dab - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dab

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"dab" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 62 sonuç

İngilizce Türkçe
General
dab i. hafif vuruş
dab i. parmak izi
dab i. dokunma
dab i. erbap
dab i. hafif kompres
dab i. usta
dab i. hafif dokunuş
dab i. dürtme
dab i. iteleme
dab i. kışkırtma
dab i. gagalama
dab i. leke
dab i. çamur
dab i. harç
dab i. sıva
dab i. küçük miktar
dab i. az miktar
dab i. küçük porsiyon
dab i. az porsiyon
dab i. delgeç
dab f. hafif hafif vurmak
dab f. hafifçe dokunmak
dab f. dokunmak
dab f. hafifçe vurmak
dab f. kurulamak
dab f. klişe yapmak
dab f. hafifçe sürmek
dab f. tıklamak
dab f. çarptırmak
dab f. vurdurmak
dab f. (ip, halat) bağlamak için atmak
dab f. (baskı yüzeyine) mürekkep sürmek
dab f. (baskı yüzeyine) mürekkep uygulamak
dab f. hafifçe silmek
dab f. uğraşmak
dab f. oyalanmak
dab f. ısıtılmış kenevir özü yağının buharını soluyarak (kenevir) tüketmek
dab f. (bir şeyi) bir yere hafifçe bastırmak
dab f. hafif darbelerle fırçalamak
dab f. hafif darbelerle çıkarmak
dab f. hafif darbelerle kazımak
dab s. uzman
Technical
dab f. (taşı) sıvamak
dab f. (taşı) kaplamak
dab f. (oyma baskıda) yüzeye mürekkep vurma aracı kullanmak
dab f. sıvamak
dab f. sıva vurmak
Automotive
dab f. tıklamak
Pharmaceutics
dab i. bir doz kenevir özü yağı
Marine Biology
dab i. çeşitli küçük dil balıklarına verilen ad
dab i. yeni zelanda'ya özgü bir dil balığı
dab i. pisi balığı
Music
dab i. tek kolu tüfek gibi havaya kaldırırken başı diğer kola gömerek yapılan bir dans hareketi
Archaic
dab i. ıslak bez
dab i. kirli bez
dab f. aniden vurmak
dab f. saplamak
dab f. bıçaklamak
dab f. batırmak
dab f. delmek
dab f. gagalamak
Reptiles
dab i. arabistan, mısır ve kuzey afrika'ya özgü uzun, dikenli kuyruklu bir kaya kertenkelesi

"dab" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç

İngilizce Türkçe
General
be a dab hand f. erbabı olmak
be a dab hand at something f. erbabı olmak
be a dab hand f. uzmanı olmak
be a dab hand f. ustası olmak
be a dab hand at something f. uzmanı olmak
dab on perfume f. koku sıkmak
dab on perfume f. parfüm sıkmak
dab [dialect] f. atmak
dab [dialect] f. fırlatmak
dab [dialect] f. itmek
dab [dialect] f. dayamak
dab [dialect] f. batırmak
a dab of s. azıcık
smack-dab zf. tam
Phrasals
dab something onto one's face f. yüzüne (krem vb) sürmek
dab something on one's face f. yüzüne (krem vb) sürmek
dab (something) off of (something) f. (bir şeyi bir şeyden) hafifçe dokunarak temizlemek
dab (something) onto (something) f. (bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek
dab at (something) f. (bir şeye) hafifçe dokunmak
dab at (something) f. dikkatlice dokunmak
dab at (something) f. hafifçe vurmak
dab at (something) f. okşamak
dab off f. bir şeyi hafifçe temizlemek
dab off f. dikkatli dokunuşlarla silmek
dab on f. bir şeyi hafifçe sürmek
dab on f. dikkatli dokunuşlarla uygulamak
dab at something f. (bir şeye) hafifçe dokunmak
dab at something f. dikkatlice dokunmak
dab at something f. hafifçe vurmak
dab at something f. okşamak
dab something off (of) something f. (bir şeyi bir şeyden) hafifçe dokunarak temizlemek
dab something on something f. (bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek
dab something to something f. (bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek
dab something on f. (bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek
dab at something f. bir şeye hafif hafif dokunmak
dab at something f. bir şeye hafif dokunuşlar yapmak
dab at something f. bir yeri hafif dokunuşlarla silmek/temizlemek
dab at something f. bir yere hafif dokunuşlarla sürmek/yaymak
dab at f. -e hafifçe dokunmak
dab at f. '-e dikkatlice dokunmak
dab at f. '-i okşamak
dab at f. '-e hafifçe vurmak
dab at f. '-e hafif hafif dokunmak
dab at f. '-e hafif dokunuşlar yapmak
dab at f. '-e hafif dokunuşlarla sürmek/yaymak
Colloquial
dab hand i. becerikli
a dab hand i. işin ustası
a dab hand i. işin uzmanı
a dab hand i. işin ehli
dab hand i. uzman
smack-dab in the middle expr. tam merkezinde
smack-dab in the middle expr. tam ortasında
slap-dab expr. gümbürtüyle
slap-dab expr. patır kütür
slap-dab expr. güm diye
slap-dab expr. şiddetlice
slap-dab expr. büyük bir gürültü kopararak
slap-dab expr. gümbür gümbür
slap-dab expr. doğrudan
slap-dab expr. tam
slap-dab expr. tümüyle
slap-dab expr. tam olarak
slap-dab expr. tam anlamıyla
a little dab will do you [us] expr. azıcık kafi
a little dab will do you [us] expr. azıcık yeterli
a little dab will do you [us] expr. bir tutam yeterli
a little dab will do you [us] expr. bir gıdım kafi
a little dab will do you [us] expr. bir damla yeterli
a little dab will do you [us] expr. bir tutam kafi
a little dab will do you [us] expr. bir çimdik yeterli
Idioms
smack-dab in the middle of somewhere i. bir yerin tam ortası
smack-dab i. bir yerin tam merkezi
dab on them folks i. dab hareketi çağrısı
dab on them folks i. hadi millet gösterin onlara
dab on them folks i. dab yaparak alay etme çağrısı
be a dab hand f. bir şeyde çok iyi olmak
be a dab at f. bir işin erbabı olmak
be a dab hand f. bir şeye eli çok yatkın olmak
be a dab hand at f. -de usta olmak
be a dab hand at f. '-in erbabı olmak
be a dab hand at f. '-in uzmanı olmak
be a dab hand at f. '-de usta bir el olmak
be a dab hand at something/at doing something [uk] f. bir şeyde/bir şeyi yapmakta usta olmak
be a dab hand at something/at doing something [uk] f. bir şeyde/bir şeyi yapmakta çok iyi olmak
be a dab hand at something/at doing something [uk] f. bir şeyin/işin erbabı olmak
be a dab hand at something/at doing something [uk] f. bir şeyin/işin ustası olmak
smack-dab in the middle of somewhere expr. bir yerin tam ortasında
smack dab in the middle expr. tam ortasında
Politics
dab (democratic alliance for the betterment of hong kong) kısalt. hong kong'da çin destekçisi olan bir siyasi parti
Media
dab (digital audio broadcasting) kısalt. dijital ses yayını
Gastronomy
corn dab i. kızarmış mısır ekmeği hamuru
corn dab i. mısır ekmeği keki
Marine Biology
sand dab i. bir tür dil balığı
sand dab i. bir tür yassı balık
long rough dab i. amerikan pisibalığı
long rough dab i. atlantik'in kuzey kıyılarında bulunan küçük ve kahverengimsi bir pisi balığı
mud dab i. limanda cinsinden olan birçok dil balığına verilen ad
rough dab i. avrupa sularında görülen bir pisi balığı
mud dab i. pisi balığı
common dab i. pisi balığı
smear dab (microstomus microcephalus) i. kuzey avrupa ve izlanda kıyılarında görülen kahverengi benekli değerli bir sofralık balık
smear dab i. yassı balık
Social Sciences
dab [dialect] i. (afro-amerikalı ingilizcesi) selamlaşırken veya onay verirken hafif yumruklaşma
dab [dialect] i. (afro-amerikalı ingilizcesi) yumruk yumruğa çak yapma
Librarianship
dab (dictionary of american biography) kısalt. ünlü amerikalı kişilerin biyografilerini içeren bir sözlük
Slang
dab [uk] i. parmak izi
dab [uk] s. becerikli
British Slang
sherbet (dab) (rhyming slang on cab) i. taksi
have a dab at something f. bir yere girmeyi denemek
have a dab at something f. bir işe girişmek
have a dab at something f. bir şey denemek
have a dab on f. sırılsıklam olmak