Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
(içine) sokmak
"(içine) sokmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
(içine) sokmak
tuck
f.
"(içine) sokmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 95 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
içine sokmak
introduce into
f.
2
Genel
içine sokmak
tuck in
f.
3
Genel
içine bıçak sokmak
get one's knife into
f.
4
Genel
sokmak (bir başka şeyin içine)
thrust into
f.
5
Genel
(gömleği vb) pantolonun içine sokmak
tuck in one's trousers
f.
6
Genel
içine sokmak
place in
f.
7
Genel
içine sokmak
put in
f.
8
Genel
içine sokmak
insert
f.
9
Genel
(birini) bir durum ya da etkinliğin içine sokmak
cast [obsolete]
f.
10
Genel
güç kullanarak içine sokmak
dint
f.
11
Genel
(bir şeyi) aralıklarla (başka şeyin) içine sokmak
interleave
f.
12
Genel
içine sokmak
inbreak
f.
13
Genel
(arkadaşlık, ortaklık, rekabet) ilişki içine sokmak
couple
f.
14
Genel
sperm hücrelerini içine sokmak
plow
f.
Phrasals
15
Öbek Fiiller
belirli bir sistem içine sokmak
cover into
f.
16
Öbek Fiiller
içine sokmak
feed into
f.
17
Öbek Fiiller
bir şeyin içine başka bir şey sokmak
ram (something) down
f.
18
Öbek Fiiller
(kıyafetini) içine sokmak
slide down
f.
19
Öbek Fiiller
bir şeyin içine ittirmek/sokmak bir şeyin içine sokuşturmak/tıkıştırmak
thrust down
f.
20
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şeyin içine) geri sokmak
feed (something) back into (something)
f.
21
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şeyin içine) geri sokmak
feed into (something)
f.
22
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şeyin/sıvının) içine sokmak
dip into (something)
f.
23
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şeyin/sıvının) içine sokmak
dip in (something)
f.
24
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi belli bir durumun) içine sokmak
get into (someone or something)
f.
25
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) korkutup bir yere veya bir şeyin içine sokmak
frighten (one) into (something)
f.
26
Öbek Fiiller
bir sıvının içine sokmak
immerse in
f.
27
Öbek Fiiller
bir şeyi (bir şeyin) içine sokmak
lay into (something)
f.
28
Öbek Fiiller
içine sokmak
lay into
f.
29
Öbek Fiiller
aşamalı olarak (bir şeyin) içine sokmak
phase into (something)
f.
30
Öbek Fiiller
içine sokmak
stick in
f.
31
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine sokmak
stick into (something)
f.
32
Öbek Fiiller
(birini bir yere/bir durumun içine) çaktırmadan sokmak
wangle (one) into (some place or some situation)
f.
33
Öbek Fiiller
(birini bir yere/bir durumun içine) el altından sokmak
wangle (one) into (some place or some situation)
f.
34
Öbek Fiiller
(birini bir yere/bir durumun içine) hileyle sokmak
wangle (one) into (some place or some situation)
f.
35
Öbek Fiiller
allem edip kallem edip (birini bir yere/bir durumun içine) sokmak
wangle (one) into (some place or some situation)
f.
36
Öbek Fiiller
içine sokmak
slip in
f.
37
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine kaydırıp sokmak
slip something in (to) something
f.
38
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine kaydırıp sokmak
slip something in
f.
39
Öbek Fiiller
içine geçirmek/sokmak
work in
f.
40
Öbek Fiiller
(kötü bir şeyin) içine sokmak
mix up
f.
41
Öbek Fiiller
beklenti içine sokmak
pull about
f.
42
Öbek Fiiller
'-in içine sokmak
plunge in
f.
43
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şeyin) içine iterek sokmak
push (something) into (something)
f.
44
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şeyin) içine bastırarak sokmak
push (something) into (something)
f.
45
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine/altına bastırarak sokmak
push (someone or something) under (something)
f.
46
Öbek Fiiller
sektirip (bir şeyin) içine sokmak
bounce into (something)
f.
47
Öbek Fiiller
zıplatıp (bir şeyin) içine sokmak
bounce into (something)
f.
48
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine sokmak
dip something in something
f.
49
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine sokmak
dip something into something
f.
50
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine sokmak
dip something in
f.
51
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine sokmak/çekmek
draw into (something)
f.
52
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine sokmak/çekmek
draw in (something)
f.
53
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin içine sokmak/çekmek
draw someone or something into something
f.
54
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin içine sokmak/çekmek
draw someone or something in
f.
55
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) içine iyice sokmak
embed in (someone or something)
f.
56
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sokmak/dahil etmek
ensnare (someone or something) in (something)
f.
57
Öbek Fiiller
içine geri sokmak
feed back into
f.
58
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine beslemek/sokmak
feed something into something
f.
59
Öbek Fiiller
içine sokmak
fit in
f.
60
Öbek Fiiller
içine sokmak
fit into
f.
61
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla sokmak
force (someone or something) into (something)
f.
62
Öbek Fiiller
korkutup bir yere veya bir şeyin içine sokmak
frighten into
f.
63
Öbek Fiiller
(birini bir olayın, suçun) içine sokmak/dahil etmek
implicate (someone) in (something)
f.
64
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak
insert in (something)
f.
65
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak
insert into (something)
f.
66
Öbek Fiiller
(kendini sinsice bir şeyin) içine sokmak/sokmaya çalışmak
insinuate (oneself) into (something)
f.
67
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sokmak/katmak
interject (someone or something) into (something)
f.
68
Öbek Fiiller
(bir işin) içine sokmak/katmak
interject into
f.
69
Öbek Fiiller
(birini bir şeyin) içine sokmak/almak
introduce (someone) into (something)
f.
70
Öbek Fiiller
(birini/kendini) bir şeyin içine sokmak
let (someone or oneself) in for
f.
71
Öbek Fiiller
aşamalı olarak içine sokmak
phase into
f.
72
Öbek Fiiller
(birini bir şeyin) içine sokmak
pull (one) into (some place or thing)
f.
73
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine itmek/sürüklemek/sokmak
push (someone or something) into (something)
f.
74
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sürükleyerek/iterek/bastırarak sokmak
push (someone or something) into (something)
f.
75
Öbek Fiiller
(birini bir şeyin) içine sokmak
push (someone) into (something)
f.
76
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine sokmak
take (someone or something) into (something or some place)
f.
77
Öbek Fiiller
(birini bir şeyin, ortamın, çevrenin içine sokmak
tap (one) into (something)
f.
78
Öbek Fiiller
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine sokmak
telescope into
f.
79
Öbek Fiiller
(bir şeyin/durumun) içine sokmak
thrust into (something)
f.
Phrases
80
İfadeler
birini/bir şeyi bir şeyin içine kurnazca sokmak
worm into
f.
Colloquial
81
Konuşma Dili
sert bir darbeyle içine sokmak/atmak
knock in
f.
82
Konuşma Dili
vurup içine sokmak/atmak
knock in
f.
83
Konuşma Dili
(kendini) oyunun içine sokmak
play (oneself) in
f.
84
Konuşma Dili
kendini oyunun içine sokmak
play yourself in
f.
85
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla iterek sokmak
get the push [uk]
f.
86
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla bastırarak sokmak
get the push [uk]
f.
87
Konuşma Dili
kendini (bir şeyin) içine sokmak
let oneself in for
f.
Idioms
88
Deyim
içine sokmak
introduce into
f.
89
Deyim
yalan söyleyerek kendini bir durumun içine sokmak
lie your way into something
f.
90
Deyim
(birini) bir mücadele içine sokmak
give (one) a rough ride
f.
Medical
91
Medikal
herhangi bir boşluk içine tüp sokmak için kullanılan araç
introducer
i.
92
Medikal
boğaz gibi bir organın içine boru sokmak
intubate
f.
Geology
93
Jeoloji
(erimiş kayayı) önceden var olan kaya içine zorla sokmak
thrust
f.
Military
94
Askeri
pantolonunu botunun içine sokmak
blouse
f.
Archaic
95
Eski Kullanım
suyun içine sokmak
demerse
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (içine) sokmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy