jar - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

jar

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"jar" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 49 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
jar i. kavanoz
jar i. küp
jar i. çömlek
General
jar i. çatlak ses
jar i. bira bardağı
jar i. sarsılma
jar i. kavga
jar i. gıcırtı
jar i. şok
jar i. zangırtı
jar i. sarsıntı
jar i. cam kavanoz
jar i. kap
jar i. uyuşmazlık
jar i. anlaşmazlık
jar i. ihtilaf
jar i. kavanoz dolusu miktar
jar i. perişanlık
jar i. umutsuzluk
jar f. batmak
jar f. kulak tırmalamak
jar f. karşıt olmak
jar f. uymamak
jar f. gıcırdamak
jar f. zangırdamak
jar f. kulak tırmalayıcı bir ses çıkarmak
jar f. didişmek
jar f. gıcırdatmak
jar f. çatışmak
jar f. dokunmak
jar f. sarsılmak
jar f. çatlak ses çıkarmak
jar f. kavga etmek
jar f. titretmek
jar f. sinirlendirmek
jar f. zangırdatmak
jar f. (renk) gitmemek
jar f. (kulak) tırmalamak
jar f. sırıtmak
jar f. sarsmak
jar f. kavanozlamak
Politics
jar i. hindistan'daki ingiliz yönetimi
Technical
jar f. sarsmak
jar f. titremek
jar f. kavanoza koymak
Computer
jar i. bir arşiv dosya formatı
Gastronomy
jar i. kavanoz
Archaic
jar i. dönüş
jar i. dönme

"jar" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 140 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
jar lid i. kavanoz kapağı
General
leyden jar i. leyden şişesi
bell jar i. çan şeklinde kavanoz
measuring jar i. ölçülü büret
earthenware jar i. küp
large earthenware jar i. küp
glass jar i. cam kavanoz
bell jar i. cam fanus
a jar of jam i. bir kavanoz reçel
a jar of sugar i. bir kavanoz şeker
candy jar i. şeker kavanozu
jam jar i. reçel kavanozu
preserve jar i. konserve kavanozu
mason jar i. cam turşu kavanozu
a jar of olives i. bir kavanoz zeytin
cookie jar i. kurabiye kavanozu
candle jar i. mum kavanozu
swear jar i. küfür kavanozu
jar cap i. kavanoz kapağı
tobacco jar i. tütün kavanozu
lid of the jar i. kavanozun kapağı
storage jar i. saklama kavanozu
earthenware jar i. fırınlanmış kilden yapılmış küp
earthenware jar i. toprak kap
earthenware jar i. pişmiş kilden küp
leiden jar i. leyden kavanozu
mason jar i. mason kavanozu
mason jar i. mason kavanoz
mason jar i. porselen astarlı ve vidalı çinko kapağı lastik bir halka yardımı ile yanlardan kapanan geniş ağızlı bir cam kavanoz
mason jar i. evde konserve yapımında kullanılan geniş ağızlı ve vidalı kapaklı çeşitli kavanozlara verilen ad
leyden jar i. eski ve basit bir tür elektrostatik kondansatör
porcelain jar i. porselen kavanoz
cookie jar i. para biriktirme kavanozu
cooky jar i. kurabiye kavanozu
slop jar i. yüz yıkama kasesinde kirli suyun boşaltıldığı büyük kova
jar with f. ters düşmek
jar upon f. sinirlendirmek
jar on f. tırmalamak
jar on f. sinirlendirmek
jar with f. çatışmak
jar every bone in somebody's body f. iliklerine kadar işlemek
jar against f. çarpışmak
jar against f. arabayla (ağaca vb) çarpmak
jar against f. toslamak
Phrasals
jar against f. çarpışmak
jar against f. hızla çarpmak
jar on someone f. sinirine dokunmak
jar against (someone or something) f. (birine/bir şeye) çarpmak
jar against (someone or something) f. (birine/bir şeye) bindirmek
jar against (someone or something) f. (birine/bir şeye) vurmak
jar against (someone or something) f. (birine/bir şeye) toslamak
jar against (something) f. (bir şeyle) çakışmak
jar against (something) f. (bir şeyle) uyuşmamak
jar against (something) f. (bir şeyle) çatışmak
jar against (something) f. (bir şeye) zıt düşmek
jar against (someone) f. (birinde) kötü bir izlenim yaratmak
jar against (someone) f. (birinde) çelişkili bir izlenim yaratmak
jar against (someone) f. (birinde) bir uyumsuzluk/uyuşmazlık izlenimi yaratmak
jar on (one) f. (birinin) kulağını, gözünü tırmalamak
jar on (one) f. (birinin) kulağını, gözünü, vücudunu yormak
jar on (one) f. (birinde) kötü/hoş olmayan bir his yaratmak
jar on (one) f. (birinde) kötü bir izlenim yaratmak
jar on (one) f. (birinde) çelişkili bir izlenim yaratmak
jar on (one) f. (birinde) bir uyumsuzluk/uyuşmazlık izlenimi yaratmak
jar on (something) f. (bir şeyi) şiddetle sarsmak/sallamak
jar on (something) f. (bir şeyi) hızlıca titretmek
jar on (something) f. (bir şeyi) zangırdatmak
Idioms
catch someone with his hand in the cookie jar f. birini suç üstü yakalamak
have one's hand in the cookie jar f. çalıştığı işletmeden para çalmak
have one's hand in the cookie jar f. patronu tırtıklamak
have one's hand in the cookie jar f. kasadan para çalmak
have (one's) hand in the cookie jar f. kirli işlere bulaşmak
have (one's) hand in the cookie jar f. rüşvet almak
have (one's) hand in the cookie jar f. yolsuzluk yapmak
be caught with one's fingers in the cookie jar f. enselenmek
be caught with one's hand in the cookie jar f. enselenmek
jar on one's ears f. kulaklarını tırmalamak
be caught with one's hand in the cookie jar f. suçüstü yakalanmak
be caught with one's fingers in the cookie jar f. suçüstü yakalanmak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f. (birini) suçüstü yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f. (birini) iş üstünde yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f. (birini) kesin kanıtla/delille yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f. (birini) rüşvet alırken yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f. (birini) yasadışı bir şey yaparken yakalamak
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f. (birini) bir iş çevirirken yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] f. birini suç üst yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] f. birini iş üstünde yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] f. birini bir iş çevirirken yakalamak
catch someone with their hand in the cookie jar [us] f. birini bir şey çalarken yakalamak
caught with (one's) hand in the cookie jar s. suçüstü yakalanmış
caught with (one's) hand in the cookie jar s. iş üstünde yakalanmış
caught with (one's) hand in the cookie jar s. kesin kanıtla/delille yakalanmış
caught with (one's) hand in the cookie jar s. suçüstü yapılmış
on the jar expr. yarı açık
on the jar expr. aralık (kapı, pencere)
on the jar expr. az açık
on the jar expr. biraz açık
on the jar expr. kısmen açık
with (one's) hand in the cookie jar expr. suçüstü
with (one's) hand in the cookie jar expr. iş üstünde
with (one's) hand in the cookie jar expr. kesin kanıtla/delille
with (one's) hand in the cookie jar expr. yasadışı bir şey yaparken
with (one's) hand in the cookie jar expr. bir iş çevirirken
with your hand in the cookie jar [us] expr. suçüstü
with your hand in the cookie jar [us] expr. iş üstünde
with your hand in the cookie jar [us] expr. kesin kanıtla/delille
with your hand in the cookie jar [us] expr. yasadışı bir şey yaparken
with your hand in the cookie jar [us] expr. bir iş çevirirken
Trade/Economic
kilner jar® i. meyve ve sebze saklamak için kullanılan hava geçirmez kapaklı bir kavanoz markası
cookie jar reserve i. üç aylık gelir kayıtlarını ayarlamak için kullanılabilen örtülü sermaye
Technical
battery jar i. akü kavanozu
spice jar i. baharat kavonozu
measuring jar i. dereceli ölçü kabı
bell jar i. fanus
cosmetic jar i. kozmetik kavanozu
leyden jar i. leyden şişesi
measuring jar i. ölçülü buret
sample jar i. örnek kabı
jar ramming i. takalama
overflow jar i. taşırma kabı
Computer
jar/product i. kavanoz/ürün
Electric
unit jar i. küçük, yalıtkanlı leyden şişesi
unit jar i. büyük şişeye geçen elektrik miktarını belirtmek için elektrikli makineyle büyük bir şişe veya pil arasına koyulan leyden şişesi
jar [obsolete] i. bir elektriksel sığa ölçüsü
Automotive
bleeder jar i. fren hava alma kavanozu
Gastronomy
honey jar i. bal küpü
sugar jar i. şeker kavanozu
Chemistry
bell-jar i. fanus
bell-shaped glass jar i. fanus
Biology
gas jar i. gaz kavanozu
Marine Biology
zouger jar i. zuger kabı
Apiculture
honey jar i. bal kavanozu
Literature
bell jar i. sırça fanus
Archaeology
jar burial i. çömlek mezar
canopic jar i. antik mısır'da insanlar mumyalanırken organların konulduğu kap
canopic jar i. eski mısırlılar tarafından mumyalama işlemi sırasında öteki dünyaya gideceğine inanılan ölünün iç organlarının konulduğu kap
canopic jar i. kanopik kavanoz
Ornithology
jar-owl i. çobanaldatan
jar-owl i. keçisağan
British Slang
jam jar i. araba