Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
asla!
"asla!"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
asla!
no fear! [uk]
expr.
2
Konuşma Dili
asla!
no sir!
exclam.
3
Konuşma Dili
asla!
no sirree!
exclam.
4
Konuşma Dili
asla!
no siree!
exclam.
Idioms
5
Deyim
asla!
not a bit of it!
expr.
"asla!"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 348 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
asla
never
ünl.
2
Yaygın Kullanım
asla
ever
zf.
General
3
Genel
asla
neer
i.
4
Genel
asla yaşlanmamazlık
agelessness
i.
5
Genel
asla tükenmeyen enerji
never ending energy
i.
6
Genel
asla anlaşamamak
never get along with
f.
7
Genel
asla yaşlanmayan
ageless
s.
8
Genel
asla unutulmayan
never-forgotten
s.
9
Genel
asla ait
radical
s.
10
Genel
asla unutulamayacak
never-to-be-forgotten
s.
11
Genel
asla ihanet etmeyen
thick-and-thin
s.
12
Genel
asla ele geçirilmemiş (kale)
maiden
s.
13
Genel
asla
not by a long sight
zf.
14
Genel
asla
in the least
zf.
15
Genel
asla
e'er
zf.
16
Genel
asla ve asla
never and ever
zf.
17
Genel
asla
at all
zf.
18
Genel
asla
not once
zf.
19
Genel
asla
on no account
zf.
20
Genel
asla
none
zf.
21
Genel
asla
by no means
zf.
22
Genel
asla
on no consideration
zf.
23
Genel
asla
never more
zf.
24
Genel
asla
nothing
zf.
25
Genel
asla
by no manner of means
zf.
26
Genel
asla
nowise
zf.
27
Genel
asla
nevermore
zf.
28
Genel
asla
not at all
zf.
29
Genel
asla
not
zf.
30
Genel
asla
noways
zf.
31
Genel
asla
never
zf.
32
Genel
asla
in no wise
zf.
33
Genel
bir daha asla
never ever
zf.
34
Genel
bir daha asla
nathemore [obsolete]
zf.
35
Genel
asla
ne’er
zf.
36
Genel
-den pek uzak, asla ... değil, hiç
near
zf.
37
Genel
asla
half
zf.
38
Genel
asla
hardly
zf.
39
Genel
asla
in no shape
zf.
40
Genel
bir daha asla
nevermore
zf.
41
Genel
asla
no such thing
ünl.
42
Genel
asla
not a bit
ünl.
43
Genel
asla asla deme
never say never
ünl.
Phrases
44
İfadeler
hayallerinden asla vazgeçme
never let go of your dreams
i.
45
İfadeler
asla kabul edilemez
something else entirely
f.
46
İfadeler
asla suçlanmadan af dileme
never ask pardon before you are accused
expr.
47
İfadeler
asla
not under any circumstances
expr.
48
İfadeler
asla
under no circumstances
expr.
49
İfadeler
asla
in no sense
expr.
50
İfadeler
asla geldiğin yeri unutma
never forget where you came from
expr.
51
İfadeler
asla nereden geldiğini unutma
never forget where you came from
expr.
52
İfadeler
asla yalnız yürümeyeceksin
you will never walk alone
expr.
53
İfadeler
azınlığın gücünü asla yabana atma
never underestimate the power of a few
expr.
54
İfadeler
davandan asla vazgeçme
never say die
expr.
55
İfadeler
geldiğin yeri asla unutma
never forget where you came from
expr.
56
İfadeler
nereden geldiğini asla unutma
never forget where you came from
expr.
57
İfadeler
yarın asla beklemez
tomorrow never waits
expr.
58
İfadeler
asla pes etme
fall seven times, stand up eight
expr.
59
İfadeler
asla arkasına bakmadı
have never looked back
expr.
60
İfadeler
asla eski günlere geri dönmedi
have never looked back
expr.
61
İfadeler
asla arkasına bakmadı
have not looked back
expr.
62
İfadeler
asla eski günlere geri dönmedi
have not looked back
expr.
63
İfadeler
bir sihirbaz asla sırlarını açıklamaz
a magician never reveals his secrets
expr.
