dehşet!

"dehşet!" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Slang
1	Argo	dehşet!	awesome! exclam.

"dehşet!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 115 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	dehşet	terror i.
The very thought of little children being put through that kind of terror is inconceivable. Küçük çocukların bu tür bir dehşete maruz kalması düşünülemez. More Sentences
General
2	Genel	dehşet	terror i.
She screamed with terror. O, dehşetten dolayı çığlık attı. More Sentences
3	Genel	dehşet	alarm i.
He cried out in alarm. Dehşet içinde bağırdı. More Sentences
4	Genel	dehşet	dismay i.
I saw the dismay, horror and despair caused by the attack, and I shared and felt this sorrow and despair. Saldırının neden olduğu dehşet, korku ve umutsuzluğu gördüm ve bu üzüntü ve umutsuzluğu paylaştım ve hissettim. More Sentences
5	Genel	dehşet	horror i.
We are still in shock from the horror of 11 September. Hâlâ 11 Eylül dehşetinin şokundayız. More Sentences
6	Genel	dehşet	nightmare i.
It was a nightmare. Dehşetti. More Sentences
7	Genel	dehşet verici	awesome s.
How awesome is that? Bu ne kadar dehşet verici? More Sentences
8	Genel	dehşet verici	horrific s.
Despite the calm of recent hours and days, the events of recent weeks have been truly horrific. Son saatlerdeki ve günlerdeki sakinliğe rağmen, son haftalarda yaşanan olaylar gerçekten dehşet vericiydi. More Sentences
9	Genel	dehşet verici	dreadful s.
They cannot continue to use Sharia law and these dreadful, horrendous punishments. Şeriat hukukunu ve bu korkunç, dehşet verici cezaları kullanmaya devam edemezler. More Sentences
10	Genel	dehşet verici	appalling s.
It is an appalling litany of crimes against humanity. İnsanlığa karşı işlenen suçların dehşet verici bir listesidir. More Sentences
11	Genel	dehşet verici	terrifying s.
The level of racism in our society is terrifying. Toplumumuzdaki ırkçılık seviyesi dehşet vericidir. More Sentences
Phrases
12	İfadeler	dehşet içinde	in dismay expr.
Tom shook his head in dismay. Tom dehşet içinde başını salladı. More Sentences
Politics
13	Siyasal	dehşet dengesi	balance of terror i.
The peace between the two powers is maintained only by the balance of terror. İki güç arasındaki barışı bozulmadan devam ettiren tek şey dehşet dengesi. More Sentences
General
14	Genel	dehşet saçan kimse	terror i.
15	Genel	dehşet	awe i.
16	Genel	dehşet	fright i.
17	Genel	dehşet	horridness i.
18	Genel	dehşet	grisliness i.
19	Genel	dehşet	dread i.
20	Genel	dehşet	super i.
21	Genel	dehşet	frightfulness i.
22	Genel	dehşet vericilik	awfulness i.
23	Genel	dehşet	fear i.
24	Genel	dehşet	consternation i.
25	Genel	dehşet	funk i.
26	Genel	dehşet	trepidation i.
27	Genel	dehşet	affright [obsolete] i.
28	Genel	dehşet verici olay	nightmare i.
29	Genel	dehşet	terribleness i.
30	Genel	dehşet ve korku salma	terrorism i.
31	Genel	dehşet	trepidity [rare] i.
32	Genel	dehşet	appallment i.
33	Genel	dehşet yaratan şey	horrible i.
34	Genel	dehşet	ghastness i.
35	Genel	dehşet verici bir olayın ikincil sonucu	grue i.
36	Genel	dehşet	heartquake i.
37	Genel	dehşet	feare [obsolete] i.
38	Genel	dehşet duyan kimse	fearer i.
39	Genel	dehşet	fricht i.
40	Genel	dehşet saçmak	spread terror f.
41	Genel	dehşet vermek	terrorize f.
42	Genel	dehşet içinde kalmak	be horrified f.
43	Genel	dehşet vermek	terrorise f.
44	Genel	dehşet vermek	terror f.
45	Genel	dehşet verici	fearful s.
46	Genel	dehşet	frightful s.
47	Genel	dehşet verici	grisly s.
48	Genel	dehşet verici	sustaining s.
49	Genel	dehşet verici	stupendous s.
50	Genel	dehşet	direful s.
51	Genel	dehşet verici	frightening s.
52	Genel	dehşet içinde	awestruck s.
53	Genel	dehşet verici	gruesome s.
54	Genel	dehşet verici	horrible s.
55	Genel	dehşet içinde	aghast s.
56	Genel	dehşet verici	cataclysmic s.
57	Genel	dehşet verici	terrible s.
58	Genel	dehşet	terrific s.
59	Genel	dehşet verici	awe-inspiring s.
60	Genel	dehşet verici	morbid s.
61	Genel	dehşet verici	blood curdling s.
62	Genel	dehşet verici	affrightful [obsolete] s.
63	Genel	dehşet verici	terrific s.
64	Genel	dehşet verici	terrorful s.
65	Genel	dehşet içinde	angst-ridden s.
66	Genel	dehşet verici	ungodly s.
67	Genel	dehşet verici	chilling s.
68	Genel	(avlanan şey gibi) korku ve dehşet içinde	hunted s.
69	Genel	dehşet verici	grisy [obsolete] s.
70	Genel	dehşet verici	grooly s.
71	Genel	dehşet hissiyle sindirilmiş	overawed s.
72	Genel	dehşet verici	infandous [obsolete] s.
73	Genel	dehşet verici	dread s.
74	Genel	dehşet verici	fearsome s.
75	Genel	dehşet verici	ferocious s.
76	Genel	dehşet	schrecklich s.
77	Genel	dehşet verici	schrecklich s.
78	Genel	dehşet verici	shattering s.
79	Genel	dehşet iyi	superbad s.
80	Genel	dehşet verici bir şekilde	horrifically zf.
81	Genel	dehşet verici bir şekilde	cataclysmically zf.
82	Genel	dehşet içinde	with dismay zf.
83	Genel	dehşet içinde	fearfully zf.
84	Genel	dehşet verici şekilde	fearfully zf.
85	Genel	dehşet veya hayranlık uyandıran anlamını veren bir ön ek	din- ök.
86	Genel	dehşet veya hayranlık uyandıran anlamını veren bir ön ek	dino- ök.
Phrases
87	İfadeler	kimini etkilemeyen olay bazısına da dehşet verici gelir	the same fire that melts the butter hardens the egg expr.
88	İfadeler	dehşet verici eşitsizlikler	the appalling disparities expr.
Colloquial
89	Konuşma Dili	dehşet durumda olan şey	horror show i.
90	Konuşma Dili	dehşet	land [ireland] i.
91	Konuşma Dili	dehşet hali	horror show i.
92	Konuşma Dili	dehşet verici	narly s.
93	Konuşma Dili	dehşet güzeldi	the craic was ninety expr.
94	Konuşma Dili	dehşet/korku içinde	in horror expr.
Idioms
95	Deyim	dehşet	a blue funk i.
96	Deyim	dehşet içinde olmak	be in a blue funk f.
97	Deyim	(birinin) içine dehşet salmak	strike terror into (one's) heart f.
98	Deyim	dehşet içinde	in a blue funk s.
99	Deyim	korku ve dehşet içinde	in fear and trembling expr.
100	Deyim	(biri/bir şey yüzünden) korku ve dehşet içinde	in fear and trembling of (someone or something) expr.
Psychology
101	Psikoloji	ölüm ve yıkım gibi dehşet verici konulara ilgi duyma	morbid fascination i.
Military
102	Askeri	şok ve dehşet	shock and awe i.
Theatre
103	Tiyatro	trajik dramada üzüntü ve dehşet yaratan estetik kalite	tragic i.
Archaic
104	Eski Kullanım	dehşet	terrour i.
105	Eski Kullanım	dehşet verici	terrifical s.
Slang
106	Argo	dehşet verici şey	freaker i.
107	Argo	dehşet verici bir suratı olmak	been bobbing for fries f.
108	Argo	dehşet	funky s.
109	Argo	dehşet güzel	bangin' s.
110	Argo	dehşet verici	gnarly [us] s.
111	Argo	dehşet	kickass s.
112	Argo	dehşet	kickbutt s.
113	Argo	dehşet (iyi/güzel)	(totally) tubular [cliché] expr.
Star Wars
114	Star Wars	dehşet kalesi	dread fortress i.
115	Star Wars	dehşet savaşı	dread war i.