|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
ev hayatı için uygun hale getir |
make fit for domestic life i.
|
|
2 |
Genel |
kızak için uygun yokuş |
coast i.
|
|
3 |
Genel |
evlilik için uygun olma |
marriageability i.
|
|
4 |
Genel |
bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi |
needs test i.
|
|
5 |
Genel |
bir karar ya da eylem için uygun zaman |
kairos i.
|
|
6 |
Genel |
ne tür bir eylemin gerekli veya ilgili olduğunu belirtmek için kullanılan en uygun terim |
word i.
|
|
7 |
Genel |
bir fikri ifade etmek için kullanılan en uygun terim |
word i.
|
|
8 |
Genel |
ata binmek için uygun yol |
bridle track [new zealand] i.
|
|
9 |
Genel |
(gezilere katılan gençler için) denetim altında uygun fiyatlı konaklama sunan sistem |
hostel i.
|
|
10 |
Genel |
golf atışı çalışmak için uygun saha |
practice range i.
|
|
11 |
Genel |
operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi |
roll-up i.
|
|
12 |
Genel |
yük beygirine yüklemek için uygun veya standart olan ağırlık |
seam [dialect] i.
|
|
13 |
Genel |
gelişim için uygun zemin |
seedbed i.
|
|
14 |
Genel |
donanma için uygun olmayan askeri personel |
staff i.
|
|
15 |
Genel |
bir kimsenin bir şey için hazır veya uygun olmasını sağlamak |
fit for f.
|
|
16 |
Genel |
kullanım için uygun konuma getirmek |
move into proper position for use f.
|
|
17 |
Genel |
kullanım için uygun duruma getirmek |
rig f.
|
|
18 |
Genel |
(araziyi) konut veya iş için uygun hale dönüştürmek |
develop f.
|
|
|
19 |
Genel |
(aktarıcıya veya bilgisayara) uygun yanıtı tetiklemek için sinyal göndermek |
interrogate f.
|
|
20 |
Genel |
(evlilik için) uygun |
eligible s.
|
|
21 |
Genel |
gelecek için uygun olan |
futuristic s.
|
|
22 |
Genel |
yiyecek maddeleri için uygun veya güvenli |
food safe s.
|
|
23 |
Genel |
kabin için uygun olan |
cabinet s.
|
|
24 |
Genel |
rolü oynamak için seçilmeye uygun |
castable s.
|
|
25 |
Genel |
kesim için uygun (ağaç) |
ceduous [obsolete] s.
|
|
26 |
Genel |
mikrodalga fırında kullanım için uygun |
microwave-safe s.
|
|
27 |
Genel |
gömülmek için uygun olmayan |
unburiable s.
|
|
28 |
Genel |
postayla gönderilmek için uygun olmayan |
unmailable s.
|
|
29 |
Genel |
evlenmek için uygun olmayan |
unmarriageable s.
|
|
30 |
Genel |
büyüme için uygun koşullar gerektiren |
miffy s.
|
|
31 |
Genel |
çalışırken giymek için uygun |
work s.
|
|
32 |
Genel |
belirli bir durum için uygun olmayan |
green s.
|
|
33 |
Genel |
fırınlamak için uygun |
roasting s.
|
|
34 |
Genel |
işe gidip gelmek için uygun olan |
commutable s.
|
|
35 |
Genel |
(hile hurda için) uygun |
cosy s.
|
|
36 |
Genel |
kutlamalar için uygun |
dressy s.
|
|
37 |
Genel |
aile için uygun |
family s.
|
|
38 |
Genel |
solocu için uygun |
soloistic s.
|
|
|
39 |
Genel |
evlilik için uygun olarak |
eligibly zf.
|
|
40 |
Genel |
görev için uygun bir şekilde |
in condition ed.
|
|
Phrasals |
|
41 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için uygun olmak/düşmek |
come up for (something) f.
|
|
42 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey için) uygun hale getirmek |
adapt (something) for (something) f.
|
|
43 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey için) uygun hale getirmek |
adapt something for something f.