64
İfadeler
hayalinden asla vazgeçme
never give up on your dream
expr.
65
İfadeler
asla hafife alınmamalıdır
should never be taken for granted
expr.
Proverb
66
Atasözü
asla suçlanmadan af dileme
never ask pardon before you are accused
i.
67
Atasözü
korkaklar asla hedefine ulaşamaz anlamında atasözü
faint heart never won fair lady
68
Atasözü
başında kaynasın diye beklenen su asla kaynamaz
watched pot never boils
69
Atasözü
bir kadının işi asla bitmez
a woman's work is never done
70
Atasözü
asla yerine getiremeyeceğin bir tehdit savurma
never make a threat you cannot carry out
71
Atasözü
yarın asla gelmez
tomorrow never comes
72
Atasözü
savaşa karar verenler asla savaşmazlar
councils of war never fight
73
Atasözü
asla umudunu kaybetme
never quit certainty for hope
74
Atasözü
pürüzsüz bir deniz asla usta bir denizci yapmaz
a smooth sea never made a skillful sailor.
75
Atasözü
babanın kim olduğundan asla emin olamazsın
it is a wise child that knows its own father
76
Atasözü
asla suçlanmadan özür dileme
never ask pardon before you are accused
77
Atasözü
asla gerçek babanın kim olduğunu kesin olarak bilemezsin
It is a wise child that knows its own father
78
Atasözü
asla yerine getiremeyeceğin tehditler savurma
never make threats you cannot carry out
Colloquial
79
Konuşma Dili
asla umulmadık bir şey yapmak
do the unthinkable
f.
80
Konuşma Dili
bir şeyi asla yapmamak
not think of something/of doing something
f.
81
Konuşma Dili
asla
not for a moment
expr.
82
Konuşma Dili
asla
not by a long sight
expr.
83
Konuşma Dili
asla
not by a blame sight
expr.
84
Konuşma Dili
asla
on no account
expr.
85
Konuşma Dili
asla
by no means
expr.
86
Konuşma Dili
asla
not by any means
expr.
87
Konuşma Dili
asla
not on any account
expr.
88
Konuşma Dili
asla bozulmaz/durmaz
something never fails
expr.
89
Konuşma Dili
bu asla eskimez
this never gets old
expr.
90
Konuşma Dili
efsaneler asla ölmez
legends never die
expr.
91
Konuşma Dili
kavga etmek asla bir şeyi çözmez
fighting never solves anything
expr.
92
Konuşma Dili
şimdi ya da asla
now or never
expr.
93
Konuşma Dili
(izin vermeme anlamında) asla
nothing doing
expr.
94
Konuşma Dili
kalemini asla çalıştığın şirketin mürekkebine batırma
never dip your pen into the company's ink
expr.
95
Konuşma Dili
bir daha asla yapmam
I'll be hanged if I (do something)
expr.
96
Konuşma Dili
asla olmaz
not if you paid me
expr.
97
Konuşma Dili
asla
not for a instant
expr.
98
Konuşma Dili
asla
not for a minute
expr.
99
Konuşma Dili
asla
not for a second
expr.
100
Konuşma Dili
asla
not for one instant
expr.
101
Konuşma Dili
asla
not for one minute
expr.
102
Konuşma Dili
asla
not for one moment
expr.
103
Konuşma Dili
asla
not for one second
expr.
104
Konuşma Dili
asla
not a jot
expr.
105
Konuşma Dili
asla
not a tittle
expr.
106
Konuşma Dili
asla
not one jot
expr.
107
Konuşma Dili
asla
not one tittle
expr.
108
Konuşma Dili
asla öyle değil
nothing of the kind
expr.
109
Konuşma Dili
asla öyle bir şey ...
nothing of the kind
expr.
110
Konuşma Dili
asla öyle değil
nothing of the sort
expr.
111
Konuşma Dili
asla öyle bir şey ...
nothing of the sort
expr.
112
Konuşma Dili
asla
never a whit
expr.
113
Konuşma Dili
(birinden/bir şeyden) asla emin olmazsın
you never know with (someone or something)
expr.
