Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
açmak (yol)
"açmak (yol)"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
açmak (yol)
wind
f.
"açmak (yol)"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 268 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
yol açmak
cause
f.
General
2
Genel
yol açmak
open a road
f.
3
Genel
birinin (bir başkasından) hoşlanmamasına yol açmak
put someone off
f.
4
Genel
birinin düşünmesine yol açmak
give someone pause
f.
5
Genel
zarara yol açmak
cause harm to
f.
6
Genel
olmasına yol açmak
cause to occur
f.
7
Genel
yol açmak
invite
f.
8
Genel
yol açmak
beget
f.
9
Genel
kesilmesine yol açmak (toplantının)
disrupt
f.
10
Genel
-e yol açmak
create
f.
11
Genel
yol açmak
elicit
f.
12
Genel
yol açmak
tend
f.
13
Genel
yol açmak
breed
f.
14
Genel
yol açmak
beat
f.
15
Genel
yol açmak
produce
f.
16
Genel
yol açmak
provoke
f.
17
Genel
ite kaka yol açmak
elbow
f.
18
Genel
yol açmak
lie behind
f.
19
Genel
yol açmak
spark off
f.
20
Genel
yol açmak
beat a path
f.
21
Genel
devam etmesine yol açmak
cause to continue
f.
22
Genel
yol açmak
make way
f.
23
Genel
yol açmak
carry with it
f.
24
Genel
seyahat etmesine yol açmak
cause to travel
f.
25
Genel
yol açmak
gap
f.
26
Genel
yol açmak
raise
f.
27
Genel
yol açmak
entail
f.
28
Genel
yol açmak
result in
f.
29
Genel
paniğe yol açmak
cause to panic
f.
30
Genel
kargaşaya yol açmak
riot
f.
31
Genel
yol açmak
set forward
f.
32
Genel
yol açmak
lead to
f.
33
Genel
kılıçla yol açmak
slash
f.
34
Genel
yol açmak
evoke
f.
35
Genel
arızalanıp stop etmesine yol açmak (motorun)
stall
f.
36
Genel
bozulmasına yol açmak
disrupt
f.
37
Genel
yol açmak
lead up to
f.
38
Genel
yol açmak
generate
f.
39
Genel
yol açmak
give rise to
f.
40
Genel
kristalize olmasına yol açmak
cause to crystallize
f.
41
Genel
yol açmak
cut
f.
42
Genel
yol açmak
call forth
f.
43
Genel
yol açmak
bring about
f.
44
Genel
bir grubun çılgınca kaçışmasına yol açmak
stampede
f.
45
Genel
birinin kendi nefsiyle mücadele etmesine yol açmak
tempt
f.
46
Genel
yol açmak
involve
f.
47
Genel
yol açmak
create
f.
48
Genel
sessiz olmasına yol açmak
cause to be silent
f.
49
Genel
sonuçlanmasına yol açmak
cause to result
f.
50
Genel
yol açmak
make way for
f.
51
Genel
yol açmak
cause
f.
52
Genel
kendine yol açmak
worm one's way
f.
53
Genel
yol açmak
give somebody a lead
f.
54
Genel
yol açmak
pave the way
f.
55
Genel
karışıklığa yol açmak
cause confusion
f.
56
Genel
karışıklığa yol açmak
lead to confusion
f.
57
Genel
karışıklığa yol açmak
lead to disorder
f.
58
Genel
yol açmak
pave the way for
f.
59
Genel
kazaya yol açmak
cause an accident
f.
60
Genel
yol açmak
excite
f.
61
Genel
-i değiştirerek bozulmasına yol açmak
tamper with
f.
62
Genel
yol açmak
conduce
f.
63
Genel
yol açmak
elbow
f.
64
Genel
yol açmak (bir kimsenin bir şey yapmasına)
prompt to
f.
65
Genel
yol açmak
lead
f.
66
Genel
krize yol açmak
cause crisis
f.
67
Genel
krize yol açmak
result in crisis
f.
68
Genel
krize yol açmak
lead to crisis
f.
69
Genel
-e yol açmak
trigger
f.
70
Genel
-e yol açmak
prompt
f.
71
Genel
-e yol açmak
occasion
f.
72
Genel
-e yol açmak
set
f.
73
Genel
yol açmak
make inroads into
f.
74
Genel
aksamalara yol açmak
cause hitches
f.
75
Genel
yanlış anlaşılmaya yol açmak
cause misunderstanding
f.
76
Genel
aksamalara yol açmak
cause impediments
f.
77
Genel
soruna yol açmak
cause a trouble
f.
78
Genel
probleme yol açmak
cause a problem
f.
79
Genel
yol açmak
bring with it
f.
80
Genel
yaptırıma yol açmak
lead to a sanction
f.
81
Genel
hastanın ölümüyle sonuçlanan krize yol açmak
cause the crisis which led to patient’s death
f.
82
Genel
bir patlamaya yol açmak
cause an explosion
f.
83
Genel
huzursuzluğa yol açmak
cause discontent
f.
84
Genel
huzursuzluğa yol açmak
cause dissatisfaction
f.
85
Genel
şoka yol açmak
lead to shock
f.
86
Genel
enflasyona neden olmak/yol açmak
cause inflation
f.
87
Genel
enflasyona neden olmak/yol açmak
lead to inflation
f.
88
Genel
(zarara vb) yol açmak
wreak
f.
89
Genel
sinir krizine yol açmak
lead to a nervous breakdown
f.
90
Genel
paniğe yol açmak
affrighten [obsolete]
f.
91
Genel
karmaşık sonuç veya akıbetlere yol açmak
ramify
f.
92
Genel
yol açmak
catalyse
f.
93
Genel
yol açmak
catalyze
f.
94
Genel
yol açmak
tend
f.
95
Genel
yol açmak
make
f.
96
Genel
inanılmamasına yol açmak
uncredit
f.
97
Genel
yol açmak
engender
f.
98
Genel
yol açmak
equate
f.
99
Genel
zarara yol açmak
wreke [obsolete]
f.
100
Genel
travmaya yol açmak
harrow
f.
101
Genel
yanlış eğilime sahip olmasına yol açmak
misincline
f.
102
Genel
(bir şeyin) yeniden geçip gitmesine yol açmak
repass
f.
103
Genel
yakarak yol açmak
burn (into)
f.
104
Genel
yol açmak
go
f.
105
Genel
yol açmak
occasionate [obsolete]
f.
106
Genel
gürültüye yol açmak
claik [scotland]
f.
107
Genel
(zilli müzik aleti çalarken) şıngırtıya yol açmak
clam
f.
108
Genel
senkronizasyonunun bozulmasına yol açmak
desynchronize [us]
f.
109
Genel
senkronizasyonunun bozulmasına yol açmak
desynchronise [uk]
f.
110
Genel
aptalca davranmasına yol açmak
idiotise
f.
111
Genel
ahmak gibi davranmasına yol açmak
idiotise
f.
112
Genel
aptalca davranmasına yol açmak
idiotize
f.
113
Genel
ahmak gibi davranmasına yol açmak
idiotize
f.
114
Genel
aptalca davranmasına yol açmak
idiotise
f.
115
Genel
ahmak gibi davranmasına yol açmak
idiotise
f.
116
Genel
eğilmesine yol açmak
overbend
f.
117
Genel
aşırı basınca yol açmak
overpressure
f.
118
Genel
hataya yol açmak
oversimplify
f.
119
Genel
çürümeye yol açmak
russet
f.
120
Genel
kararmaya yol açmak
russet
f.
121
Genel
patlamaya yol açmak
implode
f.
122
Genel
apseye yol açmak
imposthumate
f.
123
Genel
apseye yol açmak
imposthumate
f.
124
Genel
dengesizliğe yol açmak
disequilibrate
f.
125
Genel
kimliğini kaybetmesine yol açmak
disorient
f.
126
Genel
başarısızlığına yol açmak
beguile [obsolete]
f.
127
Genel
(bir şeyin) içinden yol açmak
pierce
f.
128
Genel
kayba yol açmak
injure
f.
129
Genel
kayba yol açmak
injury [obsolete]
f.
130
Genel
yol açmak
inroad
f.
131
Genel
yol açmak
invoke
f.
132
Genel
kan toplanmasına yol açmak
cork [australia]
f.
133
Genel
hematoma yol açmak
cork [australia]
f.
134
Genel
patlamasına yol açmak
fire
f.
135
Genel
yol açmak
outlead
f.
136
Genel
öncül olmasına yol açmak
precede
f.
137
Genel
yol açmak
prepare
f.
138
Genel
yol açmak
secure
f.
139
Genel
yol açmak
see
f.
140
Genel
yol açmak
shear
f.
141
Genel
yıkılmasına yol açmak
crumple
f.
142
Genel
yol açmak
slice
f.
143
Genel
tortuya yol açmak
sludge
f.
144
Genel
yol açmak
bear
f.
145
Genel
(bir şeyin) çıkıntı yapmasına yol açmak
poke out
f.
146
Genel
(bir gözün) kısılmasına yol açmak
squint
f.
147
Genel
kıtlığa yol açmak
strap
f.
148
Genel
beklenmedik bir duruma yol açmak
surprise
f.
149
Genel
beklenmedik bir duruma yol açmak
surprize
f.
150
Genel
yol açmak
prompt
f.
151
Genel
yol açmak
lead (to)
f.
152
Genel
olmasına yol açmak anlamı veren ön ek
en-
ök.
153
Genel
olmasına yol açmak anlamı veren son ek
-en
snk.
Phrasals
154
Öbek Fiiller
iterek yol açmak
sweep aside
f.
155
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
become grounds for (something)
f.
156
Öbek Fiiller
bir dedikodunun yayılmasına yol açmak
bandy about
f.
157
Öbek Fiiller
(birinde bir tepkiye, duyguya) yol açmak
elicit (something) from (someone)
f.
158
Öbek Fiiller
(birinin) bir şey yapmasına neden olmak/yol açmak
provoke (one) to
f.
159
Öbek Fiiller
(bir duruma) yol açmak
stir to (something)
f.
160
Öbek Fiiller
bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak
work into (something)
f.
161
Öbek Fiiller
bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak
work into
f.
162
Öbek Fiiller
itip kendine yol açmak
push by
f.
163
Öbek Fiiller
yol açmak
whomp up
f.
164
Öbek Fiiller
bir şeye yol açmak
bring something on
f.
165
Öbek Fiiller
yol açmak
bring with
f.
166
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
culminate in (something)
f.
167
Öbek Fiiller
yol açmak
cut through
f.
168
Öbek Fiiller
(bir şey) arasında yol açmak
cut through (something)
f.
169
Öbek Fiiller
(birinde bir tepkiye, duyguya) yol açmak
elicit from
f.
170
Öbek Fiiller
atın düşmesine yol açmak
ride down
f.
171
Öbek Fiiller
kaçmaya yol açmak
rout out
f.
172
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
lead to (something)
f.
173
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
make for (something)
f.
174
Öbek Fiiller
(bir şeye) yol açmak
result in (something)
f.
175
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) olumsuz değerlendirilmesine yol açmak
weigh against (someone or something)
f.
176
Öbek Fiiller
(birinde/bir şeyde bir zarara) yol açmak
wreak (something) upon (someone or something)
f.
177
Öbek Fiiller
yol açmak
bring about
178
Öbek Fiiller
yol açmak
call forth
179
Öbek Fiiller
yol açmak
make inroad into
Colloquial
180
Konuşma Dili
paniğe yol açmak
cause a panic
f.
181
Konuşma Dili
itip kakarak yol açmak
elbow (one's) way
f.
182
Konuşma Dili
iterek yol açmak
push past
f.
Idioms
183
Deyim
onaylamamaya yol açmak
raise an eyebrow
f.
184
Deyim
infaala yol açmak
frighten the horses
f.
185
Deyim
yol açmak
break new paths
f.
186
Deyim
kuşkulanmasına/şüphelenmesine yol açmak
throw (something) into question
f.
187
Deyim
ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
build up (one's) hopes
f.
188
Deyim
heyecanla beklemesine yol açmak
build up (one's) hopes
f.
189
Deyim
ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
build up somebody’s hopes
f.
190
Deyim
heyecanla beklemesine yol açmak
build up somebody’s hopes
f.
191
Deyim
ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
raise somebody’s hopes
f.
192
Deyim
heyecanla beklemesine yol açmak
raise somebody’s hopes
f.
193
Deyim
endişeye/kaygıya yol açmak
cause (one) qualms
f.
194
Deyim
duraksamasına yol açmak
cause (one) qualms
f.
195
Deyim
endişeye/kaygıya yol açmak
cause qualms
f.
196
Deyim
duraksamasına yol açmak
cause qualms
f.
197
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give pause to somebody
f.
198
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give someone pause for thought
f.
199
Deyim
bir çağrışıma yol açmak
strike a chord with someone
f.
200
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give somebody pause
f.
201
Deyim
büyük bir felakete yol açmak
cause a disaster of epic proportions
f.
202
Deyim
diğerlerini iterek kendine yol açmak
push past someone or something
f.
203
Deyim
felakete yol açmak/götürmek
spell trouble
f.
204
Deyim
kavgaya yol açmak
cause a scene or disturbance
f.
205
Deyim
kavgaya yol açmak
make the fur fly
f.
206
Deyim
kavgaya yol açmak
make a fuss of
f.
207
Deyim
zorla yol açmak
break into
f.
208
Deyim
zorla yol açmak
break in
f.
209
Deyim
yol açmak
cut a path
f.
210
Deyim
(bir şeyin) gerekçesi olmak (bir şeye) yol açmak
be grounds for (something)
f.
211
Deyim
(bir hastalık) atağına/krizine yol açmak
produce an attack (of some illness)
f.
212
Deyim
bir atağa/krize yol açmak
produce an attack
f.
213
Deyim
yol açmak
blaze a trail
f.
214
Deyim
yeni bir yol açmak/bulmak
blaze a trail
f.
215
Deyim
yol açmak
blaze the trail
f.
216
Deyim
yeni bir yol açmak/bulmak
blaze the trail
f.
217
Deyim
yol açmak
blaze the trail
f.
218
Deyim
yol açmak
blaze a trail
f.
219
Deyim
birinin umutlanmasına/ümitlenmesine yol açmak
build up/raise somebody's hopes
f.
220
Deyim
kavgaya yol açmak
cause a scene
f.
221
Deyim
için yol açmak
clear the way for
f.
222
Deyim
büyük yıkıma/değişime yol açmak
cut a swathe through
f.
223
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (one) pause
f.
224
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (one) pause for thought
f.
225
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (somebody) pause for thought
f.
226
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give (somebody) pause
f.
227
Deyim
yol açmak
give a lead
f.
228
Deyim
(bir konuda) yol açmak
give a lead (on something)
f.
229
Deyim
düşünmesine yol açmak
give pause
f.
230
Deyim
düşünmesine yol açmak
give pause for thought
f.
231
Deyim
(birinin) düşünmesine yol açmak
give pause to (one)
f.
232
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give pause to someone
f.
233
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give pause to someone (for thought)
f.
234
Deyim
birinin düşünmesine yol açmak
give someone pause (for thought)
f.
235
Deyim
bir şeye yol açmak
give rise to something
f.
236
Deyim
(birine/bir şeye) yol açmak
make way for (someone or something)
f.
237
Deyim
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
play a part (in something)
f.
238
Deyim
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
play your part (in something)
f.
239
Deyim
kalabalığın arasından kendine yol açmak
shove (one's) way
f.
240
Deyim
kalabalığın arasından kendine yol açmak
shove way
f.
241
Deyim
savaşarak kendine yol açmak
shoot one's way
f.
242
Deyim
yol açmak
blaze the trail
243
Deyim
yol açmak
blaze a trail
244
Deyim
yol açmak
give birth to
245
Deyim
yol açmak
give cause for
246
Deyim
yol açmak
culminate in
Trade/Economic
247
Ticaret/Ekonomi
ekonomik buhrana yol açmak
squeeze
f.
Law
248
Hukuk
hasara yol açmak
damnify
f.
249
Hukuk
temel hakların ihlaline yol açmak
lead to a violation of fundamental rights
f.
Politics
250
Siyasal
ya yol açmak
lead up
f.
Technical
251
Teknik
güney afrika ve batı hint adaları'nda kamış kesmek ve yol açmak için kullanılan büyük ve ağır bir bıçak
curtal ax
i.
252
Teknik
yol açmak
cause
Marine
253
Denizcilik
yol açmak
work a passage
f.
Medical
254
Medikal
ölüme yol açmak
lead to death
f.
255
Medikal
rüptüre yol açmak
rupture
f.
256
Medikal
apseye yol açmak
imposthume [obsolete]
f.
257
Medikal
apseye yol açmak
impostumate [obsolete]
f.
258
Medikal
apseye yol açmak
impostume [obsolete]
f.
Pathology
259
Patoloji
(damarda) tıkanıklığa yol açmak
embolise
f.
260
Patoloji
(damarda) tıkanıklığa yol açmak
embolize
f.
261
Patoloji
(damar veya organda) fazla kan birikimine yol açmak
congest
f.
262
Patoloji
doku birikimine yol açmak
congest
f.
263
Patoloji
enfeksiyona yol açmak
infect
f.
Veterinary
264
Veterinerlik
(at) tırnak iltihabına yol açmak
founder
f.
Gastronomy
265
Mutfak
istenmeyen aromaya yol açmak
revert
f.
Biology
266
Biyoloji
gebeliğe yol açmak
distend
f.
Astronomy
267
Gökbilim
tutulmasına yol açmak
eclipse
f.
Archaic
268
Eski Kullanım
muhalefete yol açmak
atone
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of açmak (yol)
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy