kendini - Turc Anglais Dictionnaire

kendini

Sens de "kendini" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
kendini yourself pron.
Sometimes you have to force yourself to do what you really want.
Bazen gerçekten istediğini yapmak için kendini zorlaman gerekir.

More Sentences
kendini itself pron.
The Empire is rebuilding itself.
İmparatorluk kendini yeniden inşa ediyor.

More Sentences
Archaic
kendini thyself pron.
Know thyself.
Kendinizi tanıyın.

More Sentences
kendini urself pron.

Sens de "kendini" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
kendini tutma restraint n.
Despite his restraint, he agreed to it.
Kendini tutmasına rağmen kabul etti.

More Sentences
kendini beğenme superiority n.
I resented his superiority.
Ben onun kendini beğenmesine alındım.

More Sentences
kendini koruma self preservation n.
My sense of self preservation keeps me from jumping out of perfectly good airplanes.
Kendimi koruma duygum beni mükemmel uçaklardan atlamaktan alıkoyuyor.

More Sentences
kendini geliştirme self-improvement n.
It is both a way of achieving self-improvement and of enhancing one's job prospects.
Bu hem kişinin kendini geliştirmesinin hem de iş olanaklarını arttırmasının bir yoludur.

More Sentences
kendi kendini inceleme self-examination n.
We are not content with self-examination.
Kendi kendimizi incelemekle yetinmiyoruz.

More Sentences
kendini koruma self-preservation n.
First liberalisation, then regulation again, and the heading for this scenario is self-preservation.
Önce serbestleştirme, sonra tekrar düzenleme ve bu senaryonun başlığı kendini koruma.

More Sentences
kendini kontrol etme self-control n.
No one said that self-control was easy.
Kendini kontrol etmek kolaydır diyen olmadı.

More Sentences
kendini ifade etme self-expression n.
Art therapy provides a creative outlet for individuals to engage in self-expression.
Sanat terapisi, bireylerin kendilerini ifade etmeleri konusunda yaratıcı bir çıkış noktası oluşturmaktadır.

More Sentences
kendini tanıtma self-promotion n.
I'm not good at self-promotion.
Kendimi tanıtmakta iyi değilimdir.

More Sentences
kendini kutlama self-congratulation n.
We have, therefore, voted against your self-congratulation.
Bu nedenle, kendi kendinizi kutlamanıza karşı oy kullandık.

More Sentences
kendini tebrik etme self-congratulation n.
When this legislation finally goes through we will hear paeans of self-congratulation.
Bu mevzuat nihayet yürürlüğe girdiğinde, kendi kendimizi tebrik eden övgüler duyacağız.

More Sentences
Common Usage
kendini tutmak refrain v.
kendini kaybetmek lose oneself v.
kendini bilmez impertinent adj.
kişinin kendini kadın ve erkeğin dinamik akışkan bir karışımı olarak hissetmesi gender-fluid adj.
General
kendini beğenmişlik conceit n.
kendini beğenmiş jackanapes n.
kendini algılama self perception n.
kendini bırakan yielder n.
kendini kurban eden kimse sacrificer n.
kendini beğenmiş whippersnapper n.
kendini kontrol etme self control n.
kendini güvenceye alma self assurance n.
kendini beğenmişlik haughtiness n.
kendini beğenmişlik complacence n.
kendi kendini telkin etme autosuggestion n.
kendini beğenmişlik pomposity n.
kendi kendini suçlama self incrimination n.
kendini beğenmişlik inflation n.
kendini beğenmişlik complacency n.
kendini tutma (özellikle yeme içme konusunda) abstemiousness n.
kendini bırakma abandon n.
kendini beğenmiş conceit n.
kendini beğenmiş memur bumble n.
kendi kendini yetiştirme self education n.
kendini beğenmiş bighead n.
kişinin kendini hayvan sanması zoanthropy n.
kendi kendini şekillendirme autoshaping n.
kendini toparlama (hasta/yorgun kişi) rally n.
sadece kendini düşünmeme selflessness n.
kendini başka türlü tanıtma personation n.
kendini küçük düşürme self mortification n.
bir alışkanlıktan kendini yoksun kılma abstinence n.
kendi kendini tozlama self pollination n.
kendi kendini yetiştirmiş adam self made man n.
kendi kendini tatmin masturbation n.
kendini alıştırma adjustment n.
korkulan durumlarda belirli hareketler yaparak kendini korumaya yönelik davranışlar warding n.
kendi kendini iyileştirme self betterment n.
kendini tutamama incontinency n.
kendini beğenmişlik priggishness n.
kendini kafdağında görme pomposity n.
kendini beğenmişlik egotrip n.
kendini tutma aplomb n.
kendini gerçekleştirme self realization n.
kendi kendini aldatma self deceit n.
kendini beğenmişlik assurance n.
kendi kendini geliştirme self improvement n.
kendini manastıra adamış kimse oblate n.
görevi nedeniyle kendini birşey sanan memur panjandrum n.
kendi kendini savunma self assertion n.
kendini adamış kimse votary n.
kendini verme absorption n.
kendini beğenmişlik pretentiousness n.
kendini öven kimse braggart n.
kendi kendini düzeltme self betterment n.
kendi kendini yönetme self direction n.
kendini beğenmiş jackanapeses n.
kendini bir şey zanneden kimse smart aleck n.
kendini beğenmişlik smugness n.
kendini beğenmişlik vanity n.
kendi kendini temizleme self grooming n.
kendini tutma (yeme içme konusunda) abstinence from n.
kendi kendini doğrulayan self verification n.
kendini beğenme arrogance n.
aşırı derecede kendini beğenmişlik vainglory n.
kendini beğenmişlik pride n.
kendini haklı çıkarma self justification n.
(kendini) kırbaçlayan kişi disciplinant n.
kendini beğenme self complacency n.
kendini rahat hisseden (bir yerde) at home in n.
kendini cezalandırma self punishment n.
kendini bir şey sanan smart al·eck n.
kendini beğenme self esteem n.
kendini beğenmişlik arrogance n.
kendi kendini geliştirme selfimprovement n.
kendi kendini idare etme self government n.
özellikle yeme içme konusunda kendini tutma abstemiousness n.
kendini yüceltme/övme self praise n.
kendini geçindirme subsistence n.
kendini metheden blowhard n.
kendini yüksek görme self importance n.
kendini öven tip scaramouch n.
kendini ifade etme self expression n.
kendini tek bir amaca verme singleness of purpose n.
kendini alçaltma self abasement n.
kendi kendini kınama self condemnation n.
kendi kendini suçlama self accusation n.
kendini kontrol edebilirlik assuredness n.
kendini tutma constraint n.
kendini eğlenceye verme wantoning n.
kendini (bir şeye) kaptırma abandon n.
kendini tümleyen kod self complementing code n.
kendi kendini tayin etme self appointment n.
kendini beğenmişlik boastfulness n.
kendini gülünç duruma düşüren exhibitioner n.
kendini düşünmeme selflessness n.
kendini beğenme self worship n.
kendini beğenme conceit n.
kendini koruma self protection n.
kendi kendini şımartma self indulgence n.
kendi kendini değerlendirme self assessment n.
kendini yok eden program self destructing program n.
kendi kendini ifade etme self relation n.
kendini tutma self discipline n.
kendini bir yükümlülükten kurtarma (bir bahaneyle) evasion n.
kendi kendini aldatma self deception n.
kendini örgütleme self organization n.
kendini bırakmış bir şekilde oturma veya yürüme slump n.
yalandan kendini hasta gösteren malingerer n.
kendini bir şey sanan tip squirt n.
yüksek ücretler ödeyip yeni inançlar edinen ve kendini iyi hisseden kimse metropagan n.
kendi kendini iyileştirme self healing n.
kendini rezil etme self abasement n.
kendini beğenen narcist n.
kendini dinine adamış yahudi nazarite n.
kendini beğeniş narcism n.
kendini dinine adamış yahudi nazirite n.
kendini tutamama incontinence n.
kendini tanıma self knowledge n.
kendini koruma iç güdüsü biophilia n.
kendini beğenmişlik priggism n.
kendini beğenmişlik priggery n.
kendini bir şey sanma pomposity n.
kendini adamışlık committedness n.
kendini zorla kabul ettirme ingratiation n.
kendini kontrol edememe nonrestraint n.
kendini adamış olan kadın votaress n.
kendini adamış (kadın) votaress n.
kendini adayan (kadın) votaress n.
(dini nedenlerle ceza olarak) kendini kırbaçlayan flagellant n.
kendini öldürme kastı olmadan intihara teşebbüs parasuicide n.
kendini verme devotion n.
kendini idrak etme self identification n.
kendini kimliklendirme self identification n.
kendini değiştirme changing oneself n.
kendini bırakmışlık laisser-aller n.
kendini abartılı bir şekilde önemli gören ikinci derece çalışan jack-in-office n.
kişinin kendini tanıması self-image n.
kendini beğenme self-worth n.
kendi kendini beğenme self-admiration n.
kendini ifşa etme self-revelation n.
kendi kendini uyaran self-stimulation n.
kendi kendini geliştirme self-advancement n.
kendini bilme self-consciousness n.
kendini meşgul etme self-absorption n.
kendini gerçekleştirme self-realizing n.
kendi kendini seçme self-selection n.
kendi kendini kontrol self-test n.
kendi kendini tozlama self-pollination n.
kendi kendini memnun etme self-satisfaction n.
kendi kendini yönlendirebilme self-leadership n.
kendini engelleme self-handicapping n.
kendi kendini cezalandırma self-accusation n.
kendi kendini analiz etme self-analysis n.
kendi kendini değerlendirme self-assessment n.
kendini zavallı hissetme self-pity n.
kişinin kendi kendini itham etmesi self-indictment n.
kendi kendini organize etme self-organization n.
kendini gerçekleştirme self-realization n.
kendi kendini yönetme self-governance n.
kendini açma self-revelation n.
kendini geçindirme self-support n.
kendini algılama self-concept n.
kendini aldatma self-deception n.
kendi kendini suçlama self-accusation n.
kendini baltalama self-destruction n.
kendi kendini tayin etme self-appointment n.
kendi kendini düzeltme self-betterment n.
kendini geliştirme self-development n.
kendi kendini düzenleyen self-regulation n.
ergenlikte kendini kabul self-acceptance in adolescence n.
kendi kendini denetleme self-assessment n.
kendini aşmışlık self-transcendence n.
kendi kendini onaylama self-authentication n.
kendini adama self-commitment n.
kendi kendini telkin self-suggestion n.
kendini sevme self-love n.
kendini inkar etme self-denial n.
kendi kendini yok etme self-destruction n.
kendi kendini hipnoz etme self-hypnosis n.
kendi kendini onaylama self-approbation n.
kendini tutma self-restraint n.
kendi kendini gerçekleştirme self-fulfillment n.
kendini gerçekleştirme self-fulfillment n.
kendini motive eden şeyleri gözden geçirme soul-searching n.
kendi kendini iyileştirme self-betterment n.
kendini anlama self-understanding n.
kendini ayarlama self-control n.
kendini tutma self-denial n.
kendi kendini yenileme self-perpetuation n.
kendini kabul self-acceptance n.
kendini tutma self-control n.
kendini kabul etme self-acceptance n.
kendi kendini övme self-approbation n.
kendini suçlama self-reproach n.
kendini değersiz hissetme self-depreciation n.
kendini bulma self-discovery n.
kendini değiştirme self-change n.
bireyin kendi kendini geliştirmesi self-guided improvement n.
kendini birşey sanan kişi bighead n.
kendini yüceltme egotism n.
kendini sıkma effort n.
kendi kendini yok etme self destruct n.
kişinin kendini adadığı ilişki committed relationship n.
kendini öldürme suicide n.
kendi kendini yok etme autodestruction n.
kendi kendini yetiştirmiş insan self made man n.
kendini ... olarak tanıtma representation of oneself as n.
kendini olarak tanıtma representation of oneself as n.
kendini sorgulama self-questioning n.
kendini beğenmiş bir şekilde konuşma bloviation n.
kendi kendini sakatlama deliberate injury to one's own body n.
kendi kendini sakatlama self mutilation n.
gülmekten kendini alamayan kimse hypergelast n.
kendini suçlama self-recrimination n.
kendini inkar self-negation n.
sahneye çıkmadan önce kendini kötü hissetme stage struck n.
kendini beğenmişlik self-conceit n.
kendini birşey sanan kişi big head n.
kendini beğenmiş big head n.
kişinin kendini acındırması dramatizing oneself n.
kişinin kendini acındırması self dramatisation n.
kişinin kendini acındırması dramatising oneself n.
kişinin kendini acındırması self dramatization n.
kendini beğenme self-love n.
kendini aşağılama self-abuse n.
kendi kendini geliştirme self-improvement n.
kendini ifade etme kabiliyeti self-expression skill n.
kendini ifade etme becerisi ability of self-expression n.
kendini ifade etme kabiliyeti ability of self-expression n.
kendini ifade etme becerisi self-expression skill n.
kendini hasta gösterme simulation n.
kendini gerçekleme self-fulfillment n.
kendini yükseltme self-enhancement n.
kendini geliştirme self-enhancement n.
kendini üstün görme self-righteousness n.
kendini çürüten fikir self-refuting idea n.
kendini önemseme self-regarding n.
kendini feda etme self-immolation n.
kendi kendini gerçekleştiren kehanet self-fulfilling prophecy n.
kendini doğrulayan kehanet self-fulfilling prophecy n.
kendini ifşa etme self-exposure n.
kendini açığa çıkarma self-exposure n.
kendini beğenmişlik hubris n.
kendini tamamlama ihtiyaçları self-actualization needs n.
kendini gerçekleştirme ihtiyaçları self-actualization needs n.
kendi kendini kandırma self-delusion n.
kendi kendini onaylama self-approval n.
kendini haklı çıkaran self-justifier n.
kendini haklı çıkarıcı self-justifier n.
kendini cezalandırma self-flagellation n.
kendini açığa çıkarma self-revelation n.
kendini cezalandırma self-mortification n.
kendi kendini cezalandırma self mortification n.
kendini düşünmeden verme/bağışlama unselfish giving n.
kendini tanımladığı isim/ad self-designation n.
kendi kendini kanıtlayan önerme begging the question n.
kendi kendini kanıtlayan önerme petitio principii n.
kendini bilmeme unselfconsciousness n.
kendini koyverme abandon n.
kendi kendini doğrulama/onaylama self validation n.
kendi kendini yetiştirme auto training n.
kendi kendini hipnoz etme autohypnosis n.
kendi kendini yetiştirmiş kimse autodidact n.
kendi kendini toksinleme autointoxication n.
kendini beğenmişlik self concern n.
kendini gerçekleştiren kehanet self-fulfilling prophecy n.
kendini gerçekleme self-fulfilment n.
kendini gerçekleştirme self-realisation n.
kendini gerçekleştirme self-fulfilment n.
kendi kendini organize etme self-organisation n.
kendi kendini gerçekleştirme self-fulfilment n.
kendini toplumun refahına ve sosyal reformlara adamış kimse do-gooder n.
kendini genç hisseden insanlar people who feel young n.
kendi kendini kurtarma/tahliye self-evacuation n.
kendini beğenmişlik uppishness n.
kendini beğenmişlik uppityness n.
bireyin kendi eksik yönlerinin farkında olması ve kendini küçük görmesi self-deprecation n.
kendini yakma eylemi self-immolation n.
kendini gerçekleştiren bireyler self-realized individuals n.
kendini koruma mekanizması self protection mechanism n.
kendini eleştirme self-denigration n.
kendini aşağılama self-denigration n.
kendini çok önemli biriymiş gibi gören kimse chocolate soldier n.
kendi kendini güçlendiren self-reinforcing n.
kendi kendini tanıma yönlendirme ya da kendi yolunu çizme self-authorship n.
kendini aşağılama self-humiliation n.
kendini iyi ve güvende hissetme at-homeness n.
kendi kendini tanımlama self-definition n.
kendini damgalama self-stigma n.
kendi kendini yeme self-cannibalisation n.
kendi kendini yeme self-cannibalization n.
kendi kendini yiyerek beslenme self-cannibalization n.
kendi kendini yiyerek beslenme self-cannibalisation n.
kendini tanrı'ya emanet etme hali state of grace n.
kendini doğrulayan mantık self-fulfilling logic n.
feminist literatürde kendini yücelten erkek mansplaining n.
kendini özgürleştirme self-emancipation n.
kişinin rolünü kurnazlıkla ve kendini dizginleyerek oynaması underplaying one's role n.
kendini üretme self production n.
kişinin kendini pohpohlaması self-puffery n.
kişinin kendini övmesi self-puffery n.
kendini methetme self-adulation n.
kendini övme self-adulation n.
kendini uzman ilan etmiş kimse self-proclaimed expert n.
kendini aşka adamış kimse amorist n.
kendini gerçekleştirme self-actualisation n.
kendini koruma self-defense n.
kendini çekme absistence n.
kendini verme absorbition n.
kendini beğenmiş kimse cacafuego n.
dar görüşlü, orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olan kendini beğenmiş kimse babbitt n.
kişinin kendini kaybetmesi tailspin n.
kendini alıştırma adjustage n.
göz merceğinin mesafeye göre kendi kendini ayarlaması accommodation n.
kendini tanıtma isteği reclame n.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini nefessiz bırakma durumu erotic asphyxiation n.
kendini tutan kimse refrainer n.
kendini frenleme refrainment n.
kendini tutma refrainment n.
kendini frenleme refrenation [obsolete] n.
tanrının korku ve saygı uyandıracak şekilde kendini göstermesi numinous n.
kendini tanıma self-acquaintance n.
kendini tanıtma self-acquaintance n.
kendini pazarlayan self-promoter n.
kendini modelleme self-modeling n.
birinin kendi kendini özellikle dinî âyin kabîlinden incitmesi ya da yaralaması self-laceration n.
gerçeği bulmaya kendini adamış kimse truth-lover n.
kendini beğenmişlik turgescence n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme self dramatisation n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme self dramatization n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme dramatising oneself n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme dramatizing oneself n.
kendini iyi hissettiren film a feel-good film n.
kendini beğenmişlik ego n.
kendini beğenmişlik high-handedness n.
kendini beğenme arrogancy n.
kendini beğenme arrogantness n.
kendini savunma fırsatı audience n.
kendini savunma şansı audience n.
kendini kanıtlama self-realization n.
kendini gösterme self-realization n.
kendini bilimsel olarak inceleme autology n.
kendi kendini ölçme autometry n.
kendini beğenmişlik egomism [obsolete] n.
kendini çabuk toparlayabilme elasticity n.
kendini öven kimse avauntour [obsolete] n.
kendini sevdirme endearedness n.
kendini sevdiren şey endearment n.
kendini vermeme undevotion n.
kendini özdeşleştirdiği kişilerin özelliklerini ya da dış görünüşlerini bilinçsizce taklit eden kimse zelig n.
kendini beğenme vainglory n.
kendini adama zealousness n.
kendini beğenmiş tutum smug attitude n.
atlantik okyanusunda kendi kendini yöneten bir ingiliz kolonisi bermuda n.
amaca veya aktiviteye kendini kaptırma madness n.
otomatik dolumlu sobada olduğu gibi, ateşi kendi kendini besleyen bir yakıt haznesine sahip ocak magazine stove n.
kendini öven kimse vaporer n.
kendini konuşarak ifade eden kimse verbalizer n.
kendini konuşarak ifade eden kimse verbaliser n.
kendini konuşarak ifade eden kimse utterer n.
kendini koruma içgüdülerini barındıran organ vitativeness n.
kendini adamış kimse votarist n.
kendini adamış hayran votary n.
(bir dine) kendini adamış kimse voteen [ireland] n.
kendini adamış kadın votress n.
kendini yalandan hasta veya sakat gösterme malingery n.
kendini servet yapmaya adama mammonism n.
servet yapmaya kendini adamış kimse mammonist n.
sinirinden, sıkıntıdan kendini yemeğe verme comfort eating n.
kendini önemli sanan boş kimse bladder n.
kendini gösterme blaze n.
suya bakarak kendi kendini hipnoz etme lecanoscopy n.
bir şeye kendini tamamen adamış kimse whole-hogger [us] n.
genellikle bomba patlatarak kendini imha ederken başkalarına zarar verme martyr operation n.
kendini beğenmiş kimse whipster n.
sarkma ve kırışma ile kendini gösterip genellikle parazitlerin köke saldırmasından kaynaklanan bitki hastalığı wilts n.
kendini beğenmişlik wind n.
kendini kaf dağında görme wind n.
kendini ifade edemeyen kimse wooden indian n.
kendini zapt etme yetisi measure n.
kendini toparlama bounce n.
kendini kaybetme breakup n.
kendini beğenmiş tavır heroic n.
kendini beğenmiş tavır heroics n.
kendini beğenmiş kimse hoity-toity n.
kendini beğenmiş kimse holier-than-thou n.
kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer home away from home n.
kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer home from home n.
kendini beğenmiş kimse huff [obsolete] n.
bir faaliyete kendini kaptırmış görünme hum n.
kendini beğenmiş tutum humbuggery n.
kendini imparator sanan deli bir italyan'a verilen lakap monarcho n.
dini yaşama kendini adayıp kısmen veya tamamen inzivada yaşayan insan topluluğu monastery n.
kendini beğenmişlik morgue n.
kendini yineleme revolving door n.
yüce bir amaç için kendini feda eden adam galahad n.
kendini beğenme hybris n.
yaratıcı bir işin altında yatan veya sembolik olarak kendini gösteren tema mythoi n.
mitin sürekli kendini gösteren teması mythologem n.
kendini övme gloriation n.
kendini öven kimse glorioser n.
kendini öven kimse glorioso [obsolete] n.
kendini iyi hissetme glow n.
kendini beğenmişlik loftiness n.
kendini beğenme loftiness n.
kendini oluşturan şeyden farklı özellikleri olan şey chip n.
kendini inkar etme denial n.
kendini tutma denial n.
kendini inkar etme denial of one's self n.
kendini tutma denial of one's self n.
kendini inkar etme deniance n.
kendini tutma deniance n.
kişinin davranış ve kendini sunma biçimi deportment n.
kişinin davranış ve kendini sunma biçimi deporture n.
kendini değersizleştirme deprecation n.
kendini yıpratma deprecation n.
kendini beğenmişlik grandiosity n.
kendi kendini analiz etme heart-searching n.
kendini beğenmişlik height [obsolete] n.
kendini farklı bir grup ile özdeşleştirme identification n.
kendini memnun etme onanism n.
kendini beğenmişlik opinion [obsolete] n.
kendini yanılsamalara kaptırmış kimse illusionist n.
kendini insan refahı ve sosyal reformların uygulanmasına adayan kimse improver n.
kendi kendini yöneten devlet commonalty [obsolete] n.
kendini davasına adamış erkek devot n.
kendini davasına adamış kimse devotary n.
kendini davasına adamış kadın dévote n.
kendini adayan kimse devoter n.
kişinin kendini adadığı şey devotion [obsolete] n.
kendini adamış kimse devotionalist n.
kendini adayan kimse devotor n.
kendini gösterme disportment [obsolete] n.
(kendini bir şey ile) öne çıkarma disportment [obsolete] n.
kendini değersiz hissetme inferiority complex n.
kendini gerçekleştirebilme good life n.
kendini sanatsal yazına adamış kimse belletrist n.
kendini sanatsal yazına adamış kimse belle-lettrist n.
kendini yatıştırma self-soothing n.
soyut bir mevhumun kendini gösterme biçimi clothing n.
kendini beğenmişlik donnism n.
kendini maruz bırakma incurrence n.
kendini beğenmiş kimse pontificator n.
kendini abartan kimse pontificator n.
kendini emniyete alma self-assurance n.
dürtüye veya arzuya kapılmama konusunda kendini tutma continency n.
kendini olduğundan alt sosyal sınıfta gören kimse inverted snob n.
kendini olduğundan alt sosyal sınıfta gören kimse reverse snob n.
kendini beğenmiş görevli panjandarum n.
kendini beğenmiş kimse peacock n.
kendini beğenmiş kimse prima donna n.
kendini kırbaçlayan kimse disciplinant n.
mutluluk veren kendini kandırma hali flattery [obsolete] n.
kendini gerçekleştirme ve ahlaki mükemmelliğe ulaşmayı temel alan etik doktrin perfectibility n.
kendini beğenmişlik phariseeism n.
kendini soyutlama prescission n.
kendini aşka adayan kimse romeo n.
kimliğini gizleyerek suçlunun kendini ele vermesini sağlamaya çalışan dedektif roper n.
italyan komedisinde kendini beğenmiş ve korkak bir tipleme scaramouch n.
italyan komedisinde kendini beğenmiş ve korkak bir tipleme scaramouche n.
davasına kendini adamış kimse sectary n.
kendini güvende sanan kimse securitan [obsolete] n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway® n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway human transporter® n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway ht® n.
kendini olduğun gibi kabul etme self acceptance n.
kendini cezalandırma self-abasement n.
kendini küçük düşürme self-abasement n.
kendini kandırma self-abuse [obsolete] n.
kendini aldatma self-abuse [obsolete] n.
kendini ayıplama self-abuse n.
kendini suçlama self-abuse n.
kendini kaybetme self-annihilation n.
kendini alkışlama self-applause n.
kendini onaylama self-applause n.
kendini onaylama self-approving n.
kendini doğrulama self-approving n.
kendini düşünme self-concern n.
kendini suçlama self-condemnation n.
kendini ayıplama self-condemnation n.
kendini kınama self-condemnation n.
kendini sorumlu tutma self-condemnation n.
kendi kendini memnun etme self-content n.
kendini yargılama self-conviction n.
kendini işleme self-cultivation n.
kendini eğitme self-cultivation n.
kendini kültürlü hale getirme self-cultivation n.
kendini yetiştirme self-cultivation n.