ayrılmaz - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ayrılmaz



"ayrılmaz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ayrılmaz inseparable s.
General
ayrılmaz integral s.
ayrılmaz indissoluble s.
ayrılmaz inextricable s.
ayrılmaz umbilical s.
ayrılmaz unextricable s.
ayrılmaz inexplicable [obsolete] s.
ayrılmaz fast s.
ayrılmaz innate s.
ayrılmaz insecable s.
ayrılmaz insectile s.
ayrılmaz inseverable s.
ayrılmaz sessile s.
Technical
ayrılmaz inherent s.

"ayrılmaz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bütünün ayrılmaz parçası olan integral s.
General
ayrılmaz bağ indissoluble bond i.
ayrılmaz dostlar inseparables i.
ayrılmaz parça part and parcel i.
ayrılmaz parça inseparable part i.
ayrılmaz parça integral part i.
ayrılmaz parça indivisible part i.
ayrılmaz bir bütün an inseparable whole i.
ayrılmaz bir bütün an indivisible whole i.
eğitimin ayrılmaz bir parçası an inseparable part of the education i.
ayrılmaz bir parça an inseparable part i.
ayrılmaz özellik umbra i.
bir şeyin ayrılmaz özelliği umbra i.
ayrılmaz parça inseparable i.
ayrılmaz bütün inseparable i.
ayrılmaz ikili inseparable i.
ayrılmaz arkadaşlar inseparable i.
ayrılmaz yoldaşlar inseparable i.
ayrılmaz yol arkadaşları inseparable i.
ayrılmaz eşlerden her biri siamese twin i.
ayrılmaz parça fossil i.
ayrılmaz parçası olmak be an integral part of f.
ayrılmaz parçası olmak be an indivisible part of f.
ayrılmaz parçası olmak be an inseparable part of f.
birbirinden ayrılmaz indissociable s.
bir bütünün ayrılmaz bir parçası olan inbuilt s.
bir bütünün ayrılmaz bir parçası olan in-built s.
ayrılmaz ikili olan twin s.
ayrılmaz bir şekilde bağlantılı inextricably linked with s.
ayrılmaz bir şekilde inextricably zf.
ayrılmaz bir şekilde inseparably zf.
Phrasals
ayrılmaz bir parçası olarak yapmak/kurmak/imal etmek build into f.
birini bir organizasyonun/planın ayrılmaz bir parçası yapmak build someone into something f.
Phrases
ayrılmaz bir ikili/üçlü olma hand in hand expr.
Proverb
et tırnaktan ayrılmaz blood is thicker than water
birlikte dua eden aile birbirinden ayrılmaz family that prays together stays together
Colloquial
ayrılmaz ikili bffl (best friend for life) i.
bir özelliği bilgisayar işletim sistemine ayrılmaz parça olarak eklemek bake in f.
Idioms
ayrılmaz dostlar frick and frack i.
ayrılmaz parçası warp and woof i.
bir durumun ayrılmaz bir parçası comes with the territory i.
bir durumun ayrılmaz bir parçası olmak go with the territory f.
bir durumun ayrılmaz bir parçası olmak come with the territory f.
bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak be a part and parcel of f.
ayrılmaz ikili olmak go hand in hand f.
bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak be part and parcel of something f.
ayrılmaz ikili like two peas in a pod expr.
ayrılmaz ikili joined at the hip expr.
ayrılmaz ikili two peas in a pod expr.
Politics
ayrılmaz cüz inseparable part i.
ayrılmaz bütünlük inseparable integrity i.
ayrılmaz bütünlük indivisible unity i.
ülkenin ayrılmaz bütünlüğü indivisible unity of the country i.
Technical
ayrılmaz parça integral part i.
Biology
canlı bir birimin ayrılmaz parçası haline gelen morphotic s.
morfolojik çerçevenin ayrılmaz parçası haline gelen morphotic s.
Religious
tanrı'dan ayrılmaz olarak görülen israilliler heritage i.
isa'nın hem ulvi hem de insani özelliklerini barındıran tek ve ayrılmaz bir doğası olduğu öğretisini benimseyen kimse monophysite i.