.
|
birinden/bir şeyden bir şey beklentisi içinde olmak |
|
323 |
Öbek Fiiller |
expect something (out) of someone or something f.
|
birinin/bir şeyin kendinden bir şey katmasını beklemek |
|
324 |
Öbek Fiiller |
fiddle (someone) out of (something) f.
|
(birinden bir şey) araklamak |
|
325 |
Öbek Fiiller |
fiddle (someone) out of (something) f.
|
(birinden bir şey) çarpmak |
|
326 |
Öbek Fiiller |
fiddle (someone) out of (something) f.
|
(birinden bir şey) sızdırmak |
|
327 |
Öbek Fiiller |
fiddle (someone) out of (something) f.
|
(birinin bir şeyini) dolandırmak |
|
328 |
Öbek Fiiller |
fiddle (someone) out of (something) f.
|
(birinin bir şeyini) hile ile almak |
|
329 |
Öbek Fiiller |
fiddle (someone) out of (something) f.
|
(birinin bir şeyini) söğüşlemek |
|
330 |
Öbek Fiiller |
fiddle (someone) out of (something) f.
|
(birinin bir şeyini) üçkağıtla elinden almak |
|
331 |
Öbek Fiiller |
file out of (something) f.
|
(bir yerden) tek sıra halinde çıkmak |
|
332 |
Öbek Fiiller |
file out of (something) f.
|
(bir yerden) sırayla çıkmak |
|
333 |
Öbek Fiiller |
form something out of something f.
|
bir şeyden başka bir şey yaratmak |
|
334 |
Öbek Fiiller |
form something out of something f.
|
bir şeyden başka bir şey yapmak |
|
335 |
Öbek Fiiller |
form something out of something f.
|
bir şeyden başka bir form şekillendirmek |
|
336 |
Öbek Fiiller |
wring something out of something f.
|
bir şeyi burarak/döndürerek sıkmak |
|
337 |
Öbek Fiiller |
wring something out of something f.
|
bir şeyi sıkıp suyunu çıkarmak |
|
338 |
Öbek Fiiller |
wring something out of something f.
|
bir şeyi sıkıp fazla suyunu akıtmak |
|
339 |
Öbek Fiiller |
cheat somebody out of something f.
|
birini bir şeyden mahrum etmek |
|
340 |
Öbek Fiiller |
slip out (of something) f.
|
(pim, çivi) sessizce yerinden çıkmak |
|
341 |
Öbek Fiiller |
slip out (of something) f.
|
(balık, kuş) ellerinden kayıp kaçmak |
|
342 |
Öbek Fiiller |
slip out (of something) f.
|
(hırsız) gizlice çıkmak |
|
343 |
Öbek Fiiller |
back out (of something) f.
|
(seçimlerden, kampanyadan) çekilmek |
|
344 |
Öbek Fiiller |
back out (of something) f.
|
sözünden dönmek |
|
345 |
Öbek Fiiller |
back out (of something) f.
|
kararını değiştirmek |
|
346 |
Öbek Fiiller |
back out (of something) f.
|
(evlenmekten, nişanlanmaktan) vazgeçmek/caymak |
|
347 |
Öbek Fiiller |
get out of doing (something) f.
|
(bir şey) yapmaktan kurtulmak |
|
348 |
Öbek Fiiller |
get out of doing (something) f.
|
(bir şey) yapmaktan paçayı kurtarmak |
|
349 |
Öbek Fiiller |
get out of doing (something) f.
|
(bir şey) yapmak konusunda yan çizmek |
|
350 |
Öbek Fiiller |
get out of doing (something) f.
|
(bir şey) yapmaktan kaçınmak |
|
351 |
Öbek Fiiller |
get out of doing (something) f.
|
(bir şey) yapmaktan kaytarmak |
|
352 |
Öbek Fiiller |
get out of doing (something) f.
|
(bir şey) yapmaktan kaçmak |
|
353 |
Öbek Fiiller |
get out of doing (something) f.
|
(bir şey yapmayı) geçiştirmek |
|
354 |
Öbek Fiiller |
get out of the way of something/of doing something f.
|
bir alışkanlığı bırakmak |
|
355 |
Öbek Fiiller |
get out of the way of something/of doing something f.
|
bir alışkanlıktan kurtulmak |
|
356 |
Öbek Fiiller |
hold (someone or something) out of (something) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak |
|
357 |
Öbek Fiiller |
hold (someone or something) out of (something) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden) korumak |
|
358 |
Öbek Fiiller |
hold (someone or something) out of (something) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden) uzak tutmak |
|
359 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
birini bir şeyden caydırmak |
|
360 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
birini kandırıp bir şeyini almak |
|
361 |
Öbek Fiiller |
beguile someone out of something f.
|
birini bir şeyinden etmek |
|
362 |
Öbek Fiiller |
gouge (something) out of (something) f.
|
(bir şeyden bir şeyi) kazıyarak çıkarmak/temizlemek |
|
363 |
Öbek Fiiller |
gouge (something) out of (something) f.
|
(bir şeyden bir şeyi) oyarak/kazarak çıkarmak |
|
364 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
(bir şey) yüzünden yumruklamak |
|
365 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
(bir şey) nedeniyle yumruk atmak |
|
366 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak |
|
367 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek |
|
368 |
Öbek Fiiller |
punch out of (something) f.
|
bastırarak (bir şeyin) içinden/yerinden çıkarmak |
|
369 |
Öbek Fiiller |
punch something out of something f.
|
bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak |
|
370 |
Öbek Fiiller |
raise (someone or something) out of (some state) f.
|
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) iyileştirmek |
|
371 |
Öbek Fiiller |
raise (someone or something) out of (some state) f.
|
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) geliştirmek |
|
372 |
Öbek Fiiller |
raise (someone or something) out of (some state) f.
|
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) düzeltmek |
|
373 |
Öbek Fiiller |
raise (someone or something) out of (some state) f.
|
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) yükseltmek |
|
374 |
Öbek Fiiller |
roust (one) out of (something) f.
|
(birini bir şeyden) kendine getirmek |
|
375 |
Öbek Fiiller |
roust (one) out of (something) f.
|
(birini bir şeyden) ayıltmak |
|
376 |
Öbek Fiiller |
roust (one) out of (something) f.
|
(birini bir şeyden) uyandırmak |
|
377 |
Öbek Fiiller |
slide out of (something or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) sıvışmak |
|
378 |
Öbek Fiiller |
slide out of (something or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) çıkıvermek |
|
379 |
Öbek Fiiller |
slide out of (something or some place) f.
|
kayarak (bir şeyden/yerden) çıkmak |
|
380 |
Öbek Fiiller |
slide out of (something or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) belli etmeden/görünmeden çıkmak |
|
381 |
Öbek Fiiller |
slide out of (something or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) tüymek |
|
382 |
Öbek Fiiller |
slide out of (something or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) sıyırmak |
|
383 |
Öbek Fiiller |
slide out of (something or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) dışarı kaydırmak |
|
384 |
Öbek Fiiller |
slide something out of something f.
|
sıyırmak |
|
385 |
Öbek Fiiller |
slide something out of something f.
|
kaydırmak |
|
386 |
Öbek Fiiller |
slide something out of something f.
|
dışarı kaydırmak |
|
387 |
Öbek Fiiller |
slide out of something f.
|
bir şeyden sıyrılmak |
|
388 |
Öbek Fiiller |
slide out of something f.
|
bir şeyden sıvışmak |
|
389 |
Öbek Fiiller |
slide out of something f.
|
bir şeyden kayarak çıkmak |
|
390 |
Öbek Fiiller |
slide out of something f.
|
bir şeyden görünmeden/belli etmeden çıkmak |
|
391 |
Öbek Fiiller |
slide out of something f.
|
bir şeyden tüymek |
|
392 |
Öbek Fiiller |
snatch (someone or something) out of (something) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden) çekip almak |
|
393 |
Öbek Fiiller |
snatch (someone or something) out of (something) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden) kapmak |
|
394 |
Öbek Fiiller |
snatch (someone or something) out of (something) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden) zorla almak |
|
395 |
Öbek Fiiller |
snatch something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyden çekip almak |
|
396 |
Öbek Fiiller |
snatch something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyden kapmak |
|
397 |
Öbek Fiiller |
snatch something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyden zorla almak |
|
398 |
Öbek Fiiller |
squeeze (something) out of (something) f.
|
bir şeyi sıkıp bir şey çıkarmak |
|
399 |
Öbek Fiiller |
squeeze (something) out of (something) f.
|
bir şeyi sıkıp içindekini çıkarmak |
|
400 |
Öbek Fiiller |
squeeze (something) out of (someone) f.
|
(birinden bir şey) sızdırmak |
|
401 |
Öbek Fiiller |
squeeze (something) out of (someone) f.
|
(birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak |
|
402 |
Öbek Fiiller |
squeeze (something) out of (someone) f.
|
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak |
|
403 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
(bir şeyi) sıkıp içinden çıkarmak |
|
404 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
(bir şeyi) sıkıp/sıkarak çıkarmak |
|
405 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
(bir yerden/görevden) baskıyla çıkarmaya çalışmak |
|
406 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
(bir yerden/görevden) zorla çıkarmaya çalışmak |
|
407 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
bilgi almak için sıkıştırmak |
|
408 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
bilgi almak için baskı yapmak |
|
409 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
bilgi vermesi için zorlamak |
|
410 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
zorla elde etmek |
|
411 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
zorla/baskıyla bilgi almak |
|
412 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
(bir şeyden/yerden/kalabalığın arasından) büzüşerek çıkmak |
|
413 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
(bir şeyden/yerden) kıvrılarak geçmek |
|
414 |
Öbek Fiiller |
squeeze out (of something) f.
|
(bir şeyden/dar bir yerden yerden) eğilerek çıkmak |
|
415 |
Öbek Fiiller |
take someone or something out of something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak |
|
416 |
Öbek Fiiller |
take someone or something out of something f.
|
birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak |
|
417 |
Öbek Fiiller |
take something out of someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak |
|
418 |
Öbek Fiiller |
take something out of someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak |
|
419 |
Öbek Fiiller |
take something out of someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak |
|
420 |
Öbek Fiiller |
take something out of someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak |
|
421 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) ağzından laf almak |
|
422 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş bilgi sızdırmak |
|
423 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) yavaş yavaş deşifre etmek |
|
424 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için cezbetmek |
|
425 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birini/bir hayvanı) bir yerden dışarı çekmek |
|
426 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak |
|
427 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak |
|
428 |
Öbek Fiiller |
tease out of (someone or something) f.
|
(birinin/bir hayvanın) bir yerden çıkması için aklını çelmek |
|
429 |
Öbek Fiiller |
tease out of (something) f.
|
karışmış/dolaşmış (bir şeyi) açmak |
|
430 |
Öbek Fiiller |
tease out of (something) f.
|
karışmış/dolaşık (bir şeyi) ayırmak |
|
431 |
Öbek Fiiller |
tease something out of something f.
|
(bir şeyi) bir yerden çıkması için cezbetmek |
|
432 |
Öbek Fiiller |
tease something out of something f.
|
(birini/bir hayvanı) bir yerden dışarı çekmek |
|
433 |
Öbek Fiiller |
tease something out of something f.
|
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak |
|
434 |
Öbek Fiiller |
tease something out of something f.
|
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak |
|
435 |
Öbek Fiiller |
tease something out of something f.
|
(birinin/bir hayvanın) bir yerden çıkması için aklını çelmek |
|
436 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini) korkutup (bir şeyden/yerden) kaçırmak |
|
437 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini) zorla (bir yerden/şeyden) çıkarmak |
|
438 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini) tehditle (bir şeyden/yerden) çıkarmak |
|
439 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini bir şeyden/yerden) çıkmaya zorlamak |
|
440 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini bir şeyi/yeri) terk etmek zorunda bırakmak |
|
441 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini bir şeyi/yeri) terk etmeye zorlamak |
|
442 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini) korkudan (bir şeyi) yapmamaya itmek |
|
443 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini) korkuyla (bir şeyi) yapmaktan vazgeçirmek |
|
444 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini) korkutup (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak |
|
445 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini) dehşetle (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak/vazgeçirmek |
|
446 |
Öbek Fiiller |
terrify (one) out of (something or some place) f.
|
(birini bir şey) yapmaktan caydırmak |
|
447 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini) dehşetle/korkuyla (bir şeyden) kaçırmak |
|
448 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini) zorla (bir şeyden) çıkarmak |
|
449 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini) tehditle (bir şeyden) çıkarmak |
|
450 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini bir şeyden) çıkmaya zorlamak |
|
451 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini bir şeyi) terk etmek zorunda bırakmak |
|
452 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini bir şeyi) terk etmeye zorlamak |
|
453 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini) korkudan (bir şeyi) yapmamaya itmek |
|
454 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini) korkuyla (bir şeyi) yapmaktan vazgeçirmek |
|
455 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini) korkutup (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak |
|
456 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini) dehşetle (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak/vazgeçirmek |
|
457 |
Öbek Fiiller |
terrorize (one) out of (something) f.
|
(birini bir şey) yapmaktan caydırmak |
|
458 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
kıvrılarak (bir şeyden) çıkmak |
|
459 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
dar bir yerden kıvrılarak/bükülerek çıkmak |
|
460 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
eğilip bükülerek dar bir yerden kurtulmak |
|
461 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
(bir şeyden) sıyrılarak çıkmak/kurtulmak |
|
462 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
(bir şeyden) zar zor çıkmak/kurtulmak |
|
463 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
(bir işten, görevden, durumdan) sıvışmak |
|
464 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
(bir işten, görevden, durumdan) kaçmak |
|
465 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
(bir işten, görevden, durumdan) kurtulmak |
|
466 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
(bir işi, görevi, durumu) savuşturmak |
|
467 |
Öbek Fiiller |
wiggle (one's) way out (of something) f.
|
bir yolunu bulup (bir şeyden) kaçmak/sıvışmak |
|
468 |
Öbek Fiiller |
wring (something) out of (someone) f.
|
(birine) baskıyla (bir şey) yaptırmak |
|
469 |
Öbek Fiiller |
wring (something) out of (someone) f.
|
(birini) sıkıştırıp (bir şey) yapmasını sağlamak |
|
470 |
Öbek Fiiller |
wring (something) out of (someone) f.
|
(birini bir şey) yapmaya ikna/razı etmek |
|
471 |
Öbek Fiiller |
wring something out of someone f.
|
birine zorla bir şey söyletmek |
|
472 |
Öbek Fiiller |
wring something out of someone f.
|
birinin ağzından zorla laf almak |
|
473 |
Öbek Fiiller |
wring something out of someone f.
|
birinden zorla bilgi sızdırmak |
|
474 |
Öbek Fiiller |
inveigle someone out of something f.
|
birini kandırıp bir şeyinden etmek |
|
475 |
Öbek Fiiller |
inveigle someone out of something f.
|
birinin aklını çelip bir şeyinden etmek |
|
476 |
Öbek Fiiller |
inveigle someone out of something f.
|
birini hileyle/üçkağıtla bir şeyinden etmek |
|
477 |
Öbek Fiiller |
inveigle someone out of something f.
|
birinin bir şeyini dolandırmak |
|
478 |
Öbek Fiiller |
inveigle something out of someone f.
|
birini kandırıp bir şeyini almak/ele geçirmek |
|
479 |
Öbek Fiiller |
inveigle something out of someone f.
|
birinin aklını çelip bir şeyini almak/ele geçirmek |
|
480 |
Öbek Fiiller |
inveigle something out of someone f.
|
birinden hileyle/üçkağıtla bir şeyini elinden almak |
|
481 |
Öbek Fiiller |
inveigle something out of someone f.
|
birinin bir şeyini dolandırmak |
|
482 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) dışarı dökülmek |
|
483 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) dışarı akmak |
|
484 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) dışarı dökmek |
|
485 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) dışarı akıtmak |
|
486 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) toplu halde/topluca çıkmak |
|
487 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) akın akın çıkmak |
|
488 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) insan seli halinde çıkmak |
|
489 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) kalabalık bir şekilde çıkmak |
|
490 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) güruh halinde çıkmak |
|
491 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) izdiham yaratarak çıkmak |
|
492 |
Öbek Fiiller |
pour out (of something) f.
|
(bir şeyden) sökün etmek |
|
493 |
Öbek Fiiller |
snap (one) out of (something) f.
|
(birini) bir duygu durumundan çıkarmak/kurtarmak |
|
494 |
Öbek Fiiller |
snap (one) out of (something) f.
|
(birinin bir şeyini) geçirmek |
|
495 |
Öbek Fiiller |
snap something out of something f.
|
bir şeyi bir şeyden pat diye çıkarmak |
|
496 |
Öbek Fiiller |
snap out of something f.
|
bir şeyden aniden kurtulmak |
|
497 |
Öbek Fiiller |
snap out of something f.
|
bir durumdan aniden çıkmak/kurtulmak |
|
498 |
Öbek Fiiller |
snap out of something f.
|
bir durumdan bir anda çıkmak |
|
499 |
Öbek Fiiller |
snap out of something f.
|
bir şeyden hemen iyileşmek |
|
500 |
Öbek Fiiller |
snap out of something f.
|
bir şeyden iyileşmek |
|