Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
(birinin) yanında
"(birinin) yanında"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrases
1
İfadeler
(birinin) yanında
in addition to (someone)
expr.
Idioms
2
Deyim
(birinin) yanında
in (one's) corner
expr.
3
Deyim
(birinin) yanında
at (one's) knee
expr.
"(birinin) yanında"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 94 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı hayvan
esa (emotional support animal)
i.
2
Genel
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı kedi/köpek
emotional support dog/cat
i.
3
Genel
birinin yanında durmak
remain close to someone
f.
4
Genel
(birinin) yanında gitmek/gelmek
accompany (one)
f.
5
Genel
(birinin) yanında tuttuğu
inevitable
s.
Phrasals
6
Öbek Fiiller
(birinin) yanında/yakınında/çevresinde olmak
have someone about
f.
7
Öbek Fiiller
birinin yanında oturmak
sit by someone
f.
8
Öbek Fiiller
birinin yanında durmak
stay by someone
f.
9
Öbek Fiiller
(duygularıyla/hisleriyle) birinin yanında olmak
go out to (someone)
f.
10
Öbek Fiiller
birinin/bir grubun yanında kalmak/durmak
run with someone or something
f.
11
Öbek Fiiller
birine bir yerde/birinin yanında iş bulmak
place someone with someone or something
f.
12
Öbek Fiiller
birini bir şirkette/birinin yanında işe sokmak
place someone with someone or something
f.
13
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında kalmak
stick with (someone or something)
f.
14
Öbek Fiiller
zor zamanlarında birinin yanında olmak
sustain someone in something
f.
15
Öbek Fiiller
(birinin) yanında bir yerde tutmak
keep in with (someone)
f.
16
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanında tutmak
keep someone or something in with someone or something
f.
17
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi birinin yanında tutmak
keep someone or something by someone
f.
18
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında durmaya devam etmek
keep with (someone or something)
f.
19
Öbek Fiiller
(birinin) yanında/yanına bırakmak
keep with (someone)
f.
20
Öbek Fiiller
bir şeyi birinin yanına/yanında bırakmak
keep something with someone
f.
21
Öbek Fiiller
(birinin) yanında/yanına yatmak
lie with (one)
f.
22
Öbek Fiiller
(birinin) yanında/yanına uzanmak
lie with (one)
f.
23
Öbek Fiiller
birinin yanında/yanına yatmak
lie with someone
f.
24
Öbek Fiiller
birinin yanında/yanına uzanmak
lie with someone
f.
25
Öbek Fiiller
(birine birinin) yanında kalacak yer sağlamak
put (someone) up with (one)
f.
26
Öbek Fiiller
(birini) bir süreliğine (birinin) yanında kalması için bırakmak
put (someone) up with (one)
f.
27
Öbek Fiiller
birine birinin yanında kalacak yer sağlamak
put someone up with someone
f.
28
Öbek Fiiller
birini bir süreliğine birinin yanında kalması için bırakmak
put someone up with someone
f.
29
Öbek Fiiller
birinin yanında kalmak
abide with someone
f.
30
Öbek Fiiller
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına yatmak
lie alongside (of someone or an animal)
f.
31
Öbek Fiiller
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına uzanmak
lie alongside (of someone or an animal)
f.
32
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sıraya girmek
line up alongside someone or something
f.
33
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak
line up alongside someone or something
f.
34
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sırada durmak
line up alongside someone or something
f.
35
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sıraya koymak
line up alongside someone or something
f.
36
Öbek Fiiller
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına yatmak
lie alongside (of someone or an animal)
f.
37
Öbek Fiiller
(birinin/bir hayvanın) yanında/yanına uzanmak
lie alongside (of someone or an animal)
f.
38
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sıraya girmek
line up alongside someone or something
f.
39
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak
line up alongside someone or something
f.
40
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sırada durmak
line up alongside someone or something
f.
41
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yanında sıraya koymak
line up alongside someone or something
f.
42
Öbek Fiiller
(birinin) yanında bakıcılık yapmak
babysit with (someone)
f.
43
Öbek Fiiller
(birinin) yanında gelmek
come with (someone)
f.
44
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında/yakınında bir araya gelmek
converge upon (someone or something)
f.
45
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında/yakınında bir araya gelmek
converge on (someone or something)
f.
46
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanına/yanında konumlandırmak
flank upon (someone or something)
f.
47
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanına/yanında konumlandırmak
flank on (someone or something)
f.
48
Öbek Fiiller
(birinin) yanında olmak
go with (someone)
f.
49
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek
hover around (someone or something)
f.
50
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek
hover over (someone or something)
f.
51
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında uzanmak
lie alongside (someone or something)
f.
52
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında sönük kalmak
pale beside (someone or something)
f.
53
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında önemsiz kalmak/görünmek
pale beside (someone or something)
f.
54
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında olmak/durmak
remain with (someone or something)
f.
55
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında kalmak
remain with (someone or something)
f.
56
Öbek Fiiller
(birinin) yanında kalmak
shack up (with someone)
f.
57
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında/tarafında yer almak
side with (someone or something)
f.
58
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında durmak/kalmak
stay by (someone or something)
f.
59
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yanında olmak
stay by (someone or something)
f.
Phrases
60
İfadeler
birinin/bir şeyin yanında
along with someone or something
expr.
61
İfadeler
birinin/bir şeyin yanında
alongside (of) someone or something
expr.
62
İfadeler
birinin/bir şeyin yanında
along with someone or something
expr.
63
İfadeler
birinin/bir şeyin yanında
alongside (of) someone or something
expr.
Colloquial
64
Konuşma Dili
(birinin) yanında bir şey olmak
have (something) on (one)
f.
65
Konuşma Dili
(birinin) yanında kalan
shacked up
s.
66
Konuşma Dili
(birinin/bir şeyin) yanında
as well (as somebody/something)
expr.
67
Konuşma Dili
birinin/bir şeyin yanında
as well as someone or something
expr.
Idioms
68
Deyim
(birinin) çevresinde/yanında olmak
be around
f.
69
Deyim
(birinin) yanında olmak
be on (one's) side
f.
70
Deyim
(birinin) yanında olmak
be on somebody’s ˈside
f.
71
Deyim
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for (one)
f.
72
Deyim
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for someone
f.
73
Deyim
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for someone
f.
74
Deyim
(birinin) yanında/arkasında olmak
be there for somebody
f.
75
Deyim
birinin yanında olmak
take someone's part
f.
76
Deyim
birinin yanında olmak
take someone's side
f.
77
Deyim
birinin yanında sönük kalmak
pale beside someone
f.
78
Deyim
birinin yanında durmak
be at someone’s side
f.
79
Deyim
birinin yanında durmak
be by someone’s side
f.
80
Deyim
(birinin) sürekli yanında kalmak
not leave (one's) side
f.
81
Deyim
birinin sürekli yanında kalmak
not leave somebody’s side
f.
82
Deyim
tecrübeli birinin yanında çalışarak/tecrübeli birini izleyerek işi öğrenmek
sit next to nellie [old-fashioned]
f.
83
Deyim
tecrübeli birinin yanında işle ilgili deneyim kazanmak
sit next to nellie [old-fashioned]
f.
84
Deyim
(birinin/bir şeyin) yanında sönük kalmak
pale next to (someone or something)
f.
85
Deyim
(birinin/bir şeyin) yanında pek etkili görünmemek
pale next to (someone or something)
f.
86
Deyim
(birinin/bir şeyin) yanında zayıf kalmak
pale next to (someone or something)
f.
87
Deyim
(birinin/bir şeyin) yanında eksik kalmak
pale next to (someone or something)
f.
88
Deyim
(birinin/bir şeyin) yanında yetersiz kalmak
pale next to (someone or something)
f.
89
Deyim
birinin yanında
in someone's corner
expr.
90
Deyim
yaşça büyük/tecrübeli/bilgili birinin yanında
at (one's) knee
expr.
91
Deyim
birinin hemen yanında
at someone's elbow
expr.
92
Deyim
(birinin/bir şeyin) yanında
by/in comparison (with somebody/something)
expr.
Slang
93
Argo
(birinin/bir şeyin) yanında durmak
butt (up) against (someone or something)
f.
94
Argo
(birinin/bir şeyin) yanında konumlanmak
butt (up) against (someone or something)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (birinin) yanında
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy