Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
bir his
"bir his"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Idioms
1
Deyim
bir his
a gut feeling
i.
"bir his"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 94 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
papaz efendi (irlanda'da his/your/their ile kullanılan bir unvan)
reverence
i.
2
Genel
belirli bir his
vibe
i.
3
Genel
aniden ve şiddetle belirme (bir his)
surge
i.
4
Genel
his (bir şeyin dokununca uyandırdığı)
feel
i.
5
Genel
kötü bir şeyler olacağına dair içinde bir his olma
impending sense of doom
i.
6
Genel
kötü bir şeyler olacağına dair içinde bir his olma
sense of impending doom
i.
7
Genel
sabunsu bir his veren yumuşak ve kompakt bir talk çeşidi
soaprock
i.
8
Genel
sabunsu bir his veren yumuşak ve kompakt bir talk çeşidi
soap-rock
i.
9
Genel
birdenbire içini kaplamak (bir his vb)
surge up
f.
10
Genel
ortaya çıkmak (bir his)
spring
f.
11
Genel
beslemek (belirli bir his)
bear
f.
12
Genel
… bir his olmak
feel
f.
13
Genel
iğrenç bir his veren
grizzly
s.
Phrasals
14
Öbek Fiiller
(bir duygu/his) yavaş yavaş sarmak/bürümek
steal over someone
f.
15
Öbek Fiiller
(birine bir duygu/his) göndermek
go out to (someone)
f.
16
Öbek Fiiller
içinde (bir his) uyandırmak
strike (something) into
f.
17
Öbek Fiiller
içinde bir his uyandırmak
strike into
f.
18
Öbek Fiiller
(birinde) kötü/hoş olmayan bir his yaratmak
jar on (one)
f.
19
Öbek Fiiller
bir his, düşünce her zaman biriyle olmak
carry (something) with (one)
f.
20
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye bir his) basmak
close in on (someone or something)
f.
21
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir his) sarmak
close in on (someone or something)
f.
22
Öbek Fiiller
(birinin) içini bir his doldurmak
flow over (someone)
f.
23
Öbek Fiiller
birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak
harbor something against someone or something
f.
24
Öbek Fiiller
birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak
harbor (something) toward (someone or something)
f.
25
Öbek Fiiller
karşı bir his beslemek/duymak
harbor against
f.
26
Öbek Fiiller
(bir duygu/his) yavaş yavaş sarmak/bürümek
steal over
f.
27
Öbek Fiiller
bir his kaplamak
wash over
f.
28
Öbek Fiiller
(birini/bir grubu) bir his kaplamak/sarmak
wash over (someone or something)
f.
29
Öbek Fiiller
(birine/bir gruba) bir his çökmek
wash over (someone or something)
f.
Phrases
30
İfadeler
hemen hemen herkesin bildiği bir his
that feel when
expr.
31
İfadeler
hemen hemen herkesin bildiği bir his
that feeling when
expr.
Colloquial
32
Konuşma Dili
tuhaf bir his
funny feeling
i.
33
Konuşma Dili
acayip bir his
funny feeling
i.
34
Konuşma Dili
garip bir his
funny feeling
i.
35
Konuşma Dili
hakkında belirli bir his içinde olmak
feel somehow about
f.
Idioms
36
Deyim
(biri/bir şey) hakkında bir his
a feeling about (someone or something)
i.
37
Deyim
(birine/bir şeye) dair bir his/sezgi
a feeling about (someone or something)
i.
38
Deyim
içinde kötü bir his olma
a sinking feeling
i.
39
Deyim
kötü bir his
a sinking feeling
i.
40
Deyim
bir şey olacağına dair bir his
a sinking feeling
i.
41
Deyim
kötü bir şey olacağına dair bir/o his
a sinking feeling
i.
42
Deyim
kötü bir his/o kötü his
that sinking feeling
i.
43
Deyim
kötü bir şey olacağına dair bir/o his
that sinking feeling
i.
44
Deyim
kötü bir his
a sinking feeling
i.
45
Deyim
bir şey olacağına dair bir his
a sinking feeling
i.
46
Deyim
kötü bir his
that sinking feeling
i.
47
Deyim
bir şey olacağına dair bir his
that sinking feeling
i.
48
Deyim
(bir durumun ne olduğuna/olacağına) dair bir his
the feeling (that) (something is/will be the case)
i.
49
Deyim
(bir şey olduğuna/olacağına) dair bir his
the feeling (that) (something is/will be the case)
i.
50
Deyim
(bir durumun ne olduğuna/olacağına) dair bir his
a feeling (that) (something is/will be the case)
i.
51
Deyim
(bir şey olduğuna/olacağına) dair bir his
a feeling (that) (something is/will be the case)
i.
52
Deyim
(bir duruma) dair bir his
feeling (that something is the case)
i.
53
Deyim
(bir şey olacağına) dair bir his
feeling (that something is the case)
i.
54
Deyim
(bir duruma) dair bir his
a feeling about something
i.
55
Deyim
(bir şey olacağına) dair bir his
a feeling about something
i.
56
Deyim
kötü bir his
a sinking feeling
i.
57
Deyim
(biri veya bir konu hakkında) belirli bir his içinde olmak
feel (some emotion) about (someone or something)
f.
58
Deyim
biri veya bir konu hakkında belirli bir his içinde olmak
feel somehow about someone or something
f.
59
Deyim
bir his kaplamak
wash over someone
f.
60
Deyim
(hakkında) içinde bir his olmak
have a hunch that something is the case
f.
61
Deyim
(hakkında) içinde bir his olmak
have a hunch about something
f.
62
Deyim
(birinde bir his) uyandırmak
pique (one's) (emotion)
f.
63
Deyim
içinde bir his olmak
have the feeling
f.
64
Deyim
içinde bir şeyin doğru olduğuna dair his olmak
get/have the feeling (that...)
f.
65
Deyim
içinde bir şeye dair bir his olmak
get/have the feeling (that...)
f.
66
Deyim
içinde (bir şeye dair) bir his olmak
have a sneaking suspicion
f.
67
Deyim
içinde kötü bir his olmak
get that sinking feeling
f.
68
Deyim
içinde kötü bir his olmak
have that sinking feeling
f.
69
Deyim
içinde kötü bir his olmak
get a sinking feeling
f.
70
Deyim
içinde kötü bir his olmak
have a sinking feeling
f.
71
Deyim
içinde bir his olmak
get/have the feeling
f.
72
Deyim
içinde bir şeye dair bir his olmak
get/have the feeling
f.
73
Deyim
(biri/bir şey hakkında) içinde bir his olmak
have a hunch (about someone or something)
f.
74
Deyim
(hakkında) içinde bir his olmak
have a hunch that is the case
f.
Speaking
75
Konuşma
bu nasıl bir his?
what's that like?
expr.
76
Konuşma
bu sefer içimde iyi bir his var
I got a good feeling this time
expr.
77
Konuşma
bu nasıl bir his?
what does it feel like?
expr.
78
Konuşma
bu nasıl bir his?
how does that feel?
expr.
79
Konuşma
içime kötü bir his doğuyor
something feels off
expr.
80
Konuşma
içimde bir his var
I have a feeling that
expr.
81
Konuşma
içimde bir his var
I have a feeling
expr.
82
Konuşma
içimde kötü bir his var
I have a very bad feeling about it
expr.
83
Konuşma
içimde (şöyle ... olacakmış gibi) bir his var
I just have this feeling
expr.
84
Konuşma
yalnızlığın nasıl bir his olduğunu bilirim
I know how it feels to be alone
expr.
Physiology
85
Fizyoloji
idrarın boşaltılmasına benzer bir his
vesical tenesmus
i.
Dermatology
86
Dermatoloji
derideki bir alana uygulanan kuvvet sonucu algılanan his
pressure sensation
i.
Geology
87
Jeoloji
pürüzsüz, yağlı bir his veren ve dile yapışan bir tür kil
rock soap
i.
Slang
88
Argo
iyi bir duygu/his
kick
i.
89
Argo
çok güzel bir şeye bakınca gelen his
eyegasm
i.
90
Argo
içimde kötü bir his var
my spider-sense is tingling
expr.
91
Argo
içimde kötü bir his var
my spidey-sense is tingling
expr.
Modern Slang
92
Modern Argo
içimde kötü bir his
a bad taste in my mouth
i.
93
Modern Argo
kişinin kendi içinde yaşadığı tuhaf bir his/an
acid moment
i.
94
Modern Argo
kişinin gerçeklik algısıyla oynayan tuhaf bir an/his
acid moment
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir his
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy