gruplar - Türkçe İngilizce Sözlük

gruplar

"gruplar" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Computer
gruplar groups i.
All the parties and parliamentary groups have worked together to achieve a statute for the parties.
Tüm partiler ve parlamento grupları, partiler için bir tüzük elde etmek üzere birlikte çalıştılar.

More Sentences

"gruplar" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 133 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gruplar halinde in groups zf.
The Japanese like to travel in groups.
Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.

More Sentences
Politics
hassas gruplar vulnerable groups i.
Indeed, single older women and single mothers with young children are particularly vulnerable groups.
Gerçekten de bekar yaşlı kadınlar ve küçük çocuklu bekar anneler özellikle hassas gruplardır.

More Sentences
Computer
tüm gruplar all groups i.
We must better exploit the potential of all groups of the population.
Nüfusun tüm gruplarının potansiyelinden daha iyi yararlanmalıyız.

More Sentences
Social Sciences
(sosyal gruplar, sınıflar veya tabakalar arasında) insan hareketliliği mobility i.
We must not penalise but reward these people for their mobility.
Bu insanları hareketliliklerinden dolayı cezalandırmamalı, aksine ödüllendirmeliyiz.

More Sentences
General
edebiyatta etnik gruplar ethnic groups in literature i.
toplumdışı gruplar marginal groups i.
sosyal gruplar social groups i.
kompakt gruplar compact groups i.
sanal gruplar virtual communities i.
gruplar arası çatışma group identity conflict i.
simetri gruplar symmetry groups i.
etnik gruplar ethnic groups i.
sonlu gruplar finite groups i.
ezilen gruplar disadvantaged groups i.
yerel kompakt gruplar locally compact groups i.
marjinal gruplar marginal groups i.
matris gruplar matrix groups i.
sonlu basit gruplar finite simple groups i.
sonsuz gruplar infinite groups i.
topolojik gruplar topological groups i.
ilişkisel gruplar relational groups i.
bireyler/gruplar arasında gizli düşmanlık tension i.
yerleşimci gruplar groups of settlers i.
özel çıkar elde ettikleri mevcut bir sistemi sürdürmeyi veya kontrol etmeyi amaçlayan gruplar vested interest i.
insanlar, gruplar veya işletmeler arası ortaklıklar kuran veya kurmaya çalışan kimse matchmaker i.
ziyafetlerde konukların ayrıldığı küçük gruplar mess i.
gruplar halinde çalışan yankesici mobsman [obsolete] i.
kişiler veya gruplar arasındaki ilişkilerin bozulması rent i.
gruplar arası ilişkiler correspondency [obsolete] i.
akran veya dostlarla ilişki kurma veya sosyal gruplar oluşturma eğilimi sociality i.
(gruplar ve bireylerarasında) karşılıklı işbirliği symbiosis i.
ikili gruplar oluşturmak pairwise f.
gruplar halinde düzenlemek arrange into groups f.
(gruplar halinde) bir yere yavaş yavaş hareket etmek migrate f.
gruplar halinde olmayan nongregarious s.
gruplar halinde olmayan nonsocial s.
gruplar arası intergroup s.
gruplar arası interfactional s.
gruplar halinde olmayan non-social s.
sekizli gruplar şekilde ilerleyen octaval s.
sekizli gruplar halinde octuple s.
beşli gruplar halinde düzenlenmiş pentomic s.
gruplar halinde flockly zf.
büyük gruplar halinde shoalwise zf.
Phrasals
ikili gruplar haline getirilmek double up f.
bir yere küçük gruplar halinde girmek filter in f.
Phrases
gruplar/kümeler halinde by the handful expr.
ayrı gruplar halinde at a time expr.
Colloquial
tecrübesiz tiyatro oyuncularının gruplar halinde kabaca değerlendirilerek seçildiği giriş sınavı cattle call i.
karşıt/ayrı gruplar us and them expr.
Idioms
insanları/hayvanları büyük gruplar halinde bir yere çekmek bring someone or something out in droves f.
gruplar halinde bir yere çekmek bring out in droves f.
(farklı kişiler/gruplar arasında) köprü/köprüler kurmak build bridges f.
(farklı kişiler/gruplar arasında) iletişim kurmak build bridges f.
(farklı kişiler/gruplar arasında) bağlantı kurmak build bridges f.
Trade/Economic
biçimsel olmayan gruplar informal groups i.
birkaç kişilik farklı gruplar üzerinde bölümler halinde yapılan tahminlerin birleştirilmesinden elde edilen toplam veya birleşik tahmin composite estimate i.
biçimsel gruplar formal groups i.
kendi kendini yöneten gruplar self-managing teams i.
kişisel gruplar network i.
rekabetçi olmayan gruplar noncompeting groups i.
Law
aynı yasaların farklı etnik gruplar için farklı uygulanması racial profiling i.
belirli kişiler veya gruplar için çıkarılan özel kanun private statute i.
Politics
ılımlı muhalif gruplar moderate rebel groups i.
kamu çıkarlarını koruyan gruplar public-interest groups i.
toplum içindeki değişik gruplar arasında meydana gelen ayrılık communal subversions i.
siyahi gruplar arasındaki kavga faction fight [south africa] i.
(özellikle dezavantajlı gruplar olmak üzere) tüm birey ve grupların her türlü faaliyete dahil edilmesi inclusion i.