|
|
44 |
Öbek Fiiller |
için uygun olmak |
go for f.
|
|
45 |
Öbek Fiiller |
(biri) için birini uygun bulmak |
suggest for (someone) f.
|
|
46 |
Öbek Fiiller |
için uygun olmak |
qualify for f.
|
|
47 |
Öbek Fiiller |
için uygun şartlara/niteliklere sahip olmak |
qualify for f.
|
|
48 |
Öbek Fiiller |
için uygun hale getirmek |
qualify for f.
|
|
49 |
Öbek Fiiller |
için uygun şartları/nitelikleri kazandırmak |
qualify for f.
|
|
50 |
Öbek Fiiller |
için uygun hale getirmek |
adapt for f.
|
|
51 |
Öbek Fiiller |
bir şey için uygun miktarda bir şey ayırmak |
allow something for something f.
|
|
52 |
Öbek Fiiller |
bir şey için uygun zamanı, parayı, yeri ayırmak |
allow something for something f.
|
|
53 |
Öbek Fiiller |
bir şey için uygun miktarda bir şey ayırmak |
allow something for something f.
|
|
54 |
Öbek Fiiller |
bir şey için uygun zamanı, parayı, yeri ayırmak |
allow something for something f.
|
|
55 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için uygun olmak |
apply to someone or something f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
için uygun görmek |
consider for f.
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) en uygun fiyatlısını bulmak için çarşı pazar dolaşmak |
shop around (for something) f.
|
|
58 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) en uygun fiyatlısını bulmak için farklı yerlere bakmak |
shop around (for something) f.
|
|
59 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için uygun olmak |
suffice for (something) f.
|
|
60 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için uygun olmak |
work for (someone or something) f.
|
|
61 |
Öbek Fiiller |
uygun rota bulmak için deneme yapmak |
beat about f.
|
|
Colloquial |
|
62 |
Konuşma Dili |
evlenmek/ilişki yaşamak için en uygun kadın |
miss right i.
|
|
63 |
Konuşma Dili |
evlenmek/ilişki yaşamak için en uygun adam |
mister right i.
|
|
64 |
Konuşma Dili |
(biri) için uygun olmak/olmamak |
do somehow for (someone) f.
|
|
65 |
Konuşma Dili |
(biri) için uygun olmak |
do for (someone) f.
|
|
66 |
Konuşma Dili |
bir şey için uygun olmak |
be up for something f.
|
|
67 |
Konuşma Dili |
bir şey için/bir şeyi yapmak için uygun konumda/yerde olmak |
be well, ideally, better placed for something/to do something f.
|
|
68 |
Konuşma Dili |
(biri için) uygun olmak |
be all right (by/with somebody) f.
|
|
69 |
Konuşma Dili |
(biri/bir şey) için uygun olmak |
do for (someone or something) f.
|
|
70 |
Konuşma Dili |
için uygun olmak/olmamak |
do somehow for f.
|
|
71 |
Konuşma Dili |
birisi için yapılmış/uygun |
made for someone s.
|
|
72 |
Konuşma Dili |
(biri) için uygun değil |
out of (one's) way expr.
|
|
73 |
Konuşma Dili |
(biri) için uygun |
just the same (to one) expr.
|
|
74 |
Konuşma Dili |
benim için uygun |
sgtm (sounds good to me) expr.
|
|
75 |
Konuşma Dili |
benim için uygun |
suits me exclam.
|
|
Idioms |
|
76 |
Deyim |
belirli bir amaç için çok uygun kişi veya şey |
raw material i.
|
|
77 |
Deyim |
dışarıda düzenlenecek bir etkinlik için uygun/güzel hava |
queen's weather i.
|
|
78 |
Deyim |
doğru/uygun şekilde davranması için (biri tarafından) uyarılmak/ikaz edilmek |
get taken to task (by someone) f.
|
|
|
79 |
Deyim |
harekete geçmek için en uygun zamanı seçmek |
choose (one's) moment f.
|
|
80 |
Deyim |
harekete geçmek için en uygun zamanı seçmek |
pick (one's) moment f.
|
|
81 |
Deyim |
bir işin istediği gibi olması için uygun zemin hazırlamak |
grease the skids f.
|
|
82 |
Deyim |
din kurallarına uygun yaşamak için mücadele etmek |
fight the good fight f.
|
|
83 |
Deyim |
(bir iş için) uygun zamanı beklemek |
bide one's time f.
|
|
84 |
Deyim |
(bir iş için) uygun olmak |
make the cut f.
|
|
85 |
Deyim |
(bir iş için) uygun olmak |
be cut out for f.
|
|
86 |
Deyim |
bir işi yapmak için en uygun konumda olmak |
have the ball at (one's) feet f.
|
|
87 |
Deyim |
bir işi yapmak için en uygun konumda olmak |
have the ball at (one's) feet f.
|
|
88 |
Deyim |
(biri) için uygun olmak |
do fine for (someone) f.
|
|
89 |
Deyim |
(bir şey) için uygun olmak |
be cut out for (something) f.
|
|
90 |
Deyim |
biri/bir şey için uygun olmak |
be cut out for somebody/something f.
|
|
91 |
Deyim |
bir şey için uygun olmamak |
be not cut out for something f.
|
|
92 |
Deyim |
bir işi yapmak için en uygun konumda olmak |
have the ball at your feet f.
|
|
93 |
Deyim |
bir şey için uygun olmamak |
not be cut out for something f.
|
|
94 |
Deyim |
(biri) için uygun olmamak |
not suit (one) f.
|
|
95 |
Deyim |
(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak |
smooth the path for (someone or something) f.
|
|
96 |
Deyim |
(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak |
smooth the way for (someone or something) f.
|
|
97 |
Deyim |
bir şey için çok uygun |
cut out for something s.
|
|
98 |
Deyim |
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun |
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
|
|
99 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun |
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
|
|
100 |
Deyim |
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun |
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
|
|
101 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun |
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
|
|
102 |
Deyim |
alkol almak için en uygun zaman |
the sun is over the yardarm [uk] expr.
|
|
103 |
Deyim |
modaya uygun/şık olmak için gerekli |
de rigeur expr.
|
|
104 |
Deyim |
(bir şey) için uygun değil |
not cut out for (something) expr.
|
|
Speaking |
|
105 |
Konuşma |
benim için uygun |
it sounds good to me expr.
|
|
106 |
Konuşma |
benim için uygun |
I'm easy to please expr.
|
|
107 |
Konuşma |
bunun için çok uygun görünüyorsun |
you seem suited for it expr.
|
|
108 |
Konuşma |
benim için uygun |
I'm agreeable expr.
|
|
109 |
Konuşma |
şu an konuşmak için uygun bir zaman değil |
now's not a good time to talk expr.
|
|
110 |
Konuşma |
senin için uygun mu? |
would that work for you? expr.
|
|
111 |
Konuşma |
senin için uygun mu? |
is it ok with you? expr.
|
|
112 |
Konuşma |
senin için uygun mu? |
is it suitable for you? expr.
|
|
113 |
Konuşma |
sizin için uygun mu? |
is it ok for you? expr.
|
|
114 |
Konuşma |
senin için uygun mu? |
is it ok for you? expr.
|
|
115 |
Konuşma |
senin için uygun mu? |
is it convenient for you? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
116 |
Ticaret/Ekonomi |
ölçüm standardının metrolojik özelliklerini uygun bir aralıkta saklaması için gereken önlemler seti |
maintenance of a measurement standard i.
|
|
117 |
Ticaret/Ekonomi |
(şirkette) elde edilen uygun koşulları daha büyük imtiyazlar için emsal veya koz olarak kullanmak |
whipsaw f.
|
|
Law |
|
118 |
Hukuk |
derebeyinin çıkarı için umumi arazinin etrafının çitle çevrilerek hayvancılığa uygun hale getirilmesi |
approvement i.
|
|
Politics |
|
119 |
Siyasal |
işçi sendikasının, çalışanlar adına pazarlık birimi olarak hareket etmesi için uygun kamu kurumunca yetkilendirilmesi |
certification i.
|
|
120 |
Siyasal |
seçim için uygun adayı seçen siyasi parti üyeleri |
selectorate i.
|
|
Industry |
|
121 |
Sanayi |
plastikler için müşteri özelliklerine uygun renk formülleri geliştiren kimyager |
colorist i.
|
|
122 |
Sanayi |
plastikler için müşteri özelliklerine uygun renk formülleri geliştiren kimyager |
colourist i.
|
|
123 |
Sanayi |
istihdam yerine geçici yerleştirme için uygun görülen aday |
placeable i.
|
|
124 |
Sanayi |
(makine atölyesinde) son işleme uygun boyuta küçültmek için (metal çubuk veya levhayı) derince kesmek |
hog f.
|
|
125 |
Sanayi |
(kağıt) paketleme veya endüstriyel kullanım için uygun |
coarse s.
|
|
Tourism |
|
126 |
Turizm |
otellerde büyük partiler, resepsiyonlar vb. için uygun salon |
reception room i.
|
|
Media |
|
127 |
Medya |
her yaş için uygun (içerik) |
nonadult s.
|
|
Technical |
|
128 |
Teknik |
çakmaklar için normal kullanım için uygun bir emniyet seviyesi |
reasonable degree of safety for normal use i.
|
|
129 |
Teknik |
uçuş koşulları için en uygun hız ve yükseklikteki uçuş |
cruise i.
|
|
130 |
Teknik |
ambalajlama ve nakliyat için uygun boyutlarda katlanmış ıslak kağıt hamuru tabakası |
lap i.
|
|
131 |
Teknik |
uygun bir ana hattı seçen ve uzak mesafeli telefon konuşmaları için gerekli bağlantıları yapan santrale bağlı cihaz |
marker i.
|
|
132 |
Teknik |
iki aksamı uygun pozisyona yerleştirmek için kullanılan ince çubuk |
pin i.
|
|
133 |
Teknik |
kullanım için uygun olmayıncaya dek aşınmak |
overwear f.
|
|
134 |
Teknik |
(sac) bir yüzeye uygun hale getirmek için çekiçlemek |
boss f.
|
|
135 |
Teknik |
atmosfer basıncındaki serbest yüzeyli akışa sahip sistemler için uygun |
suitable for gravity systems at atmospheric pressure s.
|
|
136 |
Teknik |
solunum için uygun |
respirable s.
|
|
Computer |
|
137 |
Bilgisayar |
önceden belirlenmiş kenar boşluklarına uygun olması için satır sonundaki kelimenin otomatik bölünmesi |
word wrapping i.
|
|
138 |
Bilgisayar |
yaşam için uygun değil |
not safe for life (nsfl) i.
|
|
139 |
Bilgisayar |
bir belgedeki metinsel içeriği tanımlamak için uygun yerlere imler eklemek |
mark up f.
|
|
140 |
Bilgisayar |
pornografik içerik barındırmadığı için işyerinde izlenmeye uygun (içerik) |
worksafe s.
|
|
141 |
Bilgisayar |
slayt gösterisi için en uygun ölçek |
best scale for slide show expr.
|
|
Textile |
|
142 |
Tekstil |
makine kayışları için şerit kesmeye uygun, ince ve yağla tabaklanmış deri |
lace leather i.
|
|
143 |
Tekstil |
kadın kıyafeti yapımı için uygun kumaş |
women's wear i.
|
|
144 |
Tekstil |
şerit, bant, dokuma veya örgü için uygun darlıkta |
narrow s.
|
|
Architecture |
|
145 |
Mimarlık |
bina yapımı için uygun |
architective s.
|
|
Construction |
|
146 |
İnşaat |
duvarcı terazisini dengede tutmak için uygun yüksekliğe yerleştirilen tuğla |
trig [dialect] i.
|
|
147 |
İnşaat |
(kumu) kalıplama için uygun kıvama getirip karıştırmak |
temper f.
|
|
148 |
İnşaat |
uygun olması için değiştirmek |
modulation f.
|
|
Dyeing |
|
149 |
Boyacılık |
tropikal koşullar altında kullanım için uygun ağartıcı |
tropical bleach i.
|
|
Traffic |
|
150 |
Trafik |
kaldırımda trafik için uygun dönüş noktasını gösteren bir işaret |
button i.
|
|
Aeronautic |
|
151 |
Havacılık |
uçak ve uçuş koşulları için en uygun sürat ve yükseklikteki uçuş |
cross i.
|
|
Marine |
|
152 |
Denizcilik |
denize girmek için uygun su sıcaklığı |
adequate temperature for sea bathing i.
|
|
Mining |
|
153 |
Maden |
sondajla işletmeye uygun olduğu saptanmış bir sahaya petrol ve gaz çıkarmak için açılmış kuyu |
development well i.
|
|
Medical |
|
154 |
Medikal |
anne karnındaki bebeğin kafa yönünün doğum için uygun hale getirilmesi |
version i.
|
|
155 |
Medikal |
anne karnındaki bebeğin kafa yönünün doğum için uygun hale getirilmesi |
cephalic version i.
|
|
156 |
Medikal |
hastanın sağlık kuruluşuna tahliye için uygun hale getirilmesini sağlayan acil durum müdahalesi |
forward resuscitative surgery i.
|
|
Psychology |
|
157 |
Psikoloji |
katılımcıların çatışmaları çözmek, çeşitli durumlar için uygun davranışları uygulamak için rolleri üstlendikleri ve canlandırdıkları bir eğitim veya psikoterapi tekniği |
role-playing i.
|
|
158 |
Psikoloji |
beynin uygun vücut hareketi ve uzay algısı için ön şart olan impulslara bilinçsizce uyum sağlaması |
schema i.
|
|
Food Engineering |
|
159 |
Gıda |
taze domuz eti üretimi için uygun olan hafif ama iyi işlenmiş domuz |
yorker i.
|
|
Gastronomy |
|
160 |
Mutfak |
soda veya meşrubat eklemek için içkilere uygun uzun bardak |
highball i.
|
|
161 |
Mutfak |
kavurma için uygun bir parça kuzu eti |
roast lamb i.
|
|
162 |
Mutfak |
kavurma için uygun domuz eti kesimi |
roast pork i.
|
|
163 |
Mutfak |
kavurma için uygun dana eti |
roast veal i.
|
|
Physics |
|
164 |
Fizik |
sıfırın altında sıcaklıklar için uygun |
sub-zero s.
|
|
Biology |
|
165 |
Biyoloji |
bitkilerde bazı biyolojik süreçlerin başlaması için uygun koşulları sağlayan yer |
court i.
|
|
166 |
Biyoloji |
yaşam için uygun koşullar sağlayan |
biophile s.
|
|
Biochemistry |
|
167 |
Biyokimya |
organizma içindeki karmaşık maddelerin enerji salınımıyla atılım için uygun olan daha basit bileşenlerine ayrılması |
disassimilation i.
|
|
Botanic |
|
168 |
Botanik |
bitki için en uygun ortam |
haunt i.
|
|
Agriculture |
|
169 |
Tarım |
saman elde etmek için uygun uzunlukta ot |
top grass i.
|
|
170 |
Tarım |
bahçe için uygun verimli ve yumuşak toprak |
garden mold i.
|
|
Tobacco |
|
171 |
Tütün |
tek seferde çiğnemek için uygun olan tütün miktarı |
chaw (of tobacco) i.
|
|
Forestry |
|
172 |
Ormancılık |
ağaç kesme için uygun orman alanı |
chance i.
|
|
Social Sciences |
|
173 |
Sosyal Bilimler |
sosyal bir kulübe üyelik için uygun olmayan (kimse) |
unclubbable s.
|
|
174 |
Sosyal Bilimler |
sosyal bir kulübe üyelik için uygun olmayan (davranış veya özellik) |
unclubbable s.
|
|
Linguistics |
|
175 |
Dilbilim |
argolar içeren ve resmi durumlar için uygun görülmeyen gündelik dil |
slang term i.
|
|
176 |
Dilbilim |
(kelime veya tümceyi) yunanca'nın dil özelliklerine uygun hale getirmek için değiştirmek |
hellenize f.
|
|
177 |
Dilbilim |
(kelime veya tümceyi) yunanca'nın dil özelliklerine uygun hale getirmek için değiştirmek |
hellenise f.
|
|
Religious |
|
178 |
Dini |
yahudilik kurallarına uygun olarak temizlenmediği için yahudilere haram sayılan gıdalar |
terefah i.
|
|
Environment |
|
179 |
Çevre |
ortamdaki kimyasal ya da radyoaktif maddelerden etkilenmiş ve tüketim için uygun olmayan içecek ya da yiyecek |
chemical contamination i.
|
|
180 |
Çevre |
nükleer silah imalatı için uygun nükleer malzeme |
weapons-grade material i.
|
|
181 |
Çevre |
(araziyi) yaban hayatına daha uygun hale getirmek için değiştirmek |
mitigate f.
|
|
Military |
|
182 |
Askeri |
gözetleme için uygun olan yer |
vantage point i.
|
|
183 |
Askeri |
(eskrimde) birinci kişiye saldırıyı uygun şekilde gerçekleştirmesi için verilen öncelik |
right of way i.
|
|
184 |
Askeri |
gemilerin atış için uygun konuma getirildiği manevra noktası |
fire support area i.
|
|
185 |
Askeri |
muvazzaf askerlik hizmeti için uygun olmayan |
noneffective s.
|
|
186 |
Askeri |
nükleer silah yapmak için uygun kalitede olan |
weapons-grade s.
|
|
Hunting |
|
187 |
Silah/Atıcılık |
av için uygun |
chasable s.
|
|
Sport |
|
188 |
Spor |
bazı zorlukların bulunduğu, orta düzeyde sporcular için uygun kayak sürüşü |
red run i.
|
|
Music |
|
189 |
Müzik |
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sesi |
heldentenor i.
|
|
190 |
Müzik |
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sese sahip kimse |
heldentenor i.
|
|
191 |
Müzik |
macar dansı czardas için uygun müzik |
czardas i.
|
|
192 |
Müzik |
macar dansı czardas için uygun müzik |
csardas i.
|
|
Theatre |
|
193 |
Tiyatro |
tiyatro performansı için uygun olmayan |
undramatic s.
|
|
Cinema |
|
194 |
Sinema |
(sinema filmi) 17 yaşından küçükler için sadece bir yetişkin eşliğinde uygun olan |
r-rated s.
|
|
Librarianship |
|
195 |
Kütüphanecilik |
elde kullanıma uygun olması için kısaltılmış sözlük |
desk dictionary i.
|
|
Abbreviation |
|
196 |
Kısaltma |
işyeri için uygun değil |
nsfw (not safe for work) i.
|
|
Archaic |
|
197 |
Eski Kullanım |
gözetleme için uygun olan yer |
mount i.
|
|
198 |
Eski Kullanım |
uygun lensleri reçete etmek için göz muayenesi yapan kimse |
optologist i.
|
|
199 |
Eski Kullanım |
uygun lensleri reçete etmek için göz muayenesi yapan kimse |
optology i.
|
|
200 |
Eski Kullanım |
tanınmamak için kılık değiştirerek toplumsal olarak uygun bulunmayan bir yere gitmek |
mob f.
|
|
201 |
Eski Kullanım |
papa olmak için uygun olmak |
papize f.
|
|
202 |
Eski Kullanım |
papa olmak için uygun olmak |
papise f.
|
|
203 |
Eski Kullanım |
beyaz ekinler yetiştirmek için uygun olan (toprak) |
white s.
|
|
Engineering |
|
204 |
Engineering |
proje için uygun hava koşullarının mevcut olduğu zaman aralığı |
weather window i.
|
|