mükemmel!

Sens de "mükemmel!" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 13 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	mükemmel!	bravissimo interj.
Colloquial
2	Colloquial	mükemmel!	(jolly) good show! expr.
Slang
3	Slang	mükemmel!	darb! interj.
4	Slang	mükemmel!	awesome! exclam.
British Slang
5	British Slang	mükemmel!	whizzo! expr.
6	British Slang	mükemmel!	triffic! expr.
7	British Slang	mükemmel!	coolio! expr.
8	British Slang	mükemmel!	fannytastic! expr.
9	British Slang	mükemmel!	wizard! expr.
10	British Slang	mükemmel!	job's a good'un! expr.
11	British Slang	mükemmel!	go to the foot of our stairs! expr.
12	British Slang	mükemmel!	lovely-jubbly! expr.
13	British Slang	mükemmel!	wizzo! expr.

Sens de "mükemmel!" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	mükemmel	great adj.
The lemonade diet is a great option for getting fast results. Limonata diyeti hızlı sonuç almak için mükemmel bir seçenektir. More Sentences
2	Common Usage	mükemmel	excellent adj.
Once again he has done an excellent job. Bir kez daha mükemmel bir iş çıkardı. More Sentences
3	Common Usage	mükemmel	perfect adj.
We know everything is not yet perfect. Her şeyin henüz mükemmel olmadığını biliyoruz. More Sentences
General
4	General	mükemmel durum	perfect condition n.
The house has to be in perfect condition all the time. Ev her zaman mükemmel durumda olmalı. More Sentences
5	General	mükemmel zamanlama	perfect timing n.
It was perfect timing. Mükemmel zamanlamaydı. More Sentences
6	General	mükemmel (kusursuz) kalite	excellent quality n.
In some cases, waters can be of excellent quality for bathing without having a good ecological status. Bazı durumlarda, sular iyi bir ekolojik statüye sahip olmadan da yüzme için mükemmel kalitede olabilir. More Sentences
7	General	mükemmel görünmek	look perfect v.
It looks perfect. Mükemmel görünüyor. More Sentences
8	General	mükemmel	nice adj.
Two nice folks don't must make a superb couple. İki iyi insan mükemmel de bir çift olacak diye bir şey yok. More Sentences
9	General	mükemmel	solid adj.
Their performance was solid! I'm glad I came. Performansları mükemmeldi! İyi ki gelmişim. More Sentences
10	General	mükemmel	brilliant adj.
Having said that, I should also like to thank the rapporteur for the brilliant report she has presented here. Bunu söyledikten sonra, raportöre burada sunduğu mükemmel rapor için de teşekkür etmek isterim. More Sentences
11	General	mükemmel	thorough adj.
Tom was very thorough. Tom çok mükemmeldi. More Sentences
12	General	mükemmel	golden adj.
Tom is a golden boy. Tom mükemmel bir çocuk. More Sentences
13	General	mükemmel	smooth adj.
The wall appeared to be smooth and impenetrable. Duvar mükemmel ve geçilemez gibi görünüyordu. More Sentences
14	General	mükemmel	par excellence adj.
It remains the reference instrument par excellence. Mükemmel bir referans aracı olmaya devam etmektedir. More Sentences
15	General	mükemmel	sound adj.
The fact that sound reports are being produced is excellent, in my view. Bana göre sağlam raporların üretiliyor olması mükemmel bir şey. More Sentences
16	General	mükemmel	wonderful adj.
This is a wonderful opportunity to showcase our country. Ülkemizi tanıtmak açısından mükemmel bir olanak. More Sentences
17	General	mükemmel	flawless adj.
Tom speaks flawless Japanese. Tom mükemmel Japonca konuşur. More Sentences
18	General	mükemmel	superb adj.
We have provided him with superb publicity. Ona mükemmel bir tanıtım sağladık. More Sentences
19	General	mükemmel	excellent adj.
I should like at the outset to thank the honourable Member for her excellent report on Albania. Başlangıçta Sayın Üyeye Arnavutluk hakkındaki mükemmel raporu için teşekkür etmek isterim. More Sentences
20	General	mükemmel	perfect adj.
The budget must be the perfect instrument for choosing the EU's political priorities. Bütçe, AB'nin siyasi önceliklerini belirlemek için mükemmel bir araç olmalıdır. More Sentences
21	General	mükemmel	impeccable adj.
Tom speaks impeccable English. Tom mükemmel İngilizce konuşur. More Sentences
22	General	mükemmel	first-rate adj.
It is no exaggeration to say that he is a first-rate writer. Onun mükemmel bir yazar olduğunu söylemek abartı değildir. More Sentences
23	General	mükemmel	outstanding adj.
Tom was outstanding tonight. Tom bu gece mükemmeldi. More Sentences
24	General	mükemmel bir şekilde	excellently adv.
Mr Moreira Da Silva's Report points in the right direction, and does so excellently. Mr Moreira Da Silva'nın Raporu doğru yöne işaret ediyor ve bunu mükemmel bir şekilde yapıyor. More Sentences
25	General	mükemmel olarak	perfectly adv.
Your nickname fits you perfectly. Takma adın sana mükemmel olarak uyuyor. More Sentences
26	General	mükemmel	perfectly adv.
It is a perfectly good system. Bu mükemmel derecede iyi bir sistemdir. More Sentences
27	General	mükemmel bir şekilde	excellent [obsolete] adv.
These do, however, form an excellent enhancement of the initiatives of the various Member States. Ancak bunlar, çeşitli Üye Devletlerin girişimlerinin mükemmel bir şekilde geliştirilmesini sağlamaktadır. More Sentences
Colloquial
28	Colloquial	kimse mükemmel değildir	nobody's perfect expr.
Nobody's perfect. Hiç kimse mükemmel değil. More Sentences
Idioms
29	Idioms	mükemmel pişirmek	cook to perfection v.
The steak was cooked to perfection. Biftek mükemmel pişmişti. More Sentences
Common Usage
30	Common Usage	mükemmel	splendid adj.
31	Common Usage	mükemmel	awesome adj.
General
32	General	mükemmel şey	groove n.
33	General	mükemmel	alpha plus n.
34	General	mükemmel şey	prime n.
35	General	mükemmel olduğu kabul edilen örnek	paragon n.
36	General	mükemmel şey	dainty n.
37	General	mükemmel bir çözüm	masterstroke n.
38	General	mükemmel numune	paragon n.
39	General	en mükemmel şey	the last word n.
40	General	mükemmel kimse	hot stuff n.
41	General	mükemmel şey	ideal n.
42	General	hayali mükemmel yer veya durum	utopia n.
43	General	mükemmel	doozy n.
44	General	mükemmel bir şey	a bit of all right n.
45	General	en mükemmel örnek	quintessence n.
46	General	mükemmel örnek	daisy n.
47	General	mükemmel kimse	humdinger n.
48	General	mükemmel fikir	great idea n.
49	General	iki eş arasındaki mükemmel uyum	perfect match n.
50	General	bir çift arasındaki mükemmel uyum	perfect match n.
51	General	mükemmel kuyu	perfect well n.
52	General	her sahada mükemmel olan	all-rounder n.
53	General	mükemmel iş	good job n.
54	General	mükemmel örnek	outstanding example n.
55	General	mükemmel aşk	perfect love n.
56	General	mükemmel evlilik	the perfect marriage n.
57	General	bir işte mükemmel	out-and-outer n.
58	General	mükemmel örnek	perfect example n.
59	General	mükemmel vücut	perfect body n.
60	General	mükemmel uyum	perfect fit n.
61	General	mükemmel bir örnek	epitome n.
62	General	mükemmel veya eksiksiz şey	absolute n.
63	General	mükemmel kalitedeki düşünce, görgü ve zevk	refinedness n.
64	General	mükemmel kalitedeki düşünce, görgü ve zevk	refinement n.
65	General	klasik ve mükemmel bir vaka/örnek	textbook case/example n.
66	General	mükemmel uyum	a great fit n.
67	General	her şeyin mükemmel olmasını isteyen	perfectionist n.
68	General	mükemmel etki	emprint [obsolete] n.
69	General	mükemmel olmama	unperfection [obsolete] n.
70	General	mükemmel olmama	unperfectness n.
71	General	mükemmel	essential n.
72	General	mükemmel kimse	jimdandy n.
73	General	mükemmel şey	jimdandy n.
74	General	mükemmel kimse	jim-dandy n.
75	General	mükemmel şey	jim-dandy n.
76	General	mükemmel kimse	jimhickey n.
77	General	mükemmel şey	jimhickey n.
78	General	mükemmel ahlak	virtue n.
79	General	erdem, mutluluk veya mükemmel yönetimin insan varlığının sorun ve kusurlarına galip geleceği zaman dilimi	millennium n.
80	General	mükemmel kimse	hummer n.
81	General	aşırı mükemmel şey	monster n.
82	General	mükemmel şey	daint n.
83	General	mükemmel uyumu sağlama	oneness n.
84	General	mükemmel olan kimse	impeccable n.
85	General	mükemmel yer	oz n.
86	General	mükemmel şey	crackerjack n.
87	General	mükemmel örnek	dream n.
88	General	mükemmel kimse	first-rater n.
89	General	mükemmel şey	perfect n.
90	General	mükemmel beşli	sesquialter n.
91	General	mükemmel kimse	snorter n.
92	General	mükemmel kimse	stickout [us] n.
93	General	mükemmel bir şekilde yatay yapmak (tesviye aletiyle)	level v.
94	General	mükemmel bir hale getirmek	bring to perfection v.
95	General	mükemmel bir hale sokmak	bring (something) to perfection v.
96	General	mükemmel bir hale sokmak	bring to perfection v.
97	General	mükemmel bir hale getirmek	bring (something) to perfection v.
98	General	mükemmel olarak görmek	idealize v.
99	General	mükemmel derecede bilmek	know by heart v.
100	General	mükemmel derecede bilmek	know something by heart v.
101	General	her şeyin mükemmel olmasını istemek	want everything to be perfect v.
102	General	mükemmel olarak görmek	idealise v.
103	General	mükemmel ebeveyn olmak	make excellent parents v.
104	General	mükemmel bir sonuç almak	ace v.
105	General	bir şeyde mükemmel olmak	be excellent at v.
106	General	mükemmel bir hale getirmek	engild v.
107	General	sürekli tekrarla mükemmel hale getirmek	groove v.
108	General	mümkün olan en mükemmel hale getirmek	optimalise v.
109	General	mümkün olan en mükemmel hale getirmek	optimalize v.
110	General	mükemmel şekilde eğitmek (yarış için)	gaunt v.
111	General	en mükemmel	dandiest adj.
112	General	mükemmel	finished adj.
113	General	mükemmel	immense adj.
114	General	mükemmel	consummate adj.
115	General	mükemmel	glorious adj.
116	General	mükemmel	capital adj.
117	General	en mükemmel olanı	dreamiest adj.
118	General	daha mükemmel	dreamier adj.
119	General	mükemmel	good adj.
120	General	mükemmel	fabulous adj.
121	General	mükemmel	unerring adj.
122	General	mükemmel	wondrous adj.
123	General	mükemmel	scrumptious adj.
124	General	mükemmel	elegant adj.
125	General	mükemmel	splendiferous adj.
126	General	mükemmel	wondering adj.
127	General	mükemmel	triumphant adj.
128	General	mükemmel	first adj.
129	General	küçük ama mükemmel	bijou adj.
130	General	mükemmel	faultless adj.
131	General	mükemmel	bully adj.
132	General	mükemmel	fine adj.
133	General	daha mükemmel	dandier adj.
134	General	mükemmel	accomplished adj.
135	General	mükemmel	eximious adj.
136	General	mükemmel	sovereign adj.
137	General	mükemmel	distinguished adj.
138	General	mükemmel	distingue adj.
139	General	mükemmel	quintessential adj.
140	General	mükemmel	gilt adj.
141	General	mükemmel	superlative adj.
142	General	mükemmel	sharp adj.
143	General	mükemmel	ambrosial adj.
144	General	mükemmel	clean adj.
145	General	mükemmel	banner adj.
146	General	mükemmel	thoroughpaced adj.
147	General	mükemmel bir şekilde yatay	level adj.
148	General	mükemmel	classic adj.
149	General	mükemmel	super adj.
150	General	mükemmel	beyond praise adj.
151	General	mükemmel	jolly good adj.
152	General	mükemmel	topping adj.
153	General	mükemmel	exquisite adj.
154	General	ustaca mükemmel	masterly adj.
155	General	mükemmel	commanding adj.
156	General	mükemmel	ideal adj.
157	General	mükemmel	dreamful adj.
158	General	mükemmel	tiptop adj.
159	General	mükemmel	parexcellence adj.
160	General	mükemmel	dandy adj.
161	General	mükemmel	copybook adj.
162	General	mükemmel	thoroughgoing adj.
163	General	mükemmel	ethel adj.
164	General	mükemmel	smashing adj.
165	General	mükemmel	ripping adj.
166	General	mükemmel	classical adj.
167	General	mükemmel	famous adj.
168	General	mükemmel	choice adj.
169	General	mükemmel	dreamy adj.
170	General	mükemmel	divine adj.
171	General	mükemmel	champion adj.
172	General	mükemmel	distinguishing adj.
173	General	mükemmel	unique adj.
174	General	mükemmel	classy adj.
175	General	mükemmel	spiffy adj.
176	General	mükemmel	foolproof adj.
177	General	mükemmel	spiffing adj.
178	General	mükemmel	complete adj.
179	General	mükemmel	noble adj.
180	General	mükemmel olmayan	unperfect adj.
181	General	mükemmel	all-around adj.
182	General	her sahada mükemmel olan	all-round adj.
183	General	mükemmel	first-class adj.
184	General	mükemmel	slap-up adj.
185	General	mükemmel	point-device adj.
186	General	mükemmel donanımlı	well-appointed adj.
187	General	mükemmel	masterly adj.
188	General	mükemmel	terrific adj.
189	General	her yönden mükemmel	excellent in every aspect adj.
190	General	her yönden mükemmel	perfect in every way adj.
191	General	mükemmel	bang up adj.
192	General	mükemmel şekilli	perfectly shaped adj.
193	General	mükemmel	gorgeous adj.
194	General	na-mükemmel	imperfect adj.
195	General	mükemmel	absolute adj.
196	General	mükemmel	nobby adj.
197	General	mükemmel	thorow [obsolete] adj.
198	General	mükemmel	tip-top adj.
199	General	mükemmel	trim [obsolete] adj.
200	General	mükemmel	all-right adj.
201	General	mükemmel olmayan	unbrilliant adj.
202	General	ziyadesiyle mükemmel	perfectly splendit adj.
203	General	mükemmel olmayan	unideal adj.
204	General	mükemmel	bakgat adj.
205	General	mükemmel hale getirilmemiş	unperfected adj.
206	General	mükemmel hale getirilmemiş	unpolished adj.
207	General	mükemmel	larger-than-life adj.
208	General	mükemmel	larger than life adj.
209	General	mükemmel	safe [uk] adj.
210	General	mükemmel	marvelous adj.
211	General	mükemmel	marvellous adj.
212	General	mükemmel	excelsior adj.
213	General	mükemmel şekilde uyuşan	made for adj.
214	General	mükemmel	way-out adj.
215	General	mükemmel şekilli	quadriform [obsolete] adj.
216	General	mükemmel formlu	quadriform [obsolete] adj.
217	General	mükemmel	masterous [obsolete] adj.
218	General	mükemmel	wonderous adj.
219	General	en mükemmel	mega adj.
220	General	mükemmel	hella adj.
221	General	mükemmel	brave adj.
222	General	mükemmel	budgeree [dialect] [australia] adj.
223	General	mükemmel	high adj.
224	General	kendi halinde mükemmel olan	holy adj.
225	General	mükemmel	holy adj.
226	General	(düzenleme, plan) mükemmel	game-ball adj.
227	General	son derece mükemmel	gangbusters adj.
228	General	mükemmel	gem adj.
229	General	mükemmel hale getiren	ripened adj.
230	General	mükemmel	godlike adj.
231	General	mükemmel	heckuva adj.
232	General	mükemmel	old adj.
233	General	mükemmel	only adj.
234	General	mükemmel	rum adj.
235	General	türünün mükemmel örneği olan	compleat adj.
236	General	vasatın üstü olup mükemmel olmayan (bilimsel çalışma)	good adj.
237	General	mükemmel	circular [obsolete] adj.
238	General	mükemmel	duckie adj.
239	General	düzeltme gerektirmeyecek kadar mükemmel	irreformable adj.
240	General	mükemmel	picture-book adj.
241	General	mükemmel	picture-perfect adj.
242	General	mükemmel	curious [dialect] adj.
243	General	mükemmel	geet [geordie] adj.
244	General	mükemmel	out-of-this-world adj.
245	General	mükemmel	parfit [obsolete] adj.
246	General	daha mükemmel	perfecter adj.
247	General	mükemmel	perfectional adj.
248	General	mükemmel	perfit [obsolete] adj.
249	General	mükemmel	phantastic adj.
250	General	mükemmel	phantastical adj.
251	General	mükemmel	plenary adj.
252	General	mükemmel	plenitudinary adj.
253	General	mükemmel	sick-dog adj.
254	General	mükemmel	freely adj.
255	General	mükemmel	slam-bang adj.
256	General	mükemmel	superbad adj.
257	General	olağandışı mükemmel	superexcellent adj.
258	General	mükemmel	to the nines adv.
259	General	mükemmel halde	on the top of the world adv.
260	General	mükemmel	famously adv.
261	General	mükemmel olarak	distinguishedly adv.
262	General	mükemmel bir şekilde	consummately adv.
263	General	mükemmel bir şekilde	wonderingly adv.
264	General	mükemmel bir halde	dreamfully adv.
265	General	mükemmel bir şekilde	ambrosially adv.
266	General	mükemmel bir şekilde	gloriously adv.
267	General	mükemmel bir şekilde	flawlessly adv.
268	General	mükemmel bir biçimde	terrifically adv.
269	General	mükemmel bir şekilde	capitally adv.
270	General	mükemmel bir şekilde	unerringly adv.
271	General	mükemmel şekilde	outstandingly adv.
272	General	mükemmel biçimde	outstandingly adv.
273	General	mükemmel bir şekilde	champion [dialect] adv.
274	General	mükemmel şekilde	remarkably adv.
275	General	mükemmel bir şekilde	to a turn adv.
276	General	mükemmel	toppingly adv.
277	General	mükemmel olmadan	unperfectly [obsolete] adv.
278	General	mükemmel bir şekilde	manly [obsolete] adv.
279	General	mükemmel bir şekilde	head and shoulders adv.
280	General	mükemmel bir şekilde	brawly [dialect] [scotland] adv.
281	General	mükemmel şekilde	bully adv.
282	General	son derece mükemmel	gangbusters adv.
283	General	mükemmel bir şekilde	daintily adv.
284	General	mükemmel şekilde	immaculately adv.
285	General	mükemmel bir şekilde	clever [dialect] adv.
286	General	mükemmel bir şekilde	faultlessly adv.
287	General	mükemmel	divinely adv.
288	General	mükemmel şekilde	first-rate adv.
289	General	mükemmel şekilde	parfitly [obsolete] adv.
290	General	mükemmel bir şekilde	perfect [dialect] adv.
291	General	mükemmel bir şekilde	perfectively adv.
292	General	en mükemmel şekilde	superlatively adv.
293	General	mükemmel	cool interj.
294	General	mükemmel bir şey	bollocks interj.
295	General	mükemmel	ballocks interj.
296	General	mükemmel	bollix interj.
297	General	sağlığı mükemmel durumda	in the pink of condition expr.
298	General	mükemmel fiziki koşullarda	in the pink of condition expr.
299	General	mükemmel	exc (excellent) abrev.
Phrases
300	Phrases	mükemmel iyinin düşmanıdır	let (the) perfect be the enemy of (the) good v.
301	Phrases	mükemmel iyinin düşmanıdır	don't let perfect be the enemy of good expr.
302	Phrases	mükemmel	the berries expr.
303	Phrases	mükemmel	it's the berries expr.
304	Phrases	dünyadaki/piyasadaki en iyi/en mükemmel/ideal (telefon, model, ürün)	best of all worlds expr.
305	Phrases	mükemmel değil	less than ideal expr.
306	Phrases	mükemmel bir gün geçirmeniz dileğiyle	have an a1 day expr.
307	Phrases	mükemmel durumda	i̇n pristine condition expr.
308	Phrases	mükemmel	out of this world expr.
309	Phrases	örnekler kötü ile mükemmel arasında değişiyor	the samples range from bad to excellent expr.
Proverb
310	Proverb	kimse mükemmel değildir	we're none of us perfect
311	Proverb	mükemmel iyinin düşmanıdır	best is the enemy of the good
Colloquial
312	Colloquial	bir meslek veya alanda mükemmel sonuçlara ulaşma süreci	rainmaking n.
313	Colloquial	mükemmel	ace n.
314	Colloquial	insan ırkının kaldırabileceğindan daha mükemmel olup insanların ölmelerine neden olmaktan korkma	mephobia n.
315	Colloquial	kusursuz/tam ve mükemmel şey	bomb diggity n.
316	Colloquial	mükemmel bir anne	a perfect mother n.
317	Colloquial	mükemmel ötesi	pink of perfection n.
318	Colloquial	mükemmel	bee's knees n.
319	Colloquial	mükemmel üstü	pink of perfection n.
320	Colloquial	mükemmel	dog's bollocks n.
321	Colloquial	mükemmel	top hole n.
322	Colloquial	mükemmel	cat's whiskers n.
323	Colloquial	mükemmel iş	yeoman service n.
324	Colloquial	(insan için) mükemmel	crack n.
325	Colloquial	mükemmel biri/şey	killer-diller n.
326	Colloquial	mükemmel biri/bir şey	a real dilly n.
327	Colloquial	ilişki yaşamak/evlenmek için mükemmel kadın	miss right n.
328	Colloquial	ilişki yaşamak/evlenmek için mükemmel adam	mister right n.
329	Colloquial	gerçekten mükemmel/kusursuz bir plan (kinayeli)	a (real) winner n.
330	Colloquial	mükemmel bir şey	a doozy n.
331	Colloquial	mükemmel kimse	bottler [australia/new zealand] n.
332	Colloquial	mükemmel şey	bottler [australia/new zealand] n.
333	Colloquial	mükemmel sonuç almak	ace it v.
334	Colloquial	harika/mükemmel olmak	kick butt v.
335	Colloquial	(bir şeyi) mükemmel yapmak	(do something) a treat [uk] v.
336	Colloquial	(makine) mükemmel çalışmak	(do something) a treat [uk] v.
337	Colloquial	mükemmel hale getirmek	goof-proof v.
338	Colloquial	mükemmel bir şekilde yapmak	nail it v.
339	Colloquial	mükemmel olmak	(have) got it going on v.
340	Colloquial	(bir şeyde) mükemmel bir sonuç almak	ace (something) v.
341	Colloquial	mükemmel	bitching adj.
342	Colloquial	mükemmel	rattling adj.
343	Colloquial	mükemmel	thoro adj.
344	Colloquial	mükemmel	boffo adj.
345	Colloquial	mükemmel	cold adj.
346	Colloquial	mükemmel ötesi	fantabulous adj.
347	Colloquial	mükemmel	stellar adj.
348	Colloquial	mükemmel görünen	distinguished-looking adj.
349	Colloquial	mükemmel	a-okay [us] adj.
350	Colloquial	mükemmel	a-one adj.
351	Colloquial	mükemmel	apple-pie adj.
352	Colloquial	mükemmel	cosmic adj.
353	Colloquial	mükemmel	super dooper adj.
354	Colloquial	mükemmel	dude adj.
355	Colloquial	mükemmel	dudical adj.
356	Colloquial	mükemmel	fat adj.
357	Colloquial	mükemmel	killer-diller adj.
358	Colloquial	mükemmel olmayan	unawesome adj.
359	Colloquial	mükemmel	narly adj.
360	Colloquial	mükemmel	goof-proof adj.
361	Colloquial	mükemmel	inch-perfect [uk] adj.
362	Colloquial	mükemmel	kiff [south africa] adj.
363	Colloquial	mükemmel	jumping adj.
364	Colloquial	mükemmel	kickin’ adj.
365	Colloquial	mükemmel	kicken adj.
366	Colloquial	mükemmel	primo adj.
367	Colloquial	mükemmel	whizz-bang adj.
368	Colloquial	mükemmel	world adj.
369	Colloquial	mükemmel	helluva adj.
370	Colloquial	mükemmel	bold adj.
371	Colloquial	mükemmel	bomb adj.
372	Colloquial	mükemmel	gear adj.
373	Colloquial	mükemmel	kickin adj.
374	Colloquial	mükemmel	super-dooper adj.
375	Colloquial	mükemmel	super-duper adj.
376	Colloquial	mükemmel	perfecto adj.
377	Colloquial	mükemmel	precious adj.
378	Colloquial	mükemmel	schmick [australia] adj.
379	Colloquial	mükemmel	shiny adj.
380	Colloquial	mükemmel	cool beans interj.
381	Colloquial	mükemmel	cool beans! interj.
382	Colloquial	mükemmel	cool bananas! interj.
383	Colloquial	için harika/mükemmel!	bully for! interj.
384	Colloquial	senin/onun/onlar için harika/mükemmel	bully for you/him/her/them interj.
385	Colloquial	hiç kimse mükemmel değildir, fakat ben öyleyim	nobody is perfect but I am expr.
386	Colloquial	mükemmel	bang up expr.
387	Colloquial	mükemmel	like a dream expr.
388	Colloquial	mükemmel	like a charm expr.
389	Colloquial	mükemmel	in the front rank expr.
390	Colloquial	mükemmel	like a million dollars expr.
391	Colloquial	mükemmel	the glassy [australia] expr.
392	Colloquial	mükemmel	just the glassy expr.
393	Colloquial	mükemmel	some kind of expr.
394	Colloquial	mükemmel	some kind of expr.
395	Colloquial	kimse mükemmel değildir	pobody's nerfect (an intentional spoonerism of "nobody's perfect") [cliché] expr.
396	Colloquial	mükemmel	a-ok expr.
397	Colloquial	mükemmel	forgeddaboudit [us] expr.
398	Colloquial	mükemmel	forgeddaboutit [us] expr.
399	Colloquial	mükemmel	forget it expr.
400	Colloquial	mükemmel	forget about it expr.
401	Colloquial	bu mükemmel	that's sweet expr.
402	Colloquial	mükemmel	all right exclam.
403	Colloquial	mükemmel	all right exclam.
404	Colloquial	mükemmel	way rad exclam.
405	Colloquial	mükemmel	chef's kiss exclam.
Idioms
406	Idioms	(bir şeye) mükemmel bir örnek	the picture of n.
407	Idioms	mükemmel	a 10 n.
408	Idioms	mükemmel	a ten n.
409	Idioms	en mükemmel şey	the last word in n.
410	Idioms	hep iyi olan, asla kötü olamayan, mükemmel davrandığını sanan kişi	goody two shoes person n.
411	Idioms	mükemmel kimse veya şey	the cat's whiskers n.
412	Idioms	mükemmel çift	a match made in heaven n.
413	Idioms	mükemmel insan	the bee's knees n.
414	Idioms	mükemmel çift	a marriage made in heaven n.
415	Idioms	mükemmel insan	the cat's pyjamas n.
416	Idioms	mükemmel	a treat n.
417	Idioms	zıt kutupların mükemmel uyumu	perfect union of opposites n.
418	Idioms	mükemmel bir şey/deneyim	stone groove n.
419	Idioms	mükemmel olduğunu sanan şımarık genç adam	little lord fauntleroy n.
420	Idioms	mükemmel/her şeyde iyi olduğunu sanan beceriksiz genç adam	little lord fauntleroy n.
421	Idioms	mükemmel şekilde isabetli	spot on the mark n.
422	Idioms	mükemmel olmayan insan	flesh and blood n.
423	Idioms	mükemmel evlilik/çift	a marriage/match made in heaven n.
424	Idioms	bir şeyin mükemmel bir örneği	(very) picture of something n.
425	Idioms	en mükemmel kimse, fikir, şey	the cat's whiskers/pyjamas n.
426	Idioms	(bir şeyin) mükemmel/harika/kusursuz bir örneği	the soul of (something) n.
427	Idioms	mükemmel/çok iyi olmak	be the business v.
428	Idioms	mükemmel bir kondisyon kazanmak	get into the pink of condition [dated] v.
429	Idioms	birisinin mükemmel olduğunu düşünmek	think someone hung the moon and stars v.
430	Idioms	birisinin mükemmel olduğunu düşünmek	think someone is god's own cousin v.
431	Idioms	harika/mükemmel gitmek	be going great guns v.
432	Idioms	mükemmel görünmek	look like a million bucks v.
433	Idioms	mükemmel hissetmek	feel like a million bucks v.
434	Idioms	mükemmel görünmek	look like a million dollars v.
435	Idioms	mükemmel hissetmek	feel like a million dollars v.
436	Idioms	mükemmel pişirmek	cook something to perfection v.
437	Idioms	mükemmel durumda olmak	be in mint condition v.
438	Idioms	mükemmel çalışmak/işlemek	work like a dream v.
439	Idioms	mükemmel geçinmek	get on famously v.
440	Idioms	mükemmel olmak	have it going on v.
441	Idioms	harika/mükemmel performans göstermek	be in the groove v.
442	Idioms	(birinin/bir şeyin) mükemmel bir örneği olmak	be a shining example (of someone or something) v.
443	Idioms	bir şeyin mükemmel/harika/kusursuz bir örneği olmak	be the soul of something v.
444	Idioms	insan olmak ve mükemmel olmamak	be flesh and blood v.
445	Idioms	mükemmel bir performansı olmak	bat one thousand v.
446	Idioms	mükemmel bir örnek olmak	be a shining example v.
447	Idioms	(birinin/bir şeyin) mükemmel bir örneği olmak	be a shining example (of somebody/something) v.
448	Idioms	mükemmel bir örnek olmak	be a shining light v.
449	Idioms	mükemmel olmak	be the bee's knees v.
450	Idioms	mükemmel olmak	be the cat's whiskers v.
451	Idioms	mükemmel hissetmek	feel like a million dollars v.
452	Idioms	mükemmel hissetmek	feel like a million v.
453	Idioms	mükemmel geçinmek	get along famously [old-fashioned] v.
454	Idioms	harika/mükemmel gitmek	be going great guns v.
455	Idioms	birinin mükemmel olmadığını/sanıldığı kadar iyi olmadığını göstermek	knock someone off their pedestal v.
456	Idioms	birinin mükemmel olmadığını/sanıldığı kadar iyi olmadığını göstermek	knock someone from their pedestal v.
457	Idioms	birinin mükemmel olmadığını/sanıldığı kadar iyi olmadığını göstermek	knock someone off their perch [uk] v.
458	Idioms	(birinin) mükemmel olduğunu düşünmek	think (one) hung the moon v.
459	Idioms	mükemmel olduğunu düşünmek	think hung the moon v.
460	Idioms	her şey mükemmel şekilde denk gelmiş olmak	the stars align v.
461	Idioms	her şey mükemmel şekilde denk gelmiş olmak	the stars are aligned v.
462	Idioms	her şey mükemmel şekilde denk gelmiş olmak	the stars have aligned v.
463	Idioms	mükemmel	a1 adj.
464	Idioms	mükemmel	ace adj.
465	Idioms	mükemmel dengeli	lagom [swedish] adj.
466	Idioms	eleştirilemeyecek kadar mükemmel	above reproach adj.
467	Idioms	mükemmel	right royal adj.
468	Idioms	mükemmel değil	rough around the edges adj.
469	Idioms	mükemmel	the very dinkum adj.
470	Idioms	mükemmel	the very dinky adj.
471	Idioms	tepeden tırnağa mükemmel şekilde	to the nines adv.
472	Idioms	tepeden tırnağa mükemmel şekilde	up to the nines adv.
473	Idioms	çabuk ama mükemmel yapılmış	as round as giotto's o expr.
474	Idioms	çabuk ama mükemmel yapılmış	round as giotto's o expr.
475	Idioms	eleştirilemeyecek kadar mükemmel	beyond reproach expr.
476	Idioms	her sahada mükemmel olan	an all-rounder expr.
477	Idioms	her şey yolunda/mükemmel	everything's coming up roses expr.
478	Idioms	mükemmel	no mean expr.
479	Idioms	mükemmel/harika durumda	in mint condition expr.
480	Idioms	mükemmel	in mint condition expr.
481	Idioms	mükemmel	far out expr.
482	Idioms	mükemmel olmasa da amacı karşılıyan	good enough for jazz expr.
483	Idioms	mükemmel	got it going on expr.
484	Idioms	mükemmel bir durumda	in the groove expr.
485	Idioms	mükemmel	the greatest thing since sliced bread expr.
486	Idioms	mükemmel	out of this world expr.
487	Idioms	mükemmel	the best thing since sliced bread expr.
488	Idioms	mükemmel	fare thee well expr.
489	Idioms	en mükemmel düzeyde	to a fare-thee-well expr.
490	Idioms	son derece mükemmel	to a fare-thee-well expr.
491	Idioms	mükemmel olarak	to a fare-thee-well expr.
492	Idioms	mükemmel (bir şey)	a whale of a (something) expr.
493	Idioms	en mükemmel şekilde	at one's best expr.
494	Idioms	kimse mükemmel değildir	even homer (sometimes) nods expr.
495	Idioms	kimse mükemmel değildir	even jove (sometimes) nods expr.
496	Idioms	her şey yolunda/mükemmel	everything is coming up roses expr.
497	Idioms	her şey yolunda/mükemmel	everything is rosy in the garden expr.
498	Idioms	mükemmel	like a million expr.
499	Idioms	mükemmel	like a million bucks [us/south africa] expr.
500	Idioms	kimse mükemmel değildir	no one's perfect expr.