Insurance
teşhis ilişkili gruplar drg (diagnostic related grouping) kısalt.
Technical
alt gruplar subassemblies i.
dörtlü gruplar halinde parçaları olan tetrameral s.
Computer
ana gruplar master sets i.
bildirilecek gruplar groups to notify i.
gruplar/kullanıcılar groups/users i.
gruplar arasında sayfa sonu page break between groups i.
kullanılabilir gruplar available groups i.
kullanılabilen gruplar available groups i.
kullanıcı ya da gruplar users or groups i.
tüm gruplar more groups i.
varolan gruplar existing groups i.
yalnızca gruplar only groups expr.
Textile
ipliklerin paralel olarak çekildiği ve açıkta kalan ipliklerin gruplar halinde bir araya getirildiği bir dikiş türü hemstitching i.
Construction
soğutucu gruplar cooling groups i.
Medical
teşhis ilişkili gruplar diagnosis-related groups i.
kalp atışlarının dörtlü gruplar halinde olduğu (aritmi) quadrigeminal s.
Psychology
gruplar arası varyans between-group variance i.
minimal gruplar minimal groups i.
çeşitli etkenlere göre gruplar arasında nispeten istikrarlı bir düzen kurma eğilimi homeostasis i.
Math
benzeryapılı gruplar homomorphic groups i.
büyüme fonksiyonu polinom derecesinde olan gruplar groups of polynomial growth i.
büyüme fonksiyonu ara büyüklüğe sahip olan gruplar groups of intermediate growth i.
büyüme fonksiyonu üstel fonksiyon derecesinde olan gruplar groups of exponential growth i.
seyrek gruplar sporadic groups i.
sonlu çoklukta üreteci olan gruplar finitely-generated groups i.
Statistics
eşleştirilmiş gruplar t-testi paired samples t-test i.
gruplar arası varyans between-groups variance i.
Physics
gruplar teorisi group theory i.
(süpersimetride) gruplar üzerinden yapılan genelleme supergroup i.
Biology
dörtlü gruplar halinde oluşan nokta biçimli bakteri tetracoccus i.
Botanic
abd'nin batısında yetişen, üçlü gruplar halinde çıkan uzun iğneleri ve uzun konileri olan iri bir çam truckee pine (pinus jeffreyi) i.
abd'nin batısında yetişen, üçlü gruplar halinde çıkan uzun iğneleri ve uzun konileri olan iri bir çam jeffrey pine i.
abd'nin batısında yetişen, üçlü gruplar halinde çıkan uzun iğneleri ve uzun konileri olan iri bir çam jeffrey's pine i.
üçlü gruplar halinde üç yaprağı olan triplicate-ternate s.
üçlü gruplar halinde üç yaprağı olan triternate s.
birbirine uzak gruplar halinde büyüyen ungregarious s.
yedili gruplar halinde olan (çiçek yaprağı) heptamerous s.
sekizli gruplar halinde parçalardan oluşan (bitki) octamerous s.
(bitki) stamenleri beşli gruplar halinde olan pentadelphous s.
(stamen) beşli gruplar halinde pentadelphous s.
yedili gruplar halinde olan (çiçek yaprağı) septenate s.
gruplar veya kitleler halinde büyümeye meyilli olup neredeyse saf bir meşcere oluşturan (orman ağacı) social s.
Social Sciences
etnik gruplar arası iletişim interethnic communication i.
eşit sosyal gruplar arasında yapılan evlilik hypergamy i.
farklı kültürden gruplar arasında yapılan uzun görüşme baraza i.
kooperatif toplulukların küçük gruplar halinde bir arada yaşadığı bir toplum modeli phalansterianism i.
kooperatif toplulukların küçük gruplar halinde bir arada yaşadığı bir toplum modeli phalansterism i.
Education
küçük gruplar sosyolojisi sociology of small groups i.
History
(kanada'da) yerli gruplar ile federal hükümet arasındaki anlaşmalar treaty i.
1917'den 1922'ye kadar rus iç savaşı'nda hükümetlere karşı savaşan silahlı köylü gruplar the green armies i.
1917'den 1922'ye kadar rus iç savaşı'nda hükümetlere karşı savaşan silahlı köylü gruplar the green army i.
1917'den 1922'ye kadar rus iç savaşı'nda hükümetlere karşı savaşan silahlı köylü gruplar greens i.
Religious
ortodoks bir sinagogda kadın ve erkeklerin ayrı gruplar halinde oturmasını sağlayan bölme mechitza i.
(din adamı veya dini gruplar) malik olan possessionate s.
(din adamı veya dini gruplar) mal sahibi olan possessionate s.
Environment
türe ait bireylerin gruplar halinde yaşama veya diğer türlerin bireyleri arasına dağılma eğilimi sociability i.
Military
algı yönetimi ya da benzer yaklaşımlar bağlamında, birbirine muhalif bireyler, gruplar, istihbarat sistemleri veya yetkililer tarafından elde edilen veri categories of data i.
uzun süreli misafir gruplar long-term visitor groups i.
Music
(nefesli çalgıyı) ikili gruplar halinde hızlı veya tekrarlanan notalar çalmak için dili hızla hareket ettirerek çalmak double-tongue f.
sekizli gruplar şekilde ilerleyen octaval s.
Archaic
gruplar arası ilişkiler correspondence i.
(yapılan eylemi ahlak dışı veya uygunsuz kılacak şekilde) birbirine çok yakın insanlar veya gruplar arasında meydana gelen incesttuous s.
Entomology
abd'nin orta batı eyaletlerinde büyük gruplar halinde hareket ederek tahıllara ve yoncalara zarar veren larvalar army cutworm (chorizagrotis auxiliaris) i.
Modern Slang
alternatif gruplar alternafolk i.