Geçmiş

blush

"blush" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 28 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	blush f.	kızarmak
General
2	Genel	blush i.	kızarıklık
3	Genel	blush i.	utanma
4	Genel	blush i.	kızarma
5	Genel	blush i.	yüz kızarması
6	Genel	blush i.	kızartı
7	Genel	blush i.	bakış
8	Genel	blush i.	allık
9	Genel	blush i.	pembemsi parıltı
10	Genel	blush i.	pembemsilik
11	Genel	blush i.	yanaklardaki sağlıklı pembelik
12	Genel	blush f.	kızarmak
13	Genel	blush f.	kızarmak (yüz)
14	Genel	blush f.	yüzü kızarmak
15	Genel	blush f.	utanmak
16	Genel	blush f.	kızarmak (yüz vb)
17	Genel	blush f.	kızartmak
18	Genel	blush f.	(yüzü) kızarmak
19	Genel	blush f.	kırmızılaşmak
20	Genel	blush f.	(gökyüzü, çiçek ) pembeleşmek
21	Genel	blush f.	(yeni boya) özellikle nem nedeniyle donuklaşmak
22	Genel	blush f.	(çiçek) sıcak ve hoş bir renkte olmak
Technical
23	Teknik	blush i.	(boya filmi, reçine, plastik) beyazımsı, istenmeyen bir görünüm
Dyeing
24	Boyacılık	blush i.	yeni boya üzerindeki bulutlu bölge
Gastronomy
25	Mutfak	blush i.	pembe şarap
Art
26	Sanat	blush i.	yeni sürülmüş parlak boya yüzeyindeki bulutlu bölge
Archaic
27	Eski Kullanım	blush i.	(15. yüzyıldaki gençlerin utangaçlığını belirtmek için kullanılır) bir grup genç erkek
28	Eski Kullanım	blush f.	yüzü kızararak kendini ele vermek

"blush" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	cream blush brush i.	krem allık fırçası
2	Genel	cream blush i.	krem allık
3	Genel	first blush i.	ilk bakış
4	Genel	first blush i.	ilk izlenim
5	Genel	blush with shame f.	utanmak
6	Genel	put to the blush f.	utandırmak
7	Genel	blush deeply (due to embarrassment) f.	renkten renge girmek
8	Genel	blush (at/for) f.	utanmak
9	Genel	blush-colored s.	pembe renkli
10	Genel	in the first blush of youth zf.	gençliğin ilk çağlarında
11	Genel	at first blush zf.	ilk bakışta
12	Genel	at first blush zf.	ilk görüşte
Phrasals
13	Öbek Fiiller	blush with something f.	bir şeyden dolayı kızarmak
14	Öbek Fiiller	blush with something f.	bir şeyle kızarmak
15	Öbek Fiiller	blush with something f.	bir şeyden kıpkırmızı kesilmek
16	Öbek Fiiller	blush with something f.	bir şeyden yüzü kızarmak
17	Öbek Fiiller	blush with f.	ile kızarmak
18	Öbek Fiiller	blush with f.	-den kızarmak
19	Öbek Fiiller	blush with f.	-den dolayı kızarmak
20	Öbek Fiiller	blush with f.	-den kıpkırmızı kesilmek
21	Öbek Fiiller	blush with f.	-den yüzü kızarmak
22	Öbek Fiiller	blush with (an emotion) f.	(bir duygudan) dolayı kızarmak
23	Öbek Fiiller	blush with (an emotion) f.	(bir duyguyla) kızarmak
24	Öbek Fiiller	blush with (an emotion) f.	(bir duygudan) kıpkırmızı kesilmek
25	Öbek Fiiller	blush with (an emotion) f.	(bir duygudan) yüzü kızarmak
Phrases
26	İfadeler	the blush is off the rose expr.	havası söndü
27	İfadeler	the blush is off the rose expr.	parıltısını yitirdi
28	İfadeler	the blush is off the rose expr.	balonu söndü/patladı
29	İfadeler	the blush is off the rose expr.	eski havası kalmadı
Proverb
30	Atasözü	paper does not blush	(her şeyi yazabiliriz) kağıdın yüzü kızarmaz
Colloquial
31	Konuşma Dili	at first blush expr.	ilk anda
Idioms
32	Deyim	language that would make a sailor blush i.	ağza alınmayacak söz/küfür
33	Deyim	language that would make a sailor blush i.	kaba söz
34	Deyim	language that would make a sailor blush i.	kavgada bile söylenmeyecek söz
35	Deyim	language that would make a sailor blush i.	terbiyesiz dil
36	Deyim	language that would make a sailor blush i.	kaba dil
37	Deyim	language that would make a sailor blush i.	saldırgan dil
38	Deyim	language that would make a sailor blush i.	saygısız bir dil
39	Deyim	blush/flush to the roots of your hair f.	kıpkırmızı kesilmek
40	Deyim	blush to the roots of one's hair f.	kulaklarına kadar kızarmak
41	Deyim	blush to the roots of one's hair f.	kıpkırmızı olmak
42	Deyim	blush/flush to the roots of your hair f.	kıpkırmızı olmak
43	Deyim	blush like a blue dog f.	yüzü bile kızarmamak
44	Deyim	put someone to the blush f.	yüzünü kızartmak
45	Deyim	at the first blush expr.	ilk bakışta
46	Deyim	at the first blush expr.	ilk görünüşte
47	Deyim	at first blush expr.	ilk başta
48	Deyim	at first blush expr.	ilk incelemede
49	Deyim	at first blush expr.	ilk izlenim olarak
50	Deyim	at first blush expr.	ilk izlenime göre
51	Deyim	at first blush expr.	değerlendirmede
52	Deyim	the blush is off the peach expr.	havası söndü
53	Deyim	the blush is off the peach expr.	parıltısını yitirdi
54	Deyim	the blush is off the peach expr.	balonu söndü/patladı
55	Deyim	the blush is off the peach expr.	eski havası kalmadı
Speaking
56	Konuşma	don't make me blush expr.	beni utandırma
57	Konuşma	it made me blush expr.	bu yüzümü kızarttı
58	Konuşma	don't make me blush expr.	mahcup etme beni
59	Konuşma	there is no call to blush expr.	utanacak bir neden yok
Gastronomy
60	Mutfak	blush wine i.	pembe şarap