Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
fortune
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"fortune"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 53 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
fortune
i.
şans
2
Yaygın Kullanım
fortune
i.
talih
3
Yaygın Kullanım
fortune
i.
kısmet
4
Yaygın Kullanım
fortune
i.
fal
5
Yaygın Kullanım
fortune
i.
servet
General
6
Genel
fortune
i.
bakı
7
Genel
fortune
i.
devran
8
Genel
fortune
i.
uğur
9
Genel
fortune
i.
baht
10
Genel
fortune
i.
hayır
11
Genel
fortune
i.
rastlantı
12
Genel
fortune
i.
zenginlik
13
Genel
fortune
i.
kader
14
Genel
fortune
i.
tesadüf
15
Genel
fortune
i.
meymenet
16
Genel
fortune
i.
servet
17
Genel
fortune
i.
kaza
18
Genel
fortune
i.
gelecek
19
Genel
fortune
i.
sermaye
20
Genel
fortune
i.
başarı
21
Genel
fortune
i.
şans eseri gelen başarı
22
Genel
fortune
i.
tesadüfi başarı
23
Genel
fortune
i.
büyük bir miktar para
24
Genel
fortune
i.
çok para
25
Genel
fortune
i.
yazgı
26
Genel
fortune
i.
alın yazısı
27
Genel
fortune
i.
falcılık
28
Genel
fortune
i.
fal bakma
29
Genel
fortune
i.
kehanet
30
Genel
fortune
i.
mal varlığı
31
Genel
fortune
i.
aile serveti
32
Genel
fortune
i.
şans kurabiyesi falı
33
Genel
fortune
f.
kehanette bulunmak
34
Genel
fortune
f.
önceden haber vermek
35
Genel
fortune
f.
fal bakmak
36
Genel
fortune
f.
geleceği söylemek
Trade/Economic
37
Ticaret/Ekonomi
fortune
i.
varlık
38
Ticaret/Ekonomi
fortune
i.
(fortune dergisine göre) en zengin beş yüz amerikan şirketi listesi
Law
39
Hukuk
fortune
i.
servet
Astronomy
40
Gökbilim
fortune
i.
(jüpiter, venüs) olumlu etki yapan gezegen
41
Gökbilim
fortune
i.
jüpiter
42
Gökbilim
fortune
i.
venüs
Mythology
43
Mitoloji
fortune
i.
başa gelenlerden sorumlu ilahi kudret
44
Mitoloji
fortune
i.
ilahi şans
Archaic
45
Eski Kullanım
fortune
i.
kadın varis
46
Eski Kullanım
fortune
i.
kadın mirasçı
47
Eski Kullanım
fortune
f.
zengin kılmak
48
Eski Kullanım
fortune
f.
zenginleştirmek
49
Eski Kullanım
fortune
f.
varlıklı hale getirmek
50
Eski Kullanım
fortune
f.
servet bahşetmek
51
Eski Kullanım
fortune
f.
olmak
52
Eski Kullanım
fortune
f.
meydana gelmek
53
Eski Kullanım
fortune
f.
tesadüfen gelişmek
"fortune"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 180 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
fortune telling
i.
falcılık
2
Yaygın Kullanım
wheel of fortune
i.
çarkıfelek
3
Yaygın Kullanım
fortune teller
i.
falcı
4
Yaygın Kullanım
fortune-teller
i.
falcı
General
5
Genel
fortune teller
i.
bakıcı
6
Genel
good fortune
i.
baht
7
Genel
ill fortune
i.
bahtsızlık
8
Genel
good fortune
i.
şans
9
Genel
good fortune
i.
ongunluk
10
Genel
fortune telling
i.
bakıcılık
11
Genel
good fortune
i.
iyi talih
12
Genel
fortune hunter
i.
evlenerek zengin olmak isteyen
13
Genel
good fortune
i.
bahtiyarlık
14
Genel
good fortune
i.
talih
15
Genel
soldier of fortune
i.
paralı asker
16
Genel
narrow fortune
i.
ufak servet
17
Genel
bad fortune
i.
talihsizlik
18
Genel
bad fortune
i.
şanssızlık
19
Genel
fortune-teller
i.
falcı
20
Genel
fortune-telling
i.
falcılık
21
Genel
fortune-telling by throwing beans
i.
bakla falı
22
Genel
fortune-telling
i.
fal
23
Genel
ill fortune
i.
makus kader
24
Genel
fortune-cookie
i.
içinden dilek çıkan uzak doğu kurabiyesi
25
Genel
fortune hunter
i.
servet avcısı
26
Genel
exorbitant fortune
i.
büyük servet
27
Genel
turkish coffee fortune-telling
i.
kahve falı
28
Genel
coffee fortune-telling
i.
kahve falı
29
Genel
angel of fortune
i.
şans meleği
30
Genel
angel of good fortune
i.
şans meleği
31
Genel
fortune rabbit
i.
niyet tavşanı
32
Genel
history of fortune-telling
i.
falcılığın tarihi
33
Genel
history of fortune-telling
i.
falcılık tarihi
34
Genel
fortune cookies
i.
içinden fal çıkan kurabiyeler
35
Genel
fortune cookie
i.
talih kurabiyesi
36
Genel
personal fortune
i.
kişisel servet
37
Genel
paper fortune
i.
origami ile yapılan tuzluk, kağıt falı
38
Genel
wheel of fortune
i.
feleğin çarkı
39
Genel
fortune book
i.
kehanet kitabı
40
Genel
fortune book
i.
fal kitabı
41
Genel
fortune telling
i.
fal bakma
42
Genel
fortune telling
i.
geleceği tahmin etme
43
Genel
fortune telling
i.
kehanette bulunma
44
Genel
fortune-hunter
i.
servet avcısı
45
Genel
fortune-hunter
i.
para avcısı
46
Genel
soldier of fortune
i.
maceracı kimse
47
Genel
soldier of fortune
i.
adrenalin tutkunu
48
Genel
tell somebody his fortune
f.
falına bakmak
49
Genel
tell somebody his/her fortune
f.
falına bakmak
50
Genel
inherit a fortune
f.
mirasa konmak
51
Genel
sacrifice one´s fortune
f.
servetini feda etmek
52
Genel
tell one's fortune
f.
falına bakmak
53
Genel
tell fortune
f.
fal bakmak
54
Genel
visit a fortune teller
f.
fal baktırmak
55
Genel
tell someone's fortune
f.
birinin falına bakmak
56
Genel
visit a fortune teller
f.
falcıya gitmek
57
Genel
try one's fortune
f.
şansını denemek
58
Genel
inherit a family fortune
f.
mirasa konmak
59
Genel
have one's fortune told
f.
fal baktırmak
60
Genel
earn a fortune
f.
bir servet elde etmek
61
Genel
earn a fortune
f.
çok para kazanmak
62
Genel
make a fortune
f.
servet edinmek
63
Genel
cost a fortune
f.
(bir) servete mal olmak
64
Genel
fortune smile on someone
f.
talih yüzüne gülmek
65
Genel
have the good fortune
f.
şansı olmak
66
Genel
give hostages to fortune
f.
ileride başına dert açma riskini göze almak
67
Genel
give hostages to fortune
f.
ödenecek bedeli göze almak
68
Genel
make one's fortune
f.
servet yapmak
69
Genel
believe in fortune telling
f.
fala inanmak
70
Genel
enjoy one’s fortune
f.
servetinin tadını çıkarmak
71
Genel
give great fortune
f.
büyük servet kazandırmak
72
Genel
bring good fortune
f.
şans getirmek
73
Genel
fortune [obsolete]
f.
şans vermek
74
Genel
fortune [obsolete]
f.
kısmetli kılmak
75
Genel
fortune [obsolete]
f.
alnına kaderini yazmak
76
Genel
fortune-telling
f.
fal bakma
77
Genel
fortune-telling
f.
geleceği tahmin etme
78
Genel
fortune-telling
f.
kehanette bulunma
79
Genel
out of fortune
s.
fırsat yoksulu
80
Genel
fortune telling
s.
fal bakan
81
Genel
fortune telling
s.
geleceği söyleyen
82
Genel
fortune telling
s.
falcılık yapan
83
Genel
fortune telling
s.
kehanette bulunan
84
Genel
fortune-telling
s.
fal bakan
85
Genel
fortune-telling
s.
geleceği söyleyen
86
Genel
fortune-telling
s.
falcılık yapan
87
Genel
fortune-telling
s.
kehanette bulunan
88
Genel
by good fortune
zf.
tesadüfen
89
Genel
by good fortune
zf.
şans eseri
90
Genel
by good fortune
zf.
rastlantı eseri
Proverb
91
Atasözü
the slings and arrows of outrageous fortune
kaderin cilvesi
92
Atasözü
the slings and arrows of outrageous fortune
kaderin oyunu
93
Atasözü
fortune favors the bold
şans cesur olandan yanadır
94
Atasözü
fortune favors the brave
şans cesur olandan yanadır
95
Atasözü
every man is the architect of his own fortune
her insan kendi kaderinin mimarıdır
96
Atasözü
fortune favors the bold
şans cesurdan yanadır
97
Atasözü
fortune favors the brave
şans cesurdan yanadır
98
Atasözü
fortune doesn't favor fools
talih aptalların yüzüne gülmez
99
Atasözü
fortune knocks once at every man's door
şans/talih insana bir kere vurur
100
Atasözü
fortune knocks once at every man's door
insana hayatta bir kere şans vurur
101
Atasözü
fortune knocks once at every man's door
şans kapıyı bir kere çalar
Colloquial
102
Konuşma Dili
fickle fortune
i.
kaderin cilvesi
103
Konuşma Dili
fickle fortune
i.
kahpe kader
104
Konuşma Dili
fickle fortune
i.
kahpe felek
105
Konuşma Dili
seek (one's) fortune
f.
parayı bulmaya çalışmak
106
Konuşma Dili
seek (one's) fortune
f.
köşeyi dönmeye çalışmak
107
Konuşma Dili
seek (one's) fortune
f.
şansını denemek
108
Konuşma Dili
seek (one's) fortune
f.
şansını aramak
109
Konuşma Dili
seek (one's) fortune
f.
zengin olmaya çalışmak
110
Konuşma Dili
seek (one's) fortune
f.
servet peşine düşmek
111
Konuşma Dili
seek (one's) fortune
f.
servet aramak
112
Konuşma Dili
seek your fortune
f.
zengin olmanın yollarını aramak
113
Konuşma Dili
seek your fortune
f.
zengin olma ümidiyle bir yere gitmek/taşınmak
114
Konuşma Dili
seek your fortune
f.
köşeyi dönmek için bir yere gitmek/taşınmak
115
Konuşma Dili
seek your fortune
f.
parayı bulmaya çalışmak
116
Konuşma Dili
seek your fortune
f.
parayı bulmak için bir yere gitmek/taşınmak
117
Konuşma Dili
seek your fortune
f.
zengin olmak için macera peşine düşmek
118
Konuşma Dili
fortune smiled on me
expr.
talih yüzüme güldü
Idioms
119
Deyim
a small fortune
i.
hatırı sayılır bir servet
120
Deyim
the slings and arrows of outrageous fortune
i.
kaderin oyunu
121
Deyim
the slings and arrows of outrageous fortune
i.
kaderin cilvesi
122
Deyim
a soldier of fortune
i.
paralı asker
123
Deyim
fortune hunter
i.
servet avcısı
124
Deyim
fortune hunter
i.
servet düşkünü
125
Deyim
a hostage to fortune
i.
soruna/belaya davetiye
126
Deyim
a stroke of fortune
i.
şans eseri
127
Deyim
a hostage to fortune [uk]
i.
ileride büyük sorun yaratacak hareket
128
Deyim
a small fortune
i.
çok para
129
Deyim
a small fortune
i.
çok miktarda para
130
Deyim
a small fortune
i.
büyük para
131
Deyim
fickle fortune [cliché]
i.
değişken durumlar/sonuçlar
132
Deyim
be worth a fortune
f.
bir servet değerinde olmak
133
Deyim
pay a fortune
f.
bir servet ödemek
134
Deyim
gamble away a small fortune
f.
kumar masasında bırakmak
135
Deyim
be the architect of one's own fortune
f.
kendi kaderinin mimarı olmak
136
Deyim
lose a fortune at gambling
f.
kumarda bir servet kaybetmek
137
Deyim
gamble away a small fortune
f.
kumarda kaybetmek
138
Deyim
lose a fortune in gambling
f.
kumarda bir servet kaybetmek
139
Deyim
cost a small fortune
f.
küçük/hatırı sayılır bir servete mal olmak
140
Deyim
gamble away a fortune
f.
kumarda bir servet kaybetmek
141
Deyim
make a fortune out of nothing
f.
sıfırdan zengin olmak
142
Deyim
come into a small fortune
f.
(miras ile) servete konmak
143
Deyim
come into a fortune
f.
(miras ile) paraya konmak
144
Deyim
come into a fortune
f.
(miras ile) servete konmak
145
Deyim
come into a small fortune
f.
(miras ile) paraya konmak
146
Deyim
fortune is smiling upon (someone)
f.
şans (birinin) yüzüne gülmek
147
Deyim
fortune is smiling upon (someone)
f.
talih (birinin) yüzüne gülmek
148
Deyim
fortune is smiling upon (someone)
f.
(birinin) şansı yaver gitmek
149
Deyim
fortune is smiling upon (someone)
f.
(birinin) şansı açık olmak
150
Deyim
fortune is smiling on (someone)
f.
şans (birinin) yüzüne gülmek
151
Deyim
fortune is smiling on (someone)
f.
talih (birinin) yüzüne gülmek
152
Deyim
fortune is smiling on (someone)
f.
(birinin) şansı yaver gitmek
153
Deyim
fortune is smiling on (someone)
f.
(birinin) şansı açık olmak
154
Deyim
fortune smiles upon someone
f.
talih birinin yüzüne gülmek
155
Deyim
fortune smiles on someone
f.
talih birinin yüzüne gülmek
156
Deyim
give hostage to fortune
f.
ileride başına dert açma riskini göze almak
157
Deyim
give hostage to fortune
f.
ödenecek bedeli göze almak
158
Deyim
give hostage to fortune
f.
geleceğe zarar vermek
159
Deyim
give hostage to fortune
f.
geleceği tehlikeye atmak
160
Deyim
make (one's) fortune
f.
servetini yapmak
161
Deyim
make (one's) fortune
f.
servet yapmak
162
Deyim
try fortune
f.
şansını denemek
163
Deyim
fortune favours the brave
expr.
cesurlar şanslıdır
164
Deyim
fortune favours the brave
expr.
şans cesur insanların tarafını tutar
165
Deyim
fortune favours the brave
expr.
şans cesurların yanındadır
Speaking
166
Konuşma
do you believe in fortune telling?
expr.
fala inanır mısın?
167
Konuşma
do you believe in fortune telling?
expr.
fala inanır mısınız?
168
Konuşma
they must have cost you a fortune
expr.
sana bir servete mal olmuş olmalı
Trade/Economic
169
Ticaret/Ekonomi
fortune tax
i.
servet vergisi
170
Ticaret/Ekonomi
be making a fortune
f.
büyük kar sağlamak
171
Ticaret/Ekonomi
make a fortune
f.
servet yapmak
Law
172
Hukuk
fortune tax
i.
servet vergisi
Technical
173
Teknik
wheel of fortune
i.
çarkıfelek
Computer
174
Bilgisayar
fortune cookie
i.
(özellikle unix benzeri sistemlerde) günün sözü özelliği
Gastronomy
175
Mutfak
fortune cookie
i.
fal kurabiyesi
176
Mutfak
fortune cookie
i.
içinden fal çıkan çin kurabiyeleri
177
Mutfak
fortune cookie
i.
şans kurabiyesi
Military
178
Askeri
soldier of fortune
i.
paralı asker
Mythology
179
Mitoloji
wheel of fortune
i.
(mitolojide ve edebiyatta) kader tanrısının döndürdüğü, insanların yaşantısında rastgele değişikliklere neden olan bir döner alet
Star Wars
180
Star Wars
royal fortune-class light clipper
i.
asil talih-sınıfı hafif kırpıcı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of fortune
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy