Geçmiş

desperate

"desperate" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 31 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	desperate s.	çaresiz
2	Yaygın Kullanım	desperate s.	umutsuz
General
3	Genel	desperate f.	çaresiz bırakmak
4	Genel	desperate f.	umutsuz hale getirmek
5	Genel	desperate s.	aşırı
6	Genel	desperate s.	müthiş
7	Genel	desperate s.	ümitsizlikten saldıran
8	Genel	desperate s.	her şeyi göze alabilen
9	Genel	desperate s.	dehşetli
10	Genel	desperate s.	tehlikeli
11	Genel	desperate s.	gözü dönmüş
12	Genel	desperate s.	ümitsiz
13	Genel	desperate s.	korkunç
14	Genel	desperate s.	umutsuz
15	Genel	desperate s.	azgın
16	Genel	desperate s.	vahim
17	Genel	desperate s.	çaresizliğe kapılmış
18	Genel	desperate s.	çok ciddi
19	Genel	desperate s.	her şeyi göze almış
20	Genel	desperate s.	gözükara
21	Genel	desperate s.	ölüm kalım mücadelesi veren
22	Genel	desperate s.	büyük ihtiyaç içerisinde olan
23	Genel	desperate s.	aşırı kaygıdan muzdarip
24	Genel	desperate s.	fiiliyatta onarılamaz olan
25	Genel	desperate s.	bedeli tahsil olunamayan
26	Genel	desperate s.	tahsili mümkün olmayan
27	Genel	desperate s.	şok edici
28	Genel	desperate s.	sarsıcı
29	Genel	desperate s.	çok fazla
30	Genel	desperate s.	yanıp tutuşan
31	Genel	desperate s.	son çare olarak

"desperate" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	desperate criminal i.	tehlikeli suçlu
2	Genel	a desperate situation i.	vahim bir durum
3	Genel	desperate hope i.	boşa ümit
4	Genel	desperate straits i.	tehlikeli durum
5	Genel	desperate measures i.	aşırı önlemler
6	Genel	desperate measure i.	aşırı önlem
7	Genel	desperate struggle i.	nafile mücadele
8	Genel	desperate struggle i.	imkansız mücadele
9	Genel	desperate struggle i.	nafile uğraş
10	Genel	desperate passion i.	çaresiz tutku
11	Genel	desperate [obsolete] i.	çaresiz durumdaki kimse
12	Genel	desperate [obsolete] i.	gözü dönmüş kimse
13	Genel	desperate [obsolete] i.	gözü pek suçlu
14	Genel	desperate [obsolete] i.	azılı suçlu
15	Genel	desperate [obsolete] i.	şiddete meyilli suçlu
16	Genel	desperate [obsolete] i.	(vahşi batıda) çete
17	Genel	be in desperate straits f.	çok zor bir durumda olmak
18	Genel	make great or desperate efforts f.	canını dişine takmak
19	Genel	(a person) be in desperate straits f.	çaresiz olmak
20	Genel	(someone) be desperate f.	çaresiz olmak
21	Genel	be in desperate straits f.	çaresiz kalmak
22	Genel	have a desperate longing f.	özlem çekmek
23	Genel	be desperate for a toilet f.	çok sıkışmak
24	Genel	be desperate for a toilet f.	tuvalete gitmek istemek
25	Genel	be desperate for a toilet f.	tuvaleti gelmek
26	Genel	be desperate for toilet f.	çok sıkışmak
27	Genel	appear desperate f.	umutsuz görünmek
28	Genel	become desperate f.	ümidini yitirmek
29	Genel	become desperate f.	umudunu yitirmek
30	Genel	get desperate f.	ümitsizliğe düşmek
31	Genel	get desperate f.	umutsuzluğa kapılmak
32	Genel	desperate [dialect] zf.	umutsuzca
33	Genel	desperate [dialect] zf.	can havliyle
34	Genel	desperate [dialect] zf.	çaresizce
Proverb
35	Atasözü	desperate diseases must have desperate remedies	olağandışı durumlarda olağandışı yollar izlenir
36	Atasözü	desperate diseases must have desperate remedies	çivi çiviyi söker
37	Atasözü	desperate times call for desperate measures	denize düşen yılana sarılır
38	Atasözü	desperate times require desperate measures	denize düşen yılana sarılır
Colloquial
39	Konuşma Dili	a desperate cry i.	umutsuz bir yakarış
40	Konuşma Dili	so desperate to get pregnant expr.	aklı fikri hamile kalmakta
41	Konuşma Dili	desperate men do desperate deeds expr.	çaresiz insanlar çaresizce şeyler yaparlar
Idioms
42	Deyim	be desperate to learn f.	öğrenmek için can atmak
43	Deyim	in desperate straits s.	çok zor bir durumda
44	Deyim	in desperate straits s.	çaresiz
45	Deyim	in desperate straits s.	çaresizlik içinde
Speaking
46	Konuşma	I am desperate expr.	çaresiz durumdayım
47	Konuşma	that's how desperate i am expr.	işte bu kadar çaresiz durumdayım
Trade/Economic
48	Ticaret/Ekonomi	desperate straits i.	mali darboğaz