Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
gölgede
"gölgede"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
gölgede
in the shade
expr.
"gölgede"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 100 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
gölgede bırakmak
overshadow
f.
General
2
Genel
gölgede kalma
bathos
i.
3
Genel
gölgede 40 derece
40 degrees in the shade
i.
4
Genel
gölgede kırk derece
40 degrees in the shade
i.
5
Genel
gölgede kırk derece
40 degrees celsius in the shade
i.
6
Genel
gölgede 40 derece
40 degrees celsius in the shade
i.
7
Genel
gölgede bırakan şey
overshadower
i.
8
Genel
diğerlerini gölgede bırakan şey
colossus
i.
9
Genel
bir şeyi gölgede bırakmak
put something to shame
f.
10
Genel
gölgede bırakmak
eclipse
f.
11
Genel
gölgede bırakmak
put into the shades
f.
12
Genel
gölgede bırakmak
supplant
f.
13
Genel
gölgede bırakmak
shame
f.
14
Genel
gölgede bırakmak
excel
f.
15
Genel
gölgede bırakmak
outshine
f.
16
Genel
gölgede kalmak
keep in the background
f.
17
Genel
birini gölgede bırakmak
put someone to shame
f.
18
Genel
gölgede bırakmak
upstage
f.
19
Genel
gölgede bırakmak
surpass
f.
20
Genel
gölgede bırakmak
overshade
f.
21
Genel
gölgede bırakmak
cut out
f.
22
Genel
gölgede bırakmak
top
f.
23
Genel
gölgede bırakmak
dwarf
f.
24
Genel
gölgede bırakmak
trump
f.
25
Genel
gölgede bırakmak
far overweigh
f.
26
Genel
gölgede bırakmak
eclipse
f.
27
Genel
gölgede bırakmak
bescreen
f.
28
Genel
gölgede bırakmak
exuperate
f.
29
Genel
(ışığıyla) gölgede bırakmak
blind
f.
30
Genel
gölgede bırakmak
overshine
f.
31
Genel
gölgede bırakmak
overtop
f.
32
Genel
gölgede bırakmak
paragon [obsolete]
f.
33
Genel
gölgede bırakmak
outflash
f.
34
Genel
gölgede bırakmak
outlustre
f.
35
Genel
gölgede bırakmak
precel [obsolete]
f.
36
Genel
(güzelliği ile) gölgede bırakmak
stain [obsolete]
f.
37
Genel
gölgede bırakılmamış
uneclipsed
s.
38
Genel
gölgede bırakan
overshadowy
s.
39
Genel
gölgede bırakan
precellent [obsolete]
s.
40
Genel
gölgede olan
shaded
s.
41
Genel
tamamen gölgede olan
shadeful
s.
Phrasals
42
Öbek Fiiller
diğerlerini gölgede bırakmak
run away with
f.
43
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi belli bir oranda gölgede bırakmak
exceed someone or something by something
f.
44
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir konuda gölgede bırakmak
exceed someone or something in something
f.
45
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyde geride/gölgede bırakmak
surpass someone or something in something
f.
46
Öbek Fiiller
gölgede bırakmak
burn up
f.
47
Öbek Fiiller
(bir oranda) gölgede bırakmak daha baskın olmak
exceed by
f.
48
Öbek Fiiller
(bir konuda) gölgede bırakmak
exceed in
f.
49
Öbek Fiiller
'-de geride/gölgede bırakmak
surpass in
f.
Colloquial
50
Konuşma Dili
gölgede bırakmak
ace
f.
51
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) bir konuda gölgede bırakmak
have (got) it over (someone or something)
f.
52
Konuşma Dili
-i gölgede bırakmak
have it over
f.
Idioms
53
Deyim
hep gölgede kalan/başarısız/etkisiz kimse
always the bridesmaid, never the bride
i.
54
Deyim
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
a hard act to follow
i.
55
Deyim
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
a tough act to follow
i.
56
Deyim
yerine gelecek her şeyi/herkesi gölgede bırakacak kimse/şey
a tough act to follow
i.
57
Deyim
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
hard act to follow
i.
58
Deyim
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey
tough act to follow
i.
59
Deyim
diğer her şeyi gölgede bırakmak
cap the climax
f.
60
Deyim
birini gölgede bırakmak
run rings around someone
f.
61
Deyim
birini gölgede bırakmak
run rings round someone
f.
62
Deyim
birini gölgede bırakmak
run circles around someone
f.
63
Deyim
birini gölgede bırakmak
put someone in the shade
f.
64
Deyim
gölgede bırakmak
put someone in the shade
f.
65
Deyim
gölgede bırakmak
rub the shine off
f.
66
Deyim
gölgede bırakmak
put in the shade
f.
67
Deyim
gölgede bırakmak
steal someone's thunder
f.
68
Deyim
birini gölgede bırakmak
have (got) it all over
f.
69
Deyim
birini gölgede bırakmak
have it all over (someone)
f.
70
Deyim
birini ya da bir şeyi (bir şeyde) gölgede bırakmak
have it (all) over someone or something (in something)
f.
71
Deyim
gölgede bırakmak
be far and away
f.
72
Deyim
(bir şeyi) gölgede bırakmak
be far and away the (something)
f.
73
Deyim
(birini) gölgede bırakmak
beat the (living) daylights out of (one)
f.
74
Deyim
(birini) gölgede bırakmak
do (one) one better
f.
75
Deyim
(birini/bir şeyi bir konuda) gölgede bırakmak
have (got) it over (someone or something) in (something)
f.
76
Deyim
(birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
put (someone or something) in the shade
f.
77
Deyim
(birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
put (someone or something) to shame
f.
78
Deyim
birini/bir şeyi gölgede bırakmak
put somebody/something in the shade
f.
79
Deyim
(birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run circles around (someone or something)
f.
80
Deyim
(birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run circles round (someone or something)
f.
81
Deyim
(birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run rings around (someone or something)
f.
82
Deyim
(birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run rings round (someone or something)
f.
83
Deyim
gölgede bırakmak
steal thunder
f.
84
Deyim
hep gölgede kalan
always the bridesmaid
s.
85
Deyim
hep gölgede kalan
always the bridesmaid
s.
Biology
86
Biyoloji
gölgede büyüyebilen (bitki)
tolerant
s.
Botanic
87
Botanik
gölgede de büyüyebilen ancak güneşte daha fazla gelişen bitki
heliosciophyte
i.
Religious
88
Dini
incil'in musa kanunu'nu gölgede bırakarak inanç ve tövbe gerektiren yeni bir yasa sunduğuna inanan kimse
neonomian
i.
89
Dini
incil'in musa kanunu'nu gölgede bırakarak inanç ve tövbe gerektiren yeni bir yasa sunduğu doktrini
neonomianism
i.
90
Dini
incil'in musa kanunu'nu gölgede bırakarak inanç ve tövbe gerektiren yeni bir yasa sunduğu inancıyla paralel olan
neonomian
s.
Meteorology
91
Meteoroloji
gölgede sıcaklık
shade temperature
i.
Archaic
92
Eski Kullanım
gölgede kalmak
extinguish
f.
93
Eski Kullanım
gölgede bırakılmak
extinguish
f.
94
Eski Kullanım
(bir şeyi) bunaltıcı şekilde gölgede bırakmak
overbulk
f.
95
Eski Kullanım
gölgede bırakmak
overpeer
f.
96
Eski Kullanım
gölgede bırakmak
overplay
f.
Slang
97
Argo
diğerlerini gölgede bırakma
butt-kicker
i.
98
Argo
diğerlerini gölgede/geride bırakan şey
butt-kicker
i.
99
Argo
gölgede bırakmak
ace out
f.
Modern Slang
100
Modern Argo
hep gölgede kalan/başarısız/etkisiz (kadın)
always a bridesmaid never a bride
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of gölgede
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy