|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
beklenmedik bir şekilde |
unexpectedly adv.
|
|
Not unexpectedly, the Commission is proposing that it be given more power.
Beklenmedik bir şekilde, Komisyon kendisine daha fazla yetki verilmesini öneriyor.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
basit bir şekilde |
simply adv.
|
|
It is quite simply a considerable imbalance between supply and demand.
Bu oldukça basit bir şekilde arz ve talep arasındaki önemli bir dengesizliktir.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
uygun bir şekilde |
properly adv.
|
|
We must ensure that our ports and airports are properly controlled in every way.
Limanlarımızın ve havaalanlarımızın her yönden uygun bir şekilde kontrol edilmesini sağlamalıyız.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
kötü bir şekilde |
badly adv.
|
|
It is over-complicated and is badly presented.
Aşırı karmaşıktır ve kötü bir şekilde sunulmuştur.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
aynı şekilde |
likewise adv.
|
|
The reactions of the government and the national election commission have likewise been disappointing.
Hükûmetin ve ulusal seçim komisyonunun tepkileri de aynı şekilde hayal kırıklığı yaratmıştır.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
düzgün bir şekilde |
properly adv.
|
|
Naturally, the ICC's ability to function properly will depend upon no serious obstacles being placed in its way.
Doğal olarak UCM'nin düzgün bir şekilde işleyebilmesi, önüne ciddi engeller çıkarılmamasına bağlı olacaktır.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
nazik bir şekilde |
gently adv.
|
|
Do it gently.
Onu nazik bir şekilde yap.
More Sentences
|
8 |
Common Usage |
normal bir şekilde |
normally adv.
|
|
Generally speaking, I can inform you that work is proceeding normally.
Genel olarak, çalışmaların normal bir şekilde ilerlediğini söyleyebilirim.
More Sentences
|
9 |
Common Usage |
ölümcül şekilde |
mortally adv.
|
|
Tom was mortally injured.
Tom ölümcül şekilde yaralandı.
More Sentences
|
General |
|
10 |
General |
olmak (belirli bir şekilde) |
get along v.
|
|
You've always been a very easy person to get along with.
Sen her zaman anlaşılması çok kolay biri oldun.
More Sentences
|
11 |
General |
patlamak (olumlu bir şekilde) |
boom v.
|
|
Business was booming.
İşler patlıyordu.
More Sentences
|
12 |
General |
ticaretini yapmak (yasalara aykırı bir şekilde bir şeyin) |
traffic in v.
|
|
Those who traffic in human beings must therefore be punished as severely as those who deal in drugs.
Bu nedenle insan ticareti yapanlar, uyuşturucu ticareti yapanlar kadar ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.
More Sentences
|
13 |
General |
davranmak (belirli bir şekilde) |
bear v.
|
|
The prisoner of war bore himself with great dignity.
Savaş esiri onurlu davrandı.
More Sentences
|
14 |
General |
davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde) |
go on v.
|
|
In this world, it's difficult to go on behaving like a human being.
Bu dünyada insan gibi davranmaya devam etmek zordur.
More Sentences
|
|
Common Usage |
|
15 |
Common Usage |
akıcı bir şekilde konuşan |
fluent adj.
|
|
16 |
Common Usage |
olumlu şekilde |
positively adv.
|
|
17 |
Common Usage |
orijinal bir şekilde |
originally adv.
|
|
18 |
Common Usage |
doğru düzgün bir şekilde |
fittingly adv.
|
|
19 |
Common Usage |
geri dönülemez bir şekilde |
irrevocably adv.
|
|
General |
|
20 |
General |
grup anlamına gelecek şekilde kullanılan sözcük |
party n.
|
|
21 |
General |
hızlı bir şekilde dönen şey |
whirlabout n.
|
|
22 |
General |
etin bu şekilde kızartıldığı açıkhava toplantısı |
barbecue n.
|
|
23 |
General |
menfur şekilde katı kuralcı |
wowser n.
|
|
24 |
General |
canlı şekilde dans etme |
jigging n.
|
|
25 |
General |
müsrif bir şekilde harcama |
wantoning n.
|
|
26 |
General |
kötü niyetli bir şekilde bakma |
knowing look n.
|
|
27 |
General |
iki anlama gelecek şekilde konuşan |
equivocator n.
|
|
28 |
General |
ayrıntılı bir şekilde hazırlayan |
elaborator n.
|
|
29 |
General |
ölecek şekilde |
gloominess n.
|
|
30 |
General |
sesi çok doğal bir şekilde verme |
high fidelity n.
|
|
31 |
General |
solucana benzer şekilde ilerleme |
worming n.
|
|
32 |
General |
etkileyici bir şekilde sivri bir dille yazan kimse |
epigrammatizer n.
|
|
33 |
General |
kasaplık hayvanın gövdesinden belirli bir şekilde kesilen et parçası |
cut of meat n.
|
|
34 |
General |
beklenmedik şekilde yapılan sert konuşma |
ascent n.
|
|
|
35 |
General |
belirtilen şekilde basılan doküman |
reissue n.
|
|
36 |
General |
açık bir şekilde anlatma |
elucidating n.
|
|
37 |
General |
çakışmayacak şekilde düzenleme |
stagger n.
|
|
38 |
General |
şiddetli bir şekilde azarlama |
lambasting n.
|
|
39 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
40 |
General |
kalelerde dışarıya doğru üçgen oluşturacak şekilde inşa edilen siperler |
ravelin n.
|
|
41 |
General |
bir parçanın hafif ve yankıyı andıran bir şekilde tekrarı |
echoey n.
|
|
42 |
General |
hızlı ve obur bir şekilde yiyen |
devourer n.
|
|
43 |
General |
bir nesne ya da olguyu herhangi bir şekilde tanımlayan veri |
metadata n.
|
|
44 |
General |
kendini bırakmış bir şekilde oturma veya yürüme |
slump n.
|
|
45 |
General |
ter bir şekilde |
gruffness n.
|
|
46 |
General |
yazılı bir madde veya basılı bir mikrografın sadece büyütücü bir cihazla okunabilecek şekilde küçültülmesi |
microprint n.
|
|
47 |
General |
birine coşkulu bir şekilde davranma |
lyricising n.
|
|
48 |
General |
hile yaparak fiyatları istediği şekilde değiştirme |
manipulation n.
|
|
49 |
General |
doğru olmayan bir şekilde kullanma |
abuse n.
|
|
50 |
General |
zarif bir şekilde yürüme |
sashaying n.
|
|
51 |
General |
daha detaylı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
52 |
General |
kilise prensip veya usullerine uygun şekilde olma |
ecclesiasticalness n.
|
|
53 |
General |
mahkeme dışı bir şekilde |
extrajudicially n.
|
|
54 |
General |
açık bir şekilde dile getirme |
articulation n.
|
|
55 |
General |
göze batacak şekilde olma |
egregiousness n.
|
|
56 |
General |
hararetli bir şekilde |
fractional currency n.
|
|
57 |
General |
bile bile yanlış bir şekilde tanıtma |
misrepresentation n.
|
|
58 |
General |
daha uzun bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
59 |
General |
sesi çok doğal bir şekilde veren (radyo/pikap/hoparlör) |
high fidelity n.
|
|
60 |
General |
birkaç şekilde bulunma |
polymorphism n.
|
|
61 |
General |
kibar ve marifetli şekilde birini alaya alma |
asteism n.
|
|
62 |
General |
göze batacak şekilde süslenmiş |
gaudery n.
|
|
63 |
General |
beynin tedavi edilemeyecek şekilde zarar görmesi |
brain damage n.
|
|
64 |
General |
güneş ışınlarını maksimum oranda alacak şekilde tasarlanmış oda |
sunroom n.
|
|
65 |
General |
işitilecek şekilde söylenen kelime |
spoken word n.
|
|
66 |
General |
can sıkıcı şekilde konuşan |
proser n.
|
|
67 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
circumbendibus n.
|
|
68 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
roundabout n.
|
|
69 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
circumambage n.
|
|
70 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
verbality n.
|
|
71 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
tautology n.
|
|
72 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
circumlocution n.
|
|
73 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
periphrase n.
|
|
74 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
redundancy n.
|
|
|
75 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
periphrasis n.
|
|
76 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
verbiage n.
|
|
77 |
General |
dolaylı bir şekilde meramını anlatma |
pleonasm n.
|
|
78 |
General |
sapkın bir şekilde birilerini izleyen kimse |
stalker n.
|
|
79 |
General |
kendini abartılı bir şekilde önemli gören ikinci derece çalışan |
jack-in-office n.
|
|
80 |
General |
ipe bağlı şekilde süvarinin kemerinden sarkan küçük kese |
sabretache n.
|
|
81 |
General |
ihtiyaçların devamlı bir şekilde değişmesi |
continual shifting of wants n.
|
|
82 |
General |
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider |
dark horse n.
|
|
83 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde konuşma |
bloviation n.
|
|
84 |
General |
bebeklerin tenine zarar vermeyecek şekilde tasarlanmış ıslak mendil |
baby wipe n.
|
|
85 |
General |
evlilik birliğinin tamiri olanaksız bir şekilde yıkılması |
irremediable breakdown of the marriage n.
|
|
86 |
General |
evlilik birliğinin tamiri olanaksız bir şekilde ortadan kalkması |
irremediable breakdown of the marriage n.
|
|
87 |
General |
kendinden önceki teknolojilerin yerini hızlı bir şekilde alan teknoloji |
disruptive technology n.
|
|
88 |
General |
şık bir şekilde toplanmış saç |
updo n.
|
|
89 |
General |
bilgisayar oyunlarında bir oyunun konusunun ve temel oyun mekaniğinin ne kadar iyi tasarlanmış ve oyunda ne kadar verimli bir şekilde uygulanmış olduğunu ifade eden sözcük |
gameplay n.
|
|
90 |
General |
yaşamları tehlikeye atmadan zamandan ve paradan tasarruf edecek şekilde araç kullanma |
defensive driving n.
|
|
91 |
General |
olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması |
the willing suspension of disbelief n.
|
|
92 |
General |
japonya'da özellikle çocukların beslenme çantalarına konulacak şekilde yapılan kutu yemek |
obento n.
|
|
93 |
General |
(çok) hızlı şekilde ilerleyen hastalık |
rampant disease n.
|
|
94 |
General |
saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi |
half up half down n.
|
|
95 |
General |
yanlış duyulması sonucunda farklı şekilde anlaşılan bir şarkı sözü veya şiir mısrasındaki kelime veya kelime öbeği |
mondegreen n.
|
|
96 |
General |
güçlü bir imaj verecek şekilde giyinme |
power dressing n.
|
|
97 |
General |
yaygın şekilde paylaşılan ortak bir değer |
a commonly shared value n.
|
|
98 |
General |
itiraz kabul etmez şekilde konuşma |
pontification n.
|
|
99 |
General |
bilekler dışa dönük şekilde ellerin belde olması |
arms akimbo n.
|
|
100 |
General |
yemeği aç gözlü bir şekilde yiyen kimse |
scoffer n.
|
|
101 |
General |
rahatsız edecek şekilde müdahil olma |
intrusiveness n.
|
|
102 |
General |
gizli bir şekilde yük vagonunda seyahat edilmesi |
train hopping n.
|
|
103 |
General |
gizli bir şekilde yük vagonunda seyahat edilmesi |
freighthopping n.
|
|
104 |
General |
içinde hiçbir leke görülmeyecek şekilde kesilmiş elmas |
eye clean diamond n.
|
|
105 |
General |
üstü kapalı şekilde böbürlenme |
humblebrag n.
|
|
106 |
General |
belli şekilleri, yeni bir alana, eski görünümlerini bozmayacak şekilde, yeniden yerleştirme işlemi |
layout n.
|
|
107 |
General |
bir olay üzerine manzum şekilde ebced hesabıyla tarih düşüren kişi |
historian n.
|
|
108 |
General |
yanlış veya yanıltıcı bir şekilde bir şeyi karakterize etme eylemi |
mischaracterization n.
|
|
109 |
General |
tüm tarafların anlamlı bir şekilde bir şeyler katılabileceği kapsayıcı, çok taraflı bir sistem |
panarchy n.
|
|
110 |
General |
ayıp/çirkin şeylerin daha uygun/usturuplu şekilde söylenmesi |
euphemism n.
|
|
111 |
General |
törelere ve geleneklere katı bir şekilde bağlılık |
babbittism n.
|
|
112 |
General |
küfürlü bir kelimenin toplum tarafından kabul edilecek şekilde değiştirilmesi |
taboo deformation n.
|
|
113 |
General |
tempolu bir şekilde hareket etmek |
cadency n.
|
|
114 |
General |
beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olumlu olay |
caduac [scottish] n.
|
|
115 |
General |
atın arka toynakları arkadan izleyenin nalları görebileceği şekilde pozisyon alması |
balotade n.
|
|
116 |
General |
atın arka toynakları arkadan izleyenin nalları görebileceği şekilde pozisyon alması |
ballotade n.
|
|
117 |
General |
kuyruğu belirgin şekilde renkli solucan |
tagtail n.
|
|
118 |
General |
alt tarafı geniş, üst tarafı kadranın etrafında bir daire oluşturacak şekilde daralan masa saati |
tambour clock n.
|
|
119 |
General |
bir bölgeye taşacak şekilde suyu tahliye etmek için bir hendek içine yerleştirilmiş bir tahta veya metal levha parçası. |
tappoon n.
|
|
120 |
General |
(kitaplıkta görünür şekilde) kitabın arka kısmı |
backbone n.
|
|
121 |
General |
patladığında parlak ışık verecek şekilde doldurulmuş kartondan sinyal aracı |
candlebomb n.
|
|
122 |
General |
uzaklık, yükseklik ve konum açısını çabuk bir şekilde ölçen alet |
tachymeter n.
|
|
123 |
General |
köpeklerden anormal şekilde korkma |
canophobia n.
|
|
124 |
General |
a, b ve c tabakalarının dikey bir şekilde üç ayrı katman olarak görülebildiği toprak |
abc soil n.
|
|
125 |
General |
(armacılıkta) başı öne dönük şekilde şaha kalkma |
rampant gardant n.
|
|
126 |
General |
(armacılıkta) başı arkaya dönük şekilde şaha kalkma |
rampant regardant n.
|
|
127 |
General |
başarılı bir şekilde gerçekleştirme |
carrying into action n.
|
|
128 |
General |
başarılı bir şekilde yerine getirme |
carrying out n.
|
|
129 |
General |
elde taşınacak şekilde eğitilmiş, uygun yaştaki atmaca, şahin, kartal vb. |
carvist n.
|
|
130 |
General |
başka bir şekilde kodlama |
recoding n.
|
|
131 |
General |
farklı şekilde derleme |
recompilement n.
|
|
132 |
General |
çeşitli durumları ve olasılıkları kapsayacak şekilde tasarlanmış şey |
catch-all n.
|
|
133 |
General |
dikkatli bir şekilde söylenen ifade |
cautious statement n.
|
|
134 |
General |
gazete veya dergide orta sayfayı kaplayacak şekilde çıplak/yarı çıplak model yerleştirme |
centerfold n.
|
|
135 |
General |
farklı şekilde tanımlama |
redefinition n.
|
|
136 |
General |
farklı şekilde betimleme |
redescription n.
|
|
137 |
General |
farklı şekilde tanımlama |
redescription n.
|
|
138 |
General |
farklı şekilde nitelendirme |
redescription n.
|
|
139 |
General |
farklı şekilde izah etme |
redescription n.
|
|
140 |
General |
farklı bir şekilde çizen kimse |
redrawer n.
|
|
141 |
General |
farklı bir şekilde karalayan kimse |
redrawer n.
|
|
142 |
General |
ani bir şekilde (fikir) değiştirme |
tangent n.
|
|
143 |
General |
standart konferans biçiminden daha serbest şekilde organize edilen toplantı |
unconference n.
|
|
144 |
General |
başka bir şekilde söyleniş |
different way of saying n.
|
|
145 |
General |
dört müzik vuruşunda iki hızlı bir yavaş şekilde peş peşe gerçekleştirilen bale hareketi |
chassé n.
|
|
146 |
General |
belirgin şekilde kısa boylu olan kimse |
nanus n.
|
|
147 |
General |
sürpriz bir şekilde ele geçen şey |
nap-taking n.
|
|
148 |
General |
tanrının korku ve saygı uyandıracak şekilde kendini göstermesi |
numinous n.
|
|
149 |
General |
birbirine yakın olacak veya birbiri içine sığacak şekilde yerleştirilmiş bir grup nesne |
nest n.
|
|
150 |
General |
penisin görünür bir şekilde cinsel yönden uyarılması |
tentigo [obsolete] n.
|
|
151 |
General |
çocukların zarar görmeyeceği şekilde tasarlama |
childproofing n.
|
|
152 |
General |
(belirli bir şekilde) düşünen kimse |
thinker n.
|
|
153 |
General |
başka yönden geldiğini düşündürecek şekilde (sesi) değiştirme |
throwing n.
|
|
154 |
General |
gürültülü bir şekilde yürüyen kimse |
tramper n.
|
|
155 |
General |
aşağılayıcı şekilde konuşma |
trash-talking n.
|
|
156 |
General |
doğru şekilde hizalama |
true n.
|
|
157 |
General |
doğru şekilde hizalanma |
true n.
|
|
158 |
General |
aynı şekilde olma |
alikeness n.
|
|
159 |
General |
bir manastır cemaati tarafından her yıl karnavalvari bir şekilde seçilen sahte başrahip |
abbot of misrule n.
|
|
160 |
General |
açık bir şekilde ifade eden kimse |
articulator n.
|
|
161 |
General |
düşünmeden rutin bir şekilde hareket eden canlı |
automaton n.
|
|
162 |
General |
a harfinin farklı bir şekilde söylenişi |
aw [scottish] n.
|
|
163 |
General |
fasih şekilde ifade etme |
articulation n.
|
|
164 |
General |
şekilde keskinlik |
emphasis n.
|
|
165 |
General |
istenmeyen bir şekilde |
undesirability n.
|
|
166 |
General |
hoşa gitmeyen bir şekilde |
undesirability n.
|
|
167 |
General |
hoş karşılanmayan bir şekilde |
undesirability n.
|
|
168 |
General |
nahoş bir şekilde |
undesirability n.
|
|
169 |
General |
sakıncalı bir şekilde |
undesirability n.
|
|
170 |
General |
kendinden emin bir şekilde onaylayan kimse |
yea-sayer n.
|
|
171 |
General |
bir şirketi becerikli bir şekilde yöneten kimse |
engineer n.
|
|
172 |
General |
anlaşılmaz bir şekilde konuşan kimse |
enigmatist n.
|
|
173 |
General |
kuvvetlerin eşit bir şekilde ayarlanması |
balancement n.
|
|
174 |
General |
ani ve gürültülü bir şekilde havlama |
bark n.
|
|
175 |
General |
hayvanın ani ve gürültülü bir şekilde haykırması |
bark n.
|
|
176 |
General |
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay |
epilog n.
|
|
177 |
General |
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay |
epilogue n.
|
|
178 |
General |
aynı şekilde davranma |
equiparation n.
|
|
179 |
General |
sert bir şekilde eleştirme |
upbraiding n.
|
|
180 |
General |
şiddetli bir şekilde çıkışma |
upbraiding n.
|
|
181 |
General |
postanın doğru ve hızlı şekilde iletilmesi için kullanılan dokuz basamaklı bir zip kodu |
zip + 4 n.
|
|
182 |
General |
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç şekilde yan yana gelmesi |
bathos n.
|
|
183 |
General |
(beklenmedik şekilde) kazanan kimse |
upsetter n.
|
|
184 |
General |
bir şeyi kısa ve basit bir şekilde ifade etmenin veya ona atıfta bulunmanın yolu |
shorthand n.
|
|
185 |
General |
gürültülü şekilde patlayan kırmızı top şeklinde bir havai fişek |
cherry bomb n.
|
|
186 |
General |
bir davayı ateşli bir şekilde savunma |
evangelism n.
|
|
187 |
General |
bir davayı ateşli bir şekilde savunan kimse |
evangelist n.
|
|
188 |
General |
gülünç bir şekilde dandik şey |
joke n.
|
|
189 |
General |
(kuyumculukta) genellikle düzensiz şekilde olan ince ve düz kesilmiş elmas |
lasque n.
|
|
190 |
General |
aldatıcı bir şekilde hoş davranış |
varnish n.
|
|
191 |
General |
aldatıcı şekilde gösterişli görünüm |
varnish n.
|
|
192 |
General |
bastırılmış düşünce veya duyguların güçlü bir şekilde dışa vurumu |
vent n.
|
|
193 |
General |
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
man-of-war n.
|
|
194 |
General |
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
portuguese man-of-war n.
|
|
195 |
General |
birçok farklı şekilde yorumlanabilecek bir mesaj, işaret |
mixed message n.
|
|
196 |
General |
kararlı bir şekilde (bir şeyin) peşinden koşma |
birddogging n.
|
|
197 |
General |
kanuni bir şekilde davranan kimse |
legal n.
|
|
198 |
General |
bir şeyi çekincesiz, sınırlamasız veya tereddütsüz bir şekilde destekleyen veya tanıtan kimse |
whole-hogger n.
|
|
199 |
General |
ötesinde veya altındayken bir şeyin istenen şekilde olmadığı sınır |
margent n.
|
|
200 |
General |
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı |
marie n.
|
|
201 |
General |
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı |
marli n.
|
|
202 |
General |
haksız bir şekilde öncelik elde etme |
queue-jumping n.
|
|
203 |
General |
karmaşık bir şekilde yapılmış bina |
web n.
|
|
204 |
General |
hatalı bir şekilde ortak karara varma |
quotient verdict n.
|
|
205 |
General |
sert bir şekilde kural koyan kimse |
hardass n.
|
|
206 |
General |
anlaşılması güç bir şekilde girift veya çetrefilli olan şey |
maze n.
|
|
207 |
General |
sersemlemiş şekilde davranma |
mazedness n.
|
|
208 |
General |
bir düzleme dağılmış belirli sayıdaki noktanın veya cismin her birine uzaklığının toplamı minimum olacak şekilde yerleştirilmiş nokta |
median point n.
|
|
209 |
General |
şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt |
medicine-wheel n.
|
|
210 |
General |
doğru cevapları hızlı şekilde verme yetisiyle ölçülen zeka |
mental quickness n.
|
|
211 |
General |
bilinçli ve esprili bir şekilde kendine işaret eden bir hikaye, konuşma |
meta n.
|
|
212 |
General |
her bir aşamanın sonunda kesin çıktıları olan bir operasyonu belirli bir şekilde gerçekleştirme yolu |
methodology n.
|
|
213 |
General |
karmaşık ve özenli bir şekilde geliştirme |
working-out n.
|
|
214 |
General |
sürekli ve takıntılı bir şekilde çalışma ihtiyacı duyan kimse |
workaholic n.
|
|
215 |
General |
nükteli bir şekilde karşılık verme |
wordplay n.
|
|
216 |
General |
kıyafette bol şekilde sarkan şey |
fall n.
|
|
217 |
General |
unsurların eşit şekilde yerleştirildiği hoş düzenleme |
harmony n.
|
|
218 |
General |
eğimli bir şekilde yaslanmış tepesi olan tahıl demeti |
hattock [dialect] [uk] n.
|
|
219 |
General |
afrikalı hamalların başında taşıyacağı şekilde ayarlamış yük |
head-load n.
|
|
220 |
General |
duraklama ve ünlemlerle tereddütlü ve anlaşılmaz bir şekilde konuşma |
hemming and hawing n.
|
|
221 |
General |
ölçülü şekilde veya üstü kapalı konuşan kimse |
mincer n.
|
|
222 |
General |
hızlı bir şekilde başarıya ulaşan kimse |
boomer n.
|
|
223 |
General |
hızlı bir şekilde başarıya ulaşan şey |
boomer n.
|
|
224 |
General |
gösterişli şekilde süslenmiş ürün |
boutique n.
|
|
225 |
General |
(özellikle beklenmedik şekilde) durumunu düzeltme şansı |
break n.
|
|
226 |
General |
dimdik duracak şekilde kısa kesilmiş at yelesi |
hogmane n.
|
|
227 |
General |
hayati şekilde yaralayan darbe |
home thrust n.
|
|
228 |
General |
(bovling) kavisli bir şekilde yuvarlanan bir top |
hook n.
|
|
229 |
General |
kısıtlayıcı şekilde sımsıkı tutma |
hug n.
|
|
230 |
General |
kusurlu şekilde yaratma |
miscreation n.
|
|
231 |
General |
kusurlu şekilde yaratan kimse |
miscreator n.
|
|
232 |
General |
kusurlu şekilde yaratan oluşum |
miscreator n.
|
|
233 |
General |
sentromerin anormal şekilde enine bölünmesi |
misdivision n.
|
|
234 |
General |
yanlış şekilde gözlemleyemeyen kimse |
misobserver n.
|
|
235 |
General |
havada hareket edecek şekilde ince tel veya ipe asılı bir dizi hafif şekil |
mobile n.
|
|
236 |
General |
ölçülü bir şekilde içen kimse |
moderationist n.
|
|
237 |
General |
monoton şekilde konuşan kimse |
monotonist n.
|
|
238 |
General |
insanların yüksek sesli rock müzik eşliğinde kendilerini çılgınca ve şiddetli bir şekilde oradan oraya savurdukları bir dans şekli |
mosh n.
|
|
239 |
General |
aç gözlü şekilde yiyen kimse |
moucher n.
|
|
240 |
General |
laubali şekilde konuşma |
mouth n.
|
|
241 |
General |
(geçmiş tecrübeyi) detaylı şekilde zihinde canlandırma |
replay n.
|
|
242 |
General |
detaylı şekilde zihinde canlandırılan şey |
replay n.
|
|
243 |
General |
yapmacık şekilde önem gösterme |
lug n.
|
|
244 |
General |
(gazetecilikte) konunun halkın dikkatini çekecek şekilde kullanımı |
luridness n.
|
|
245 |
General |
(gazetecilikte) konunun sansasyonel şekilde işlenmesi |
luridness n.
|
|
246 |
General |
muhakeme yürütmeden rutin şekilde çalışan memur |
bureaucrat n.
|
|
247 |
General |
kolayca sınıflandırılamayacak şekilde bir araya getirilmiş şey |
business n.
|
|
248 |
General |
nesne veya parçaların geometrik şekilleri andıracak şekilde düzenlenmesi |
geometry n.
|
|
249 |
General |
yumuşak bir şekilde gizlice atma |
lob n.
|
|
250 |
General |
insanların veya nesnelerin tekrar tekrar ve anlamsız bir şekilde karıştırıldığı etkinlik |
musical chairs n.
|
|
251 |
General |
uygun şekilde kutlama |
observance n.
|
|
252 |
General |
zıt yöne bakacak şekilde doğrudan sağa/sola dönerek ulaşılan pozisyon |
right-about n.
|
|
253 |
General |
ters yöne bakacak şekilde dönme |
rightabout n.
|
|
254 |
General |
zıt yöne bakacak şekilde dönme |
rightabout n.
|
|
255 |
General |
birkaç şeyin etkileşimli bütün oluşturacak şekilde birleştirilmesi |
hookup n.
|
|
256 |
General |
bir diğerinin yasal hakkı bulunan mülkü yasa dışı şekilde işgal eden kimse |
claim jumper n.
|
|
257 |
General |
(parmaklar arasında ritmik şekilde birbirine vurulan) iki düz ahşap parçası |
clappers n.
|
|
258 |
General |
mesajı akılcı şekilde yeniden ifade etme |
demythologizer [us] n.
|
|
259 |
General |
mesajı akılcı şekilde yeniden ifade etme |
demythologization [us] n.
|
|
260 |
General |
aniden şaşırtıcı şekilde belirme |
descent n.
|
|
261 |
General |
bol ve zahmetsiz şekilde giyinme |
deshabille n.
|
|
262 |
General |
ayrıntılı şekilde anlatan kimse |
detailer n.
|
|
263 |
General |
arabayı özenli şekilde temizleyip parlatma |
detailing n.
|
|
264 |
General |
değişmez ve kati şekilde bir sona doğru gitme |
determination n.
|
|
265 |
General |
topluluklar arasındaki anlaşmazlıkları ustaca veya başarılı şekilde çözme |
diplomacy n.
|
|
266 |
General |
kendinden açık bir şekilde üstün rakibi yenen taraf |
giant killer n.
|
|
267 |
General |
aşırı veya uygunsuz şekilde ele geçirme |
gouge n.
|
|
268 |
General |
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde |
great white way n.
|
|
269 |
General |
ızgara işlevi görecek şekilde yapılan malzeme |
grillwork n.
|
|
270 |
General |
zalim bir şekilde zorlama |
gripe n.
|
|
271 |
General |
(belirli bir şekilde) büyüyen kimse veya şey |
grower n.
|
|
272 |
General |
(körling veya çim topunda) bir diğerini hücumdan koruyacak şekilde hareket ettirilen kuka veya taş |
guard n.
|
|
273 |
General |
flamenko dansında topukları müziğin ritmine uygun şekilde yere vurma |
heelwork n.
|
|
274 |
General |
tarihselcilik teorisine uygun şekilde tarih yazma |
historicism n.
|
|
275 |
General |
üstü kapalı bir şekilde eleştirmek |
snipe v.
|
|
276 |
General |
şiddetli bir şekilde hücum etmek |
storm v.
|
|
277 |
General |
cafcaflı bir şekilde söylemek |
spout v.
|
|
278 |
General |
sıkı bir şekilde aramak |
scour v.
|
|
279 |
General |
aerodinamik şekilde yapmak |
streamline v.
|
|
280 |
General |
havalı bir şekilde maval okumak |
spout v.
|
|
281 |
General |
ağzı açık bir şekilde bakmak |
gape v.
|
|
282 |
General |
gürültülü bir şekilde kavga etmek |
row v.
|
|
283 |
General |
resmi bir şekilde söylemek |
declaim v.
|
|
284 |
General |
adil bir şekilde davranmak |
do justice v.
|
|
285 |
General |
çarpa çarpa şiddetli ve gürültülü bir şekilde koşmak |
crash v.
|
|
286 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamorize v.
|
|
287 |
General |
sıkı ve sağlam bir şekilde bağlanmak |
knit v.
|
|
288 |
General |
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek |
have both one's feet on the ground v.
|
|
289 |
General |
kelimeleri net bir şekilde telaffuz etmemek |
swallow one's words v.
|
|
290 |
General |
romantik bir şekilde yazmak |
romanticize v.
|
|
291 |
General |
çarpa çarpa gürültülü bir şekilde gitmek |
crash v.
|
|
292 |
General |
hayranlığını abartılı bir şekilde anlatmak |
gush about v.
|
|
293 |
General |
birine coşkulu bir şekilde davranmak |
lyricize v.
|
|
294 |
General |
bir şeyi eksiksiz bir şekilde bilmek |
know something cold v.
|
|
295 |
General |
açık bir şekilde telaffuz etmek |
articulate v.
|
|
296 |
General |
sıçrayıp oynamak (mutlu bir şekilde) |
frisk v.
|
|
297 |
General |
sert bir şekilde vurmak |
smite v.
|
|
298 |
General |
başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb) |
work out v.
|
|
299 |
General |
göz kamaştıracak bir şekilde parlamak |
glare v.
|
|
300 |
General |
düzensiz bir şekilde karıştırmak |
jumble v.
|
|
301 |
General |
kötü bir şekilde etkilenmek |
be overcome with v.
|
|
302 |
General |
içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan) |
fulfill v.
|
|
303 |
General |
ağır ve gürültülü bir şekilde indirmek |
thump v.
|
|
304 |
General |
şiddetli bir şekilde azarlamak |
lambast v.
|
|
305 |
General |
anlaşılmayacak şekilde konuşmak |
jabber v.
|
|
306 |
General |
mutlu bir şekilde yaşamak |
tick along v.
|
|
307 |
General |
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak |
welcome someone with open arms v.
|
|
308 |
General |
ağır bir şekilde eleştirmek |
slam v.
|
|
309 |
General |
bütünüyle kaplayacak bir şekilde sürmek |
cover v.
|
|
310 |
General |
tatlı bir şekilde ürpermek |
tingle v.
|
|
311 |
General |
olumlu bir şekilde etkilemek |
prepossess v.
|
|
312 |
General |
ileri sürmek (emin bir şekilde) |
assert v.
|
|
313 |
General |
rahat bir şekilde oturmak |
settle down v.
|
|
314 |
General |
başka bir şekilde ifade etmek |
rephrase v.
|
|
315 |
General |
eğreti bir şekilde tamir etmek |
patch v.
|
|
316 |
General |
kendinden emin bir şekilde hızla yürümek |
sweep v.
|
|
317 |
General |
morartacak şekilde ısırmak |
hicky v.
|
|
318 |
General |
esaslı bir şekilde yapmak |
go the whole hog v.
|
|
319 |
General |
gürültülü bir şekilde yürümek |
stump v.
|
|
320 |
General |
ayrıntılı bir şekilde açıklamada bulunmak |
explicate v.
|
|
321 |
General |
ayrıntılı bir şekilde hazırlamak |
elaborate v.
|
|
322 |
General |
gürültülü bir şekilde vurmak |
bang v.
|
|
323 |
General |
şiddetli bir şekilde hücum ederek bir yeri fethetmek |
storm v.
|
|
324 |
General |
aşırı bir şekilde davranmak |
carry on v.
|
|
325 |
General |
açık bir şekilde ifade etmek |
articulate v.
|
|
326 |
General |
bir işyerini başarılı bir şekilde idare etmek |
make a go of v.
|
|
327 |
General |
ayrıntılı bir şekilde konuşmak |
discourse v.
|
|
328 |
General |
itmek (sert bir şekilde) |
shove v.
|
|
329 |
General |
yerleştirmek (eşyayı belirli bir şekilde) |
arrange v.
|
|
330 |
General |
bir işte şevksiz bir şekilde çalışmak |
plod away at v.
|
|
331 |
General |
bir siyasi partinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde ayarlamak (seçim bölgesini) |
gerrymander v.
|
|
332 |
General |
normal bir şekilde hareket etmek |
be oneself v.
|
|
333 |
General |
olmak (belirli bir şekilde) |
get on v.
|
|
334 |
General |
çabuk ve anlaşılamayacak bir şekilde konuşmak |
gabble v.
|
|
335 |
General |
belirli bir şekilde damgalamak |
stigmatize v.
|
|
336 |
General |
indirmek (hızlı ve gürültülü bir şekilde) |
slam down v.
|
|
337 |
General |
düzensiz bir şekilde doldurmak |
clutter v.
|
|
338 |
General |
dökülmek (elbise/kumaş vb belirli bir şekilde) |
flow v.
|
|
339 |
General |
heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşmak |
rant v.
|
|
340 |
General |
kötü bir şekilde etkilenmek |
be overcome by v.
|
|
341 |
General |
en iyi şekilde kullanmak |
optimize v.
|
|
342 |
General |
birşeyi belirli bir şekilde tutmak |
poise v.
|
|
343 |
General |
sırıtmak (kendinden memnun bir şekilde) |
smirk v.
|
|
344 |
General |
ağır ve gürültülü bir şekilde vurmak |
thump v.
|
|
345 |
General |
bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde başka birşeye eklemek |
tack something on to v.
|
|
346 |
General |
yanlış bir şekilde nakletmek |
garble v.
|
|
347 |
General |
doğru olmayan bir şekilde kullanmak |
abuse v.
|
|
348 |
General |
anlaşılmayacak şekilde hızlı konuşmak |
yabber v.
|
|
349 |
General |
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak |
do something the hard way v.
|
|
350 |
General |
ciddi ve ayrıntılı bir şekilde yazmak |
discourse v.
|
|
351 |
General |
anlaşılmaz bir şekilde konuşmak |
gabble v.
|
|
352 |
General |
korkunç bir şekilde yaralamak |
mangle v.
|
|
353 |
General |
bir dili akıcı bir şekilde konuşmak |
be fluent in v.
|
|
354 |
General |
soğuk bir şekilde karşılanmak |
get the cold shoulder v.
|
|
355 |
General |
çabuk ve kesik bir şekilde elini sallamak |
flick one's wrist v.
|
|
356 |
General |
hantal bir şekilde doğrulmak |
hulk up v.
|
|
357 |
General |
sert bir şekilde çekmek |
wrench v.
|
|
358 |
General |
bir şeyi etkili bir şekilde açıklamak/söylemek |
put something over v.
|
|
359 |
General |
sağlam bir şekilde yerleştirmek |
entrench v.
|
|
360 |
General |
bir işi bir şekilde halletmek |
muddle through v.
|
|
361 |
General |
şiddetli bir şekilde fışkırtmak |
spew out v.
|
|
362 |
General |
emin bir şekilde ileri sürmek |
aver v.
|
|
363 |
General |
mükemmel bir şekilde yatay yapmak (tesviye aletiyle) |
level v.
|
|
364 |
General |
düzensiz bir şekilde etrafa dağılmış olmak |
straggle v.
|
|
365 |
General |
gürültülü patırtılı bir şekilde eğlenmek |
whoop it up v.
|
|
366 |
General |
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak |
stow away v.
|
|
367 |
General |
bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek |
patch something up v.
|
|
368 |
General |
bir şeyi tatlı bir şekilde ürpertmek |
make something tingle v.
|
|
369 |
General |
belirli bir şekilde davranmak |
conduct oneself v.
|
|
370 |
General |
bir şeyi gürültülü bir şekilde (bir yere) koyuvermek |
slap on v.
|
|
371 |
General |
birine kızgın bir şekilde bakmak |
give someone a black look v.
|
|
372 |
General |
karşılanmak (belirli bir şekilde) |
go over v.
|
|
373 |
General |
açık bir şekilde anlatmak |
clarify v.
|
|
374 |
General |
eşit bir şekilde paylaşmak |
share and share alike v.
|
|
375 |
General |
ile ciddi bir şekilde ilgilenmek |
come to grips with v.
|
|
376 |
General |
belirli bir şekilde damgalamak |
stigmatize as v.
|
|
377 |
General |
yürümek (belirli bir şekilde) |
bear v.
|
|
378 |
General |
mutlu bir şekilde yaşamak |
tick v.
|
|
379 |
General |
takmak (sabitleştirecek bir şekilde) |
fix v.
|
|
380 |
General |
ağzı açık bir şekilde seyretmek |
gawp at v.
|
|
381 |
General |
durmak (belirli bir şekilde) |
bear v.
|
|
382 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak |
enlarge upon v.
|
|
383 |
General |
bir şeyi tam istenilen şekilde yapmak |
get something right v.
|
|
384 |
General |
diğer insanların takdirini kazanacak şekilde davranmak |
put one's best foot forward v.
|
|
385 |
General |
bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek |
patch something together v.
|
|
386 |
General |
üstü kapalı bir şekilde bahsetmek |
allude to v.
|
|
387 |
General |
abartmalı bir şekilde oynamak (rolü) |
overact v.
|
|
388 |
General |
bile bile yanlış bir şekilde tanıtmak |
misrepresent v.
|
|
389 |
General |
düşünmek (mantıklı bir şekilde) |
reason v.
|
|
390 |
General |
enerjik bir şekilde çalışmak |
be going strong v.
|
|
391 |
General |
ahlaklı bir şekilde yaşamak |
go straight v.
|
|
392 |
General |
ilan etmek (göze çarpan bir şekilde) |
blazon v.
|
|
393 |
General |
zarif bir şekilde yürümek |
sashay v.
|
|
394 |
General |
başka bir şekilde ifade etmek |
reword v.
|
|
395 |
General |
yanlış bir şekilde anlatmak |
garble v.
|
|
396 |
General |
kendinden emin bir şekilde hışımla yürümek |
sweep v.
|
|
397 |
General |
gürültülü bir şekilde konuşmak |
cackle v.
|
|
398 |
General |
hile yaparak fiyatları istediği şekilde değiştirmek |
manipulate v.
|
|
399 |
General |
yarı ciddi bir şekilde düşünmek |
toy with v.
|
|
400 |
General |
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak |
stow in v.
|
|
401 |
General |
etkili bir şekilde anlatmak |
put across v.
|
|
402 |
General |
uzun ve tumturaklı bir şekilde konuşmak |
harangue v.
|
|
403 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
come true as desired v.
|
|
404 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
materialize as desired v.
|
|
405 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
come true as required v.
|
|
406 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
materialize as required v.
|
|
407 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
come true as wished v.
|
|
408 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
materialize as expected v.
|
|
409 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
materialize as hoped v.
|
|
410 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
come true as hoped v.
|
|
411 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
come true as expected v.
|
|
412 |
General |
doğru şekilde kullanmak |
use something suitably v.
|
|
413 |
General |
doğru şekilde kullanmak |
use something properly v.
|
|
414 |
General |
kötü şekilde etkilemek |
affect unfavorably v.
|
|
415 |
General |
kötü şekilde etkilemek |
influence negatively v.
|
|
416 |
General |
aşırı şekilde ilgilenmek |
be deeply involved in v.
|
|
417 |
General |
kötü şekilde etkilemek |
influence adversely v.
|
|
418 |
General |
kötü şekilde etkilemek |
influence unfavorably v.
|
|
419 |
General |
kötü şekilde etkilemek |
affect negatively v.
|
|
420 |
General |
kötü şekilde etkilemek |
affect adversely v.
|
|
421 |
General |
aynı şekilde karşılık verilmek |
retaliate v.
|
|
422 |
General |
öfkeli bir şekilde azarlamak |
scold angrily v.
|
|
423 |
General |
daha sert kullanımlara dayanacak şekilde tasarlamak |
ruggedize v.
|
|
424 |
General |
sert şartlara dayanıklı olacak şekilde tasarlamak |
ruggedize v.
|
|
425 |
General |
ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek |
to represent his/her country at the highest level in the international arena v.
|
|
426 |
General |
ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek |
represent his/her country in the best possible way in the international arena v.
|
|
427 |
General |
sert bir şekilde uyarmak |
warn sternly v.
|
|
428 |
General |
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak |
put something in layman’s terms v.
|
|
429 |
General |
tereddütsüz bir şekilde hareket etmek |
make no bones about v.
|
|
430 |
General |
tereddütsüz bir şekilde hareket etmek |
make no bones of v.
|
|
431 |
General |
ikna edici bir şekilde anlatmak |
drive the point home v.
|
|
432 |
General |
-den olumlu bir şekilde etkilenmek |
be prepossessed by v.
|
|
433 |
General |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with a rod of iron v.
|
|
434 |
General |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron fist v.
|
|
435 |
General |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron hand v.
|
|
436 |
General |
büyümek (diğerlerinden ayrı ve biçimsiz bir şekilde) |
straggle v.
|
|
437 |
General |
geçmek (bir olay belirli bir şekilde) |
go off v.
|
|
438 |
General |
ses çıkarmayacak bir şekilde örtmek veya sarmak |
muffle v.
|
|
439 |
General |
ters bir şekilde söylemek |
snap v.
|
|
440 |
General |
kızgın bir şekilde söylemek |
snap v.
|
|
441 |
General |
düşünmesini gerektirmeyecek bir şekilde ders vermek |
spoonfeed v.
|
|
442 |
General |
etkilemek (bir kimseyi belirli bir şekilde) |
bias v.
|
|
443 |
General |
gürültülü bir şekilde damlamak |
flump v.
|
|
444 |
General |
başarısız bir şekilde sona ermek (bir iş henüz başlanmışken) |
abort v.
|
|
445 |
General |
aynı şekilde hareket etmek |
fall into line with v.
|
|
446 |
General |
beğenilecek şekilde davranmak |
make a good impression v.
|
|
447 |
General |
rahatsız edici şekilde davranmak |
make a nuisance of oneself v.
|
|
448 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde konuşmak |
bloviate v.
|
|
449 |
General |
uygun şekilde kullanmamak |
underutilise v.
|
|
450 |
General |
gerektiği şekilde kullanmamak |
underutilize v.
|
|
451 |
General |
gerektiği şekilde kullanmamak |
underutilise v.
|
|
452 |
General |
uygun şekilde kullanmamak |
underutilize v.
|
|
453 |
General |
reformlara uygun bir şekilde yaşamak |
live up to reforms v.
|
|
454 |
General |
davetkar şekilde bakmak |
have bedroom eyes v.
|
|
455 |
General |
işin içinden bir şekilde çıkmak |
muddle through v.
|
|
456 |
General |
kötü bir şekilde sonuçlanmak |
turn out badly v.
|
|
457 |
General |
iyi şekilde sonuçlanmak |
turn out well v.
|
|
458 |
General |
aşağı çekecek şekilde yenilemek |
revise down v.
|
|
459 |
General |
aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a dose of their own medicine v.
|
|
460 |
General |
aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a taste of their own medicine v.
|
|
461 |
General |
eşit şekilde bölünmek |
be divided equally v.
|
|
462 |
General |
en iyi şekilde yararlanmak |
get the most out of v.
|
|
463 |
General |
hummalı bir şekilde çalışmak |
work at high pressure v.
|
|
464 |
General |
başarılı şekilde bitirmek |
finish successfully v.
|
|
465 |
General |
başarılı şekilde bitirmek |
complete successfully v.
|
|
466 |
General |
sağlıklı şekilde temin etmek |
obtain healthily v.
|
|
467 |
General |
her iki yanında olacak şekilde iki koldan eşlik etmek |
flank v.
|
|
468 |
General |
başarılı bir şekilde bitirmek |
bring something to a successful conclusion v.
|
|
469 |
General |
kontrolünü kaybetmiş bir şekilde ormana koşmak |
run through the woods out of control v.
|
|
470 |
General |
savaş alanında onurlu bir şekilde ölmek |
die in the war field with honour v.
|
|
471 |
General |
hızlı bir şekilde yükselmek |
move up quickly v.
|
|
472 |
General |
istenen şekilde gerçekleşmek |
happen/take place as expected v.
|
|
473 |
General |
ifadesiz bir şekilde söylemek/yapmak |
deadpan v.
|
|
474 |
General |
saygın bir şekilde ölmek |
die with respect v.
|
|
475 |
General |
net bir şekilde görmek |
have a clear view of v.
|
|
476 |
General |
vahşice öldürülmüş şekilde bulunmak |
be found brutally murdered v.
|
|
477 |
General |
imzalı ve mühürlenmiş bir şekilde düzenlemek (belge) |
execute under hand or under seal v.
|
|
478 |
General |
ciddi bir şekilde sakatlanmak |
be seriously injured v.
|
|
479 |
General |
düzgün bir şekilde kesmek/biçim vermek |
manicure v.
|
|
480 |
General |
kendini hatalı hissedecek şekilde birini manipüle etmek/yönlendirmek |
gaslight v.
|
|
481 |
General |
elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek |
walk to the balcony with hands clasped tightly together v.
|
|
482 |
General |
yatak odasında çıplak bir şekilde beklemek |
wait in the bedroom naked v.
|
|
483 |
General |
kendine güvenen bir şekilde hareket etmek/davranmak |
feel confident v.
|
|
484 |
General |
(normal bir şekilde) sonlandırmak/neticelendirmek |
bring to term v.
|
|
485 |
General |
ağır şekilde zarar vermek |
bang up v.
|
|
486 |
General |
-cek şekilde/üzere genişletmek/genişlemek/açmak |
expand to v.
|
|
487 |
General |
iyi/etkili bir şekilde yönetilmek |
be run efficiently v.
|
|
488 |
General |
olumlu bir şekilde etkilemek |
affect positively v.
|
|
489 |
General |
romantik bir şekilde yazmak |
romanticise v.
|
|
490 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamourize v.
|
|
491 |
General |
sert şartlara dayanıklı olacak şekilde tasarlamak |
ruggedise v.
|
|
492 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamourise v.
|
|
493 |
General |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamorise v.
|
|
494 |
General |
belirli bir şekilde damgalamak |
stigmatise v.
|
|
495 |
General |
en iyi şekilde kullanmak |
optimise v.
|
|
496 |
General |
içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan) |
fulfil v.
|
|
497 |
General |
daha sert kullanımlara dayanacak şekilde tasarlamak |
ruggedise v.
|
|
498 |
General |
çok sakin bir şekilde düşünmek |
think very calmly v.
|
|
499 |
General |
beklenmedik şekilde bir anda kendini bir şeyi keşfetmiş olarak bulmak |
end up discovering v.
|
|
500 |
General |
dik bir şekilde düşmek |
fall steeply v.
|
|