mobility - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
mobility hareketlilik n.
  • That is a good thing in defence of the mobility of employees.
  • Bu, çalışanların hareketliliğini savunmak açısından iyi bir şey.
  • In contemporary society and with more mobility we really ought to be contemplating a simpler, less bureaucratic system.
  • Çağdaş toplumda ve daha fazla hareketlilikle birlikte gerçekten daha basit, daha az bürokratik bir sistem düşünmeliyiz.
  • How can we talk about mobility if we do not have researchers?
  • Araştırmacılarımız yoksa hareketlilik hakkında nasıl konuşabiliriz?
Show More (45)
mobility hareket kabiliyeti n.
  • This should guarantee safe, pavement-level boarding by all persons of reduced mobility.
  • Bu, hareket kabiliyeti kısıtlı tüm kişilerin kaldırım seviyesinde güvenli binişini garanti etmelidir.
  • One of the objectives of the directive is to improve access to public transport for persons of reduced mobility.
  • Direktifin amaçlarından biri de hareket kabiliyeti kısıtlı kişilerin toplu taşımaya erişimini iyileştirmektir.
  • This should guarantee safe, pavement-level boarding by all persons of reduced mobility.
  • Bu, hareket kabiliyeti kısıtlı tüm kişilerin kaldırım seviyesinde güvenli bir şekilde binişini garanti altına almalıdır.
Show More (3)
mobility mobilite n.
  • Stand firm on the demand for mobility, not as a right, as it says here in the report, but as a management tool.
  • Raporda söylendiği gibi bir hak olarak değil, bir yönetim aracı olarak mobilite talebi konusunda kararlı olun.
Show More (-2)
mobility (sosyal gruplar, sınıflar veya tabakalar arasında) insan hareketliliği n.
  • We must not penalise but reward these people for their mobility.
  • Bu insanları hareketliliklerinden dolayı cezalandırmamalı, aksine ödüllendirmeliyiz.
Show More (-2)