Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
eldeki
"eldeki"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
eldeki
available
s.
General
2
Genel
eldeki
on hand
s.
3
Genel
eldeki
ready
s.
4
Genel
eldeki
available
s.
5
Genel
eldeki
present
s.
"eldeki"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 100 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
eldeki imkanlar
bag of tricks
i.
2
Genel
eldeki hammadde
existing raw materials
i.
3
Genel
eldeki hammadde
available raw materials
i.
4
Genel
eldeki parça
workpiece
i.
5
Genel
eldeki maddeler
items on hand
i.
6
Genel
tüketim toplumuna karşı olup eldeki kaynakların sınırlı ve tutumlu kullanımına dayalı bir hayat biçimi
freeganism
i.
7
Genel
eldeki konu
to the matter in hand
i.
8
Genel
eldeki son kaynağı benimseme
desperation
i.
9
Genel
eldeki ürünlerle hazırlanan yemek
pick-up dinner
i.
10
Genel
eldeki mücadele
day
i.
11
Genel
yirmibir oyununda (eldeki kartlar toplamı) 21'i geçip yanmak/kaybetmek
bust
f.
12
Genel
eldeki kanıtlara dayanarak güvenilir
credibly
zf.
Phrasals
13
Öbek Fiiller
eldeki malzemelerden (yemek) hazırlamak
pick up
f.
14
Öbek Fiiller
eldeki kıt malzeme ile üretmek
scare up
f.
15
Öbek Fiiller
eldeki bilgilerden yola çıkarak bir şeyi çözmek
reconstruct (something) from (something else)
f.
16
Öbek Fiiller
eldeki bilgilerin ışığında mantıklı bir sonuca varmak
reconstruct (something) from (something else)
f.
17
Öbek Fiiller
eldeki tüm verilere göre
according to all accounts
expr.
18
Öbek Fiiller
eldeki tüm verilere göre
by all accounts
expr.
Phrases
19
İfadeler
eldeki iş
the task at hand
i.
20
İfadeler
eldeki mevcut bilgilere göre
to the best of its knowledge
expr.
21
İfadeler
eldeki tüm olanaklarla
full speed ahead
expr.
Proverb
22
Atasözü
eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir
bird in the hand is worth two in the bush
23
Atasözü
eldeki serçe damdaki güvercinden iyidir
a bird in the hand is worth two in the bush
24
Atasözü
dimyata pirince giderken eldeki buğdaydan olmak
out of the frying pan and into the fire
Colloquial
25
Konuşma Dili
eldeki imkanlarla idare etmek
make shift
f.
26
Konuşma Dili
eldeki işe tamamen konsantre olup ustalık sergileyen
dialled-in
s.
27
Konuşma Dili
eldeki işe tamamen konsantre olup ustalık sergileyen
dialed in
s.
28
Konuşma Dili
eldeki tüm imkanları kullanarak
by any means necessary
expr.
29
Konuşma Dili
eldeki tüm imkanları kullanarak
by all available means
expr.
30
Konuşma Dili
eldeki verilerle/bilgilerle bir sonuca ulaşılmaz
can't get there from here
expr.
31
Konuşma Dili
eldeki tüm imkanları kullanarak
if it kills (one)
expr.
32
Konuşma Dili
eldeki tüm imkanları kullanarak
if it kills you
expr.
Idioms
33
Deyim
eldeki işe yarar şeyler
box of tricks
i.
34
Deyim
eldeki işe yarar
box of tricks
i.
35
Deyim
eldeki işe yarar şeyler
a box of tricks
i.
36
Deyim
eldeki işe yarar
a box of tricks
i.
37
Deyim
eldeki işe yarar şeyler
a bag of tricks
i.
38
Deyim
eldeki işe yarar
a bag of tricks
i.
39
Deyim
eldeki serçe
a bird in hand
i.
40
Deyim
eldeki serçe
a bird in the hand
i.
41
Deyim
eldeki fırsat
bird in the hand
i.
42
Deyim
eldeki/elde edilmiş hak
bird in the hand
i.
43
Deyim
eldeki serçe
a bird in the hand
i.
44
Deyim
eldeki serçe (damdaki güvercinden iyidir)
a bird in the hand
i.
45
Deyim
dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olmak
go farther and fare worse
f.
46
Deyim
eldeki verilerden hareketle geleceğe dönük çıkarsamalar/tahminler yapmak
read the runes
f.
47
Deyim
eldeki kuş daldakinden yeğdir
take the cash and let the credit go
expr.
48
Deyim
eldeki tüm verilere göre
by all accounts
expr.
49
Deyim
eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir
bird in the hand is worth two in the bush
expr.
50
Deyim
eldeki tüm olanaklarla
full steam ahead
expr.
51
Deyim
(büyük bir uğraş sonrası) eldeki/elde edilen şey
something to show for something
expr.
Trade/Economic
52
Ticaret/Ekonomi
borçların ödenmesi için kullanılabilecek eldeki kaynaklar
assets in hand
i.
53
Ticaret/Ekonomi
eldeki mal
stock on hand
i.
54
Ticaret/Ekonomi
eldeki nakit
available cash
i.
55
Ticaret/Ekonomi
eldeki para
ready cash
i.
56
Ticaret/Ekonomi
eldeki siparişler
orders on hand
i.
57
Ticaret/Ekonomi
eldeki hammadde
staple
i.
58
Ticaret/Ekonomi
eldeki nakit
cash in hand
i.
59
Ticaret/Ekonomi
eldeki mal
goods in stock
i.
60
Ticaret/Ekonomi
eldeki mallar
stock on hand
i.
61
Ticaret/Ekonomi
eldeki nakit
cash on hand
i.
62
Ticaret/Ekonomi
eldeki para
money on hand
i.
63
Ticaret/Ekonomi
eldeki nakit avans
petty cash
i.
64
Ticaret/Ekonomi
eldeki para
cash in hand
i.
65
Ticaret/Ekonomi
eldeki mal
stock in-hand
i.
66
Ticaret/Ekonomi
yatırımın korunması amacıyla eldeki menkul değerlerin değiştirilmesi
switching
i.
67
Ticaret/Ekonomi
eldeki stoğu tazelemek için verilen mal siparişi
fill-in
i.
68
Ticaret/Ekonomi
eldeki para
folding money
i.
69
Ticaret/Ekonomi
eldeki nakit avans
p/c
kısalt.
Law
70
Hukuk
eldeki kanıtlar
available evidence
i.
71
Hukuk
eldeki kanıt
available evidence
i.
72
Hukuk
eldeki delil
available evidence
i.
Technical
73
Teknik
eldeki mal
stock
i.
74
Teknik
eldeki maça
stock core
i.
Computer
75
Bilgisayar
eldeki birimler
units on hand
i.
Construction
76
İnşaat
(duvarcılıkta) başka bir taşa eklemlemek için eldeki taşa atılan çentik
crack
i.
Anatomy
77
Anatomi
eldeki dorsal ve palmar arterler
arteria metacarpea
i.
78
Anatomi
eldeki dorsal ve palmar arterler
metacarpal artery
i.
Statistics
79
İstatistik
eldeki verilerin görsel değerlendirmeye dayalı olarak alındığı durumlarda aynı durumu birbirinden bağımsız olarak aynı anda aynı ölçüm aracı ile ölçmeye çalışan sistem
kappa coefficient
i.
Military
80
Askeri
eldeki mevcutla yapılmış mayın
improvised mine
i.
81
Askeri
eldeki mevcutla erken bütünleme ikmali
improvised early resupply
i.
82
Askeri
komutanın eldeki ulaşım araçlarıyla operasyon yapma kararı
grossly transportation feasible
i.
Card
83
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan iskambil oyunu
casino
i.
84
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan iskambil oyunu
casino
i.
85
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan iskambil oyunu
cassino
i.
86
İskambil
napolyon olarak da bilinen iskambil oyununda bir eldeki maksimum sayı
nap
i.
87
İskambil
(pokerde) beraberlik durumunda oyunun sonucunu belirleyen, eldeki eşi olmayan en yüksek kart
kicker
i.
88
İskambil
(fransız oyunlarında) eldeki iki kart ve ters çevrilen karttan oluşan bir üçlü
brelan favori
i.
89
İskambil
eldeki kartların değerinden daha fazlasını teklif eden kimse
overbidder
i.
90
İskambil
(iskambil oyununda) eldeki oynanmamış en değerli kart
command
i.
91
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan bir tür iskambil oyunu
scop
i.
92
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan bir tür iskambil oyunu
scopa
i.
93
İskambil
(briç) eldeki puan
point count
i.
94
İskambil
(eldeki kartların) puanlarını saymak
count
f.
95
İskambil
yeni kart çekmek için (eldeki kartı) atmak
discard
f.
96
İskambil
(kartını) eldeki kart sayısını belirli bir sayıya düşürmek için atmak
discard
f.
97
İskambil
yirmibir oyununda (eldeki kartlar toplamı) 21'i geçip kaybetmemiş
unbusted
s.
98
İskambil
( eldeki tek kıymetli kart) savunmasız
stiff
s.
Wagering
99
Bahisçilik
eldeki kartların değerinden daha fazlasını teklif etmek
overbid
f.
Slang
100
Argo
yedi kartlı bir eldeki ilk üç kart
wired
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of eldeki
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy