docket - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

docket

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"docket" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 36 sonuç

İngilizce Türkçe
General
docket i. iş listesi
docket i. adres etiketi
docket i. etiket
docket i. gündem
docket i. sunulması veya ele alınması gereken bir dizi şey
docket i. yapılacak dizi şey
docket i. belirli bir konuya ilişkin belgeler
docket f. listeye kaydetmek
docket f. özet olarak deftere geçirmek
docket f. özetlemek
docket f. etiketlemek
docket f. tezkereyle onaylamak
docket f. muhtırayla onaylamak
docket f. (koli vb'ni) etiketlemek
docket f. (koli vb'ne) etket yapıştırmak
Trade/Economic
docket i. ambalaj paketi üzerindeki tanıtıcı yazı
docket i. bordro
docket i. gümrük makbuzu
docket i. paket etiketi
Law
docket i. duruşma listesi
docket i. hesap özeti
docket i. hülasa
docket i. karar defteri
docket i. mahkeme kararı özeti
docket i. mahkeme işlem defteri
docket i. mahkeme karar listesi
docket i. özet
docket i. mahkeme veya yarı-yargı organının duruşma listesi
docket i. resmi kuruluşun ilgilendiği konuların takvimi
docket i. ajanda
docket i. gündem
docket f. bekleyen davalar listesine kaydetmek
Politics
docket i. meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste
docket i. birleşik krallık kraliyet ailesine sunulan mektupların bir özeti
Slang
docket i. fiş
docket i. makbuz

"docket" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

İngilizce Türkçe
General
on the docket zf. el altında
on the docket zf. planlanmakta
on the docket zf. görüşülmekte
on the docket zf. yürütme sürecinde
on the docket zf. icra edilme sürecinde
Phrases
on the docket expr. gündemde
on the docket expr. (mahkemede) görüşülmeyi bekleyen
Trade/Economic
docket [uk] i. etiket
docket [uk] i. damga
docket [uk] i. mallarla birlikte gelip malların elden çıkarılmasına ilişkin bilgileri içeren bir belge
docket [uk] i. (birleşik krallık'ta) malların sahibine teslim edlimesini emrini verip vergilerin ödenmesini onaylayan bir gümrük belgesi
strike a docket [uk] f. (iflas durumunda) alacaklının taahhütname ve güvence akçesini ibraz etmek
Law
appearance docket i. duruşmaya çıkma listesi
appearance docket i. hakim huzuruna çıkma listesi
Politics
docket no. i. esas no.
docket agenda i. meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste