impossible!

"impossible!" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	impossible! ünl.	yok devenin başı

"impossible!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 98 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	impossible s.	olanaksız
If these cookies are deleted, providing the service becomes impossible. Bu çerezler silinirse hizmetin sağlanması olanaksız hale gelecektir. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	impossible s.	imkansız
The former is clearly as impossible as it would be totally undesirable. Birincisinin imkansız olduğu kadar tamamen istenmeyen bir durum olduğu da açıktır. More Sentences
General
3	Genel	become impossible f.	imkansız hale gelmek
Perhaps we should remember 30 August 1954 when a European Union of defence became impossible. Belki de Avrupa savunma birliğinin imkansız hale geldiği 30 Ağustos 1954'ü hatırlamalıyız. More Sentences
4	Genel	make impossible f.	imkansız hale getirmek
Opposition parties are banned or it is made impossible for them to function. Muhalefet partileri yasaklanır veya faaliyet göstermeleri imkansız hale getirilir. More Sentences
5	Genel	achieve the impossible f.	imkansızı başarmak
That said, the rapporteurs have - virtually - achieved the impossible. Bununla birlikte, raportörler neredeyse imkansızı başarmışlardır. More Sentences
6	Genel	impossible s.	katlanılmaz
That child is impossible. O çocuk katlanılmaz. More Sentences
7	Genel	impossible s.	imkansız
I agree with both of them so, in principle, this should not be impossible. Her ikisine de katılıyorum, dolayısıyla prensipte bu imkansız olmamalı. More Sentences
8	Genel	impossible s.	mümkün olmayan
Otherwise, it will be impossible for people to acquaint themselves with such a process. Aksi takdirde insanların böyle bir süreç hakkında bilgi sahibi olmaları mümkün olmayacaktır. More Sentences
9	Genel	physically impossible s.	fiziksel olarak imkansız
It is physically impossible. O fiziksel olarak imkansızdır. More Sentences
10	Genel	impossible ünl.	mümkün değil
Maybe we should revisit the underlying logic, but this is impossible, of course. Belki de altta yatan mantığı yeniden gözden geçirmeliyiz, ancak bu elbette mümkün değil. More Sentences
Phrases
11	İfadeler	next to impossible expr.	neredeyse imkansız
It is next to impossible to see Rome in a day. Roma'yı bir günde görmek neredeyse imkansız. More Sentences
Idioms
12	Deyim	all but impossible expr.	neredeyse imkansız
Today, this is all but impossible. Bugün için bu neredeyse imkânsız. More Sentences
Speaking
13	Konuşma	it is impossible expr.	imkansız
It is impossible to predict when all the necessary alternative methods might be available. Gerekli tüm alternatif yöntemlerin ne zaman mevcut olabileceğini tahmin etmek imkansızdır. More Sentences
Technical
14	Teknik	impossible s.	imkansız
This seemingly straightforward desire seems difficult, nigh impossible, to implement. Görünüşte basit olan bu arzunun hayata geçirilmesi zor, hatta neredeyse imkansız görünüyor. More Sentences
15	Teknik	impossible s.	olanaksız
She tried to put the young man out of her mind, but it was impossible. O, genç adamı aklından çıkarmaya çalıştı ama bu olanaksızdı. More Sentences
Common Usage
16	Yaygın Kullanım	impossible s.	olmaz
General
17	Genel	impossible love i.	imkansız aşk
18	Genel	a seemingly impossible task i.	imkansız gibi görünen bir görev
19	Genel	impossible thoughts i.	imkansız düşünceler
20	Genel	mission impossible i.	tamamlanması aşırı zor görev
21	Genel	impossible i.	imkansız şey
22	Genel	impossible i.	olanaksız şey
23	Genel	impossible i.	imkansızlık
24	Genel	impossible i.	olanaksızlık
25	Genel	impossible i.	mümkün olmayan şey
26	Genel	impossible i.	olanaksız görünen şey
27	Genel	impossible i.	olmayacak şey
28	Genel	impossible action i.	olanaksız faaliyet
29	Genel	impossible action i.	bulunmayan alternatif
30	Genel	impossible action i.	olanaksız eylem
31	Genel	regard as impossible f.	imkansız gözüyle görmek
32	Genel	get into an impossible situation f.	açmaza girmek
33	Genel	regard as impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
34	Genel	think something impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
35	Genel	be impossible f.	elvermemek
36	Genel	attempt to do the impossible f.	iğne ile kuyu kazmak
37	Genel	deem something impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
38	Genel	consider something impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
39	Genel	believe something impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
40	Genel	regard something as impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
41	Genel	find something impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
42	Genel	see something as impossible f.	imkansız gözüyle bakmak
43	Genel	hope for the impossible f.	olmayacak duaya amin demek
44	Genel	be caught in an impossible-to-escape situation f.	kıskıvrak yakalanmak
45	Genel	be impossible to think the opposite f.	aksi düşünülemez olmak
46	Genel	make impossible f.	olanak vermemek
47	Genel	make impossible f.	imkansızlaştırmak
48	Genel	impossible s.	muhal
49	Genel	impossible s.	olmayacak
50	Genel	impossible s.	olamaz
51	Genel	impossible s.	olanaksız biçimde
52	Genel	impossible s.	kabil olmayan
53	Genel	impossible s.	olmaz
54	Genel	impossible s.	çekilmez
55	Genel	impossible to succeed s.	başarılması imkansız
56	Genel	impossible to succeed s.	başarması imkansız
57	Genel	impossible to put into words s.	kelimelerle anlatılamaz
58	Genel	nigh on impossible s.	hemen hemen imkansız
59	Genel	nigh on impossible s.	mümkün değil
60	Genel	impossible s.	(ifade) kendisi ile çelişen
61	Genel	impossible s.	kabul edilemez
62	Genel	impossible s.	söz konusu dahi olmayan
63	Genel	impossible s.	gerçek olmayan
64	Genel	impossible s.	yalan
65	Genel	impossible s.	asparagas
66	Genel	near-impossible s.	imkansıza yakın
67	Genel	impossible ünl.	cık
Phrases
68	İfadeler	impossible is nothing expr.	imkansız diye bir şey yoktur
69	İfadeler	it is far from impossible expr.	imkansız değil
70	İfadeler	no-never (impossible) expr.	sümme haşa
71	İfadeler	it always seems impossible until it's done expr.	yapılana kadar her şey imkansız görünür
Proverb
72	Atasözü	difficult is done at once; the impossible takes a little longer	zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır
Colloquial
73	Konuşma Dili	borderline impossible i.	neredeyse imkansız
74	Konuşma Dili	make impossible f.	imkansız kılmak
75	Konuşma Dili	impossible s.	mümkünatı olmayan
76	Konuşma Dili	be realistic demand the impossible expr.	gerçekçi ol imkansızı iste
Idioms
77	Deyim	be near to impossible f.	neredeyse imkansız olmak
78	Deyim	be near to impossible f.	imkansıza yakın olmak
79	Deyim	near to impossible s.	neredeyse imkansız
80	Deyim	near to impossible s.	imkansıza yakın
Speaking
81	Konuşma	you know that's impossible expr.	bunun imkasız olduğunu biliyorsun
82	Konuşma	nothing is impossible expr.	hiçbir şey imkansız değildir
83	Konuşma	it's impossible for them to get along with each other expr.	ikisini bir kazana koysan kaynamazlar
84	Konuşma	it's impossible expr.	imkanı yok
85	Konuşma	it is impossible expr.	olmaz
86	Konuşma	it's impossible expr.	kabil değil
87	Konuşma	I'm afraid that's impossible expr.	korkarım bu imkansız
88	Konuşma	it's impossible expr.	olacak gibi değil
89	Konuşma	nothing is impossible for you expr.	sizin için hiçbir şey imkansız değil
Law
90	Hukuk	impossible to determine i.	tayini mümkün değil
91	Hukuk	impossible to determine i.	tayini mümkün olmayan
92	Hukuk	impossible to appeal s.	temyiz edilemez
Medical
93	Medikal	impossible s.	imposibl
Psychology
94	Psikoloji	impossible figure i.	imkansız figür
Math
95	Matematik	impossible quantity i.	imajiner sayı
96	Matematik	impossible quantity i.	sanal sayı
97	Matematik	impossible [dated] s.	sanal
98	Matematik	impossible [dated] s.	imajiner