günde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

günde



"günde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Trade/Economic
günde per diem expr.

"günde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 274 sonuç

Türkçe İngilizce
General
üç günde bir olan nöbet tertian i.
budizm'de öğrenci ve ustası arasında öğrencinin meditasyon gelişmesi üzerine günde iki kere yapılan günlük toplantı sanzen i.
on beş günde bir olan hafif gelgit neap i.
onbeş günde bir olan hafif gelgit neap i.
onbeş günde bir olan hafif gelgit neap tide i.
günde sekiz saat çalışma sistemi eight-hour day i.
günde üç öğün yemek three meals a day i.
bir kişinin bir günde yapabildiği iş miktarı man-day i.
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) odd-even rationing i.
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) even odd rationing i.
günde iki kez yapılan şey two-a-day i.
günde beş vakit namaz kılmak perform five time salaat in a day f.
günde üç kez sevişmek make love three times a day f.
günde 100 bin kadar hit almak get about 100,000 hits a day f.
günde en az yüz soru çözmek do at least 100 questions a day f.
günde en az yüz soru çözmek solve at least 100 questions daily f.
üç günde bir olan tertian s.
günde iki kere oluşan semidaily s.
on beş günde bir oluşan (gelgit) neap s.
günde üç defa meydana gelen terdiurnal s.
her üç günde bir olan triduan s.
günde üç kez olan tridaily s.
her üç günde bir yapılan tridaily s.
günde iki kere olan two-a-day s.
günde iki defa yapılan two-a-day s.
günde iki kez olan two-a-day s.
14 günde bir gerçekleşen fortnightly s.
sekiz günde bir olan octan s.
sekiz günde bir gerçekleşen octan s.
bir günde gönderilen overnight s.
belirli bir günde pişirilmiş olan du jour s.
günde iki kez gelişen semidiurnal s.
günde iki kez meydana gelen semidiurnal s.
yarım günde bir meydana gelen semidiurnal s.
her yarım günde bir gelişen semidiurnal s.
her on dört günde bir görünen fortnightly s.
on dört günde bir olan fortnightly s.
iki günde bir every other day zf.
günde iki kez twice a day zf.
bugünkü günde in this day and age zf.
günde bir kere once a day zf.
dört günde bir every four days zf.
birkaç günde bir every few days zf.
günde iki kere twice a day zf.
birkaç günde bir in every few days zf.
iki günde bir on alternate days zf.
günde bir once a day zf.
son yedi günde last seven days zf.
günde bir kez once a day zf.
günde bir tane one a day zf.
günde bir tane one piece a day zf.
günde bir tane one per day zf.
günde üç kez three times a day zf.
günde iki kez two times a day zf.
birkaç günde bir every several days zf.
birkaç günde bir once per several passing days zf.
iyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta in good times and in bad times in sickness and in health zf.
on günde bir once every ten days zf.
on günde bir every ten days zf.
her iki günde bir every two day zf.
iki günde bir every two days zf.
iki günde bir once in two days zf.
her iki günde bir once in two days zf.
her iki günde bir once every two days zf.
iki günde bir once every two days zf.
her iki günde bir every two days zf.
sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere twice daily once in the morning and once in the evening zf.
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere twice daily once in the morning and once in the evening zf.
sıradan bir günde in an ordinary day zf.
aynı günde on the same day zf.
günde üç defa/kez/kere three times per day zf.
on dört günde bir fortnightly zf.
hafta sonları günde beş kere five times a day on weekends zf.
hafta sonları günde beş kere five times a day on a weekend zf.
on beş günde bir hafta sonu every other weekend zf.
günde üç kere three times a day zf.
günde dört kere four times a day zf.
günde dört defa four times a day zf.
günde dört kez four times a day zf.
günde üç defa three times a day zf.
15 günde bir once every 15 days zf.
15 günde bir every 15 days zf.
2 günde bir every two days zf.
on beş günde bir every 15 days zf.
iki günde bir once in two days zf.
ertesi günde gerçekleşerek overmorrow zf.
ertesi günde overmorrow zf.
iki günde bir every second day zf.
Phrases
iyi günde kötü günde through thick and thin zf.
aynı günde within the same day expr.
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir even a stopped watch is right twice a day expr.
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir even a broken watch is right twice a day expr.
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir even a broken watch is right twice a day expr.
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir even a stopped watch is right twice a day expr.
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir even a stopped watch is right twice a day expr.
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir even a broken watch is right twice a day expr.
günde 3 öğün three square meals a day expr.
günde üç öğün three square meals a day expr.
günde 3 öğün three meals a day expr.
günde üç öğün three meals a day expr.
günde 3 öğün 3 square meals a day expr.
günde üç öğün 3 square meals a day expr.
günde 3 öğün 3 meals a day expr.
günde üç öğün 3 meals a day expr.
söylendiği günde on the alleged day expr.
yağmurlu bir günde on a rainy day expr.
Proverb
iyi günde herkes yanında olur, ama kötü günde yanında kimse kalmaz laugh and the world laughs with you, weep and you weep alone
iyi dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed
günde bir elma doktoru uzak tutar an apple a day keeps the doctor away
günde bir elma doktoru uzakta tutar an apple a day keeps the doctor away
iyi dost kötü günde belli olur a friend in need is a friend indeed
güneşli bir günde evlenmek şans getirir happy is the bride that the sun shines on
roma bir günde kurulmadı rome wasn't built in a day
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir even a blind pig can find an acorn once in a while
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir a dead clock is correct twice a day
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir a dead clock is right twice a day
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir even a blind pig can find an acorn once in a while
durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir even a blind pig can find an acorn once in a while
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir even a blind pig can find an acorn once in a while
dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed
gerçek dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed
bozuk/durmuş saat bile günde iki defa/kere doğruyu gösterir even a blind hog finds an acorn every now and then
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir even a blind squirrel finds a nut once in a while
dost kara günde belli olur a false friend and a shadow stay only while the sun shines
iyi gün dostu kara günde yok olur a false friend and a shadow stay only while the sun shines
samimiyetsiz/iki yüzlü insanlar yalnızca iyi günde dostluk eder a false friend and a shadow stay only while the sun shines
dostun iyisi iyi günde değil zor günde belli olur a false friend and a shadow stay only while the sun shines
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir a stopped clock is right twice a day
dost kara günde belli olur friend in need is a friend indeed
gerçek arkadaş kara günde belli olur friend in need is a friend indeed
iyi günde herkes yanında olur(, ama kötü günde yanında kimse kalmaz) laugh and the (whole) world laughs with you(; weep and you weep alone)
iyi günde herkes yanında olur laugh and the world laughs with you
roma bir günde kurulmadı rome was not built in a day
iyi günde herkes yanındadır, kötü günde yalnız kalırsın smile and the (whole) world smiles with you(;cry and you cry alone)
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir even a stopped/broken clock is right twice a day
Colloquial
bir günde dört mevsim four seasons in one day i.
günde üç öğün yemek three square meals a day f.
günde 1 saat one hour a day zf.
günde bir saat one hour a day zf.
bunları günde üç kere alın take them three times a day expr.
bu özel/önemli günde on this significant occasion expr.
bunları günde üç kez alın take them three times a day expr.
bunları günde üç defa alın take them three times a day expr.
bir günde yeterince hata yapmadın mı? haven't you made enough mistakes for one day? expr.
günde üç saat aralıksız three hours a day straight expr.
iki günde bir every two days expr.
bir günde sadece 24 saat var there are only 24 hours in a day expr.
her şeyi bir günde yapamazsın there are only 24 hours in a day expr.
(belirtilen günde) bir şey yapıyor musun/yapacak mısın? are you doing anything (on a particular day)? expr.
(belirtilen günde) bir işin/planın var mı? are you doing anything (on a particular day)? expr.
(belirtilen günde) meşgul müsün/müsait misin? are you doing anything (on a particular day)? expr.
Idioms
kötü günde kullanılacak kaynak safety net i.
günde üç öğün yemek three squares i.
günde üç öğün yemek three squares a day f.
(bir günde) 8 saatten az çalışmak keep banker's hours f.
iyi günde kötü günde destekçisi olmak/yanında olmak cast one's lot with f.
birkaç günde bir every few days zf.
dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed expr.
dost kara günde belli olur a friend in need a friend indeed expr.
dost kara günde belli olur friend in need is friend indeed expr.
gerçek arkadaş kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed expr.
iyi günde de kötü günde de through thick and thin expr.
iyi dost kara günde belli olur a friend in need a friend indeed expr.
iyi günde ve kötü günde in weal and woe expr.
günde bir elma (doktoru uzak tutar) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (sağlığa iyi gelir) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (doktoru uzak tutar) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (sağlığa iyi gelir) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (doktoru uzak tutar) apple a day expr.
Speaking
bir tavuk bir günde kaç defa yumurtlar? how many eggs does a chicken lay per day? expr.
ben günde i̇ki̇ tane elma yeri̇m I eat two apples every day expr.
daha hemen ilk günde on the very first day expr.
günde kaç öğün yemek yiyorsun? how many meals do you eat a day? expr.
günde kaç saat ders çalışıyorsun? how many hours a day do you study? expr.
günde i̇ki̇ elma yerim I eat two apples every day expr.
günde i̇ki̇ elma yiyorum I eat two apples every day expr.
günde kaç kere dişini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde kaç litre su içersin? how many litres of water do you drink per day? expr.
günde kaç litre su içiyorsun? how many litres of water do you drink per day? expr.
günde kaç dersin var? how many classes do you have in a day? expr.
günde kaç öğün yersin/yersiniz? how many meals do you eat a day? expr.
günde kaç öğün yersin/yersiniz? how many meals do you have a day? expr.
günde kaç öğün yemek yiyorsunuz? how many meals do you eat a day? expr.
günde kaç defa dişini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde kaç kere dişlerini fırçalarsın? how many times do you brush your teeth a day? expr.
günde kaç defa dişlerini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde kaç öğün yemek yersin? how many meals do you eat a day? expr.
günde kaç kez dişlerini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde iki veya üç kez/defa/kere yemeklerden önce aç karnına two to three times a day, before meals, on an empty stomach expr.
günde 2000 kaloriden daha az yemelisin you should eat less than 2000 calories a day expr.
günde ne kadar kahve içersin? how much coffee do you drink a day? expr.
günde kaç öğün yemek yiyorsun? how many meals do you have a day? expr.
günde kaç kez dişini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde kaç sefer dişini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde kaç öğün yemek yiyorsunuz? how many meals do you have a day? expr.
günde kaç sefer dişlerini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde kaç öğün yemek yersin? how many meals do you have a day? expr.
günde kaç kere dişlerini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
neden son günde böyle bir şey olmak zorunda ki? why did this have to happen on the last day? expr.
(yine böyle) bir gün/günde one of these days expr.
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım I'll tell you what I do on a weekday expr.
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım I will tell you what I do on a weekday expr.
Trade/Economic
aynı günde teslimat same-day delivery i.
(londra borsasında) ödemeyi yeni bir sözleşmeye kadar ertelemesi için alıcının satıcıya sabit bir günde ödediği prim veya faiz continuation i.
Law
belirli bir günde bir hakim huzuruna çıkma sözü vadimony i.
belirli bir günde bir hakım huzuruna çıkma taahhüdü vadimony i.
belirlenen günde mahkemeye çıkacağını temin etmesi üzerine mahkumu serbest bırakmak mainprise f.
(itirazla) aynı günde instanter zf.
Politics
meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste docket agenda i.
meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste docket i.
Tourism
bir günde tamamlanan kısa gezi day out i.
Technical
bir günde üretilen emeğin birimi day i.
beş günde bir olan quintan s.
her altı günde bir olan sextan s.
Computer
günde bir days i.
Television
günde 24 saat yayın yapan amerikalı bir televizyon müzik kanalı mtv (music television) i.
Construction
günde-derece degree-day i.
Marine
üç günlük işi iki günde yapmak work double tides f.
Medical
günde üç kere alınacak (reçetelerde) tds (to be taken three times a day) i.
günde iki kere ilaç alınması b.i.d. i.
günde iki kere ilaç alınması twice a day i.
günde tek doz insülin enjeksiyonu once-daily insulin injection i.
günde iki kere ilaç alınması bid i.
günde tek öğün beslenme omad (one meal a day) i.
üç günde bir oluşan tertian s.
üç günde bir gelen tertian s.
dört günde bir tekrar eden quartan s.
günde üç kez ter in die expr.
günde dört kez quater in die expr.
günde iki kez bis in die expr.
günde iki defa bid expr.
günde bir quaque die expr.
Pathology
her dokuz günde bir meydana gelen ateşli hastalık nonary i.
dört günde bir nöbeti tutan sıtma quartan i.
her sekiz günde bir tekrar eden yüksek ateş octan i.
hem üç günde bir hem de günlük tekrar eden sıtma semitertian [obsolete] i.
dört günde bir tekrarlayan (ateş) quintan s.
her sekiz günde bir tekrar eden yüksek ateş ile ilgili octan s.
hem üç günde bir hem de günlük tekrar eden sıtma özellikleri gösteren semitertian s.
Pharmaceutics
günde bir qd (quāque diē) kısalt.
günde dört kez qid (quater in diē) kısalt.
Literature
seksen günde devri alem around the world in eighty days i.
80 günde devri alem around the world in eighty days i.
History
eski roma'da sekiz günde bir kurulan halka açık Pazar nundine i.
Religious
haham akiba'nın öğrencilerinin vebadan ölmesinin yasının tutulduğu omer döneminin bitişini gösteren, 33. günde kutlanan yahudi bayramı lag bomer i.
haham akiba'nın öğrencilerinin vebadan ölmesinin yasının tutulduğu omer döneminin bitişini gösteren, 33. günde kutlanan yahudi bayramı lag b'omer i.
bir kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin trental i.
(katoliklerde) kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin trigintal i.
(katoliklerde) kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin tricenarium i.
(katoliklerde) kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin tricenary i.
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi ascension of the lord i.
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi ascension day i.
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi holy thursday i.
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi ascension of christ i.
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi ascension i.
(niçiren budizmi'nde) günde iki kere yapılan bir ayin gongyo i.
ekmek şarap ayininin aynı rahip tarafından günde iki kez yapılması duplication i.
aynı günde üç farklı ayin yapmak trinate f.
ekmek şarap ayinini günde iki kez yapmak duplicate f.
katolik kilisesince et yemenin yasaklandığı günde olan maigre s.
Sport
sadece iyi günde takımının yanında olan taraftar fair-weather fan i.
(basketbol) aynı günde iki farklı takımın arka arkaya oynadığı iki maç doubleheader i.
Theatre
günde iki kez sahnelenen şey two-a-day i.
günde iki kez sahnelenen vodvil oyunu two-a-day i.
(vodvil sahnelenen tiyatroda) ortak yönetilen ve günde iki veya daha fazla gösteri sergileyen küçük tiyatrolar small time i.
vodvil oyununu günde iki kez gösterime sunan two-a-day s.
Cinema
günde iki defa film gösterimi road show i.
günde iki defa film göstermek road-show f.
Abbreviation
günde bir ton tpd (tons per day) i.
günde üç defa tid zf.
Latin
günde üç kere t.ı.d. (ter in die) kısalt.
günde dört kere q.i.d. (quater in die) kısalt.
Modern Slang
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş all-weather friend i.
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş always friend i.