apart from - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

apart from

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"apart from" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 18 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
apart from ed. dışında
apart from ed. haricinde
General
apart from zf. -den ayrı olarak
apart from zf. -den ayrı
apart from ed. sarfınazar edilirse
apart from ed. başka
apart from ed. bir kenara bırakırsak
apart from ed. maada
apart from ed. sarfınazar
apart from ed. ile beraber
apart from ed. bir yana
apart from ed. ile birlikte
apart from ed. sayılmazsa
apart from ed. -den başka
apart from ed. -den gayrı
apart from ed. -i bir kenara bırakırsak
apart from ed. -den maada
Phrases
apart from expr. yanı sıra

"apart from" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
apart from these zf. bunlardan başka
General
set apart from f. ayırmak
live apart from her husband f. eşinden ayrı yaşamak
live apart from his wife f. karısından ayrı yaşamak
live apart from his wife f. eşinden ayrı yaşamak
live apart from her husband f. kocasından ayrı yaşamak
apart from this zf. bundan ayrı olarak
apart from this zf. bunun haricinde
apart from this zf. bundan başka
apart from us zf. bizden hariç
apart from us zf. bizden gayrı
apart from these zf. bunların dışında
apart from that ed. bunun dışında
apart from all these ed. bütün bunların yanında
Phrasals
set something apart from (something else) f. ayrı tutmak
set someone apart (from someone else) f. ayrı tutmak
grow apart from someone f. birinden uzaklaşmak
draw apart (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) kendini geri çekmek
draw apart (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
draw apart (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) geri çekilmek
live apart (from someone) f. (birinden) ayrı yaşamak
live apart (from someone) f. (biriyle) evleri ayırmak
set (someone, something, or oneself) apart (from someone or something) f. (birini/bir şeyi/kendini birinden/bir şeyden) ayırt edilir hale getirmek
set (someone, something, or oneself) apart (from someone or something) f. (birini/bir şeyi/kendini birinden/bir şeyden) daha dikkat çekici hale getirmek
set (someone, something, or oneself) apart (from someone or something) f. (biri/bir şey/kendi ve başka biri/bir şey) arasında bir fark yaratmak
stand apart (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) uzak/ayrı durmak
stand apart (from someone or something) f. (birinin/bir şeyin) uzağında durmak
stand apart (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) ayırt edilebilir olmak
stand apart (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) farklı olmak
Phrases
apart from these expr. bunların haricinde
apart from the fact that expr. bir kenara bırakırsak
apart from me expr. benim dışımda
apart from the fact that expr. -den başka
apart from the fact that expr. -den ayrı olarak
apart from the fact that expr. -i bir kenara bırakırsak
apart from these expr. bunlar dışında
apart from these expr. bunların dışında