114
Konuşma Dili
asla olmaz
not on your tintype [obsolete] [us]
expr.
115
Konuşma Dili
asla öyle değil
nothing of the kind
expr.
116
Konuşma Dili
asla öyle değil
nothing of the sort
expr.
117
Konuşma Dili
(biri) asla tahmin edemezdi
(one) never would have guessed
expr.
118
Konuşma Dili
bir şeyi bir daha asla yapmam
I won't do something again in a hurry
expr.
119
Konuşma Dili
bazı şeyler asla değişmez
some things never change
expr.
120
Konuşma Dili
asla
no sir
exclam.
121
Konuşma Dili
asla
no sirree
exclam.
122
Konuşma Dili
asla
no way, josé
exclam.
Idioms
123
Deyim
asla gerçekleşmeyecek vaat/söz
jam tomorrow
i.
124
Deyim
hep iyi olan, asla kötü olamayan, mükemmel davrandığını sanan kişi
goody two shoes person
i.
125
Deyim
sonucu/çözümü asla bilinemeyecek olan şey
the lady or the tiger
i.
126
Deyim
asla arkasına bakmamak
never look back
f.
127
Deyim
asla geriye/eskiye dönüp bakmamak
never look back
f.
128
Deyim
asla eski koşullara geri dönme belirtisi göstermemek
never look back
f.
129
Deyim
(bir yere) asla/hiç geri dönmemek
not darken the doorstep of (some place)
f.
130
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısını çalmamak
never darken (one's) door again
f.
131
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısına gelmemek
never darken (one's) door again
f.
132
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısını çalmamak
never darken (one's) doorstep again
f.
133
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısına gelmemek
never darken (one's) doorstep again
f.
134
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısını çalmamak
never darken (one's) doorway again
f.
135
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısına gelmemek
never darken (one's) doorway again
f.
136
Deyim
asla (bir yere) ayak basmamak
never set foot in (some place)
f.
137
Deyim
asla (bir yere) gitmemek/girmemek
never set foot in (some place)
f.
138
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısını çalmamak
not darken (one's) door again
f.
139
Deyim
bir daha asla (birinin) kapısına gelmemek
not darken (one's) door again
f.
140
Deyim
asla bir yerin kapısını çalmamak
not darken somewhere's door
f.
141
Deyim
asla bir yere gitmemek
not darken somewhere's door
f.
142
Deyim
asla bir yerin kapısını çalmamak
not darken somewhere's doorstep [old-fashioned]
f.
143
Deyim
asla bir yere gitmemek
not darken somewhere's doorstep [old-fashioned]
f.
144
Deyim
(birini/bir şeyi) asla kabul etmemek
not give (someone or something) houseroom [old-fashioned]
f.
145
Deyim
(bir şeye) asla/katiyen izin vermemek
not hear of (something)
f.
146
Deyim
(birine/bir şeye) asla bulaşmak istememek
not touch (someone or something) with a barge pole [uk/australia]
f.
147
Deyim
(birine/bir şeye) asla bulaşmak istememek
not touch (someone or something) with a ten-foot pole [us]
f.
148
Deyim
asla bulaşmak istememek
not touch with a ten-foot pole
f.
149
Deyim
(birine) asla güvenmemek
not trust (someone) as far as (one) can throw (them)
f.
150
Deyim
(birine) asla güvenmemek
not trust (someone) farther than (one) can throw (them)
f.
151
Deyim
birine asla güvenmemek
not trust someone as far as one can throw him/her
f.
152
Deyim
birine asla güvenmemek
not trust someone as far as you can throw them
f.
153
Deyim
birine asla güvenmemek
not trust someone as far as you could throw them
f.
154
Deyim
(bir şeye) asla girmemek
wouldn't be caught dead at (something)
f.
155
Deyim
(bir şeyde) asla bulunmamak
wouldn't be caught dead at (something)
f.
156
Deyim
(bir şeye) asla girmemek
wouldn't be caught dead in (something)
f.
157
Deyim
(bir şeyde) asla bulunmamak
wouldn't be caught dead in (something)
f.
158
Deyim
(bir şeye) asla girmemek
wouldn't be seen dead in (something)
f.
159
Deyim
(bir şeyde) asla bulunmamak
wouldn't be seen dead in (something)
f.
160
Deyim
asla (biriyle) görünmemek
wouldn't be seen dead with
f.
161
Deyim
asla boyun eğdirilemeyen
never-say-die
s.
162
Deyim
asla
over the left
zf.
163
Deyim
asla
a cold day in hell
expr.
164
Deyim
asla
a cold day in july
expr.
165
Deyim
asla
when two fridays come together
expr.
166
Deyim
asla
not on your life
expr.
167
Deyim
asla
till the cows come home
expr.
168
Deyim
asla
no way jose
expr.
169
Deyim
asla
in a pig's eye
expr.
170
Deyim
asla
on no account should
expr.
171
Deyim
asla
not one iota
expr.
172
Deyim
asla
when hell freezes over
expr.
173
Deyim
asla
when two sundays come together
expr.
174
Deyim
asla
on no account must
expr.
175
Deyim
asla olmaz
no way jose
expr.
176
Deyim
asla olmaz
that'll be the day
expr.
177
Deyim
asla olmaz/gerçekleşmez
it'll be a long day in january (when something happens)
expr.
178
Deyim
bir hatayı düzeltmek için asla geç değildir
It is never too late to mend
expr.
179
Deyim
gönül almak için asla geç değildir
It is never too late to mend
expr.
180
Deyim
hayatta/asla olmaz
not for anything in the world
expr.
181
Deyim
hiç asla katiyen
not by a long sight
expr.
182
Deyim
hayatta/asla olmaz
not on your life
expr.
183
Deyim
hayatta/asla olmaz
not for love nor money
expr.
184
Deyim
ne olursa olsun/asla
not for anything in the world
expr.
185
Deyim
ne olursa olsun/asla
not for love nor money
expr.
186
Deyim
ne olursa olsun/asla
not on your life
expr.
187
Deyim
tesadüfen sadece bir iki defa karşılaşıp bir daha asla karşılaşmayacak iki insan gibi
like ships that pass in the night
expr.
188
Deyim
cesedimi çiğnemeden asla
from my cold, dead hands
expr.
189
Deyim
asla
when hell freezes over and the devil learns to (ice) skate
expr.
190
Deyim
asla
as a pig loves marjoram
expr.
191
Deyim
asla
when two sundays meet
expr.
192
Deyim
asla
not in a month of sundays
expr.
193
Deyim
asla
never in a month of sundays
expr.
194
Deyim
filler asla unutmaz (birinin her şeyi hatırladığını dile getirmek için söylenir)
an elephant never forgets
expr.
195
Deyim
(biri bir şeyi) bir daha asla yapmaz
(one) won't (do something) again in a hurry
expr.
196
Deyim
(biri bir şeyi) bir daha asla yapmaz
(one) won't be (doing something) again in a hurry
expr.
197
Deyim
(biri bir şeyi) bir daha asla yapmaz
(one) wouldn't (do something) again in a hurry
expr.
198
Deyim
asla
not for a month of sundays
expr.
199
Deyim
asla
not in a month of sundays
expr.
200
Deyim
(bir daha) asla kapımı çalma
never darken my door (again)
expr.
201
Deyim
(bir daha) asla kapıma gelme
never darken my door (again)
expr.
202
Deyim
ne olursa olsun/asla
for love nor money
expr.
203
Deyim
ne olursa olsun/asla
for love or money
expr.
204
Deyim
ne olursa olsun/asla
for quids
expr.
205
Deyim
(birine/bir şeye) asla bulaşmam/bulaşmazdım
I wouldn't touch (someone or something) with a ten-foot pole [us]
expr.
206
Deyim
(bir şeye/birine) asla bulaşmam/bulaşmazdım
I wouldn't touch (something or someone) with a barge pole [uk/australia]
expr.
207
Deyim
ona asla bulaşmam/bulaşmazdım
I wouldn't touch it with a ten-foot pole [cliché]
expr.
208
Deyim
(birine) asla güvenmem/güvenmezdim
I wouldn't trust (someone) as far as I could throw (them)
expr.
209
Deyim
(birine) asla güvenmem/güvenmezdim
I wouldn't trust (someone) farther than I could throw (them)
expr.
210
Deyim
asla
in a month of sundays
expr.
211
Deyim
bu asla çalışmaz/işe yaramaz
it will never fly
expr.
212
Deyim
asla olmayacak
it'll be a cold day in hell
expr.
213
Deyim
asla olmayacak
it'll be a long day in january
expr.
214
Deyim
asla
in the devil
expr.
215
Deyim
asla
'til the cows come home
expr.
216
Deyim
birine/bir şeye asla bulaşmaz
wouldn't touch something/someone with a barge pole [uk]
expr.
217
Deyim
birine/bir şeye asla bulaşmaz
wouldn't touch something/someone with a ten-foot pole [us]
expr.
218
Deyim
asla bulaşmaz
wouldn't touch with a ten-foot pole
expr.
219
Deyim
asla anlatamaz
your lips are sealed
expr.
Speaking
220
Konuşma
asla asla deme
never say never
i.
221
Konuşma
asla beni yarı yolda bırakmazlar
they never let me down
i.
222
Konuşma
asla bundan daha azıyla yetinme
never settle for less than that
i.
223
Konuşma
asla geri gelme
never come back
i.
224
Konuşma
burayı böyle geç saatlerde asla arama
never call here this late
i.
225
Konuşma
asla
nohow
zf.
226
Konuşma
asla hayal etmekten vazgeçme
never stop dreaming
expr.
227
Konuşma
asla tahmin edemezdim
never would have guessed
expr.
228
Konuşma
asla eskisi gibi olmayacak
never gonna be the same
expr.
229
Konuşma
asla vazgeçme
never quit
expr.
230
Konuşma
asla vazgeçme
never give up
expr.
231
Konuşma
asla kendimi bağışlamayacağım
I'll never forgive myself
expr.
232
Konuşma
asla seni incitecek bir şey yapmayacağım
I will never do anything to hurt you
expr.
233
Konuşma
asla unutmayacağım
I'll never forget it
expr.
234
Konuşma
anılar asla ölmez
memories never die
expr.
235
Konuşma
arkadaşlık asla sona ermez
friendship never ends
expr.
236
Konuşma
asla
no chance
expr.
237
Konuşma
asla
not a chance
expr.
238
Konuşma
asla
no way
expr.
239
Konuşma
asla anlatamam
lips are sealed
expr.
240
Konuşma
asla bilemezsin
you never can tell
expr.
241
Konuşma
asla bilemezsin
you never know
expr.
242
Konuşma
asla bilemezsin
you can never know
expr.
243
Konuşma
asla büyüme
never grow up
expr.
244
Konuşma
asla geç gelmez
he never comes late
expr.
245
Konuşma
asla geçmişe pişmanlıkla/pişmanlık içinde bakma
never look back in regret
expr.
246
Konuşma
asla korkma
never fear
expr.
247
Konuşma
asla özgür olmayacaksın
you will never be free
expr.
248
Konuşma
asla pes etme
never give up
expr.
249
Konuşma
asla pişman olmayacaksın
you will never regret
expr.
250
Konuşma
asla tekrar beni hayal kırıklığına uğratma
never let me down again
expr.
251
Konuşma
asla tutamayacağın sözler verme
never make promises that you can't keep
expr.
252
Konuşma
asla tutamayacağın sözler verme
don't ever make promises you can't keep
expr.
253
Konuşma
asla vazgeçme/havlu atma
never throw in the towel
expr.
254
Konuşma
asla yalnız değilsin
you are never alone
expr.
255
Konuşma
asla yaptıklarından pişmanlık duyma/pişman olma
never look back in regret
expr.
256
Konuşma
beni asla unutma
never forget me
expr.
257
Konuşma
beni bir daha asla görmeye gelmedi
she/he never visited me again
expr.
258
Konuşma
bu insanları asla unutmayacağım
I'll never forget these people
expr.
259
Konuşma
bir daha asla beraber olmayacağız
we are never ever getting back together
expr.
260
Konuşma
beni bir daha asla çağırmadı
she never called me again
expr.
261
Konuşma
benimle bir daha asla konuşma
never talk to me again
expr.
262
Konuşma
bunu asla unutmayacağım
I'll never forget this
expr.
263
Konuşma
bu asla benim başıma gelmeyecek
that will never happen to me
expr.
264
Konuşma
bunu asla unutmayacağım
I'll never forget that
expr.
265
Konuşma
bunu asla inanmayacaksın
you'll never believe this
expr.
266
Konuşma
bunu asla istemem
I would never want this
expr.
267
Konuşma
benimle asla bir daha böyle konuşma
don't you ever talk to me like that
expr.
268
Konuşma
bu iyiliğini asla unutmayacağım
I will never forget your kindness
expr.
269
Konuşma
bu savaşı asla kazanamayacaksın
you'll never win this war
expr.
270
Konuşma
bunu asla yapmayacağım
I will never do it
expr.
271
Konuşma
benim için yaptığınız şeyi asla unutmayacağım
I'll never forget what you did for me
expr.
272
Konuşma
beni bir daha asla aramadı
she never called me again
expr.
273
Konuşma
bu şehirde asla çocuk büyütmeyeceğim
I will never raise kids in this city
expr.
274
Konuşma
ben seni asla incitmezdim
I would never hurt you
expr.
275
Konuşma
beni bir daha asla ziyaret etmedi
she/he never visited me again
expr.
276
Konuşma
bu hızda gidersek oraya asla varamayız
we'll never get there at this rate
expr.
277
Konuşma
başka türlü seni asla bulamazdım
I never would have found you otherwise
expr.
278
Konuşma
benimle bir daha asla böyle konuşma
don't you ever talk to me like that
expr.
279
Konuşma
bu asla çalışmaz/işe yaramaz
It'll never fly
expr.
280
Konuşma
bir daha asla
never again
expr.
281
Konuşma
bir daha asla!
never again!
expr.
282
Konuşma
bunu asla unutmamalısın
you must never forget that
expr.
283
Konuşma
bana asla adımla hitap etme
never call me by my name
expr.
284
Konuşma
bana asla ismimle hitap etme
never call me by my name
expr.
285
Konuşma
babam asla yemek yapmaz
my father never cooks
expr.
286
Konuşma
babam asla yemek yapmaz
my dad never cooks
expr.
287
Konuşma
bunu asla yapmayacağım
I will never do that
expr.
288
Konuşma
bundan bir daha asla söz etmeyeceğiz
we will never mention this again
expr.
289
Konuşma
başına bir şey gelecek olursa kendimi asla affetmem
if anything ever happened to you I'd never forgive myself
expr.
290
Konuşma
bir daha asla çalışmak zorunda kalmayacaksın
you'll never have to work again
expr.
291
Konuşma
bunu asla bilemeyeceğiz
we'll never know that
expr.
292
Konuşma
bunu asla kesin olarak bilemeyeceğim
I'll never know it for sure
expr.
293
Konuşma
hayatında yeni bir başlangıç için asla çok geç değil
it's never too late for a new beginning in your life
expr.
294
Konuşma
hayatında yeni bir başlangıç yapmak için asla çok geç değil
it's never too late for a new beginning in your life
expr.
295
Konuşma
gözünü asla toptan ayırma
never take your eye off the ball
expr.
296
Konuşma
hayatta olmaz/asla!
not in a thousand years!
expr.
297
Konuşma
hayatta olmaz/asla!
never in a thousand years!
expr.
298
Konuşma
hayatımda hiç/asla
never in my life
expr.
299
Konuşma
geçmişinden asla pişmanlık duyma
never look back in regret
expr.
300
Konuşma
hayal etmeyi asla bırakma
never stop dreaming
expr.
301
Konuşma
o gün ne yaptığını asla unutmayacağım
I'll never forget what you did that day
expr.
302
Konuşma
onları asla dinleme
never listen to them
expr.
303
Konuşma
o asla bu şekilde konuşmaz
she never speaks like that
expr.
304
Konuşma
ona hiç/asla elimi kaldırmadım
I never laid a hand on her
expr.
305
Konuşma
kendimi asla affetmeyeceğim
I'll never forgive myself
expr.
306
Konuşma
o asla okula geç kalmaz
he is never late for school
expr.
307
Konuşma
ne kadar para kazanırsan kazan asla zengin olamayacaksın
no matter how much money you make you'll never be rich
expr.
308
Konuşma
normalde bunu asla yapmazdım
normally i would never do this
expr.
309
Konuşma
ne zaman ihtiyaç duyacağını asla bilemezsin
you never know when you might need it
expr.
310
Konuşma
sizi asla unutmayacağım
I will never forget you
expr.
311
Konuşma
seni asla terk etmeyeceğim
I will never leave you
expr.
312
Konuşma
seni asla aramayacağıma söz veriyorum
I promise that I'll never call you
expr.
313
Konuşma
seni asla affetmeyeceğim
I’ll never ever forgive you
expr.
314
Konuşma
seninle bir daha asla konuşmak istemiyorum
I don't want to talk to you ever again
expr.
315
Konuşma
seni asla bırakmayacağım
I will never leave you
expr.
316
Konuşma
sizi asla unutmayacağım
I will never forget you
expr.
317
Konuşma
seni bir daha asla görmek istemiyorum
I don't wanna see you anymore
expr.
318
Konuşma
seni bu kadar özleyeceğim asla aklıma gelmezdi
I never thought I'd miss you as much as I do
expr.
319
Konuşma
seni asla ama asla affetmeyeceğim
I'll never ever forgive you
expr.
320
Konuşma
seni asla unutmayacağım
I’ll never ever forget you
expr.
321
Konuşma
seni asla unutmayacağım
I will never forget you
expr.
322
Konuşma
ya şimdi ya da asla
it's now or never
expr.
323
Konuşma
hayatta olmaz/asla
never in a million years
expr.
324
Konuşma
ben asla yalan söylemem
I never lie
expr.
325
Konuşma
bu şarkıyı dinlemekten asla sıkılmam
I never get bored listening to this song
expr.
326
Konuşma
okuldan önce asla futbol oynamam
I never play football before school
expr.
327
Konuşma
asla sözümü kesme
never interrupt me
expr.
328
Konuşma
asla olmaz!
no way!
exclam.
Law
329
Hukuk
asla olmayan
nul
s.
Politics
330
Siyasal
asla ait
radical
s.
Computer
331
Bilgisayar
asla belirleme
never set
i.
Physics
332
Fizik
içine konan sıvıyı asla en üst düzeye çıkarmamak üzere tasarlanmış bir kupa
tantalus's cup
i.
Literature
333
Edebiyat
kaz ana masalında duvardan düştükten sonra parçaları asla birleştirilemeyen yumurta biçimli karakter
humpty dumpty
i.
334
Edebiyat
asla
ne'er
zf.
335
Edebiyat
asla uyuyan bir ejderhayı gıdıklama
draco dormiens nunquam titillandus (never tickle a sleeping dragon)
expr.
Football
336
Futbol
asla yalnız yürümeyeceksin (liverpool takımının marşı)
you'll never walk alone (ynwa)
expr.
Latin
337
Latince
asla
nunquam
expr.
Archaic
338
Eski Kullanım
asla
naught
zf.
Slang
339
Argo
asla yapılmaması gereken şey
a big no-no
i.
340
Argo
hatunlar için asla erkek arkadaşlarını satma
bros before hoes
i.
341
Argo
asla
when pigs fly
expr.
342
Argo
asla olmaz
no fucking way
expr.
343
Argo
bu asla kolay bir iş değildir
it's never an easy ride
expr.
344
Argo
asla iş arkadaşınla cinsel ya da romantik ilişkiye girme
never dip your pen into the company's ink
expr.
345
Argo
bir kez siyahını denedin mi bir daha asla vazgeçemezsin
once you go black, you never go back
expr.
346
Argo
asla şeyimde değil!
like I really give a shit! (lirgas)
exclam.
Modern Slang
347
Modern Argo
asla umudu kesme
aktf (always keep the faith)
expr.
348
Modern Argo
asla umudunu kaybetme
aktf (always keep the faith)
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of asla!
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy