dehşet

"dehşet" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	dehşet	terror i.
The very thought of little children being put through that kind of terror is inconceivable. Küçük çocukların bu tür bir dehşete maruz kalması düşünülemez. More Sentences
General
2	Genel	dehşet	terror i.
She screamed with terror. O, dehşetle haykırdı. More Sentences
3	Genel	dehşet	alarm i.
He cried out in alarm. Dehşet içinde bağırdı. More Sentences
4	Genel	dehşet	dismay i.
I saw the dismay, horror and despair caused by the attack, and I shared and felt this sorrow and despair. Saldırının neden olduğu dehşet, korku ve umutsuzluğu gördüm ve bu üzüntü ve umutsuzluğu paylaştım ve hissettim. More Sentences
5	Genel	dehşet	horror i.
Otherwise, we are going to face this kind of horror yet again. Aksi takdirde bu tür bir dehşetle bir kez daha karşı karşıya kalacağız. More Sentences
6	Genel	dehşet	nightmare i.
It was a nightmare. Dehşetti. More Sentences
7	Genel	dehşet	funk i.
8	Genel	dehşet	trepidation i.
9	Genel	dehşet	dread i.
10	Genel	dehşet	super i.
11	Genel	dehşet	frightfulness i.
12	Genel	dehşet	awe i.
13	Genel	dehşet	fright i.
14	Genel	dehşet	horridness i.
15	Genel	dehşet	grisliness i.
16	Genel	dehşet	consternation i.
17	Genel	dehşet	fear i.
18	Genel	dehşet	affright [obsolete] i.
19	Genel	dehşet	terribleness i.
20	Genel	dehşet	trepidity [rare] i.
21	Genel	dehşet	appallment i.
22	Genel	dehşet	ghastness i.
23	Genel	dehşet	heartquake i.
24	Genel	dehşet	feare [obsolete] i.
25	Genel	dehşet	fricht i.
26	Genel	dehşet	frightful s.
27	Genel	dehşet	terrific s.
28	Genel	dehşet	direful s.
29	Genel	dehşet	schrecklich s.
Colloquial
30	Konuşma Dili	dehşet	land [ireland] i.
Idioms
31	Deyim	dehşet	a blue funk i.
Archaic
32	Eski Kullanım	dehşet	terrour i.
Slang
33	Argo	dehşet	funky s.
34	Argo	dehşet	kickass s.
35	Argo	dehşet	kickbutt s.

"dehşet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	dehşet verici	appalling s.
It is an appalling litany of crimes against humanity. İnsanlığa karşı işlenen suçların dehşet verici bir listesidir. More Sentences
2	Genel	dehşet verici	dreadful s.
They cannot continue to use Sharia law and these dreadful, horrendous punishments. Şeriat hukukunu ve bu korkunç, dehşet verici cezaları kullanmaya devam edemezler. More Sentences
3	Genel	dehşet verici	awesome s.
How awesome is that? Bu ne kadar dehşet verici? More Sentences
4	Genel	dehşet verici	horrific s.
Despite the calm of recent hours and days, the events of recent weeks have been truly horrific. Son saatlerdeki ve günlerdeki sakinliğe rağmen, son haftalarda yaşanan olaylar gerçekten dehşet vericiydi. More Sentences
5	Genel	dehşet verici	terrifying s.
The level of racism in our society is terrifying. Toplumumuzdaki ırkçılık seviyesi dehşet vericidir. More Sentences
Phrases
6	İfadeler	dehşet içinde	in dismay expr.
Tom shook his head in dismay. Tom dehşet içinde başını salladı. More Sentences
Politics
7	Siyasal	dehşet dengesi	balance of terror i.
The peace between the two powers is maintained only by the balance of terror. İki güç arasındaki barışı bozulmadan devam ettiren tek şey dehşet dengesi. More Sentences
General
8	Genel	dehşet vericilik	awfulness i.
9	Genel	dehşet saçan kimse	terror i.
10	Genel	dehşet verici olay	nightmare i.
11	Genel	dehşet ve korku salma	terrorism i.
12	Genel	dehşet yaratan şey	horrible i.
13	Genel	dehşet verici bir olayın ikincil sonucu	grue i.
14	Genel	dehşet duyan kimse	fearer i.
15	Genel	dehşet saçmak	spread terror f.
16	Genel	dehşet vermek	terrorize f.
17	Genel	dehşet içinde kalmak	be horrified f.
18	Genel	dehşet vermek	terrorise f.
19	Genel	dehşet vermek	terror f.
20	Genel	dehşet verici	grisly s.
21	Genel	dehşet verici	fearful s.
22	Genel	dehşet verici	terrible s.
23	Genel	dehşet verici	sustaining s.
24	Genel	dehşet verici	stupendous s.
25	Genel	dehşet verici	cataclysmic s.
26	Genel	dehşet içinde	aghast s.
27	Genel	dehşet içinde	awestruck s.
28	Genel	dehşet verici	gruesome s.
29	Genel	dehşet verici	horrible s.
30	Genel	dehşet verici	frightening s.
31	Genel	dehşet verici	awe-inspiring s.
32	Genel	dehşet verici	morbid s.
33	Genel	dehşet verici	blood curdling s.
34	Genel	dehşet verici	affrightful [obsolete] s.
35	Genel	dehşet verici	terrific s.
36	Genel	dehşet verici	terrorful s.
37	Genel	dehşet içinde	angst-ridden s.
38	Genel	dehşet verici	ungodly s.
39	Genel	dehşet verici	chilling s.
40	Genel	(avlanan şey gibi) korku ve dehşet içinde	hunted s.
41	Genel	dehşet verici	grisy [obsolete] s.
42	Genel	dehşet verici	grooly s.
43	Genel	dehşet hissiyle sindirilmiş	overawed s.
44	Genel	dehşet verici	infandous [obsolete] s.
45	Genel	dehşet verici	dread s.
46	Genel	dehşet verici	fearsome s.
47	Genel	dehşet verici	ferocious s.
48	Genel	dehşet verici	schrecklich s.
49	Genel	dehşet verici	shattering s.
50	Genel	dehşet iyi	superbad s.
51	Genel	dehşet verici bir şekilde	horrifically zf.
52	Genel	dehşet verici bir şekilde	cataclysmically zf.
53	Genel	dehşet içinde	with dismay zf.
54	Genel	dehşet içinde	fearfully zf.
55	Genel	dehşet verici şekilde	fearfully zf.
56	Genel	dehşet veya hayranlık uyandıran anlamını veren bir ön ek	din- ök.
57	Genel	dehşet veya hayranlık uyandıran anlamını veren bir ön ek	dino- ök.
Phrases
58	İfadeler	kimini etkilemeyen olay bazısına da dehşet verici gelir	the same fire that melts the butter hardens the egg expr.
59	İfadeler	dehşet verici eşitsizlikler	the appalling disparities expr.
Colloquial
60	Konuşma Dili	dehşet durumda olan şey	horror show i.
61	Konuşma Dili	dehşet hali	horror show i.
62	Konuşma Dili	dehşet verici	narly s.
63	Konuşma Dili	dehşet güzeldi	the craic was ninety expr.
64	Konuşma Dili	dehşet/korku içinde	in horror expr.
Idioms
65	Deyim	dehşet içinde olmak	be in a blue funk f.
66	Deyim	(birinin) içine dehşet salmak	strike terror into (one's) heart f.
67	Deyim	dehşet içinde	in a blue funk s.
68	Deyim	korku ve dehşet içinde	in fear and trembling expr.
69	Deyim	(biri/bir şey yüzünden) korku ve dehşet içinde	in fear and trembling of (someone or something) expr.
Psychology
70	Psikoloji	ölüm ve yıkım gibi dehşet verici konulara ilgi duyma	morbid fascination i.
Military
71	Askeri	şok ve dehşet	shock and awe i.
Theatre
72	Tiyatro	trajik dramada üzüntü ve dehşet yaratan estetik kalite	tragic i.
Archaic
73	Eski Kullanım	dehşet verici	terrifical s.
Slang
74	Argo	dehşet verici şey	freaker i.
75	Argo	dehşet verici bir suratı olmak	been bobbing for fries f.
76	Argo	dehşet güzel	bangin' s.
77	Argo	dehşet verici	gnarly [us] s.
78	Argo	dehşet (iyi/güzel)	(totally) tubular [cliché] expr.
79	Argo	dehşet!	awesome! exclam.
Star Wars
80	Star Wars	dehşet kalesi	dread fortress i.
81	Star Wars	dehşet savaşı	dread war i.