|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
bir kere daha |
once more zf.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
bir kere daha |
once again zf.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
bir kere daha |
encore i.
|
|
4 |
Genel |
bir şeyi iki kere yapan kimse |
twicer i.
|
|
5 |
Genel |
bir kere yapılan şey |
one shot i.
|
|
6 |
Genel |
bir kere kullanılan şey |
one shot i.
|
|
7 |
Genel |
bir kere denemek |
have a try f.
|
|
8 |
Genel |
haftada bir kere |
once a week zf.
|
|
9 |
Genel |
yılda bir kere |
once a year zf.
|
|
10 |
Genel |
günde bir kere |
once a day zf.
|
|
11 |
Genel |
ayda bir kere |
once a month zf.
|
|
|
12 |
Genel |
bir iki kere |
once or twice zf.
|
|
13 |
Genel |
bir kere daha |
one more time zf.
|
|
14 |
Genel |
yılda bir kere |
yearly zf.
|
|
15 |
Genel |
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere |
twice daily once in the morning and once in the evening zf.
|
|
16 |
Genel |
sadece bir kere |
only once zf.
|
|
17 |
Genel |
bir kere daha |
again zf.
|
|
18 |
Genel |
bir kere daha |
over again zf.
|
|
19 |
Genel |
yılda bir veya iki kere |
once or twice a year zf.
|
|
20 |
Genel |
düşün bir kere! |
just think! ünl.
|
|
Phrases |
|
21 |
İfadeler |
bir kere olsun |
at least for once expr.
|
|
22 |
İfadeler |
bir kere bile |
not even once expr.
|
|
23 |
İfadeler |
iki kere düşün bir kere kodla |
think twice code once expr.
|
|
24 |
İfadeler |
sadece bir kere yaşarsın |
you only live once expr.
|
|
25 |
İfadeler |
bir kere yapan hep yapar |
once a (something), always a (something) expr.
|
|
Proverb |
|
26 |
Atasözü |
noel yılda bir kere olur/gelir |
christmas comes but once a year
|
|
27 |
Atasözü |
insanın bir kere ters gitmeye görsün işi muhallebi yerken kırılır dişi |
misfortunes never come singly
|
|
28 |
Atasözü |
beni bir kere aldatırsan sen utan, ikincide ben kanarsam ben utanayım |
fool me once, shame on you; fool me twice, shame on me
|
|
29 |
Atasözü |
laf ağızdan bir kere çıkar |
word once spoken is past recalling
|
|
30 |
Atasözü |
laf ağızdan bir kere çıkar |
word spoken is past recalling
|
|
31 |
Atasözü |
söz ağızdan bir kere çıkar |
word once spoken is past recalling
|
|
|
32 |
Atasözü |
söz ağızdan bir kere çıkar |
word spoken is past recalling
|
|
33 |
Atasözü |
gençlik bir kere yaşanır |
youth comes but once
|
|
34 |
Atasözü |
adımız çıkmış bir kere ne yapsak nafile |
give a dog a bad name and hang him
|
|
35 |
Atasözü |
çan dokuz kere çalındığında ölen bir erkektir |
nine tailors make a man
|
|
36 |
Atasözü |
çan dokuz kere çalındığına göre ölen bir erkek |
nine tailors make a man
|
|
37 |
Atasözü |
söz ağızdan bir kere çıkar |
a word (once) spoken cannot be recalled
|
|
38 |
Atasözü |
laf ağızdan bir kere çıkar |
a word (once) spoken cannot be recalled
|
|
39 |
Atasözü |
şans/talih insana bir kere vurur |
fortune knocks once at every man's door
|
|
40 |
Atasözü |
insana hayatta bir kere şans vurur |
fortune knocks once at every man's door
|
|
41 |
Atasözü |
şans kapıyı bir kere çalar |
fortune knocks once at every man's door
|
|
42 |
Atasözü |
insan bir kere ölür |
a man can die but once
|
|
43 |
Atasözü |
söz ağızdan bir kere çıkar |
a word (once) spoken is past recalling
|
|
44 |
Atasözü |
laf ağızdan bir kere çıkar |
a word (once) spoken is past recalling
|
|
45 |
Atasözü |
insanın bir kere ters gitmeye görsün işi muhallebi yerken kırılır dişi |
misfortunes never come alone
|
|
Colloquial |
|
46 |
Konuşma Dili |
hiçbir şeye/bir kere bile "evet efendim" demeyen çocuk/adam/kişi |
but-boy i.
|
|
47 |
Konuşma Dili |
beş kere zafer kazanmak (napolyon olarak da bilinen bir iskambil oyununda) |
go nap f.
|
|
48 |
Konuşma Dili |
bir iki kere |
once or twice zf.
|
|
49 |
Konuşma Dili |
bir kere girince çıkmanın yolu yoktur |
once you're in there's no getting out expr.
|
|
50 |
Konuşma Dili |
bir kere olsun |
only just once expr.
|
|
51 |
Konuşma Dili |
bir kere olsun |
just for once expr.
|
|
52 |
Konuşma Dili |
bir kere giy |
wear it once expr.
|
|
53 |
Konuşma Dili |
bir kere olsun |
only for once expr.
|
|
54 |
Konuşma Dili |
haftada en az bir kere |
at least once in a week expr.
|
|
55 |
Konuşma Dili |
haftada en az bir kere |
at least once a week expr.
|
|
56 |
Konuşma Dili |
hayatta bir kere |
once in a lifetime expr.
|
|
57 |
Konuşma Dili |
fırsat insanın ayağına bir kere gelir |
opportunity knocks but once expr.
|
|
58 |
Konuşma Dili |
insanın ayağına şans/fırsat bir kere gelir |
opportunity knocks but once expr.
|
|
59 |
Konuşma Dili |
söz bir kere verilir |
a bargain is a bargain expr.
|
|
60 |
Konuşma Dili |
şans insanın ayağına bir kere gelir |
opportunity knocks but once expr.
|
|
61 |
Konuşma Dili |
(bir şey) bir kere kanına girdi mi |
once you get something in your blood expr.
|
|
62 |
Konuşma Dili |
bir kere mi geleceğiz dünyaya |
damn the expense expr.
|
|
63 |
Konuşma Dili |
haydi bir kere de boş ver! |
be a devil! [uk] expr.
|
|
Idioms |
|
64 |
Deyim |
aldığı kıyafeti bir kere giyip geri iade etme |
wardrobing i.
|
|
65 |
Deyim |
(birine/bir şeye) destek için üç kere oley diye bağırmak |
(give) three cheers (for somebody/something) f.
|
|
66 |
Deyim |
ağzım yandı bir kere |
I had my fingers burned expr.
|
|
67 |
Deyim |
ağzım yandı bir kere |
I've been burned before expr.
|
|
68 |
Deyim |
bir kere dilim yandı |
I've been burned before expr.
|
|
69 |
Deyim |
bir kere dilim yandı |
I had my fingers burned expr.
|
|
70 |
Deyim |
düşün bir kere |
just think expr.
|
|
71 |
Deyim |
dilim yandı bir kere |
I had my fingers burned expr.
|
|
|
72 |
Deyim |
insan yalnızca bir kere ölür |
a man can only die once expr.
|
|
73 |
Deyim |
ok yaydan çıktı (bir kere) |
the gauntlet has been thrown expr.
|
|
74 |
Deyim |
olan oldu bir kere |
what's done is done expr.
|
|
75 |
Deyim |
şans kapıyı bir kere çalar |
opportunity knocks but once expr.
|
|
76 |
Deyim |
papaz bir kere pilav yer |
christmas come but once a year expr.
|
|
77 |
Deyim |
dilim yandı bir kere |
I've been burned before expr.
|
|
78 |
Deyim |
adı/adımız çıkmış bir kere ne yapsa/yapsak nafile |
give a dog a bad name expr.
|
|
79 |
Deyim |
bir şeyi iki kere yapmam |
I don't boil my cabbage twice expr.
|
|
80 |
Deyim |
bir şeyi iki kere yapmam |
I don't chew my cabbage twice expr.
|
|
81 |
Deyim |
ok yaydan çıktı (bir kere) |
the toothpaste is out of the tube expr.
|
|
Speaking |
|
82 |
Konuşma |
bir kere daha deneyebilir miyim? |
can I have another go? expr.
|
|
83 |
Konuşma |
bir kere tadına alıştın mı harika geliyor |
it's pretty good once you get used to the taste expr.
|
|
84 |
Konuşma |
bir kere daha deneyebilir miyiz? |
can we have another go? expr.
|
|
85 |
Konuşma |
bir kere sarılabilir miyim? |
can I just get a hug? expr.
|
|
86 |
Konuşma |
bin kez düşün bir kere konuş |
put mind in gear before opening mouth expr.
|
|
87 |
Konuşma |
bir kere bile yapmadım |
not even once expr.
|
|
88 |
Konuşma |
daha önce bir iki kere karşılaşmıştık |
we met before once or twice expr.
|
|
89 |
Konuşma |
düşün bir kere |
come to think of it expr.
|
|
90 |
Konuşma |
hadi bir kere daha deneyelim |
let's try it once more expr.
|
|
91 |
Konuşma |
hayata bir kere geliyoruz |
we only go around once expr.
|
|
92 |
Konuşma |
olan oldu bir kere |
it's no use crying over spilled milk expr.
|
|
93 |
Konuşma |
olan oldu bir kere |
don't cry over spilled milk expr.
|
|
94 |
Konuşma |
sadece bir kere ölürsün |
you only die once expr.
|
|
95 |
Konuşma |
sana bir kere daha soracağım |
so I'm going to ask you one more time expr.
|
|
96 |
Konuşma |
sadece bir kere daha |
just one more time expr.
|
|
97 |
Konuşma |
sadece bir kere yaşarsın |
you only live once (yolo) expr.
|
|
Trade/Economic |
|
98 |
Ticaret/Ekonomi |
ana deftere bir kere kaydetme |
single entry i.
|
|
Law |
|
99 |
Hukuk |
duruşma başlamadan önce ortamda bulunan kimselerin dikkatini çekmek için art arda üç kere kullanılan bir ifade |
oyez expr.
|
|
Technical |
|
100 |
Teknik |
bir kere yazılır optik disk |
write once optical disk i.
|
|
101 |
Teknik |
bir kere yazılır bellek |
write once read many i.
|
|
Computer |
|
102 |
Bilgisayar |
bir kere yazılır optik disk |
write once optical disk i.
|
|
103 |
Bilgisayar |
bir kere yazılır bellek |
write-once-read-many i.
|
|
104 |
Bilgisayar |
bir kere yazılır bellek |
write-once read-many i.
|
|
105 |
Bilgisayar |
bir kere yaz |
write once i.
|
|
106 |
Bilgisayar |
bir kere yaz, her yerde çalışır |
wore (write once, run everywhere) kısalt.
|
|
107 |
Bilgisayar |
bir kere yazılır bellek |
worm (write once, read many) kısalt.
|
|
Marine |
|
108 |
Denizcilik |
belirli bir yere sadece bir kere yapılacak nakliyatta kullanılan rota |
life line i.
|
|
Medical |
|
109 |
Medikal |
bir kere doğurmuş anne |
primiparous mother i.
|
|
Statistics |
|
110 |
İstatistik |
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı |
mathematical probability i.
|
|
111 |
İstatistik |
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı |
classical probability [uk] i.
|
|
Literature |
|
112 |
Edebiyat |
bir romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) |
hapax legomenon i.
|
|
113 |
Edebiyat |
bir romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) |
nonce word i.
|
|
114 |
Edebiyat |
romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) |
hapax kısalt.
|
|
Linguistics |
|
115 |
Dilbilim |
bir durum veya olayın kaç kere gerçekleştiğini ifade eden sayı sıfatı |
multiplicative i.
|
|
Religious |
|
116 |
Dini |
(niçiren budizmi'nde) günde iki kere yapılan bir ayin |
gongyo i.
|
|
Sport |
|
117 |
Spor |
bir kere zıplayarak yüksek bir yerden geçmek |
jump off f.
|
|
Music |
|
118 |
Müzik |
dizinin ilk derecesinde üç veya dört kere tekrarlanan bir nakarattan oluşan bir müzikal form |
rondo i.
|
|
119 |
Müzik |
ana tema veya ilk konunun aynı tonalitede en az üç kere tekrar edildiği ve aralarda zıt tema veya bölümlerin geçtiği bir enstrümantal kompozisyon |
rondo i.
|
|
Slang |
|
120 |
Argo |
bir kere siyahi biriyle yaptın mı bir daha başkasıyla yapmak istemezsin |
once you go black, you never go back expr.
|
|
121 |
Argo |
siyahi biriyle bir kere birlikte olmak alışkanlık yapar |
once you go black, you never go back expr.
|
|
Modern Slang |
|
122 |
Modern Argo |
bir hareketin yapılışını bir kere gördükten sonra aynısını yapabilme kabiliyeti |
adoptive muscle memory i.
|
|