|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
etrafına bakmak |
look about f.
|
|
He looked about.
Etrafına baktı.
More Sentences
|
2 |
Genel |
etrafına bakınmak |
look around f.
|
|
Tom looked around at his apartment.
Tom dairesinde etrafına bakındı.
More Sentences
|
3 |
Genel |
etrafına daire çizmek |
circle f.
|
|
After taking off, the plane circled the airport twice.
Kalktıktan sonra, uçak iki kez havaalanının etrafında daire çizdi.
More Sentences
|
Phrasals |
|
4 |
Öbek Fiiller |
etrafına üşüşmek |
swarm around f.
|
|
Ants are swarming around the sugar.
Karıncalar şekerin etrafına üşüşüyorlar.
More Sentences
|
Speaking |
|
5 |
Konuşma |
etrafına bir bak |
look around you expr.
|
|
Take a look around you.
Etrafına bir bak.
More Sentences
|
Common Usage |
|
6 |
Yaygın Kullanım |
köprü ayağının etrafına çakılan kazıklar |
starling i.
|
|
General |
|
7 |
Genel |
bir deliğin etrafına madeni bilezik geçirme |
eyeletting i.
|
|
8 |
Genel |
boyun etrafına süs maksadıyla giyilen yakalık |
neckatee [obsolete] i.
|
|
9 |
Genel |
kulağın etrafına takılan bir çeşit küpe |
ear cuff i.
|
|
10 |
Genel |
bardak etrafına takılan karton kılıf |
zarf i.
|
|
11 |
Genel |
kitap, dergi gibi ürünlerin etrafına sarılan şerit |
bellyband i.
|
|
12 |
Genel |
etrafına zarar veren kimse |
hun i.
|
|
13 |
Genel |
göz etrafına sarılan örtü |
muffler [obsolete] i.
|
|
14 |
Genel |
semeri yerinde tutmak için atın etrafına sarılmış geniş şerit |
roller i.
|
|
15 |
Genel |
çevrelenmiş bir yerin etrafına veya içine yerleştirme |
circumposition i.
|
|
|
16 |
Genel |
resmin etrafına paspartu geçirmek |
mat f.
|
|
17 |
Genel |
etrafına daire çizmek |
circumscribe f.
|
|
18 |
Genel |
etrafına set çekmek |
dyke f.
|
|
19 |
Genel |
etrafına toplanmak |
mob f.
|
|
20 |
Genel |
etrafına ağ çekmek |
web f.
|
|
21 |
Genel |
etrafına duvar çekmek |
wall f.
|
|
22 |
Genel |
etrafına set çekmek |
dike f.
|
|
23 |
Genel |
etrafına çalı dikmek |
hedge f.
|
|
24 |
Genel |
bir şeyin etrafına dolanmak |
entwine itself around f.
|
|
25 |
Genel |
etrafına sivri kazıklar dikerek çit çevirmek |
palisade f.
|
|
26 |
Genel |
etrafına tel örmek |
put a fence around f.
|
|
27 |
Genel |
etrafına çit örmek |
put a fence around f.
|
|
28 |
Genel |
üzerine veya etrafına (ip vb.) dolayarak sabitlemek |
reeve f.
|
|
29 |
Genel |
etrafına bir oluk yaparak çapını azaltmak |
neck f.
|
|
30 |
Genel |
(bir şeyin) etrafına dolanmak |
twirl f.
|
|
31 |
Genel |
etrafına duvar örmek |
enwall f.
|
|
32 |
Genel |
etrafına dolamak |
enwind f.
|
|
33 |
Genel |
etrafına sarmak |
enwind f.
|
|
34 |
Genel |
etrafına üşüşmek |
beswarm f.
|
|
35 |
Genel |
etrafına bir şeyler asarak dekore etmek |
hang f.
|
|
|
36 |
Genel |
bir ipi (bir şeyin) etrafına dolamak |
woold f.
|
|
37 |
Genel |
(bir şeyin) etrafına veya üzerine toprak yığmak |
hill f.
|
|
38 |
Genel |
etrafına sınır koymak |
list [obsolete] f.
|
|
39 |
Genel |
etrafına sarmak |
loop f.
|
|
40 |
Genel |
çevrelenmiş bir yerin etrafına veya içine yerleştirmek |
circumpose f.
|
|
41 |
Genel |
etrafına güvenlik şeridi koymak |
cordon (off) f.
|
|
42 |
Genel |
(bir şeyin) etrafına kement atmak |
rope f.
|
|
43 |
Genel |
(halatın, kayışın) bir direk, pim veya makaranın etrafına dolayarak gerilimini artırmak |
snub f.
|
|
44 |
Genel |
(hayvanın) hareketini bağlı olduğu sabit nokta etrafına dolayarak frenlemek |
snub f.
|
|
45 |
Genel |
bükerek etrafına dolamak |
turn f.
|
|
46 |
Genel |
bir deliğin etrafına madeni bilezik geçirilmiş |
eyeletted s.
|
|
47 |
Genel |
etrafına beleşçiler toplanan |
tuft-hunted s.
|
|
48 |
Genel |
bir şeyin etrafına sarılacak şekilde yapılmış |
wrapround s.
|
|
49 |
Genel |
vücudun etrafına sarılıp bağlanmak üzere tasarlanmış (kıyafet) |
wraparound s.
|
|
50 |
Genel |
bir döner presin silindirinin etrafına sarılan (esnek baskı yüzeyi) |
wraparound s.
|
|
Phrasals |
|
51 |
Öbek Fiiller |
çevresine/etrafına toplanmak |
collect around (someone or something) f.
|
|
52 |
Öbek Fiiller |
çevresine/etrafına toplanmak |
collect around someone or something f.
|
|
53 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) yapmak |
build around (someone or something) f.
|
|
54 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) yapmak |
build around f.
|
|
55 |
Öbek Fiiller |
etrafına/çevresine bakınmak |
peer around f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) kurmak |
build around (someone or something) f.
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) kurmak |
build around f.
|
|
58 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around (someone or something) f.
|
|
59 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around f.
|
|
60 |
Öbek Fiiller |
çevresine/etrafına bina etmek |
build around (someone or something) f.
|
|
61 |
Öbek Fiiller |
çevresine/etrafına bina etmek |
build around f.
|
|
62 |
Öbek Fiiller |
(bir yerin) etrafına/çevresine (bir yapı/şey) inşa etmek |
build around (someone or something) f.
|
|
63 |
Öbek Fiiller |
(bir yapıyı/şeyi bir yerin) etrafına/çevresine inşa etmek |
build around f.
|
|
64 |
Öbek Fiiller |
etrafına dikkat etmeden/etrafına aldırış etmeden yürümek/dolaşmak |
bumble along f.
|
|
65 |
Öbek Fiiller |
etrafına dikkat etmeden/etrafına aldırış etmeden yürümek/dolaşmak |
bumble through f.
|
|
66 |
Öbek Fiiller |
etrafına duvar örmek |
wall something in f.
|
|
67 |
Öbek Fiiller |
etrafına döküp saçmak |
slosh something (all) over someone or something f.
|
|
68 |
Öbek Fiiller |
etrafına üşüşmek |
swarm (all) over f.
|
|
69 |
Öbek Fiiller |
etrafına dökmek |
slosh something around f.
|
|
70 |
Öbek Fiiller |
etrafına bakmak |
glance round f.
|
|
71 |
Öbek Fiiller |
etrafına dolamak |
wind around f.
|
|
72 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin etrafına dizilmek |
get around someone or something f.
|
|
73 |
Öbek Fiiller |
etrafına barikat çekmek/koymak |
bar off f.
|
|
74 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına (bir şey) sarmak |
strap (someone or something) with (something) f.
|
|
75 |
Öbek Fiiller |
etrafına aldırış etmeden ilerlemek |
breeze along f.
|
|
|
76 |
Öbek Fiiller |
bir hayvanın etrafına çit/kafes yapmak |
fence an animal in f.
|
|
77 |
Öbek Fiiller |
bir hayvanın etrafına bariyer koymak |
fence an animal in f.
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin etrafına dizmek |
cluster someone or something around someone or something f.
|
|
79 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin etrafına toplamak |
cluster someone or something around someone or something f.
|
|
80 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına dizmek |
cluster around (someone or something) f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
etrafına sarmak |
coil around f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
etrafına dolanmak |
coil around f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
çevresine/etrafına toplanmak |
collect around f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
crowd around (someone or something) f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
crowd around (someone or something) f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak |
crowd in (on someone or something) f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin etrafına çit yapmak |
fence something in f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
etrafına doluşmak |
flock around f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
etrafına üşüşmek |
flock around f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak |
flock around (someone or something) f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
flock around (someone or something) f.
|
|
92 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) etrafına üşüşmek |
flutter around (something) f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
gather around (someone or something) f.
|
|
94 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına toplamak |
gather around (someone or something) f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
gather round (someone or something) f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına toplamak |
gather round (someone or something) f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi (kendi) etrafına/etrafında toplamak |
gather someone or something around (oneself) f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
swarm around (someone or something) f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
etrafına üşüşmek |
swarm over f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
swarm over (someone or something) f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına/başına üşüşmek |
throng around (someone or something) f.
|
|
102 |
Öbek Fiiller |
kalabalık halde (birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak |
throng around (someone or something) f.
|
|
103 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) etrafına (bir şey) sarmak |
tuck (something) around (something) f.
|
|
104 |
Öbek Fiiller |
etrafına sarmak |
tuck around f.
|
|
105 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına sarmak |
twine around (someone or something) f.
|
|
106 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına dolamak |
twine around (someone or something) f.
|
|
107 |
Öbek Fiiller |
etrafına duvar örmek |
wall up f.
|
|
108 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına sarılmak |
wrap around (someone or something) f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına dolanmak |
wrap around (someone or something) f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına sarmak |
wrap around (someone or something) f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) etrafına dolamak |
wrap around (someone or something) f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) etrafına sarmak |
wreathe around (something) f.
|
|
Phrases |
|
113 |
İfadeler |
(birinin) etrafına |
around (someone or something) zf.
|
|
Colloquial |
|
114 |
Konuşma Dili |
etrafına dikkat etmeden, telefonuna odaklanarak yapılan yürüme şekli |
dumbwalking i.
|
|
115 |
Konuşma Dili |
kişinin internette takılırken etrafına sardığı yastık ve battaniyeler |
internest i.
|
|
116 |
Konuşma Dili |
çernobil reaktörünün sızıntısını engellemek için etrafına inşa edilmiş çimento ve çelikten yapı |
sarcophagus i.
|
|
Idioms |
|
117 |
Deyim |
cesetlerin etrafına tebeşirle çizilen sınır |
chalk outline i.
|
|
118 |
Deyim |
(birinin) etrafına/bulunduğu yere alışması |
(one's) bearings i.
|
|
119 |
Deyim |
(birinin) etrafına/bulunduğu yere uyumu |
(one's) bearings i.
|
|
120 |
Deyim |
etrafına mutluluk dağıtan kimse |
a ray of sunshine i.
|
|
121 |
Deyim |
birisinin etrafına doluşmak |
flock around someone f.
|
|
122 |
Deyim |
kapısına/etrafına/başına üşüşmek |
kick down one's door f.
|
|
123 |
Deyim |
kapısına/etrafına/başına üşüşmek |
kick down the door f.
|
|
124 |
Deyim |
kapısına/etrafına/başına üşüşmek |
kick down one's door f.
|
|
125 |
Deyim |
birinin/bir şeyin etrafına sarılmak |
coil (itself) around someone or something f.
|
|
126 |
Deyim |
birinin/bir şeyin etrafına dolanmak |
coil (itself) around someone or something f.
|
|
127 |
Deyim |
etrafına tehditler savurmak |
sell wolf tickets f.
|
|
128 |
Deyim |
etrafına tehditler savurmak |
sell woof tickets f.
|
|
129 |
Deyim |
ışığın etrafına toplanan sinekler/kelebekler/arılar gibi |
like a moth to a flame expr.
|
|
130 |
Deyim |
ışığın etrafına toplanan sinekler/kelebekler/arılar gibi |
like a moth to the flame expr.
|
|
Speaking |
|
131 |
Konuşma |
etrafına bir baksana |
take a look around expr.
|
|
Politics |
|
132 |
Siyasal |
bayrak etrafına toplanma etkisi |
rally 'round-the flag effect i.
|
|
Technical |
|
133 |
Teknik |
etrafına sarma hızı |
wrap spinning i.
|
|
134 |
Teknik |
kereste kütüklerini beslemekte kullanılan ve kasnak tekerlekleri etrafına dolanan sonsuz zincir |
chain feed i.
|
|
135 |
Teknik |
puro demetlerinin etrafına sarma yaprakları saran kimse |
roller i.
|
|
136 |
Teknik |
yalıtımlı iletkenlerin etrafına dolanan boru |
sleeving i.
|
|
137 |
Teknik |
yalıtımlı iletkenlerin etrafına dolanan boru |
spaghetti i.
|
|
138 |
Teknik |
soğutup doğal bir daralmadan faydalanarak (bir parçayı başka bir parçanın) etrafına sıkıca sabitlemek |
shrink on f.
|
|
139 |
Teknik |
etrafına bir şekil çizmek (silindir içine çizilen üçgen vb) |
circumscribe f.
|
|
140 |
Teknik |
hava geçirmez mahfaza lehim veya sert lehim ile etrafına flanş takılı |
hermetic receptacle with round flange attached by soldering or brazing s.
|
|
Computer |
|
141 |
Bilgisayar |
(bilgisayar oyunlarında) üç boyutlu oyun alanının etrafına gökyüzü gibi arka plan yerleştirmek için kullanılan küp |
skybox i.
|
|
Electric |
|
142 |
Elektrik |
elektrikli transformatörün merkezi etrafına sarılmış telin uzunluğu |
winding i.
|
|
143 |
Elektrik |
telin düzgün bir boru etrafına sarılmasıyla elde edilen bobin |
helix i.
|
|
Textile |
|
144 |
Tekstil |
başparmağın etrafına saman veya ekin anızı sarılarak yapılan halat |
thumbrope [dialect] i.
|
|
145 |
Tekstil |
el bileği etrafına giyilen ufak kürk |
muffettee i.
|
|
146 |
Tekstil |
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi |
pareo i.
|
|
147 |
Tekstil |
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi |
pareu i.
|
|
Architecture |
|
148 |
Mimarlık |
hristiyanlığın ilk dönemlerinde türbelerin etrafına konulan paravan |
transenna i.
|
|
Construction |
|
149 |
İnşaat |
çatı kiremitlerinin veya taşlarının etrafına yosun koyan kimse |
mosser i.
|
|
150 |
İnşaat |
(askeri ablukada) saldırganlarca kuşatılan tahkimatın etrafına düşman kalesine doğru inşa edilmiş tahkimat hattı |
contravallation i.
|
|
Furniture |
|
151 |
Mobilya |
pencere ya da kapı etrafına geçirilen üç kenarlı dekoratif çerçeve |
chambranle [french] i.
|
|
Automotive |
|
152 |
Otomotiv |
dönen parçaların etrafına yerleştirilen çelik veya naylon koruyucu |
scatter shield i.
|
|
153 |
Otomotiv |
motor yarışı pistlerinin etrafına yerleştirilen metal güvenlik bariyerleri |
armco® i.
|
|
Marine |
|
154 |
Denizcilik |
direk veya serenin etrafına bağlanan halatı sıkmak için kullanılan sopa |
woolder i.
|
|
155 |
Denizcilik |
etrafına palplanş yapmak |
sheet-pile f.
|
|
156 |
Denizcilik |
güçlendirmek için direk veya serenin etrafına zincir bağlamak |
woold f.
|
|
157 |
Denizcilik |
güçlendirmek için direk veya serenin etrafına halat bağlamak |
woold f.
|
|
158 |
Denizcilik |
(halatın) etrafına iplik veya sicim sarmak |
worm f.
|
|
159 |
Denizcilik |
(kirişin etrafına) sıkıca ip dolamak |
serve f.
|
|
Medical |
|
160 |
Medikal |
retina ayrılmasını önlemek için retinanın etrafına silikon bant geçirilmesi |
cerclage i.
|
|
161 |
Medikal |
tendonları omuz etrafına yapışan dört kası içine alan kas grubu |
rotator cuff i.
|
|
Dentistry |
|
162 |
Diş Hekimliği |
diş tedavisinde dişin kuru kalmasını sağlamak için dişin etrafına geçirilen ince lastik kılıf |
dam i.
|
|
Printing |
|
163 |
Baskı Teknikleri |
ofset baskıda görüntüyü kağıda aktarmak için kullanılan, silindir etrafına dolanmış plastik levha |
blanket i.
|
|
Gastronomy |
|
164 |
Mutfak |
kıymanın veya balığın etrafına sarılmış domuz pastırmasından oluşan bir kroket |
kromesky i.
|
|
165 |
Mutfak |
tencere kapağının etrafına yapıştırılan hamur şeridi |
luting i.
|
|
166 |
Mutfak |
tencere kapağının etrafına yapıştırılan hamur şeridi |
luting paste i.
|
|
Marine Biology |
|
167 |
Deniz Biyolojisi |
salgı yoluyla etrafına kabuk benzeri bir tüp oluşturan çift kabuklu yumuşakça |
tube-shell i.
|
|
Botanic |
|
168 |
Botanik |
başka bir gövdenin etrafına dolanan tırmanıcı gövde |
voluble stem i.
|
|
169 |
Botanik |
bitkinin etrafına veya üzerine yığılmış toprak |
hill i.
|
|
170 |
Botanik |
bitkilerin etrafına toprak doldurma |
hilling i.
|
|
171 |
Botanik |
bitkilerin etrafına toprak yığma |
hilling i.
|
|
172 |
Botanik |
(bitki gövdesi) etrafına kıvrılma |
intorsion i.
|
|
173 |
Botanik |
(bitki gövdesi) etrafına kıvrılma |
intortion i.
|
|
174 |
Botanik |
küçük bitkilerin etrafına dolanan kağıt koruma |
sleeve i.
|
|
175 |
Botanik |
bir desteğin etrafına dolanarak yetişen (bitki) |
twining s.
|
|
176 |
Botanik |
bir desteğin etrafına dolanarak |
twiningly zf.
|
|
Agriculture |
|
177 |
Tarım |
bitkiyi taşımak için etrafına toprak sıkıştırmak |
ball f.
|
|
Fishery |
|
178 |
Balıkçılık |
yapay sineğin etrafına sarılan şeritler |
ribbing i.
|
|
History |
|
179 |
Tarih |
taç etrafına kumaş dolayarak yapılan bir 15. yüzyıl şapkası |
chaperon i.
|
|
180 |
Tarih |
taç etrafına kumaş dolayarak yapılan bir 15. yüzyıl şapkası |
chaperone i.
|
|
Geology |
|
181 |
Jeoloji |
deprem merkezi etrafına tüm kosismal noktalardan geçecek şekilde çizilen çizgi |
coseism i.
|
|
182 |
Jeoloji |
deprem merkezi etrafına tüm kosismal noktalardan geçecek şekilde çizilen çizgi |
coseismal line i.
|
|
Military |
|
183 |
Askeri |
düşmanın savaş hedeflerine saldırısını engellemek için sivilleri kasıtlı olarak bu hedeflerin içine veya etrafına yerleştirme |
human shield i.
|
|
Sport |
|
184 |
Spor |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
trouser clip i.
|
|
185 |
Spor |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
bicycle clip i.
|
|
Photography |
|
186 |
Fotoğrafçılık |
gölgesiz ışık üretmek için ışık kaynağının objektifin etrafına halka şeklinde yerleştirildiği elektronik flaş tipi |
ring flash i.
|
|
Printery |
|
187 |
Matbaa |
döner pres silindirinin etrafına sarılarak kullanılan düz esnek plaka |
wrapround i.
|
|
188 |
Matbaa |
kitap kabının etrafına sarılmış fiyat indirimi, özel indirim bildiren kağıt |
wrapround i.
|
|
189 |
Matbaa |
döner pres silindirinin etrafına sarılarak kullanılan düz esnek plaka |
wraparound i.
|
|
Latin |
|
190 |
Latince |
o'nun anıtını arıyorsan etrafına bak |
si monumentum requiris, circumspice expr.
|
|
Archaic |
|
191 |
Eski Kullanım |
etrafına bakınma |
gapesing [dialect] [uk] i.
|
|
Engineering |
|
192 |
Engineering |
su altında bulunan yapının etrafına kaplanan kalıcı koruma |
armour i.
|
|
193 |
Engineering |
su altında bulunan yapının etrafına kaplanan kalıcı koruma |
armor i.
|
|
Slang |
|
194 |
Argo |
etrafına dert/acı veren kadın |
typhoid mary i.
|
|
195 |
Argo |
etrafına dert/acı saçan kadın |
typhoid mary i.
|
|
196 |
Argo |
etrafına uğursuzluk/ıstırap saçan kadın |
typhoid mary i.
|
|
197 |
Argo |
etrafına kötü şans/zarar getiren kimse |
typhoid mary i.
|
|
198 |
Argo |
etrafına kötülük saçan kimse |
typhoid mary i.
|
|
199 |
Argo |
etrafına tehditler savurmak |
sell wolf ticket f.
|
|
200 |
Argo |
etrafına tehditler savuran |
sellin' woof tickets expr.
|
|
Modern Slang |
|
201 |
Modern Argo |
etrafına uyum sağlamak için yanlış bir şekilde argo konuşan kimse |
a local i.
|
|