arabayla - Turc Anglais Dictionnaire

arabayla

Sens de "arabayla" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
arabayla by car adv.
It only takes thirty minutes by car.
Arabayla sadece otuz dakika sürüyor.

More Sentences
arabayla by road adv.

Sens de "arabayla" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 135 résultat(s)

Turc Anglais
General
arabayla çarpıp kaçma hit-and-run accident n.
Tom was killed in a hit-and-run accident.
Tom bir arabayla çarpıp kaçma kazasında öldü.

More Sentences
arabayla uzaklaşmak drive away v.
Sami was driving away.
Sami arabayla uzaklaşıyordu.

More Sentences
arabayla gitmek drive off v.
Tom waved goodbye and drove off.
Tom el salladı ve arabayla gitti.

More Sentences
arabayla geçmek drive by v.
I was driving by and saw your lights on.
Arabayla geçiyordum, lambalarının yandığını gördüm.

More Sentences
arabayla gezmek ride v.
Do you need a ride?
Arabayla gezmeye ihtiyacınız var mı?

More Sentences
arabayla gitmek drive away v.
I just saw them driving away.
Onları demin arabayla giderken gördüm.

More Sentences
arabayla götürmek give a lift v.
She gave a lift to a co-worker.
O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.

More Sentences
(arabayla) gitmek drive v.
The night Seth was killed, he was headed to deliver a flash drive.
Seth'in öldürüldüğü gece, bir flash bellek teslim etmeye gidiyordu.

More Sentences
arabayla götürmek drive v.
I can drive you.
Seni arabayla götürebilirim.

More Sentences
arabayla almak pick up v.
If you go to pick up Tom, at what time will you be here, approximately?
Eğer sen Tom'u arabayla almaya gidersen, yaklaşık olarak saat kaçta burada olacaksın?

More Sentences
arabayla (ağaca vb) çarpmak bump into v.
The truck bumped into our car.
Kamyon arabamıza çarptı.

More Sentences
arabayla (ağaca vb) çarpmak run into v.
Tom ran into another car.
Tom başka bir arabaya çarptı.

More Sentences
arabayla gitmek go by car v.
So as to avoid being late, we went by car.
Geç kalmamak için arabayla gittik.

More Sentences
arabayla gelmek come by car v.
I'll come by car.
Arabayla geleceğim.

More Sentences
işe arabayla gitmek drive to work v.
Tom doesn't usually drive to work.
Tom genellikle işe arabayla gitmez.

More Sentences
arabayla işe gitmek drive to work v.
Tom can't walk around the pond, because he drives to work.
Tom göletin etrafında yürüyemiyor, çünkü o arabayla işe gidiyor.

More Sentences
arabayla bırakmak run v.
I asked Tom to run me to the airport.
Tom'dan beni havaalanına arabayla bırakmasını istedim.

More Sentences
arabayla gitmek drive v.
I drove to the city center to get some food.
Yiyecek bir şeyler almak için arabayla şehir merkezine gittim.

More Sentences
arabayla gitmek tool v.
I just saw him tooling down Oxford Street.
Az önce onu Oxford Caddesi'nden aşağı arabayla inerken gördüm.

More Sentences
Phrasals
arabayla dolaşmak drive around v.
We can't just drive around all night.
Bütün gece arabayla dolaşamayız.

More Sentences
(arabayla) boydan boya geçmek drive across v.
I'd like to drive across the USA in a convertible.
Üstü açık bir arabayla Amerika'yı boydan boya geçmek istiyorum.

More Sentences
(bir şeyle, araçla, arabayla) ezmek run over with (something) v.
Tom couldn't bear to look at the dog he'd just run over with his car.
Tom arabasıyla ezdiği köpeğe bakmaya dayanamadı.

More Sentences
Idioms
arabayla gezmeye for a drive expr.
He often takes me for a drive.
O, sık sık beni arabayla gezdirir.

More Sentences
arabayla gezmeye for a ride expr.
Let's go for a ride in my car.
Arabamla gezmeye gidelim.

More Sentences
Automotive
arabayla dolaşmak drive v.
I drove all around town to look for Jim.
Jim'i aramak için bütün şehri arabayla dolaştım.

More Sentences
General
caddede arabayla tur atıp fahişe arayan adam swinger n.
arabayla taşıma cartage n.
arabayla yapılan kısa gezinti tootle n.
(arabayla, bisikletle) yolculuk ride n.
arabayla götürmek give somebody a lift v.
arabayla götürmek give a ride v.
arabayla geri götürmek drive back v.
arabayla birini almak pick up v.
arabayla önünden geçmek drive by v.
arabayla dolaşmak roll v.
arabayla geri dönmek drive back v.
arabayla uzaklaşmak drive off v.
arabayla sahilden gitmek drive on coast (highway) v.
arabayla uzaklaşmak run off v.
arabayla bırakmak take (someone) to (somewhere) by car v.
arabayla gezintiye çıkmak go for a drive v.
birini arabayla götürmek give somebody a lift v.
ezmek (arabayla) run over v.
arabayla (ağaca vb) çarpmak butt against v.
arabayla (ağaca vb) çarpmak knock against v.
arabayla (ağaca vb) çarpmak jar against v.
arabayla götürmek tool v.
okulun önünden arabayla geçmek drive past one's school v.
(arabayla) bırakmak run v.
çalılık araziden arabayla geçmek bush-bash [australia] v.
çalılık araziden arabayla geçmek scrub-bash v.
(arabayla, bisikletle) dönmek hang v.
Phrasals
arabayla (birini) almak pick up v.
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak ferry (someone) around v.
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak ferry someone around v.
bir yerden başka bir yere arabayla gitmek drive between v.
arabayla bir yerden geçmek drive through v.
arabayla gitmek drive up v.
arabayla uzaklaşıp gitmek drive off v.
(bir yerden) arabayla geçmek drive through v.
(arabayla) bir şeyin yakınında durmak pull up to something v.
(arabayla) bir uçtan diğer uca geçmek drive across v.
(arabayla) (köprüden vb) karşıya geçmek drive across v.
(arabayla) içeri girmek drive in (to something) v.
arabayla turlamak cruise around in something v.
(bir şeyle, araçla, arabayla) üstünden geçmek run over with (something) v.
arabayla alıp bir yere geri götürmek run back v.
araçla/arabayla taşımak cart someone or something off v.
(trenle, uçakla, arabayla) gelmek come by v.
(trenle, uçakla, arabayla) gelmek come by something v.
arabayla turlamak cruise around in v.
birini bir yerde arabayla gezdirmek drive someone around something v.
birine arabayla bir yeri gezdirmek drive someone around something v.
arabayla/araçla bir şeyin etrafında dolanmak/dolaşmak drive something around something v.
arabayla oradan oraya götürmek/taşımak ferry around v.
Colloquial
içkili bir ortamda ayık kalıp alkollü kişileri arabayla bırakacak olan kişi designated driver n.
taşrada gezmek için arabayla yoldan ayrılmak boon v.
arabayla gezintiye çıkmak go out for a drive v.
çıkıp arabayla gezmek go out for a drive v.
(arabayla) seni/sizi bırakayım mı? (can I) give you a lift? expr.
(arabayla) seni gideceğin yere kadar götüreyim mi? (can I) give you a lift? expr.
(arabayla) sizi gideceğiniz yere kadar götüreyim mi? (can I) give you a lift? expr.
(arabayla) seni gideceğin yere bırakabilir miyim? (can I) give you a lift? expr.
(arabayla) sizi gideceğiniz yere bırakabilir miyim? (can I) give you a lift? expr.
(arabayla) beni bıraktığın/bıraktığınız için teşekkür ederim thank you for the lift expr.
(arabayla) beni bıraktığın/bıraktığınız için teşekkür ederim thank you for the ride expr.
Idioms
arabayla bırakmak drop off v.
arabayla bırakmak give a lift v.
arabayla gezintiye çıkmak take for a drive v.
arabayla gezintiye çıkmak go for a drive v.
birini arabayla gideceği yere bırakmak give someone a ride v.
birini arabayla gideceği yere bırakmak give someone a lift v.
birini arabayla bırakmak give somebody a lift v.
(bisikletle/arabayla) çıkıp gezmek go out for a spin v.
(bisikletle/arabayla) gezmeye çıkmak go out for a spin v.
(bisikletle/arabayla) gezintiye çıkmak go for a spin v.
(bisikletle/arabayla) çıkıp gezmek go for a spin v.
(birinin) kuyruğuna/kıçına yapışmak (arabayla) sit on (one's) tail v.
(arabayla) hızlı/süratli gitmek keep/put the pedal to the metal [us] v.
bisikletle/arabayla (bir yere) kadar gitmek go for a spin (to some place) v.
bisikletle/arabayla çıkıp gezmek go for a spin (to some place) v.
bisikletle/arabayla (yakın bir yere) gitmek/gidip gelmek go for a spin (to some place) v.
arabayla gezintiye çıkmak go out for a ride v.
çıkıp arabayla gezmek go out for a ride v.
bisikletle/arabayla (bir yere) kadar gitmek go out for a spin (to some place) v.
bisikletle/arabayla çıkıp gezmek go out for a spin (to some place) v.
bisikletle/arabayla (yakın bir yere) gitmek/gidip gelmek go out for a spin (to some place) v.
arabayla, bisikletle gitmek ride the roads v.
(arabayla) kısa bir gezintiye for a drive expr.
(arabayla) kısa bir gezintiye for a ride expr.
arabayla gezmeye for a spin expr.
(arabayla) kısa bir gezintiye for a spin expr.
(arabayla) seni/sizi bırakayım mı? give you a lift expr.
(arabayla) seni gideceğin yere kadar götüreyim mi? give you a lift expr.
(arabayla) seni gideceğin yere bırakabilir miyim? give you a lift expr.
(arabayla) sizi gideceğiniz yere bırakabilir miyim? give you a lift expr.
(arabayla) sizi gideceğiniz yere kadar götüreyim mi? give you a lift expr.
Speaking
(arabayla) beni bıraktığın/bıraktığınız için teşekkür ederim thanks for the lift expr.
(arabayla) beni gideceğim yere bırakabilir misin? could I have a lift? expr.
(arabayla) seni gideceğin yere bırakabilir miyim? could I give you a lift? expr.
(arabayla) beni bıraktığın/bıraktığınız için teşekkür ederim thanks for the ride expr.
(arabayla) seni bırakayım mı? do you want a lift? expr.
seni gideceğin yere bırakayım mı? (arabayla) may I give you a lift? expr.
Law
arabayla dalıp mağazayı soyma/yağma etme ramraiding n.
arabayla dalıp mağazayı soyma/yağma etme ram-raiding n.
(arabayla) birini çiğnemek run over a person v.
Technical
kızaklı arabayla gitme sledging n.
Automotive
arabayla bir saatlik mesafede within an hour's drive expr.
Traffic
(arabayla) gidilen yönün tam tersi yöne dönme turn round [brit] n.
Slang
caddede arabayla tur atıp fahişe arayan adam a curb-crawler (us) n.
caddede arabayla tur atıp fahişe arayan adam a kerb-crawler (brit) n.
arabayla tur atıp fahişe arayan kimse curb-crawler n.
arabayla çalıların arasından geçme bushbashing [australia/new zealand] n.
arabayla giderken birisiyle oral ilişki yaşamak get/receive road dome from someone v.
arabayla giderken birisiyle oral ilişki yaşamak give someone road dome v.