perfectly

Sens de "perfectly" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 11 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	perfectly adv.	mükemmelen
Actually, one could say that, in fact, this report fits in perfectly with the Tobin tax action points. Aslında bu raporun Tobin vergisi eylem noktalarıyla mükemmel bir uyum içinde olduğu söylenebilir. More Sentences
General
2	General	perfectly adv.	mükemmel olarak
Your nickname fits you perfectly. Takma adın sana mükemmel olarak uyuyor. More Sentences
3	General	perfectly adv.	kusursuzca
Your nickname fits you perfectly. Takma adın sana kusursuzca uyuyor. More Sentences
4	General	perfectly adv.	tamamen
This is a perfectly legitimate objective. Bu tamamen meşru bir hedeftir. More Sentences
5	General	perfectly adv.	kusursuz bir biçimde
Don't worry, you're perfectly normal. Merak etme, sen kusursuz bir biçimde normalsin. More Sentences
6	General	perfectly adv.	mükemmel
The Christian Democratic position will rebound perfectly off the gene industry. Hıristiyan Demokratların tutumu gen endüstrisinde mükemmel bir geri tepme yaratacaktır. More Sentences
7	General	perfectly adv.	eksiksiz
8	General	perfectly adv.	tıkır tıkır
9	General	perfectly adv.	yeterince
10	General	perfectly adv.	oldukça
Ottoman Turkish
11	Ottoman Turkish	perfectly adv.	bihakkın

Sens de "perfectly" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	perfectly legal adj.	tamamen yasal
It's perfectly legal. O tamamen yasal. More Sentences
2	General	fit perfectly v.	kalıp gibi oturmak
3	General	perfectly understand v.	açıkça anlamak
4	General	know something perfectly v.	su gibi bilmek
5	General	perfectly balanced adj.	tam dengeli
6	General	perfectly shaped adj.	mükemmel şekilli
7	General	perfectly splendit adj.	ziyadesiyle mükemmel
8	General	perfectly splendid adj.	ziyadesiyle harikulade
Idioms
9	Idioms	perfectly suited adj.	biçilmiş kaftan
10	Idioms	let's get one thing perfectly clear expr.	şunu açıklığa kavuşturalım
11	Idioms	let's get one thing perfectly clear expr.	şunu açıklığa kavuşturayım
Speaking
12	Speaking	do I make myself perfectly clear? expr.	anlatabiliyor muyum?
13	Speaking	you suit each other perfectly expr.	birbirinize çok yakışıyorsunuz (iki sevgili için)
14	Speaking	when you have a body like that everything fits you perfectly expr.	böyle bir vücudun olduğunda her şey üzerine tam oturur
Trade/Economic
15	Trade/Economic	perfectly inelastic demand n.	tam esnek olmayan talep
16	Trade/Economic	perfectly efficient price n.	tam fiyat etkinliği
17	Trade/Economic	perfectly elastic demand n.	tam esnek talep
18	Trade/Economic	perfectly competitive firm n.	tam rekabetçi firma
19	Trade/Economic	perfectly anticipated inflation n.	tam olarak tahmin edilen enflasyon
Technical
20	Technical	perfectly elastic adj.	tam elastik